Günlük tutmak deyince her ne kadar akıllara ‘Sevgili günlük’le başlayan cümleler, çocukluk veya ilk gençlik dönemlerindeki sayfaları etiketlerle süslü ya da kilitli defterler gelse de, artık günlük yazma ediminin öyle eski usul değil, her yaştan bireyler için önemli faydaları olan bir edim olduğu kabul edilmektedir.

Sadece ânıları kayıt altına alma veya kendini ifade etmeyi geliştirme faydasından öte zihinsel, duygusal ve fiziksel alanda pozitif getirileri olan ve yaşam kalitesini arttıran bir aktivitedir. Artık tüm bunları ortaya koyan yakın döneme ait birçok bilimsel araştırma olmakla birlikte, stresi ve kaygıyı yönetme anlamında sağlıklı bir yaşam tarzı ile akıl sağlığı adına, sadece günlük tutmanın yeterli olmadığı da açıktır.

En yüksek faydayı almak için dengeli ve sağlıklı beslenmenin yanı sıra her gün düzenli hareket etmenin, rahatlamak için meditasyon vb. ritüelleri günlük pratiğe katmanın, yeterli ve kaliteli uyku uyumanın, zararlı alışkanlıklardan uzak durmanın vb. bir arada yapılması gerektiği de bir gerçektir.

  1. Günlük tutmak, stresi ve kaygıyı azaltır:

Yazı yazma ediminin bir terapi aracı olarak tercih edildiği; yıllardır insanların stres ve kaygı temelli travmalardan kurtulmasına yardımcı olmak için uygulayıcıların günlükleri, çeşitli listelemeleri ve diğer yazı formlarını kullandığı bilinir. Derin karanlık düşüncelere ve strese girmeden, endişeli duygular ve takıntılı kaygılar üzerinde çalışmak adına günlük tutmak önemli bir olanak tanır.

Yazı aracılığıyla birey, kendine en kötü senaryonun ne kadar olası olduğunu sorma şansı yakalayarak hayata daha gerçekçi bir bakış açısı kazanabilir. Öyle ki, rahat bir ortamda kişinin kendi başınayken düşüncelerini kağıda dökmesi; hangilerinin gerçeğin çarpıtılması şeklinde varlık bulan stres yaratıcı düşünceler ve inançlar olduğunu belirlemesine ve onları sağlıklı bir şekilde yönetmesine yardım eder.

Sorunlara çözümler bulunması anlamında kişinin kendi başına beyin fırtınası yapılabilmesine fırsat vermesi ile de sinirler yatıştırılmış olur; fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlığa zarar verebilen aşırı kaygı hâlinin azalır.

  1. Günlük tutmak, bağışıklık sistemini güçlendirir:

Birçok üniversite tarafından gerçekleştirilen yeni araştırmaların, önemli bir stres yönetimi aracı olarak günlük tutmanın faydasını bilimsel olarak da ortaya koyması noktasında; kişilerin duygusal durumları ve/veya stresleri hakkında yazmasının, hem hastalık riskini azaltabildiği hem rahatsızlıklarında bağışıklık fonksiyonunu arttırabileceği öne sürülmektedir.

Öyle ki stresli olayları günlükler kapsamında kaleme kalmak, hastaların trajediyi anlamlandırmasını ve böylece bağışıklık sistemini zayıflatan kortizol gibi stres hormonlarının seviyesinin düşmesini sağlar. Hatta etkin bir günlük tutma alışkanlığının karaciğer ve akciğer fonksiyonlarını iyileştirdiği ve belirli hastalıklarla mücadele ettiği; yaraların dahi daha hızlı iyileşmesine yardımcı olduğu ileri sürülür.

  1. Günlük tutmak, ruh hâlini iyileştirir:

Günlük tutma alışkanlığı geliştikçe ve sürekliliği arttıkça bireyin duygusal fonksiyonları güçlendiği için, bunun genel ruh sağlığı üzerindeki etkisinin belirginleştiği ifade bulur. Günlük tutanlar içsel ihtiyaç ve arzularıyla bağlantı kurarak farkındalığını yükseltir ve duygusal arınma için kendine bir fırsat yaratır.

Araştırmalara göre kişilerin korkuları vd. hisleri hakkında soyut, kişisel olmayan bir bakış açısıyla yazması yani duygularını bastırmak yerine ifade etmeyi seçmesi, sakinleştirici bir etki yaratır ve moral düzeyini yükseltir. Kişisel sıkıntının ve değişimin yönetimine katkı sağlayarak beynin duyguları düzenlemesine yardımcı olur ve yaşamdaki önemli kalıpları belirgin kılar. Ayrıca tetikleyicilerini tanımlamasına ve bunlarla nasıl başa çıkacağını öğrenmesine imkan sunar. Dolayısıyla daha büyük bir duygusal esenlik ile mutluluk duygusu verebilir ve daha fazla güven ile öz kimlik duygusu sağlar.

