Eliminasyon diyeti, adından da anlaşıldığı gibi aslında bir çeşit eleme ve sonrasında kontrollü bir şekilde yeniden dahil etme yöntemidir. Gıda duyarlılıklarını keşfetmenin en iyi yolu aslında uygulanan bu diyettir. Bir nevi deneme yanılma yöntemi diyebiliriz aslında..

Peki nasıl yapıyoruz?

Eliminasyon diyeti ile inflamatuar gıdaları (rafine şeker,kızartma,işlenmiş gıda …) beslenmemizden çıkarıyoruz ve bünyemize dokunan gıdaları keşfediyoruz. Kendi başımıza uyguladığımız bilimsel bir deney gibi düşünün. Tabiki bu diyeti uygularken  bir uzmandan veya doktorunuzdan destek almak da fayda var.

Eliminasyon diyetinin ilk aşaması olarak Toksik Gıdalar adını verdiğimiz besinleri listemizden çıkarmamız hatta mümkün olduğunca beslenmemize dahil etmememiz gerekir.

Nedir bu gıdalar?

  • Şeker
  • Aşırı Kafein
  • Tatlandırıcı
  • Mısır Şurubu
  • İşlenmiş  gıdalar
  • Alkol
  • Trans Yağlar

Diyetimizin ikinci aşamasında ise inflamatuar gıdaları listemizden bir süreliğine çıkarıyoruz.

En yaygın olanları;

  • Gluten
  • Soya
  • Yumurta
  • Turunçgiller
  • Patlıcangiller
  • Baklagiller
  • Soya
  • Tahıllar
  • Mısır
  • Mayalı Gıdalar

Neredeyse hiçbir şey kalmadı değil mi? Bu diyet uzun ve zorlu bir süreç.Bütün bu gıdaları listeden çıkardıktan sonra tek tek beslenmenize dahil ederek vücudunuzun vereceği tepkiyi gözlemlemelisiniz.

Her defasında gıdaları birer birer listenize dahil edin.Dahil ettiğiniz gıdaları 3 gün tüketin ve semptom olup olmadığını gözlemleyin.

Burada listeye dahil etmediğim ancak size dokunduğunu düşündüğünüz gıdalar için de aynı süreci izleyebilirsiniz.

Örneğin ; Domatese karşı duyarlılığınız olduğunu düşünüyorsanız 2 hafta diyetinizden çıkarın ve vücudunuzun tepkisini ölçmek için aynı geri alma yöntemini uygulayın.

Besinlerin neden olduğu düşünülen her türlü olumsuz etkiyi besin alerjisi olarak tanımlamak, toplumda oldukça yaygın, ama her zaman doğru olmayan bir eğilimdir . Genelde besinlerin bizzat kendilerinin ya da besinlerle birlikte alınabilecek başka etkenlerin, immünolojik ya da immünolojik olmayan mekanizmalarla oluşturabileceği her türlü anormal tabloyu besin reaksiyonları başlığı altında toplamak doğru olur. Besin reaksiyonlarını iki gruba ayırabiliriz: Birinci grup herhangi bir alerjenin ve savunma sisteminin aşırı reaksiyonunun söz konusu olmadığı, diğer mekanizmalarla oluşan, anormal yanıtların bulunduğu “besin intoleransı” olarak nitelendirilen gruptur. İkinci grup ise immünolojik yani savunma sistemi aracılığıyla besinlere gösterilen aşırı duyarlılık reaksiyonlarıdır. Bu aşırı duyarlılık reaksiyonları, savunma sisteminin önemli bir parçası olan immünoglobulin E (IgE) moleküllerinin başrolünü oynadığı reaksiyonlar sonucunda ortaya çıkabileceği gibi, Ig E molekülünün yer almadığı reaksiyonlar sunucu da gözlenebilir. Bu grup Besin alerjileri olarak sınıflandırılmaktadır(3). Çok eski çağlardan beri besinlere karşı olan reaksiyonlar bilinmektedir. Ünlü düşünürlerden biri şöyle bir söylemde bulunmuştur: “Birisi için besin olan bir şey, diğeri için zehir olabilir

