Herkese merhaba! Bugünkü konumuz, son zamanlarda çok popüler bir konu… Glikoz ve mısır şurubu nedir ve hangi besinlerde kullanılır? Bunun için, önüme birçok besin aldım ve bunların etiketinde glikoz şurubunu arayacağım. Bunu yaparken, etiket okurken nelere dikkat etmeniz gerektiğinden de bahsedeceğim.

Glikoz Şurubu, Mısır Şurubu Neden Kullanılır?

Son zamanlarda bu konu çok popüler, çünkü sağlığa çok zararlı. Biliyoruz ki, mısır şurubu ya da glikoz şurubu; mısır nişastasından üretilir. Kullanım sebebi, çok ucuz olması ve yiyeceklerin maliyetini düşürerek şirketlerin bundan daha fazla kar etmeleridir. Onlar kar ederken, bizim sağlığımız da çöpe gitmiş oluyor. Yani, hiçbir şekilde onların umurunda olmamış oluyor.

Glikoz Şurubu Zararları

Mısır şurubu ya da glikoz şurubu kullanıldığı zaman, normal şeker pancarından üretilen şekere göre biraz daha tatlı oluyor. Gerçi, “biraz daha” kısmı tartışılır; çünkü, insana çok tatlı bir his veriyor. Bu şekilde de, çok fazla tatlı olması nedeniyle, vücuda girdiği zaman şeker dengesini altüst ediyor. Dolayısıyla, insana bir şeker krizi yaşatmış oluyor. Hem bu ürünleri daha çok tüketmek istiyorsunuz hem sağlığınızdan olmuş oluyorsunuz. Birazdan bahsedeceğim üzere, glikoz şurubu kansere de neden oluyor.

Etiket Okumanın Önemi

Son zamanlarda, insanları çok fazla kandırmaya çalışıyorlar. Özellikle paketlerin üzerinde, etiket yani içerik bilgilerini çok küçük puntolar ile yazıyorlar. Dolayısıyla, insanlar bunları incelemiyor ya da ilgi duymuyor ya da direkt kandırmaca olarak (bu daha çok light ürünlerde oluyor), paketin üzerinde “60 kcal” yazıyor. Siz sanıyorsunuz ki; “Ben bu paketi yiyeceğim, doyacağım ve yalnızca 60 kalori alacağım”. Oysa ki, o 60 kalorinin altında, minicik bir şekilde “Yarım porsiyonu” yazıyor. Yani, yarım porsiyon 60 kaloridir ve siz bir paketi tükettiğiniz zaman 120 kalori almış oluyorsunuz. Firmalar bu tür küçük hilelere de başvuruyorlar, özellikle buna da dikkat etmenizi öneririm.

Biraz önce bahsettiğim gibi; glikoz şurubu ve mısır şurubu çok tehlikeli. Bunların yanında, etiketlerin içeriğinde olan bazı katkı maddeleri var. Bu katkı maddelerinden de detaylı olarak bahsedeceğim. Bunların birçoğu vücudumuza zararlı. Ben, sizlere en önemli 10 tanesinden bahsedeceğim.

Etiketler Neye Göre Denetleniyor? Etiketlerin İçeriğini Kimler Denetliyor? Hangi Şartlar Uygulanıyor?

Bu konuda, Türk Gıda Kodeksi var. Türk Gıda Kodeksi’nin yönetmeliğine göre, bazı şartları gerçekleştirmeniz gerekiyor. Yani, bir besin ürettiğiniz zaman; bu besinin etiketinde saklama koşulları, içindekiler kısmı, üretici firma, menşei ve kullanım koşullarının etiketin üzerinde yazması gerekiyor. Tabi ki, bunlar bizim için gerçekten çok önemli. Peki, Türk toplumunun ne kadarı bu etiket bilgisini önemsiyor? Araştırmalara göre; %40’ı çok nadiren, %10’u da bazen etiketleri inceliyor. Özellikle Türk toplumunun, bu konudaki ilgisi çok düşük ve bilgisiz kalıyor. Etiket okurken en çok dikkat etmeniz gereken 10 katkı maddesi vardır. Bunları, sizler için tek tek anlatacağım:

• Karmin (E120): Bu E kodları, Avrupa tarafından konulmuş kodlar. Ona göre, içeriğinde bu maddenin olduğu yazıyor ve “Bu madde var, ona göre tüketebilirsiniz” bilgisini size veriyor. E120’nin özelliği, kırmızı rengini vermesidir. Bu kırmızı rengini verirken; bunun belli dozajları var. Firmalar bunu aşamıyor; ancak yine de, siz bu ürünü fazla tükettiğiniz zaman, vücudunuza zarar veriyor. Verdiği en belirgin zararı, alerji yapma özelliğidir. Bu nedenle, alerjiniz varsa, bu kodu besinlerde incelemenizi öneririm.

