Herkese merhaba! Bu yazıda, biraz titreşimden ve frekanstan bahsetmek istiyorum. Konumuz; titreşimi yüksek bir yaşam ve frekansımızı nasıl yükseltebiliriz! 

Artık, kuantum alanına biraz daha geçtikçe, kuantum fiziğinin realitesi ile biraz daha yaşamaya başladıkça; titreşim, enerji ve frekansı biraz daha konuşur hale geldik. Bundan 20 yıl önce enerjiden bahsettiğimizde; görünür olmadığı için, görünmeyen şeyler Newtoncu alana göre gerçek olmadan önce, hurafe olarak görülecekti. Nikola Tesla’nın da dediği gibi; kainattı her şey titreşimdir, enerjidir ve frekanstır. 

2020’den sonra, biz Altın Çağ’a doğru ilerlerken, kuantum fiziğindeki bu gelişmeler artık çevremizi sarmışken; maddesel boyutta hücrelerimizin atomlardan oluştuğunu, atomlarımızın sürekli olarak kendi içlerinde titreştiklerini, yani bedenimizin bir titreşim yaydığını ve titreşimi olan her şeyin bir frekansı olduğunu artık hepimizin bilimsel bir gerçek olarak kabul ettiğini düşünüyorum.

Maddesel boyutta, enerjisi olan her şey titreşir, titreşimi olan her şeyin bir frekansı vardır!

Bu frekans seviyesi, belirli şeylerle değişebilir. Yüksek frekanslı yaşamdan sıkça bahsediyorum, Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin diye bir kitap da yazdım. Bu kitapta da anlattığım şey; çok uzun zamandır deneyimlediğim ve sizlerle paylaşmanın farz olduğu bu bilgiler. Çünkü, artık dünyanın her yerinde bu bilgiler konuşuluyor. Bu bilinç alanına uyumlandığımız için, hepimiz artık titreşim ve frekansın ne kadar önemli olduğunu daha fazla anlayacağız diye düşünüyorum. 

Frekans Nedir?

Titreşim, maddenin bir saniye içerisinde yaptığı salınım miktarıdır. Bu salınım, titreşimi oluşturur. Titreşimin de bir dakikada oluşturduğu salınım da onun frekansını oluşturur. Frekans boyutundan bahsettiğimizde, bunlar içerisinde çok farklı frekanslardan bahsedebiliriz:

  • Mühendislikte kullanılan frekanslar
  • Sesteki titreşim ve frekans
  • Müzik
  • Renkler
  • Duygular
  • Fiziksel boyutta organlar

Kısacası, aklınızın alamayacağı kadar çok şey için titreşim ve frekanstan bahsedebiliriz. Yani, organlarımızın, duygularımızın, düşüncelerimizin, gezegenlerin, canlı/ cansız yaratılmış bütün maddelerin, her şeyin bir titreşimi vardır. Bugün size anlatmak istediğim, insan bedeni ve yaşamlarımızdaki yüksek frekanslı bir yaşam. Bu nedenle, öncelikle anlamamız gereken şey, frekansın nasıl oluştuğu ve nasıl düşüp yükseldiğini anlamaktır. Bedenimiz, standart bir frekans değerine sahiptir. 

  • Ölçülen insan bedeni frekans aralığı; 68-72 Hertz arasındadır. Bunu, özel cihazlar ile titreşim ölçümü cihazları ile bilim insanları saptamışlar. 
  • Kalbimizin frekansı 72-85 Hertz arasında
  • Diğer organlarımızın da frekansları değişiyor. 

Burada, beyni biraz daha farklı bir şekilde ele almak gerekiyor. Çünkü, beynin içerisinde; sol ve sağ lobumuz var, epifiz bezimiz var, hipofiz bezimiz var, beynin içerisinde birbiriyle iletişim halinde olan nöronlar var. Beynimizin içerisindeki sıvı, bir elektrik üretiyor. Bu elektrik üretimi, aynı zamanda sadece beynin içerisinde fiziksel bedenin içerisinde bir iletişim sağlamıyor. Yapılan araştırmalar; beynin sadece kendi bedeniyle değil, dışarıdaki varlıklarla da iletişim kuran büyük bir radyo alıcısı gibi çalıştığı saptanmıştır. Dolayısıyla, beynin frekansı farklı şekillerde yükseltilebilir. 

Beynimizin Frekansını Yükseltmemiz Neden Önemli?

Beynimizin frekansı, düzenli olarak enerji ve meditasyon çalışmaları yapılarak yükseltilebilir. Beynimizin frekansını yükselttiğimizde; gerçekliğe bakış açımızı, düşünce tarzı ve inanç sistemimizi değiştirebiliriz. 

Şu anda dünyada var olan inanç sistemi; sebep-sonuç, günah-sevap ilişkisine bağlı olarak, onları daha kısıtlı bir bilinç alanında tutan bir inanç. Ve burada, “bir şeyleri iyi yaparsam para kazanırsın, başarılı olursun, iyi yaparsan sevap olur ve daha iyi yaşarsın” limiti söz konusu. 

