Sağlık söz konusu olduğunda ortalıkta çok sayıda dedikodu oluyor ancak bunlardan bazıları daha geçerli ve diğerlerinden daha fazla dikkat gerektiriyorlar. Son dönemlerde popülerlik kazanan konulardan bir tanesi ise radyasyon,  elektrik ve manyetik alanlar, diğer adıyla elektromanyetik alanlar veya EMF.

EMF’ler görünmez enerji alanlarıdırlar ve her geçen gün onların sebep olduğu radyasyona maruz kalıyoruz. Bazıları doğal yoldan oluşsalar da, endişe verici olanlar elektrik gücü nedeniyle ortaya çıkan ve enerji hatları, ışıklandırma, ev aletleri, WiFi, cep telefonları gibi insan yapımı olanlar. Bu liste devam ediyor da ediyor. Saç kurutma makinesi gibi küçük aletler bile EMF yayıyorlar ve bu dalgalar iki farklı kategoriye ayrılıyorlar: iyonize ve iyonize olmayan.

İyonize EMF’ler ultraviyole ışık, x ışınları ve gama ışınları tarafından üretilirler ve bu orta-yüksek frekanslı radyasyon kaynaklarının DNA hasarı gibi negatif etkilerinin varlığından bir süredir endişeleniliyordu. Geçmişte insan sağlığına zararlı olarak görülmüş olsalar da, şimdilerde iyonize olmayan düşük-orta frekanslı radyasyonun da bedene tehdit oluşturduğunu keşfediyoruz.

Evinizde ve üzerinizde devamlı olarak bulunan kablosuz ve elektrikli teknolojik cihazlar hakkında bir düşünün. Çok fazla şey var.

Günün her dakikasında elinizde akıllı  telefonunuz olmasa  bile,  cebinizde taşıyarak, baş ucunuzda bırakarak da etkilerini yakalıyorsunuz.  Bulunduğunuz her ortamda artık WiFi ve Bluetooth bağlantılarının açık olma ihtimali yüksek. Gece ve gündüz fişe taktığımız çok sayıda cihazı düşünün: alarmlı saatler, bilgisayarlar, telefon şarjları, tost makineleri, televizyonlar… devamlı olarak bu kaynaklardan EMF bombardımanına uğruyoruz ve çoğunu beynimize yakın bir pozisyonda tutuyoruz. Diğer şüpheliler arasında mikrodalgalar, güç hatları, akıllı ev enerji ölçerleri, ışıklar ve MRI bulunuyor.

Bu iyonize olmayan EMF kaynakları, çok sayıda hastalıkla muhtemel bağlantıları için uzun süredir test ediliyorlar: çocukluk lösemisi, beyin tümörleri, genotoksisite, bağışıklık sistemi bozuklukları, meme kanseri, düşük, kalp damar hastalıkları, nörodejeneratif hastalıklar ve nörolojik etkiler. The BioInitiative Report adlı EMF’ler üzerine uluslararası araştırmalara dayalı bir girişim, bu tip radyasyona karşı uzun süre maruz kalmanın sağlık riski doğurduğuna dair şüphelerin mantıklı olduğunu belirtiyor.

EMF’ler sirkadyen ritimde bile dengesizlikler yaratabiliyorlar ve bu da Dr. Tom O’Bryan’ın bahsettiği üzere uyku kalitemizi etkiliyor.

Modern şehir keşmekeşinde yaşayan bizlerin bundan nasıl önlem alacağı ise basit.  . EMF’lere daha az maruz kalmak için en önemli 5 ipucu şöyle:

Wi-Fi’ı gece kapatın: Bunu kapatmak için eğer zor yerdeyse kolayca uzaktan kumanda edilen bir adaptör bulabilirsiniz veya tüm fişlerinizi tek bir yere bağlayarak tek bir buton ile kapatabilirsiniz.

Uçak modunu kullanın: Telefonunuzun sinyal alıp göndermesini engellemek için uçak moduna sokun. Eğer çevredeki Wi-Fi dalgaları üzerinde kontrolünüz yoksa bu iyi bir seçenektir. Uykuda veya otellerde kullanılabilir. Ancak telefonu gece kafanıza yakın konumda tutmayın, uçak modunda olsa bile. Telefonunuz açık olduğu sürece illa ki bir manyetik alana maruz kalacaksınız ve bu bedeninize ne kadar yakın olursa o kadar tehlike barındırıyor. Uçak modu aynı zamanda ailenizle geçirdiğiniz günlerde kamerayı kullanmak için de iyi çünkü gelen aramalar ve mesajlar sizi rahatsız edemezler. Aynı şekilde çocukların minik bedenleri EMF daha fazla etkilenecek, sizden ricam yine çocuklarınıza tablet veriyorsanız evinizde tableti uçak modunda kullandırın.

EMF yi azaltan EMF savar Akıllı Koruyucu Kılıflar: Bazı telefon kabı üreticileri radyasyonu azaltan kaplar üretiyorlar. Telefonlarımıza ne kadar bağlı olduğumuzu dikkate alırsak, bunların radyasyon maruziyetine ne kadar etki edebilecekleri aşikar. Ayrıca laptoplara takılarak EMF dalgalarını da azaltabilen ürünler var ancak laptopu asla dizinizin üzerinde kullanmayın. Üreme organlarınızı bu radyasyona yakın konumlandırmanız özellikle ailenizi genişletmek istiyorsanız kötü olacaktır.

• Negatif iyon kaynaklarına bakın: Negatif iyonlar, elektronikler tarafından yayılan pozitif iyonların potansiyel olarak tehlikeli, enerjiyi yok eden etkilerine karşı iyi olacaklardır. Bir şimşek çaktıktan sonra hiç rahatladığınızı hissettiniz mi? Buna negatif iyonların rahatlatıcı etkisi deniliyor. Kendinizi negatif iyonlara maruz bırakmak için özellikle şimşekli günlerde ağaçlık yerlerde yürüyün veya yakınlardaki bir şelaleyi, gölü veya denizi ziyaret edin. Duş almak bile sizi bazı negatif iyonlara maruz bırakır.

Dijital detoks yapın: EMF’lere maruziyetinizi genel olarak azaltabilecek olan en iyi şey tüm elektronik cihazlarınızı mümkün olduğunca kapatmak. Böylece sevdiklerinizle bir araya gelebilir, eğlenceli aktivitelere katılabilir, zihninize dinlenme zamanı verebilirsiniz. Bunların hepsinin bedeninize faydaları olacaktır.

Uzun vadede sağlığımızı korumak ve hastalanmamak  bize bağlı ve bu kaynakları fark ederek her gün maruz kaldığımız radyasyonu bilinçli olarak sınırlandırabiliriz.