• Aspartam( E951): Aspartam’ın zararını artık birçok kişi biliyor. Besinlerde tatlandırıcı olarak kullanılıyor. Araştırmalara göre en belirgin gösterdiği rahatsızlık; depresyon, epilepsi ve kansere neden olabiliyor.

• Monosodyum Glutamat (MSG)(E621): Bu, Çin tozu olarak da bilinir ve çok ciddi bir lezzet verir. Hatta, dördüncü lezzet olarak bilinir. Bu nelerde bulunur? Cipslerde, çeşnilerde, özellikle hazır çorbalarda bulunabiliyor. Bunun yaptığı rahatsızlıklar; kaygı bozukluğu yapabiliyor ve aynı zamanda, alzheimer’e neden olabildiği söyleniyor.

• Trans Yağ: Trans yağlar da kalp hastalıklarına neden olabiliyor. İçeriğinde görürsünüz;” Trans yağ vardır” yazıyorsa, o üründen kesinlikle uzak durmalısınız. Firmalar da bu konuda o kadar bilinçlendi ki, üzerine hemen “Trans yağ yoktur” diye bilgiyi geçiyorlar.

• Gıda Boyaları: E110, E101, E122, E104, E129 kodları var. Marketten nar ekşisi aldığınızda, bunun nar ekşisi olduğunu sanıyorsunuz. Ancak, bu aslında nar ekşisi değil ve içinde boya var. İçeriğinde şeker var, özellikle de fruktoz ya da glikoz şurubu olur, bir de boya ve nar ekşisi vardır. Yani, nar ekşisi değildir. Bu nedenle, içeriğinde “%100 nar ekşisi” yazanları almanızı öneririm. Boya, en çok bu tür besinlerde kullanılıyor.

• Sodyum Sülfat (E250): Pankreas kanserine ve alerjiye neden olabilir. Bu da gerçekten çok ciddi bir konu.

• BHA ve BHT (E320 ve E321): Bu da, gerçekten çok zararlı. Genelde margarin türü besinlerin içinde bulunuyor. Araştırmalar, davranış bozukluğuna neden olabildiğini ortaya koymaktadır.

• Sülfür Dioksit: Baş dönmesi ve baş ağrısına neden olabiliyor. Bu şikayetleriniz varsa, besinlerin içeriğinde bu katkı maddesini arayabilirsiniz.

• Potasyum Bromat: Bu, gerçekten çok kullanılan bir şey. Bunun özelliği, bir besinin beyazlamasını sağlamak. Özellikle de ekmek ve pasta türü ürünlerde kullanılır. Bir ekmeğin daha beyaz ve daha güzel görünmesini sağlar. Bunun da, kansere yol açabildiği söylenmektedir.

Bu kodlar, besin içeriğinde belli miktarlarda kullanılıyor. Belli bir miktarın üzeri, “zararlı” olarak geçiyor. Bu nedenle, tüketimi kesinlikle sizinle alakalı bir durum. Tabi ki, biz kesinlikle dikkat etmenizi öneriyoruz.

Etiket okuma alışkanlığını kazanmanız, sağlığınız için gerçekten çok önemli. Yazının başında da bahsetmiştim; glikoz veya mısır şurubu, gerçekten vücut sağlığımıza çok zararlı. Özellikle de, pankreas kanserine yol açabildiği söyleniyor. Doktorlar, bu konuda özellikle uyarıyorlar. Besinlerin içeriğinde mısır ya da glikoz şurubu varsa; benim size önerim, oradan koşarak uzaklaşmanız.

Etiket okuma alışkanlığı ile ilgili olarak, önüme bası besinler aldım. Bunlar, atıştırmalıklar. Aralarında diyet olanlar var bir de direkt olarak zararlı abur cubur ürünler var. Peki, bunlarda nelere dikkat edeceğiz? Burada, bahsettiğim şey, “Bunları asla tüketmeyin” demek değil. Glikoz şurubu varsa, asla tüketmeyin. İçeriğinde şeker varsa, çok nadir olarak, haftada bir ya da iki haftada bir kez tüketebilirsiniz; çünkü, şekerin zararı, glikoz şurubuna göre daha azdır. Bizim temennimiz; olabildiğince paketli ürünlerden uzak durmanız ve onun yerine meyve, kuruyemiş gibi daha sağlıklı besinler tüketmeniz.

