Doğal beslenip sağlıklı yaşamak isteyenler için doğa tam bir besin deposudur. Günlük ihtiyaç duyacağımız tüm vitamin, mineral, kalsiyum, potasyum ve çok daha fazlası doğada mevcut. Hatta obezite, diyabet, kalp ve damar hastalıkları, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon ve çağımızın en yaygın nice hastalıklarını önleme ve tedavi etme formülleri de bitkilerde, otlarda saklı. İşte bu sebeple “Ayşe Tolga İyi Yaşam” sağlıklı beslenme bölümünde size Ege ve Akdeniz otlarını tanıtmak, faydalarını anlatmak istiyorum. Ancak unutmayalım ki burada adı geçen besin deposu, sağlık kaynağı otların daha fazla yaygınlaşması bizim bunları sıkça talep etmemizle mümkün olacaktır. bu sebeple doğal beslenmenin ve hastalıklara doğal yollardan şifa bulmanın yollarını öğrenip pazarlarda, marketlerde isteyelim ki yaygınlaşsın. Sağlıklı beslenmenin yolu marketlerden çok pazarlardan geçtiği için özellikle Ege ve Akdeniz semt pazarlarında kolayca bulunabilen otlardan bahsetmekte fayda var.

Isırgan otunun faydaları

Ülkemizde neredeyse tüm bölgelerde doğal olarak yetişen ısırgan otunun faydaları belki de en erken Ege ve Akdeniz’de keşfedildiği için en çok buralarda tüketiliyor. Ancak sağlıklı ve doğal yaşama dönüşün söz konusu olduğu son yıllarda tüm semt pazarlarında ısırgan otu bulmak mümkün. Isırgan otu ile ilgili bilinen en net husus; bu otun kanseri önlediği, kanserli hücrelerin çoğalmasını engellediği şeklindedir. Bununla birlikte saç ve cilt sağlığına faydalarından dolayı kozmetik ve ilaç sektöründe de yaygın olarak kullanılmaktadır. Isırgan otu saçları ve saç derisini besleyip güçlendirdiği için ısırgan otu barındıran şampuanlar üretilmekte, cilt uzmanları tarafından önerilmektedir.

Isırgan otunun egzama, sedef, saç kıran, saç dökülmesi gibi sorunlarda iyileştirici rolü uzun yıllardır bilinmekte ve bu bağlamda uygulamalar yapılmaktadır. Bunların yanında ısırgan otunun yapraklarında histamin ve formik asit bulunduğu için çıplak tene değdiğinde cildi yakmakta ve kaşındırmakta. İşte bu özelliği dolayısıyla da çok eski çağlarda ısırgan otunun yaprakları deriyi uyuşturma amaçlı da kullanılmış. Hatta ısırgan otunun bu özelliği pek çok kırsal kesimde kız çocuklarının kulakları delinmeden önce o bölgenin uyuşturulması için de kullanılmaktadır. Isırgan otunun; kanı temizleyici, idrar söktürücü, böbrek taşı oluşmasını engelleyici, bağışıklık sistemini güçlendirici özelliklere sahip olduğu bilinir. Ancak belirtmekte fayda var ki; ısırgan otunun kanı inceltici ve kan basıncını artırıcı özelliği olduğu için kalp hastalarının tüketmesi önerilmez.

Isırgan otu tüketmek isteyenlere öneriler

Yukarıda belirttiğim üzere ısırgan otu deriyi yakan, kaşındıran bir yapıya sahip. Bu sebeple de ısırgan otunu eve getirdikten sonra öncelikle iki elimize de eldiven takıyoruz ve kök ya da çöplerden ayıklıyoruz. Ardından tıpkı ıspanak gibi bir leğende suyun içinde bekletip birkaç kez yıkayalım. Isırgan otlu börek yapacaksak, sebze çorbasına katacaksak ya da tavada kavurup üzerine yumurta kıracaksak sadece çok kalın olan gövdenin üst kısmını kopartıp geri kalan kısmı yaprak ve gövde olarak kullanabiliriz. Çünkü ısıl işlem görünce gövde de yapraklar gibi yumuşuyor. Ancak çiğ olarak salata yapacaksak tüm yaprakları ayıralım ve gövdeyi atalım. Çiğ olarak tüketecek olanlar ısırganı yıkadıktan sonra bir miktar tuzla ovarlarsa yaprakların acısı çıkmış olur. Sonra durulayıp tüketebilirler.

Isırgan otlu börek

Isırganı ayıklayıp yıkadıktan sonra genişçe bir tavaya biraz sıvıyağ dökelim ve bir büyük baş soğanı piyaz şeklinde uzun uzun doğrayıp hafifçe kavuralım. Sonrasında içine ısırgan otunu ekleyip tavada birkaç kez çevirerek kavrulsun ve ateşi kapatıp soğumaya bırakalım. Soğuduktan sonra içine lor veya beyaz peynir ekleyip, karabiber, pul biber, tuz katarak nefis bir otlu börek içi hazırlamış oluruz.

