Herkese merhaba! Sevgili dostum ve çok kıymetli spor psikoloğu Eylem Şenkal ile, bir süredir iletişim metotları ve ikili ilişkilerde insanlarla iletişimde püf noktalarından bahsettik. Bu yazıda ise, etkili iletişimde olması gereken 6 maddeden bahsedeceğiz!

  • 3 Saniye Kuralı

Bu kuralı, varsa önce çocuklarınızın üzerinde deneyebilirsiniz. Çocuklar, bir şeyi söylemek istemediklerinde, “Ne yaptın bugün?” diye sorduğunuzda, “İşte, top oynadık” diye cevap verebilir. O sırada top oynayıp oynamadığını bilmiyorsanız, arka arkaya soru sormak yerine 3 saniye inanmadığınızı belirten bir bakış atın. Böylece, o inanmadığınızı görecektir. Bu kez, “yakaladı beni” diye korkmaya başlayacak ve “Tuğçelere gittik, oturduk anne ya” diyecektir.

Bunu, büyüklere de uygulayabilirsiniz. Size bir şey söylediğinde, inanmadığınızı belli eden bir şekilde 3 saniye boyunca ona bakın. Bu, “yemedim, doğruyu bekliyorum” demek olacaktır. Bu, gerçekten çok etkili bir yöntem. Fazla bir efor sarf etmenize, üst üste sorular sormanıza, avukatlık yapmanıza hiç gerek olmadan, çok işe yarayan bir yöntem.

  • Kafayı yana yatırarak dinleme

Karşındakini etkileme yöntemlerinden biri de aynalama yöntemidir. Aslında, fark etmeden bunu birbirimize karşı yapıyoruz. Karşımızdaki kişi nasıl duruyorsa, biz de onu yapabiliriz. Kafayı yana yatırarak dinleme hali, “seni anlamaya çalışıyorum” mesajı verir.

Vücut dili söylediğimiz şeyle örtüştüğünde, karşı tarafa sinyaller verir. Sinirlenen bir kişinin çenesi dışarıya doğru çıkar. Konuşmaz, geri çekilip çenesi dışarı çıkıyorsa, o kişi sinirlenmiş demektir. Ya da, koltukta otururken ucunda oturuyorsa, oradan gitmek istiyordur. Bu vücut dilini okumaya başladığımızda, ona göre anlayıp, ona göre yönlendirip, kontrolü elimize almış oluyoruz.

  • Beden diline dikkat edin

Bir kişi kolunu kapatarak oturuyorsa, bu konuyla ilgili yorum yapmıyor ve sizi dinliyor demektir. Ancak, kişi kendini size kapatmıştır. Sizi direkt dinleyen kişinin ayak parmaklarına bakmak gerekiyor. Ayak uçları sizi gösteriyorsa, sizi dinliyordur. Bedeninin nereye döndüğünün çok önemi yok, ayak parmak uçları nereyi gösteriyorsa o kişiye anlatıyordur. Bir şey söylerken burnuna değen kişi, ya söylediğine inanmıyordur ya da yalan söylüyordur. Elleri açık konuşan insanlar, doğru söylüyorum mesajını veriyordur. Kulağını çok kaşıyorsa, o konu onu çok rahatsız ediyordur.

  • Ne söylediğinize dikkat edin

Bir kadın bir kadını aradığı zaman, “Hadi gel, konuşalım, sohbet edelim” diye arar. Erkekler ise, aktivite üzerinden gider; “Gel tavla oynayalım”, “gel futbol oynayalım” derler. Bir kadın bir konuyu çözümlemek istediğinde konuşmak ister. Erkeğe, “bugün konuşacaklarımız var” derse, o erkeğin bittiği andır. Bir kadın bir erkeğe, “seninle konuşacaklarımız var” gibi bir cümle kurarsa; o erkek artık ne işine odaklanabilir, günü mahvolur. “Hayır, şimdi söyle” diye tutturur. Çünkü, onu tehdit algılar. “Benden ayrılacak mı?”, “Bana kötü bir şey mi söyleyecek?”. “Korkunç bir şey gerçekleşti, o yüzden benimle konuşmak istiyor” der. Konuşma, kadınlar için çok sıradan, erkekler için çok önemli bir eylemdir.

Onun yerine, “Sana danışmam gereken önemli bir konu var” demelisiniz. Bu, onun fikrini almak istediğiniz bir şey olduğu mesajını verir. Konuşmamız lazım dediğiniz zaman, mutlaka kötü bir şey oldu diye düşünür ve tehdit olarak algılar.

  • Cümle tekrarlatma

Biri, size “Çok mu kilo aldın sen?” diyorsa, bunu sizi aşağılamaya çalışan, hakaret tarzı bir cümle olarak algılarız. Bunun yerine, bu kişi bunu sorgularken, ne dediğini anlaması için cümleyi tekrarlatmamız gerekir. Örneğin; böyle bir soruya “Pardon, ima ettiğin şey çirkin göründüğüm mü? Ben anlayamadım ne demek istediğini?” diye yanıt verebilirsiniz. Çok net olmalısınız. Siz net olmayınca, karşıdaki kişi sizi ne kadar kırdığını bilmediği için, biraz daha düşünme payı bırakmış oluyorsunuz. Bu şekilde karşılık verebilirseniz; hayal kırıklıkları, yersiz küsmeler, iletişim bozukluklarından doğan aşırı abartma hallerine girmemiş, daha net olmuş oluyoruz.

  • İstemediğimiz sorulara cevap verme

İş yerinde, “Az önce patronla ne konuştunuz?” diye bir soru gelebilir. “Özel bir şey konuştum, bunu sana söylemek zorunda mıyım?” demek yerine, “Neden bunu merak ettin?” diye sorabilirsiniz. O da, “İşte, merak ettim” derse, “Her zaman bu kadar meraklı mısın?” diye yanıt verin. Çünkü, onun özel bir konu olduğu ortada, açıklama yaparak bunu belirtmeye çalışmanıza gerek yok. Buna rağmen ısrar ederse, gülümseyin, 3 saniye ona bakın ve cevap vermeden bırakın.