Zararlı Atıştırmalıklarda Etiket Okuma

Önümde; çocuklar için olduğu belirtilen bir meyve suyu var. Üzerinde, “Meyve suyu konsantresinden üretilmiştir” yazıyor. Etiket kısmına gelecek olursak; su, şeker, elma suyu konsantresi, portakal, elma suyu püresi ve askorbik asit var. Yani, içeriğinde glikoz şurubu yok. Bu tarz bir meyve suyunu, belki çocuğunuza tükettirmek isteyebilirsiniz. Bir çoğunun içeriğinde glikoz şurubu ve boya olabilir, ona dikkat etmelisiniz. Bir de, örneğin bu ürünün içinde askorbik asit kısmı var. Bu, bildiğimiz C vitaminidir ve vücut için bir zararı yoktur. Yine de, çocuğunuza veriyorsanız ya da kendiniz tüketiyorsanız; bunun yerine lifini, posasını tüketmek ve daha sağlıklı olması adına meyvenin kendisini tüketmenizi öneririm.

Elime bir de yulaflı bisküvi aldım. Gelelim onun içeriğine: palm yağı var şeker var. Bazen, içeriğine hem şeker hem de glikoz şurubu yazıyorlar. Muhtemelen, tamamına yakını glikoz şurubu ve içeriğine şeker yazabilmek için az bir oranda da şekerden kullanmış oluyorlar. Bu nedenle, bu tarz besinleri ben direkt olarak beslenmemden eliyorum.

Başka bir markanın yulaflı bisküvisini inceliyorum. Burçak; yulaflı olarak geçer, sağlıklı olduğunu söyleniyor. İçeriğine baktığımızda, glikoz ve fruktoz şurubu kısmı var. İçeriğinde, az miktarda şeker var. İçinde glikoz ve fruktoz şurubu olduğu için; kan şekerini çok hızlı yükseltir, pankreas hücrelerine zarar verebilir. Bu arada, bunların içeriğinde tuz da var. Yani, siz bunları yiyerek aslında tansiyonunuza da zarar vermiş oluyorsunuz.

Bir de, en çok tüketilen bisküvilerden birini seçtim. Bu, meyveli ve çikolatalı bir kurabiye. İçeriğinde: palm yağı ve glikoz şurubu var. Kıvam arttırıcı, bitkisel yağ, asitlik düzenleyici, koruyucu maddeler var. Bu arada firmalar, E kodunu da artık yazmamaya başlamışlar. Ben de, üzerinde E kodlu bir şey bulamadım, ama siz yine de etiket okurken E kodunu da arayın.

Daha sonra, bir de çok sevilen karamelli bir çikolatayı, Albeni’yi inceledim. İçeriğinde; şeker, süt tozu, kakao, yağsız süt tozu, palm yağı ve glikoz şurubu var. Bunda da glikoz şurubu var. Yani, hiç birinin içeriğinde, şeker yok.

Light Ürünlerde Etiket Okuma

Özellikle son zamanlarda, meyve barları çıktı ve çok sağlıklı oldukları yazıyor. Elime aldığım Arı markasının ürününde, “Hem tatlı hem şeker ilavesiz” yazıyor. İçeriğine baktığımda: ceviz, kakao, chia tohumu gibi maddeler var. İçeriğinde herhangi bir katkı maddesi, glikoz şurubu ya da şeker yok. Hurma bazlı, %70’i hurmadan geldiği için, tatlı kısmı oradan geliyor. Eğer dışarıdaysanız, taze meyve bulamıyorsanız, ara öğün olarak tüketebilirsiniz.

Form bisküvilerden birini incelediğimde, içeriğinde: şeker ve tatlandırıcı içerir, buğday, palm yağı, şeker, sorbitol, glikoz, fruktoz şurubu var. Ne yazık ki, bu da benim için elenmiş oldu.

Yine Eti Form’un bir başka ürününü inceledim. İçeriğinde; buğday unu, kepek, kabartıcı, sodyum, hidrojen karbonat, tuz, kekik, şeker var. İçeriğinde glikoz şurubu göremedim. Bu tüketilebilir, “Yağ oranı %42 azaltılmıştır” yazıyor.

Eti Form’un kırmızı meyveli atıştırmalığında ise glikoz ve fruktoz şurubu var. Onu da, sağlıksız olduğu ve kan şekerini bozduğu için elemiş olduk.

Bir de, dışarıdan bakınca kuru meyve olarak görünen, yalnızca pakete girdiği düşünülen ürünler var. Bunlar, beni en çok üzenler oldu. Bir tanesinin içeriğine baktığımda: kuru kayısı, incir, şekerleme, glikoz, fruktoz şurubu. Yani, kuru meyveyi bile glikoz ya da fruktoz şurubu ile kurutarak pakete girdirmişler. Bu da elenmiş oldu.

Nesfit markasının barını incelediğimde, içeriğinde: tam buğday unu, mısır irmiği, şeker, kakao, yağsız süt tozu var. “Kısmen kahverengi invert şurubu var” yazıyor. İnvert şekeri de tehlikeli, onu da tüketmemeye çalışın. Dediğim gibi, hepsinin içeriğinde ayrıca tuz da var.