Öyle ki güven eksikliği, genellikle bir iç eleştirmen veya kendinden şüphe duyma sesi anlamına gelir; bu ses asla kaybolmasa da, günlük tutmak onu perspektife sokar. Bu bağlamda olumlu düşünceler için alan açar, olumsuzların kişiyi ele geçirmesine engel olabilir.

  1. Günlük tutmak, hafızayı geliştirir:

Okul dönemlerinden bilindiği üzere, dersi not alarak dinleyen öğrencilerin bilgileri çok daha iyi sakladıkları kanıtlanmıştır. Elle bir şeyler yazıldığında Retiküler Aktivasyon Sistemi (RAS) adı verilen ağ hâlindeki bir hücre koleksiyonunun uyarıldığı; zihnin de sonrasında odaklandığı her şeyi ön plana çıkarıp daha derin bir seviyede işlediği ifade edilir. Böylece fiziksel yazma eylemi, bilgiyi sahnenin merkezine getirir ki beynin onunla yakından ilgilenmesi gerektiğini, kelimelerin önemli olduğunu bilmesini sağlar.

O yüzden sadece bir şeyler yazmanın dahi yazılanı hatırlama yeteneğini geliştirdiği ve belleği keskin tuttuğu bir gerçektir. Dolayısıyla günlük tutmak, yazarının yaşamına dair hem belirli ânlarını hem yaşam döngülerini hatırlamasının en pratik ve güzel yoludur. Bu yol da önemli bir vesilesi olarak sadece hafızayı ve kavrayışı arttırmakla kalmaz, aynı zamanda gelişmiş bilişsel işlemeyi yansıtabilecek hafıza kapasitesini yükseltir ve beynin en iyi durumda muhafaza edilmesine yardımcı olur.

  1. Günlük tutmak, şükran duygusunu geliştirir:

Kağıda döküldüklerinde sorunların daha yönetilebilir görünmeye başlaması açısından; günlük sahibinin, küçük bile olsa hayatında neyin iyi gittiğini fark etmesine ve minnettarlığını ifade etmesine olanak tanır. Olayları yazılı bir bütün olarak ortaya dökmek onlara bir bakış açısı verir ve işler kötü görünse de, şu anda şükredilebilecek çözümler ve durumlar olduğunun görülmesini sağlar. Diğer yandan da açıktır ki, olumlu gelişme ve düşünceleri yazmak, şükran duygusunu pekiştirir. Böylece yaşamda güzel şeylere odaklanmak, kişiyi daha iyimser yapar ve özgüvenini arttırır.

Aradan yıllar geçtikten sonra, eski günlüklerin gözden geçirilmesi de kişiye, ne kadar yol kat ettiğini göstererek sahip olduğu her şey için minnettarlık duygusunu pekiştirir. Bu anlamda sadece bir şükran günlüğü tutmanın, hatta her gün sadece bir cümle yazılarak dahi, yaşamı değiştiren etkileri olabilir.

Öyle ki minnettarlığı ifade etmenin kişiyi daha az materyalist yaptığı, ayrıca tükenmişliği önlemeye yardımcı olduğu ve sabrı teşvik ettiği de ileri sürülür. Minnettarlık hakkında yazmak aynı zamanda depresyona, yorgunluğa ve uykusuzluğa iyi geldiği ifade bulur.

  1. Günlük tutmak, yaratıcılığı artırır:

Günlük kaydı almak, keşfedilmemiş düşüncelerin ve duyguların keşfedilmesine fırsat verir. Öyle ki tekrar eden fikirler hakkında yazmak, onların ifade edilerek zihinde bir kenara alınmasını sağlar ve bu da yeni fikirlere yer açmak üzere zihnin temizlenmesi anlamına gelir. Zihnin yazma edimiyle temizlenmesi de genel olarak tüm fikirlerin çeşitli açılardan incelenebilmesini ifade eder. Ayıklanan ve farklı bakış açılarınca değerlendirilen fikirler, ilhamlar, alıntılar ve eskizlerin takibi de bu şekilde kolaylaşır.

Tek başlarına olduklarında belki de sadece karalamalar olarak kalabilecekken, zamanla güçlü içgörüler oluşturabilirler. Günlük, bireysel dürüstlük adına yazarına güvenli bir alan oluşturduğu için; rahatlıkla kendi başına beyin fırtınası yapmasına, yüksek sesle hayal kurmasına ve zihninin içinde özgürce dolaşmasına izin verir. Bu da onu, kendisini başkalarıyla karşılaştırmaktan kurtarıp ya da başkalarını memnun etme konusunda daha az endişelenmesini sağlayıp kendi merkezine getirir ve özgüveni arttırır.