 BESİN ALERJİLERİ

Besin alerjileri bebeklik çocukluk döneminden ve hatta anne karnından başlayarak insan hayatını etkilemektedirler. Yapılan araştırmalarda, toplumda insanların en az %15-20’sinin alınan bir besinin kendisini rahatsız ettiğine inandığını göstermektedir. Ancak besin alerjilerinin sıklığı genelde çocuklarda %2-8 arasında iken yetişkinlerde %1 civarında, tüm nüfusta ise %2 oranında görülmektedir. Besin alerjileri sadece besinin tüketimi ile değil dokunma ve hatta kokusunun solunması ile de ortaya çıkabilmektedir. Besinler çoğunlukla birden fazla maddenin karışımı şeklinde olduklarından besindeki hangi maddenin alerjiye yol açtığını anlamak kolay değildir. Bazı kimyasal ve fiziksel özellikleri besinlerin alerjen olmasını sağlar. Çoğu proteolitik enzimlere ve ısıya dirençli glikoproteinler alerjen olabilmektedirler. Alerjen tabiatındaki gıdalar ile vücudun askerleri olan antikorlar karşılaşınca ortaya pek çok kimyasal madde salgılanır. Örneğin “histamin” bunlardan biri olup bazı alerjik reaksiyonların da sebebidir.

REAKSİYONLAR

1) Kılcal damarların daralması (Kızarma)

2) Damarların geçirgenliğinin artması (Kabartı, şişme)

3) Solunum yollarındaki veya bağırsaklardaki düz kaslarda kasılma (Solunum zorluğu ve ağrı)

4) Derideki sinir uçlarında uyarılma (Kaşıntı ve ağrı)

Bir besinin alerjiye yol açtığını kabul etmek için o besinin her alınışında alerjik belirtilerin bir veya birkaçının olması gerekmektedir.

Yaygın olan belirtiler şunlardır:

  1. Deri: Kaşıntı, yanma, kızartı, ateş, üşüme, karıncalanma, terleme, ürtiker, su toplayarak kabarma, kırmızı lekeler, sivilceler
  2. Kulak-burun-boğaz: Burun tıkanıklığı, hapşırma, burun kaşıntısı, burnun devamlı akması. Boğazdan akıntı, boğazda ağrı, kuruluk veya gıcık, damaklarda kaşıntı, kuru öksürük. Kulaklarda çınlama, tıkanma, ağrı, orta derecede sağırlık, baş dönmesi ve dengesizlik
  3. Gözler: Görmede bulanıklık, gözlerde ağrı, sulanma, şaşılık, ışıklardan rahatsız olma, gözkapağında seğirme, kaşıntı, düşme, kızarma ve şişme.
  4. Solunum: Nefes darlığı, hırıldama, öksürük, bronşlarda mukus oluşumu

BESİN ALERJİLERİ

Kardiyovasküler: Kalpte çarpıntı, nabız hızının artması, düzensiz nabız, kızarma, solgunluk, ateş, üşüme, karıncalanma, ellerde kızarıklık veya morarma, bayılma, omurlarda ağrı. 6. Sindirim sistemi: Ağızda kuruluk, tükürük salınımında artma, pamukçuk oluşumu, dilde acılık, diş ağrısı, geğirme, midede yanma, hazımsızlık, bulantı, kusma, yutmada zorluk, karında gurultu, ağrı, kramplar, ishal, rektumda kaşıntı veya yanma.

Genitoüriner: Sık, ağrılı idrara çıkma, idrarını kontrol edememe, vajinal kaşıntı veya akıntı