Yumurtalı ısırgan otu

Isırgan otunu ayıklayıp yıkayalım suyu süzüldükten sonra tavaya 1 yemek kaşığı zeytinyağı veya bir tatlı kaşığı tereyağı koyuyoruz. Ardından ısırgan otunu ekleyip tuz, karabiber, pul biber ekleyip hafifçe kavuruyoruz. Yumuşadıktan sonra üzerine yumurta kırıyoruz.

Isırgan otu salatası

Isırgan otunun yapraklarını ayıklayıp yıkadıktan sonra bir miktar tuz ile ovup acısını çıkarıyoruz. Ardından iyice durulayıp suyunun süzülmesini bekliyoruz. Zeytinyağı, nar ekşisi, limon, sarımsak ve tuz karışımı bir sosla salata yapıyoruz.

Ebegümecinin faydaları

Ebegümeci de Ege ve Akdeniz’de sıkça bulunan ve tüketilen otlardan birisidir. Ancak günümüzde tüm ülkedeki semt pazarlarında kolaylıkla bulunabiliyor. Ebegümeci cilt ve saç sağlığı, güzelliği için başta C vitamini olmak üzere çok etkili besinler barındırıyor. Bununla birlikte mide ve bağırsakta oluşan hastalıkların, üst solunum yolları problemlerinin giderilmesi ve önlenmesinde de ebegümeci doğal bir şifa kaynağıdır. Ebegümeci de tıpkı ısırgan gibi böreği, yemeği, salatası yapılabilen bir ot.

Ebegümeci tüketmek isteyenlere öneriler

Ebegümeci saplarından ayrıldıktan sonra tıpkı ıspanak gibi yıkanır. Kış aylarında semt pazarlarında kolaylıkla bulabileceğimiz ebegümecini haftada bir kez tüketmekte fayda var. Ancak mide, bağırsak ve kalp rahatsızlıkları bulunan ve bunlar için ilaç kullanan kişilerin öncelikle doktorlarına danışmalarını öneriyorum.

Ebegümeci yemeği

Ebegümecinin yapraklarını saplardan ayırıp yıkadıktan sonra suyunun süzülmesini bekliyoruz. İster bir baş soğan kavurup o şekilde isterseniz soğansız zeytinyağı ile pişirip nefis bir yemek yapabiliriz.

Ebegümeci salatası

Ebegümecinin yapraklarını saplardan ayırıp yıkadıktan bir kasede zeytinyağı, sarımsak, limon suyu ve tuzla salata sosu hazırlayalım. Suyu süzülmüş ebegümecinin üzerine sosunu ekleyelim.

Su teresinin faydaları

Su teresi, bizim ülkemizde her yerde kolaylıkla bulunabilen otlardan birisidir. Semt pazarlarına gidenlerin aşina olduğu ve sıklıkla tükettiği su teresi yurt dışında çok lüks restoranlarda servis ediliyor. Başta İngiltere olmak üzere pek çok yabancı ülkede su teresi yetiştiriciliği yaygın ve bunlar yetiştirip lüks restoranlara satarak geçimlerini sağlıyorlar. İşte bu kadar değer gören su teresi; C vitamini açısından çok zengin, antioksidan, idrar söktürücü ve hazımsızlığı giderici özellikleriyle tam bir sağlık ve şifa kaynağı. Bu sebeple de C vitamini eksikliğinden kaynaklanan iskorbüt hastalığının tedavisi için en doğal ilaç niteliğinde. Tadı hardala benziyor ve aromatik bir özelliğe sahip. Genellikle çiğ olarak salata şeklinde ve kavrularak yumurtalı, yumurtasız tüketilebilen su teresinin her evde haftada bir kez tüketilmesinde fayda var.

Turp otunun faydaları

Turp otu; ülkemizin tüm bölgelerinde yetişebilen ve bulunabilen besleyici bir ottur. Diğer yeşil yapraklı bitkiler ve sebzeler gibi turp otu da yüksek oranda C vitamini içermekte. İyileştirici ve onarıcı özellikleri dolayısıyla turp otu; karaciğeri korur, böbrek taşı oluşumunu engeller ve sarılığın iyileşmesinde yardımcıdır. Turp otu biraz acımtırak bir tada sahip olduğu için yemek olarak değil de haşlayıp salata olarak tüketilmesi daha doğru olacaktır.

Turp otu salatası

Turp otunu köklerden ayırıp sirkeli ya da sade suda biraz bekletip yıkamak gerekiyor. Ardından büyük parçalar halinde doğrayıp kaynar suyun içine atıp içine bir miktar tuz ekleyelim. Hafif yumuşadığını fark ettiğimizde sıcak suyun içinden çıkarıp soğuk su dolu bir kaba alalım. Bir kasede zeytinyağı, limon, tuz, sarımsak karışımı salata sosu hazırlayalım ve suyunu süzdüğümüz turp otunun üzerinde gezdirelim.

