Pek çok çift ilişkileri belli bir düzene girdiğinden bebek sahibi olmak ister. Bunun için korumasız cinsel ilişki yaşanır. Ancak bazen uzun süre denenmesine rağmen gebelik elde edilemeyebilir. Böyle durumlarda çiftin ve çevresindeki kişilerin ilk olarak akıllarına kısırlık sorunu gelir. Fakat belli bir süre korumasız cinsel ilişki yaşadığı halde doğal yolla gebelik elde edememenin kısırlık dışında pek çok sebebi olabilir. Zira günümüzde bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin yaklaşık % 15’i, bazı bölgelerde daha da fazlası doğal yolla gebelik elde edememekte, üremeye yardımcı tedavi yöntemlerine ihtiyaç duymaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki; bir çiftin kısırlıktan şüphe edebilmesi için bazı koşulların var olması, bazı verilerin gözlenmesi gerekir. Bu veriler ve işaretler dışındaki gebelik elde edememe sorunları aslında gebelik için uygun ortamın yaratılamamasındandır.

Ne zaman kısırlıktan şüphe edilmeli?

Bir çifti oluşturan kadın veya erkekte ya da her ikisinde de kısırlık olabileceğinin düşünülmesi için bazı belirtilerin olması gerekir. Bu bağlamda çiftin yaşı ve özellikle de kadının yaşı çok önemlidir. Şöyle ki doğal yolla gebelik için; 35 yaşın altındaki çiftlerin 1 yıl, 35 yaşın üzerindekilerin de yaklaşık 6 ay boyunca düzenli olarak korumasız cinsel ilişki yaşamaları gerekir. Buna rağmen gebelik elde edilemediyse gebeliğe engel bir sorunun varlığından şüphe edilir.

Hamile kalmak için uygun olan cinsel ilişki aralığı nedir?

Kadının doğal yolla hamile kalabilmesi için bahsi geçen düzenli cinsel ilişki haftada 3 kereden daha sık, haftada 2 kereden daha seyrek olmamalıdır. Haftada 3 kereden, yani 2 günde birden daha sık cinsel ilişki erkeğin menisinde yeterli olgunlukta, canlılıkta, kalitede sperm birikmesini engeller. Her gün boşalan bir erkeğin menisinde az sayıda, güçsüz, cansız spermler kaldığı için doğal yolla gebelik elde edilemeyebilir. Bununla birlikte haftada bir, 10 günde bir kez korumasız cinsel ilişkiye girmek de doğal yolla gebelik şansını azaltır. Zira gebeliğin gerçekleşebilmesi için kadının yumurtlama döneminde cinsel ilişkiye girilmiş olması ve spermlerin bu dönemde çıkan yumurtaları döllemesi gerekir. Bu bakımdan çok seyrek olarak ilişkiye girildiğinde kadının yumurtlama dönemini denk getirmek, dolayısıyla da gebelik elde etmek zor olmaktadır. Tüm bunlardan yola çıkılarak haftada 2-3 kez düzenli olarak korumasız cinsel ilişkiye girildiği halde doğal yolla gebelik elde edilemiyorsa, kısırlık şüphesiyle doktora başvurmak gerekir.

Hamile kalmayı kolaylaştıran öneriler

  • Kadının yumurtlama dönemi takip edilmeli

Gebeliğin gerçekleşebilmesi için temel koşul kadının yumurtası ve erkeğin sperminin birleşmesi, döllenmenin gerçekleşmesidir. Bu sebeple de gebelik isteyenlerin öncelikle kadının yumurtlama dönemini takip etmeleri gerekir. yumurtlama dönemine yakın zamanda cinsel ilişki yaşandığında gebelik şansı yükselmektedir. Bunun için evde uygulanabilen yumurtlama testleri kullanılabilir. Bir önceki adet kanamasının başladığı tarihten itibaren sayarak bir sonraki yumurtlama dönemi hesaplanabilir ya da internet sitelerinde bulunan otomatik yumurtlama dönemi hesaplayıcılar kullanılabilir.

  • Düzenli cinsel ilişki yaşanmalı

Bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin düzenli olarak cinsel ilişkiye girmeleri gerekir. Bunun için en uygun aralık haftada 3 gün ya da bazen 2 gündür. Bu sayede hem erkeğin menisinde yeterince olgun ve sayıca yeterli sperm birikebilir hem de kadının yumurtlama dönemi denk getirilebilir.

  • Cinsel ilişki esnasında erkek tamamen vajinaya boşalmalı

Hamilelik isteyen çiftlerin cinsel ilişkilerini daha dikkatli ve önerilere özen göstererek yaşamalarında fayda var. Bu bağlamda cinsel ilişkide boşalma esnasında erkeğin, kendini dışa çekmemesi ve meninin tamamını vajinaya boşaltması gerekir. Gebelik elde edebilmekte boşalmanın ilk evresindeki meninin sperm kalitesi açısından çok güçlü olduğu ve daha çok buradaki spermlerin gebeliği sağladığı düşünülür. Ancak bu durum her çift için de geçerli olmayabilir. Bu bakımdan gebelik isteyenlerin meninin tamamını vajina içine boşaltmasında fayda var.

