“Fal mı? Asla inanmam, çok saçma buluyorum. Bence çok gereksiz bir şey!” gibi cümleleri kurduğunuz halde faldan anladığını söyleyen birisi olduğunda kulak kabartmadan duramayanlardan mısınız? Eğer öyleyse inanın bana hiç de yalnız değilsiniz. Zira “fala inanmıyorum” diyenlerin yaklaşık % 90’ı bir falcı gördüklerinde onu dinlemekten de geri kalmıyorlar. Çünkü aslında hepimiz bir başkasının bizim yaşamımız hakkında neler söyleyeceğini merak ediyor, hiç de olası değil, ancak belki de geleceğimiz hakkında bir şeyler biliyor olma olasılığını düşünmeden edemiyoruz. İşte bu durumu biz Türkler “Fala inanma, falsız da kalma” şeklinde ete, kemiğe büründürmüşüz.

Fal nedir? Diye bakacak, düşünecek olursak; aslında düpedüz gerçek dışı bir dünyadan, gerçek olamayacak bir düşünce sisteminden bahsetmiş oluruz. Nasıl oluyor da; çoğu zaman bizi hiç tanımayan birisinin bizim geçmişimiz ya da hatta geleceğimiz hakkında fikir ve bilgi sahibi olduğuna inanabiliyoruz? Bu da bir muamma! Aynı bağlamda falcılar bize bir şeyler anlattığında; nasıl oluyor da, pek çok şeyi tutturabiliyor? Her fal baktırdığımızda, nasıl da bize uyan bir şeyler çıkıyor? Bunu mantıklı bir şekilde açıklayabilen bir teori var aslında: Barnum Etkisi!

Barnum Etkisi (Forer Etkisi)

Barnum Etkisi, diğer bir adıyla Forer etkisi insanların fallara neden inandığını, falcıların sözlerini, görüşlerini neden hayranlıkla dinlediklerini açıklıyor. Şöyle ki; bir falcı konuşurken fal baktıran kişi, bu sözlerin, görüşlerin özellikle kendisi için hazırlanmış olduğunu düşünüyor. Oysaki falcının anlattıkları aslında insanların büyük çoğunluğuna uyacak kadar genel geçerli hususlardır. İşte Barnum Etkisi de falcıların anlattıklarının, insanların çoğu için geçerli olan ve belirsiz kişilik tanımlamalarını içerdiğini bizlere kanıtlar niteliktedir. Yani aslında falcılar bizler hakkında hiçbir şey bilmiyor, herkese uyacak sözler, ifadeler kullanarak bizleri etkiliyor. Barnum Etkisi de; bu genel geçerli ifadelere insanların yüksek puan verme eğilimlerini anlatan bir gözleme dayanmaktadır. Barnum Etkisi’ne göre falcıların sıklıkla kullandığı ve bizlerin de onayladığımız genel ifadeler şu şekilde sıralanabilir:

  • Gerçekten dost olarak gördüğünüz ve her şeyinizi çekinmeden anlatabileceğiniz 2-3 kişi var.
  • Başkalarının sizi beğenmesi ve size hayran olmasını istiyorsunuz, ancak aynı zamanda kendinize karşı eleştirel olarak da yaklaşabiliyorsunuz.
  • Kişiliğinizin bazı zayıf yönleri olsa da, genel olarak olumlu yönleriniz olduğu için bunları kolaylıkla telafi edebiliyorsunuz.
  • Kendi yararınıza çevirebileceğiniz çok büyük ve önemli bir kapasiteye sahipsiniz.
  • İnsanlar sizi dışarıdan disiplinli ve özgüvenli görüyorken, aslında kimi zaman biraz kaygılı ve güvensiz olabiliyorsunuz.
  • Zaman zaman değişiklikler yapmak istiyorsunuz; kısıtlamalar sizi mutsuz ediyor.
  • Bağımsız bir düşünür olduğunuz için, yeni fikirlere açıksınız, ancak başkalarının fikirlerini yeterince önemli bir kanıt olmadan kabul etmiyorsunuz.
  • Önceleri soğuk biri gibi görünmekle birlikte karşınızdaki kişiye ısındığınızda çok konuşkan ve sıcakkanlı birisi olabiliyorsunuz.
  • Bazen fazlasıyla dışadönük ve sosyalken, kimi zaman çok içedönük bir kapalı kutu haline gelebiliyorsunuz.
  • Cinsel açıdan beklentilerinizden dolayı, kimi zaman problemler yaşayabiliyorsunuz.
  • Özgüveniniz yüksek olmasına rağmen, kimi zaman doğru şeyi yaptığınızdan emin olamıyorsunuz.
  • Kendi özelinizi başkalarına anlatmanın çok akıllıca olmadığı fikrindesiniz.
  • Kimi zaman çok da gerçekçi olmayan tutkuların peşine düşebiliyorsunuz.
  • Güvenlik sizin hayatınızdaki en temel amaçlardan birisidir.