Şevketi bostanın faydaları

Şevketi bostan görüntü olarak çok iç açıcı ya da ağız sulandırıcı olmayabilir. Ayrıca ayıklanmasının zor olması da herkesin gözünü korkutabilir. Ancak Ege ve Akdeniz bölgelerindeki ve İstanbul’daki bazı pazarlarda şevketi bostan ayıklanmış olarak satılıyor. Çok lezzetli etli ya da zeytinyağlı yemeği yapılan şevketi bostan; tam anlamıyla bir böbrek dostudur. Zira böbreklerdeki taş ve kumun düşürülmesine yardım ederken, yeni taş oluşumunu da engeller. Bununla birlikte şevketi bostanın gazları, ağrıları giderici, kas spazmlarını hafifletici, önleyici özellikleri bünye için çok önemlidir.

Şevketi bostan yemeği

Şevketi bostan yemeği zeytinyağlı veya etli olarak yapılabilir. Öncelikle kökleri ve yapraklarını ayırıp güzelce yıkıyoruz. Köklerin pişmesi biraz daha uzun sürdüğü için önce köklerini, 10-15 dakika sonrada doğradığımız yaprakları ekleyerek yemeği pişiriyoruz. Etli yemek yapacaksak önceden eti biraz kavururuz. Terbiyeli yemek yapacaksak da pişmek üzereyken yemeğe un, limon suyu ve yumurta sarısından hazırladığımız terbiyeyi ekleriz.

Karahindiba (radika)

Karahindiba, yine semt pazarlarında bolca bulunan otlardan birisidir. Onu diğer otlardan ayıran en önemli özellik karahindibanın tam bir potasyum kaynağı olmasıdır. İşte bu özelliği dolayısıyla vücudumuzdaki tüm kasların sağlıklı ve tam fonksiyonla çalışmasına yardım eder. Bununla birlikte A ve C vitaminleri bakımından da zengin olan karahindiba; idrar söktürücü, hazımsızlığı giderici, iştahı açıcı özelliklere sahiptir. Ayrıca doğal bir probiyotik olması da karahindibayı çok daha değerli kılar. Tüm bunlardan dolayı haftada bir kez karahindiba salatası tüketilmesini öneriyorum.

Karahindiba salatası

Karahindibayı yıkayıp köklerden ayırıyoruz. Ardından sıcak ve az tuzlu suda çok hafif haşlıyoruz. Diğer otlarda olduğu gibi sıcak sudan çıkarınca hemen soğuk suyun içine atıp şokluyoruz ve sonrasında süzüp soslayıp afiyetle tüketiyoruz.

Arapsaçı (rezene)

Günümüzde hem semt pazarlarında hem de marketlerin manav reyonunda kolaylıkla bulabildiğimiz arapsaçı tam bir besin deposu. B ve C vitaminleri, kalsiyum, potasyum ve magnezyum bakımından çok zengin olan arapsaçı, pek çok derde deva oluyor. Örneğin; östrojen hormonu salgısını artırır, gazı, şişkinliği önler ve giderir, kişiyi psikolojik anlamda sakinleştirir ve rahatlatır. Genellikle kökünün tüketildiği arapsaçı; etli yemek, haşlanmış salata ya da ızgarada veya fırında pişirilmiş garnitür olarak yeniyor. Ayrıca arapsaçının kökünü rendeleyip salatalara ekleyerek de anasonlu bir tat yaratmak mümkün.

Etli arapsaçı yemeği

Tencerede sıvı yağda kuşbaşı etleri hafif kavuruyoruz, içine küp küp doğradığımız soğanları da ekleyip kavurmaya devam ediyoruz. Arapsaçını ayıklayıp kök ve yapraklarını doğrayıp ete ekliyoruz, ardından biraz su katarak pişiriyoruz.

Kaya koruğu

Kaya koruğu özellikle Akdeniz bölgesinde yetişse de Ege’de ve ülkemizin diğer bölgelerinde de semt pazarlarında bulunabiliyor. Bazı cilt hastalıklarında ve iltihaplı rahatsızlıklarda iyileştirici özelliğiyle bilinen kaya koruğu, turşu olarak ya da salata şeklinde tüketiliyor. Egzama, sedef ve akne problemleri olanlara kaya koruğu tüketmeleri öneriliyor.

Kaya koruğu salatası

Kaya koruğunun yapraklarını ayıklayıp yıkıyoruz. Hafif tuzlu sıcak suda haşladıktan sonra soğuk suyun içine alıp biraz bekletiyoruz. Süzdüğümüz kaya koruğunun üzerine salata sosumuzu ekleyip afiyetle yiyoruz.

Cibes

Ülkemizde en fazla Karadeniz ve Ege bölgelerinde yetişen cibes, cilt güzelliği için bire birdir. Cibes; iştah açıcı, sindirim sistemini düzenleyici, doğru tüketildiğinde tok tutan ve dolayısıyla da kilo vermeye yardımcı olabilecek bir ottur. Düzenli olarak kullananlarda kanseri önleyici özellik gösterdiği bilinen cibes, salata olarak tüketilir.

Cibes salatası

Cibes salatasının tarifi de diğer otlarınkiyle aynıdır. Cibesi ayıklayıp yıkarız, az tuzlu suda haşlarız, soğuk suda şoklarız ve soslayıp yiyebiliriz.