  • Kadın yataktan hemen kalkmamalı

Cinsel ilişki sonrasında, erkeğin vajinanın içine boşalmasından sonra kadının hemen yataktan kalkmaması önerilir. Hatta boşalma anında kadının sırt üstü yatıyor olması ve boşalmadan sonraki 15 dakika boyunca da kadının sırt üstü yatmaya devam etmesi önerilir. Çok yüksek ihtimal olmasa da kadının ilişkiden hemen sonra ayağa kalkması, tuvalete gitmesinin tam olarak vajinaya giremeyen spermlerin dışarı akmasına sebep olabileceği düşünülmektedir. Bebek sahibi olmayı çok isteyen, bir süredir denediği halde bebeği olmayan çiftlerde gebelik elde edilebilmesi için tüm spermler değerlidir. Zira gebeliği gerçekleştiren de bir yumurta ve bir spermin buluşup, sağlıklı bir embriyoyu oluşturmasıdır. Bu evrede geriye kalan milyonlarca spermin bir önemi yoktur. Gebelik için hangi spermin daha önemli olduğu bilinemeyeceğine göre önemli olan husus, olabildiğince fazla sayıda spermi vajinanın içinde tutabilmektir.

  • İlişki pozisyonu önemli değildir

Gebelik elde etme şansının artması için çiftlere bazı seks pozisyonları önerilmektedir. Ancak bunların bilimsel anlamda her hangi bir değeri yoktur. Zira gebeliğin elde edilebilmesinde seks pozisyonu değil, boşalmanın ardından kadının yaklaşık 15 dakika sırt üstü yatması önemlidir. Bu bağlamda gebelik şansını artıran her hangi bir seks pozisyonu olmadığının altını çizmekte fayda vardır.

  • Vajinanın içi yıkanmamalı

Bazı kadınlar kimi zaman hijyen takıntıları, bazen de belki gebelik şansı artar diye vajinanın içini yıkamaktadırlar. Ancak bunun gebelik şansını artırmadığı, aksine azaltabildiği bilinmektedir. Zira vajinanın iç dokusunda spermlerin geçişini kolaylaştıran kayganlaştırıcı özellikler mevcuttur. Su ile ya da temizleyiciler kullanarak yıkamak vajinanın içinin doğal dokusunu bozmaktadır.

  • Cinsel ilişkide kayganlaştırıcı kullanılmamalı

Cinsel ilişkiyi kolaylaştırmak için erkekler kayganlaştırıcı kullanırlar. Ancak bu amaçla kullanılan krem, sabun, yağ gibi kayganlaştırıcılar spermlerin kalitesini düşürür. Özellikle kayganlaştırıcı kullanmak isteyenlere su bazlı ve sadece bunun için üretilmiş olanlar önerilir. Fakat genel anlamda hiçbir kayganlaştırıcı kullanmamak en doğru yol olacaktır.

  • Sigara, alkol, uyuşturucu gibi zararlı maddelerden uzak durulmalı

Sigara, alkol, uyuşturucu gibi bağımlılık yapan, zararlı maddeler kadın ve erkeğin tüm organlarına, tüm vücut işlevlerine zarar vermektedir. Bu bakımdan bu tür zararlı maddeleri kullanan erkeklerin sperm sayı ve kaliteleri düşmekte, kadınlarınsa yumurtlama düzeni bozulmakta, yumurta rezervi azalmaktadır. Sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullananların gebe kalma fonksiyonlarının zayıflamasının yanı sıra, gebelik oluşsa bile anne karnında bebek ölümleri, düşük gebelikler, bebek anomalileri sıklıkla yaşanır. Tüm bunlardan yola çıkılarak kolaylıkla hamile kalmak isteyenler, bu zararlı maddeleri hiç kullanmamalı, kullanıyorsa hamilelik denmelerinden en az 1 yıl öncesinde bırakmalıdır. Aksi halde telafisi olmayan üzücü durumlar yaşanabilir.

  • Fazla kilolardan kurtulmak gerek

Fazla kilo, obezite kadın, erkek herkesin tüm vücut fonksiyonlarına zarar vermektedir. Bu bağlamda kilolu kadınların yumurta rezerv ve kaliteleri düşük, kilolu erkeklerin de sperm kalite ve sayısı normalden düşüktür. Bu sebeple özellikle kadınların fazla kilolu olması gebeliğe büyük bir engeldir. Aşırı kilolu kadınlar hamile kalsalar bile hem gebelik süreci zor geçer hem de doğumda sorunlar yaşanabilir. Bu bağlamda vücut kitle indeksi 25’in üzerinde olanların öncelikle uzman kontrolünde diyet ve egzersizle kilo verip ardından hamile kalmaları önerilir. Vücut kitle indeksi 30’un, 35’in üzerinde olanların ise obezite tedavisi görüp kendileri için normal kiloya ulaştıktan sonra hamile kalmaları uygun olacaktır.

  • Yiyecek, içecek ve kürlerle kolay hamile kalınmaz

Pek çok görsel, yazılı medyada hamile kalmayı kolaylaştıran yemek, bitki karışımları, özel besinlerin reklamı yapılmaktadır. Fakat ne bunlara ne de çevredeki kişilerin bu bağlamdaki tavsiyelerine kulak asılmamalıdır. Zira henüz hamile kalmayı kolaylaştıran bir ot, çöp, bitki, besin, yemek bilimsel anlamda bulunamamıştır.