İşte yukarıda sıralanan ifadeler psikolog Bertram R. Forer tarafından, 1948 yılında yapılan falların etkilerine dair bir deneyde kullanılmıştır. Psikolog Bertram R. Forer, deneyde öğrencilerine bu ifadelerin olduğu zarflar vermiş ve ifadelerin kendilerine ne kadar uyduğuna 0 ve 5 arasında not vermelerini istemiştir. Öğrenciler bu ifadelerin kendilerine özel olduğunu düşünürken, aslında her öğrenci aynı ifadeleri almıştı ve onların kişiliğine özel olan bir şey değildi. Öğrenciler her ifade için 5 (bana tamamen uygun), 0 (bana hiç uymuyor) arasında puanlar verdiler. Bu analizin sonucunda ortalama puan tam olarak 4.26 bulunmuştu. Peki, bu ne anlama geliyordu? Deneye katılan öğrencilere göre bu ifadeler, bire bir onları anlatıyor, neredeyse tamamen onların ruh halini yansıtıyordu. Bu nasıl olabilirdi ki?

Barnum Etkisi neden önemli?

Yukarıda sıralanan ve her falda neredeyse bunların aynılarını duymaya alıştığımız ifadelerin herkes tarafından kendine özelmiş gibi algılanmasının aslında çok basit bir nedeni vardır. Bu ifadeler, sanki onlara özel yazılmış gibi anlaşılsa da aslında hepsi fazlasıyla genel yorumlardır ve bunların içlerinde her insana az ya da çok uyan birkaç ifade mutlaka bulunmaktadır. Yani bu işin sırrı; o kişiye özelmiş gibi anlaşılacak kadar özel; ancak insanların pek çoğunda karşılık bulabilecek kadar genel tahminler ileri sürebilmektir.

Psikolog Bertram R. Forer, bu deneyiyle insanların neden fala inandıklarını, fal bakan birini gördüklerinde istemsizce fal baktırmaya çalıştıklarını, neden falcıların söylediklerine inanmaya meyilli olduklarını aslında mantıklı bir şekilde açıklamış oluyor. Zira falcılar, her insanın yaşamında çoğunlukla yaşanabilecek, hissedilebilecek konularda genel geçerli ifadelerle herkesin aklını ve gönlünü çelmeyi başarıyorlar. Bu bakımdan Barnum Etkisi; en basit tanımla; insanların, herkes için geçerli olabilecek kadar geniş, belirsiz ifadeleri hiç farkına varmadan kendilerine özelmiş gibi algılamaları anlamına gelmektedir.

Deneyi psikolog Bertram R. Forer yaptığı halde nedne sadece Forer Etkisi değil de, hem Forer Etkisi hem de Barnum Etkisi olarak adlandırıldığına gelecek olursak; Forer Etkisi, deneyi yapan kişiden dolayı, Barnum Etkisi ise bu etkiyi model olarak kullanan iş insanı P. T. Barnum’dan dolayı kullanılmaktadır.

Fala inanma, falsız da kalma!

Her ne kadar hiçbirimiz fala inanmıyor olsa da J “falsız kalamadığımız da bir gerçek” diyorum. Yukarıda anlatılanlardan sonra eminim fala ve falcılara olan yaklaşımınız değişmiştir. Ancak pek çoğunuzun da faldan vazgeçmeyeceğinizi tahmin edebiliyorum. Komşulardan, arkadaşlardan, tanıdıklardan birisi ya da bir internet sitesinden online olarak fal bakan birileri bizim de merakımızı cezbedebilir. “Kim demiş ki, fallar tamamen yasaklasın” diye? Ancak artık falların, sanki tam sizi anlatıyormuş gibi olmasının nedenini tam olarak biliyorsunuz. Fallara ona göre yaklaşırsanız ve mümkünse maddi açıdan bir kayıp yaşamadan sadece “keyif olsun” modunda bırakabilirseniz falların size bir zararı olmayacaktır.

Yukarıda anlatılanları okuduğunuzda sizin basit eğlence merakınızı yok etmeye çalıştığımı düşünmeyin. Elbette ki, böyle bir amacım yok. Zaten yaşam içinde gerçekçi ya da mantıklı olmadığını bildiğimiz, emin olduğumuz pek çok şeyi yapmaya devam ediyoruz. Bunlar bir yana her gün televizyonda, internette hiçbir gerçekliği olmayan filmleri, dizileri, hatta illüzyonistleri tamamen gerçek dışı olduğunu bildiğimiz halde hayranlıkla izlemiyor muyuz? Fal olayını da aslında bu şekilde değerlendirmek en doğrusu olacaktır. Yani yukarıda da belirttiğim üzere gerçek olmadığından emin olduğumuz bir olay olduğundan kendimizi kaybetmeden, sadece eğlence amaçlı olarak fal baktırmakta bir sakınca olmayacaktır. Önemli olan bunlara inanmamak, bizim geçmişimizi ya da geleceğimizi bizi hiç tanımayan birinin  bilemeyeceğini, tahmin edemeyeceğini kabul etmektir.

Falcılar, bizim çoğu zaman görünüşümüze bakarak bile birkaç olası tahminde bulunabilirler. Bunda herhangi bir inanılmaz ya da gerçeğe yakın bir şey yoktur. Sonuçta biz de çok istersek başkaları hakkında bazı geçerli tahminlerde bulunabiliriz değil mi?