  1. Günlük tutmak, farkındalığı geliştirir:

Düşünülenin farkına varmak, ne olduğunun bilincinde olmak ve onu yargısızca fark etmek anlamındaki farkındalık düzeyi günlük tutma yoluyla arttırılabilir. Düzenli olmasa bile, kişinin çevresi ve içinde bulunduğu ânlar hakkında yazması, her gün daha dikkatli ve farkındalıklı olmasına yardımcı olur. Ayrıca şimdiki ânda olmasına destek olarak günlük yazarını, geçmişe kafa yormanın ya da gelecek için endişelenmenin sonsuz döngüsünden kurtarır. Ki bu farkındalık, hayatın içinde varlığının bilincinde olarak yaşamı takdir etmesini sağlar.

  1. Günlük tutmak, kaliteli uykuya yardımcı olur:

Bilindiği ve araştırmaların da desteklediği üzere; yatma vakti geldiğinde zihinde dönüp duran düşünceler ve yarım kalan işlerle ilgili endişe, uykuya dalmada önemli ölçüde zorluğa sebep olur. Bu noktada, kişinin endişeleri hakkında yazmasının uykuya dalmasına yardımcı olabileceği açıktır.

Aynı şekilde, yine güncel bir araştırma ortaya koyarak temellendirmiştir ki; yapılacaklar listesi yazan ve tamamlamaları gereken görevler hakkında günlük tutanlar, tamamlanmış faaliyetler hakkında yazanlara göre çok daha hızlı uykuya dalmaktadırlar.

Özellikle de listenin, tam uyumadan hemen önce yazılmasının zamansal odak noktası açısından etkisinin arttığı ve ne kadar spesifik yazılırsa, o kadar hızlı uykuya dalma eğilimi gözlemlenebileceği önemle vurgulanır.

  1. Günlük tutmak, iletişim becerilerini geliştirir:

Günlük tutma alışkanlığı geliştirildiğinde, her yaştan birey düşüncelerini ve duygularını sınıflandırmayı öğrenir. Kelimelerin özgürce akmasına izin vererek yazmak, bireyi özgürleştirip gerçek benliğiyle temasa geçirir ve kendi sesini keşfetmesine, kendini tanımasına yardımcı olur. Kendini dürüstçe kaleme almak, kendini kabul etmenin bir şekli olduğu için ne kadar dürüst yazılırsa, kişi kendini o kadar kabullenir.

Bu şekilde hem kendini daha iyi ifade etmeyi öğrenen hem kendini ifade etme konusunda daha çok özgüven hisseden birey, iletişim kurma becerilerinin net bir zeminde ilerleyebilmesine imkan tanıyabilir. Birçok sorunun yanlış anlamalardan kaynaklandığı ilişkilerde de günlük yazmak, bu anlamda kişiye önemli ölçüde fayda sağlayabilir.

  1. Günlük tutmak, deneyimlerden ders çıkarmaya yardımcı olur:

Harvard Business School tarafından gerçekleştirilen bir araştırma; deneyimlerden elde edilen kazanımlar yani öğrenilenler yansıtma ile birleştirildiğinde, deneyimlerin daha üretken hâle getirildiğini söyler. Dolayısıyla günlük tutma aracılığıyla objektif ve net bir şekilde yaşanılan gündelik yaşam kağıda yansıtıldığında, yaşananlardan dersler çıkarmak çok daha olasıdır.

Öyle ki inanılmaz miktarda haber ve bilgi tüketilen, yaşanılan bu dijital çağda günlük kaydı bireyin, tüm olan bitenden kendini bir geri çekip karşılaştığı fikirlerle aktif olarak ilgilenmesine olanak tanır. Bu sayede onları kendi kelimeleriyle ifade edebildiğinde, anlaşılması zor karmaşık kavramlarla bir bağ kurabilir.

Çünkü yazma pratiği beynin bilgiyi alma, işleme, saklama ve bir araya getirme işlevlerini geliştir. Diğer yandan ise günlükler, geçmişteki başarıların olduğu kadar başarısızlıkların da gözden geçirilmesine, neyin işe yarayıp neyin yaramadığının görülmesine olanak tanır.

Etkin günlük yazma pratiği, hem kişinin gerçekten neyi başarmak istediğini daha iyi tanımlamasına, hem de kendinden şüphe etmesi, sınırlayıcı inançları vb. ona ulaşmasını engelleyen kısıtların neler olduğunu belirlemesine yardımcı olur. Böylece aynı sorunlardan şikayet etmek yerine çözümler aramaya başlanarak ilerlemenin izlenebilmesine ve gelecek için daha iyi planlar yapılabilmesine imkan veren bir yol izlenmiş olunur.