Daha sonra, “Şeker ilavesiz, fındık dolgulu” yazan bir bar’ı inceledim. İçerik kısmında: sütlü çikolata, peynir altı suyu tozu, soya lesitini, tatlandırıcı, şeker ilavesiz yazıyor. Bunda, glikoz şurubu yoktu. Bu tarz bir bar, ara öğün olarak tüketilebilir. Yine de pakete girmiş bir ürün olduğu ve tatlandırıcı içerdiği unutulmamalı.

Son zamanlarda çok popüler olan Züber bar’lara bakıyorum. Bu ürünlerinüzerinde katkısız, şeker ilavesiz, koruyucusuz yazıyor. İçerik kısmında: hurma, vanilya, kaju, kakao kitlesi, yulaf kepeği ve hindibağ kökü yazıyor. Bunda da glikoz şurubu olmadığı için, ara öğünlerde tüketebilirsiniz.

Sıra, sağlıklı olarak geçen Tadım’ın barlarında… İçerik kısmında glikoz şurubu var. Bu ürünün reklamını daha bugün gördüm ve “Doğal” yazan bir reklamdı. İçeriğine baktığımızda ise glikoz şurubunu görüyoruz. Hatta, şeker ve bal da var.

Son olarak, Mlife’ın meyve barı ürününü inceledim. İçerik kısmında: yulaf gevreği, mısır gevreği, bitter çikolata, şeker, kakao kitlesi, fındık aroması ve glikoz şurubu var. Palm yağı da var. Bu ürün de benim için “sağlıksız” kategorisine girdi ve onu da elemiş olduk.

Elimde, birkaç tane ürün kaldı. Tabi ki, olabildiğince paketlenmiş ürünlerden uzak durun; belki, bazen tüketebilirsiniz, zorunda kalabilirsiniz. Bu nedenle, en azından etiket kısmına bakın ki; en sağlıklısını tercih etmiş olun. Biz bu ürünleri talep etmezsek ne olacak? Firmalar da bunları üretmemeye başlayacak. Daha sağlıklı ürünler tüketme yoluna gidecekler ve biz de sağlığımızı korumuş olacağız.

Tahıllarda Etiket Okuma

Son olarak da, tahıl ürünlerini incelemek istedim. Son günlerde, tahıllar özellikle gündemde. Buğday, pirinç gibi tahılların Uzak Doğu’dan ya da başka ülkelerden geldiği haberleri var. Son zamanlarda en çok dikkat çeken ise, mercimeğin Kanada’dan ya da Meksika’dan geldiği konusu.

Çocukluğumuzda, ailemiz mercimek yetiştirirdi. Türkiye’de mercimek, çok güzel yetişebiliyor. Bakliyatlar ya da tahıl grubunda da, etiketin arka kısmında menşei ülke yazmak zorundadır. Elime, Migros markasının mercimek ürününü alıp incelediğimde; “menşei ülke Kanada” yazıyor. Yani, ben kendi ülkemde yetişeni, kendi DNA’ma uygun olanı tüketmek varken, Kanada’dan mercimek geliyor. Belki daha uygun fiyata oluyor ama ben ülkemdeki sağlıklı ürünler dururken; bu tür, uzaktan gelen ürünleri tüketmek istemiyorum.

Aynı markanın pirincini de inceledim ve “Menşei ülke Türkiye” yazıyor. Bu tür bir ürünü tüketebilirsiniz. Bu ürünlerde de, arka kısmına dikkat ettiğiniz zaman herhangi bir sorun olmayacak, sağlıklı ürünü bulmuş oluyorsunuz. O kadar çok ürün inceledim ki… Bunların bir çoğu benim için çöpe gitmiş oldu. Bu ürünlerin hiç birini tüketmeyin; çünkü hepsi glikoz ve fruktoz şurubu içeriyor.

Bu yazıyı okuyan herkesten şöyle bir istekte bulunacağım; bu yazıyı okuduktan sonra, markete girdiğiniz zaman, kesinlikle bütün ürünlerin etiketlerini inceleyin ve sepetlerinize o şekilde girmiş olsun. Çünkü, büyük şirketler kar ederken, ne yazık ki bizim sağlığımız çöpe gidiyor. Şuan kanser, inanılmaz derecede artmış durumda, alerjiler de aynı şekilde…

Ürünleri sizler için detaylı bir şekilde inceledim. Sizin de merak ettiğiniz kodlar varsa, örneğin okuyup anlamadığınız içerikler varsa, onları bana yorum olarak iletirseniz, sizi bilgilendirmeye çalışacağım. Benim en çok merak ettiğim, bu yazıda yer alan ve tüketip, şoka girdiğiniz ürünler olup olmadığı. Çünkü, çok popüler olan ürünleri seçmeye çalıştım. “Ben şunu her gün tüketiyorum” dediğiniz var mı? Onları da yorum olarak bana bildirmeyi unutmayın. Hoşça kalın…