Bazen yaşamın içerisinde duygularımızla baş etmeye çalışırken bunu yiyeceklerle geçiştirmeye çalışabiliriz. Bazen birine olan öfkemiz,iş yeri stresimiz, yaşamın içinde yalnızlığımız derken tüm bu duyguları besinlerle görmezden gelmeye çalışırken buluruz kendimizi.

Kendinizi can sıkıntısından buzdolabının önünde bulduğunuz zamanlar olmuştur. Duygusal yiyici olmasanız bile duygusal yeme atakları ara sıra yaşanabilir  ya da doyduğunuz halde hala yemek yemeye devam edebilirsiniz. Bazen ağzınızı sürekli doldurmak isteyebilir ve tıkınırcasına yemek isteyebilirsiniz.  Duygusal olarak tetiklenmenin besin tercihleriniz üzerindeki etkisini biliyor musunuz?

Günlük akışta hayatı çok hızlı yaşarken bazen duygularımızı da fark edemiyoruz . Yaşam çok hızlı akıyor ve az önce hissettiklerimizi anlamlandıramadan yeni bir akışın içerisinde buluyoruz kendimizi . Bu süreci tam olarak görmek ,duygularımızın farkında olmak ,onlarla yüzleşmek için fırsatımız dahi olmuyor bazen. Fakat biz bunu fark etmesek de  davranışssal olarak besin tercihlerimize yansıyor bu durum .

Her zaman sadece fiziksel açlığımızı gidermek için yemek yemiyoruz. Birçoğumuz ayrıca rahatlamak, stres atmak veya kendimizi ödüllendirmek için yemeğe yöneliriz.  Kendinizi kötü hissettiğinizde bir bardak dondurma alabilir, sıkıldıysanız veya yalnızsanız pizza sipariş edebilirsiniz.

Duygusal açlıklar aniden gelip sizi bulabilir. Besin tüketim isteğiniz de aniden hızlıca ulaşabileceğiniz hızlıca tüketilebilecek  besinlere yönelik olur. Dikkatinizin  o anda olmadığı ,belki de patlayana kadar yemek dediğimiz eylemi gerçekleştirdiğimiz bir süreci yaşarız.  Ama yine de  midemiz dolmuş olsa bile kendimiz hala tatmin olmuş hissedemeyiz.

Gerçek açlık yani fiziksel açlık mide dolgunluğu ile birlikte bir tatmin yaşamamızı sağlarken duygusal açlıkta duygularımızı doyurmadığımız sürece bunu yaşamayız.

Peki bu  duyguları yaşarken hangi besinleri tercih ediyoruz?

Öfkelendiğiniz zamanlarda nasıl besleniyorsunuz ,farkında mısınız? Kızgınlıkla ,öfke ile ya da stresli dönemlerinizle baş etmeye çalışmak yerine öfkenizi yediğinizi düşündüğünüz anlar oldu mu? Dişleriniz ile bir şeyleri parçalamayı istemek , o an önünüzde olsa bir anda yok olduğu zamanlar…  Böyle anlarda çıtır çıtır ses çıkartan ,sert , yoğun çiğneme isteğiyle besinler tercih ediyor olabilirsiniz.

Öfkenizi ,stresiniz yemek yerine kendinize ait alanlar oluşturabilirsiniz. Stresli anlarda yediklerinizin farkında bile olmadığınızı da düşünürsek daha sonrasında pişmanlık duymanız ,sindirim problemleri yaşamanız da kaçınılmaz son olur diyebiliriz.

Böyle zamanlarda bu duyguyu besinlerle aşmak yerine iyi bir yürüyüş yapabilir,öfkenizin net kaynağını görmeyi seçebilir ,nefes çalışmaları ,meditasyon ya da iyi bir egzersiz yapabilirsiniz.

Bazen yaşam çok ağır geldiğinde kalabalıklar içerisinde bile yalnız olduğunuzu hissettiğinizde neler tüketmek istiyorsunuz peki? Duygularımızı görmekten kaçındığımız çok fazla zaman dilimi var. Bazen onlarla yüzleşmek gerçekten can yakıcı olabiliyor bu sebeple kaçmak , kendimizi zorlamak yerine görmezden gelerek farklı şekillerde bastırmak isteyebiliriz. Bunun gibi daha çok şefkate, anlayışa  ihtiyacımız olduğu zamanlarda ise daha yumuşak , daha tatlı besinlere yönelebiliriz. Tüm gün belki moralimiz bozuk olduğundan enerjimiz yok iken hemen bize enerji verebilecek tatlılar , dondurmalar , marshmallow gibi yumuşak şeyler tüketmek isteyebiliriz.

Aslında belki de ihtiyacımız olan güzel bir söz, küçük bir sarılma ,sevdiğimiz birinden bir destek görmek olabilir. Bu gibi durumlarda esas duygumuzu görmek ve kendimizi net bir şekilde ifade etmek işe yarayabilir. İyiyim deyip bir köşede elimizde bir kutu dondurmayla takılmak yerine bir arkadaşımızı arayabilir biraz dışarıya çıkabiliriz. Partnerimize ,sevdiğimiz birine veya bir hayvan dostumuza sarılabiriz.

Can sıkıntısı yaşadığımız ,güvensiz hissettiğimiz zamanlarda ise daha güvenli, limanlar sayılabilecek olan belki çocukluğumuzda da duyduğumuz hamur kokusu ,ekmek kokusu  hamur işleri tüketmeye , ağız dolusu hacimli besinlere yöneltebilir.

 

Duygusal yemek anormal bir durum değildir aslında . insan duygularıyla karar veren bir canlı olduğu için dışarıdan duygusal olarak aldığı uyaranlara tepki vermektedir. Yaşamın günlük akışında olumsuz duygularımızın farkında olamıyorsak denkleme farklı bir noktadan bakıp tercih ettiğimiz besinlere bakıp hangi duyguyu yaşadığımız görmeye çalışmak da bir seçenek olabilir sanırım.

Besinlerle yanlış ilişkiler kurmuş olabilir ,duygularımızla baş etmek yerine onlardan yardım alıyor olabiliriz. Bir adım atıp kendimize anın içinde kendimizi ,kendi duygularımızı görmeye izin verirsek beslenmeye ,besinlere bakışımız tamamen değişecektir. Çünkü beslenmek en birincil öz bakımdır .