Muskular: Yorgunluk, kas zayıflıkları, eklem ve kaslarda ağrı, gerginlik, göğüs ağrısı, sırt ağrısı, boyun kaslarında spazm. . Sinir sistemi: Baş ağrısı, migren, devamlı uyku hali, sersemlik, yavaşlık, durgunluk, donukluk, keyifsizlik, ciddiyet, ağlama nöbetleri, gerginlik, anksiyete, hiperaktiflik, huzursuzluk, sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu, gülme, kendini diğer insanlardan farklı hissetme, kelimeleri, isimleri, ya da numaraları unutma, kekelemek. Besin alerjisi olan birçok insan için bu reaksiyonlar tehlikeli olmaktan çok rahatsızlık vericidir. Ancak ender de olsa bazı durumlarda anaflaktik reaksiyonlar oluşabilir. Farklı vücut sistemleri aynı anda çalıştıklarında bu alerjik cevap ciddi ve hatta hayatı tehdit edici olabilir. Duyarlı bir kişi, alerjen ile karşılaştığında vücudunda kızarıklık, şişlik, kaşıntı, nefes almada zorluk ve tansiyon düşüklüğü ortaya çıkar buna anaflaksi denir. Anaflaksiye yol açan maddenin çok az bir kısmı bile çok ciddi sonuçlara yol açabilir.

 BESİN ALLERJİLERİNDE TANI YÖNTEMLERİ

Besin alerjilerini teşhis etmek için göz önünde bulundurulması gereken noktalar şunlardır:

1) Reaksiyonu tetikleyen şüpheli besin

2) Yenilen besinin miktarı

3) Ağızdan tüketimi ve semptomların başlaması arasında geçen süre

4) Semptomların nedeninin tanımlanması

5) Besinin her tüketiminde aynı semptomların oluşması

6) Egzersiz gibi diğer neden olan faktörler

7) Son reaksiyondan beri geçen zaman

BESİN ALERJİLERİ

Bu noktalardan sonra aşağıdaki yol izlenerek alerji test edilir. Hastanın ailesel geçmişi,spesifik besinin veya katkı maddesinin tüketilmesi ile semptomlar arasındaki ilişki. Semptomların hasta tarafından tanımlanması ve klasik olarak bir ya da daha fazla organda gözlemlenmesi. Testler (deri çizme testi, spesifik IgE(RAST), bazofil histamin testi,barsak mukozasının biyopsisi) uygulanır. Sınırlı, o kişiye özel olarak ayarlanan diyetle semptomların yok olması gözlemlenir. Orijinal semptomların yeniden gözlemlenmesi İçin plasebo kontrollü çift kör provokasyon testleri uygulanır.

HANGİ BESİNLER ALLERJİYE NEDEN OLUR?

İnsanlar doğduktan sonra yaşamlar boyunca binlerce farklı besin ile karşılaşmaktadırlar. Bu besinlerin içerisinde besin öğesi dediğimiz daha küçük yapı taşları mevcuttur. Bunlar; protein, yağ, karbonhidrat, su ve vitamin ve minerallerdir. Hazır gıdalarda ise tüm bu besin öğelerine ek olarak gıda katkı maddeleri eklenmektedir. Besin öğeleri arasında alerjiye yol açan maddeler genellikle protein yapısındadır. Her insan herhangi bir besine karşı alerjik tepki verebilirse de insanlarda sıklıkla alerjiye neden olan besinler şunlardır: İnek sütü, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünleri, kabuklu ve yağlı kuruyemişler (fındık fıstık gibi), tahıllar, etler, meyveler, sebzeler ve kurubaklagiller, baharatlar ve çeşni vericiler, çikolata, bal ve bazı içecekler. Bu besinlerden bazıları diğerlerine göre daha sık alerjiye neden olurlar.

Örneğin: süt ve yumurta meyve sebzelere göre daha sık alerjik reaksiyona neden olur (. Yine bu besinlerden bazıları da diğerlerine göre daha ciddi reaksiyonlara neden olurlar (yer fıstığı ve ağaç fıstıkları). Bazı besinler özellikle erken çocukluk döneminde alerjik reaksiyonlara neden olurken (12-24 ay inek sütü alerjisi), bazıları ise hayat boyu devam eder (fıstık alerjisi gibi) . Vaka Geçmişi Semptomlar Alerji Testleri Teşhis Diyeti Besin Provokasyonları BESİN ALERJİLERİ 12 Kendileri alerjik reaksiyona neden olmanın yanında bu besinler benzer türde besinlerle çapraz reaksiyonlara girerler. Örneğin ağaç fıstıklarından(badem, ceviz vb) birine alerjisi olan birinin tüm diğer ağaç fıstıklarına da reaksiyon vermesi söz konusu olabilir .