Elbette ki, insan dediğimiz varlık erdemli ve doğru davranışlar içerisinde olmalı. Ancak, bahsettiğim şey bu değil. Bilinç alanımızı, kısıtlı akılla düşünen zihnimizin alanından çıkarıp daha büyük bilinç alanlarına beyin frekansımızı yükselterek bağlandığımızda; kaynağa bağlanmış oluruz, daha üst bilgilere bağlanabiliriz. 

Yani, 500 kitaplı bir kütüphane yerine, on binlerce kitabın olduğu büyük bir kütüphanedeki sonsuz bilgi kaynağına bağlanmış ve oradaki bilgileri alabiliyor oluruz. 

Beyindeki nöronlar, ayna etkisine sahiptir!

Ayna etkisi dediğimiz şey; beyin, sen ona ne verirsen ona inanır. Bununla ilgili çok ciddi kuantum fizikçilerinin araştırmaları var. Bu araştırmaları, daha sonra paylaşabilirim. 

Olumlama dediğimiz teknik; yüksek sesle, belli inançların kişi tarafından tekrarlanmasıdır. Burada ne oluyor? Burada, o kadar çok yüksek sesle tekrarlayarak ve artık kendisi inanır hale geliyor ki, beyin oradaki kısıtlı inancı değiştiriyor ve yerine, bu yeni afirmasyonu kabul ediliyor. 

Ayna nöronları dediğimiz şey şekillenebiliyor ve genişleyebiliyor. Beyin, düzenli olarak kendini inandırmak istediği şeyi, gördüğü şeyi, kokladığı şeyi kabul ediyor. Peki, bolluk, bereket, sağlık, başarı, güzellik, kendini hep iyi hissetmek ve hatta ölümsüzlüğün tekrarlandığı bir realitede mi yaşamak isterdiniz? Yoksa bir zaman öleceğinin, hastalanacağının, savaşın, kıtlığın, kıyametin olduğu bir realitede mi yaşamak isterdiniz? Sanıyorum, ilk realitede yaşamak isterdiniz. 

Bunu, bilinçli bir şekilde, bilinç alanını genişleterek ve beyin frekansını yükselterek yapabileceğini söylüyorum. Tabi ki, bir saniyede parmak çırpar gibi olmuyor. Düzenli, inançlı ve sistematik ve motive bir çalışma ile oluyor. 

Beyin Frekansı Nasıl Yükseltilir?

Kendimizi, beynimizi, olmasını istediğimiz yeni yaşam senaryosuna inandıracağız. Bununla ilgili, kendi bilinç alanımızı genişletecek pek çok çalışma mümkün. 

  • Temel ihtiyaçlarınızı doğru şekillerde alın

Bedenimizin temel ihtiyaçları; aşk, sevgi, para mutluluk değil, nefestir. Nefes almak, yaşamak için her şeyden önemlidir. Dolayısıyla, yüksek titreşimli bir yaşam için, öncelikle iyi kaliteli, doğru, evrensel yaşam enerjisi dolu nefes almamız gerekir. Youtube kanalımda paylaştığım 5 seviye meditasyon çalışması ile, bu enerjiyi alarak yaşam frekansınızı yükseltebilirsiniz. 

  • Yüksek frekans beslenmelisiniz

İşlenmiş, son kullanma tarihi çok uzak olan, çok yüksek et içeren, mısır şurubu içeren şeyler çok düşük frekanslı yiyeceklerdir. Dalından koparılmış, mevsiminde, organik yetiştirilmiş, iyi gıdalar bizim için yüksek titreşimlidir. Bu gıdalarla beslenmek gerekir. Su içmeniz gerekir. 

Su, bizim için çok kıymetlidir. Bedenimizin %70’e yakını sudur. İçtiğimiz su çok kıymetlidir. Ancak, damacanadan ya da plastik şişelerden içtiğimiz suyun hiçbir şekilde titreşimsel değeri yoktur. 

  • Yaşam Çiçeği formunun bir çıktısını alabilir, bardak altlığı olarak kullanıp, içtiğiniz suyun frekansını arttırabilirsiniz. 
  • Suyu, ağzınızdan alıp içtiğiniz suya ellerinizle iyi yaşam enerjisini verdiğinizi hayal ederek verebilirsiniz. 
  • Suya frekans yükleyebilirsiniz. Kullandığınız sürahinin üzerine; “seni seviyorum”, “çok güzelsin” gibi şükran içeren cümleler yazabilirsiniz. 

Şükran duygusu, en yüksek titreşimli duygulardan biridir. Kendinize de şükran ve sevgi hissederek, bedensel frekansınızı yükseltebilirsiniz. Bunların dışında; karanlık, iyi havalandırılmış bir odada kaliteli bir uyku uyumak, epifiz bezini pozitif anlamda güçlendirecektir. 

Epifiz bezi güçlü olduğunda, doğal olarak frekansımız da daha güçlü olur. Titreşiminizi daha derin bir şekilde yükseltebileceğiniz konusunda daha fazla bilgi isterseniz, Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin kitabımı okumanızı öneririm. Bugünlük benden bu kadar. Sizlere de, yüksek titreşimli harika bir yaşam dilerim!