Nefes almak hayatın en temel öğelerinden bir tanesi ve yüksek trafiğin, sanayi kirliliğinin veya orman yangınlarının bol olduğu bölgelerde yaşayan bizler için hasta edici bir faktör. Çevrecilik konusunda duyarlı bir muhabir olan Beth Gardiner, hava kirliliğini araştırmaya başlamış ve kirli hava ile kirli havaya bağlı astım ve akciğer hastalıkları gibi sağlık problemleri arasındaki ilişkileri ortaya çıkartmaya çalışmış. Fakat kirli havanın daha az görünür sağlık problemlerine yol açtığını da fark etmiş. Bunlar arasında ise kalp damar problemleri, inme, Parkinson hastalığı ve doğum kusurları bulunuyorlar. Hava kirliliği hepimizi etkiliyor ancak en çok da çocuklar, yaşlılar, hamile kadınlar ve düşük sosyoekonomik duruma sahip olan insanları daha fazla etkiliyor.

Hava kirliliği sinir bozucu ve dayanılamaz bir problem gibi görünse de, aslında çözülebilir bir sorun. Akıllıca ve bilime dayalı politikalar ile kontrol altına alınabilir. Daha az kalabalık yollarda seyahat etmek gibi bazı eylemler ile ondan biraz kaçınmak mümkün olsa da günün sonunda en etkili yöntem iklim değişikliğine karşı oluşturulan ve kirletici sanayiler üzerinde regülasyonlar öneren inisiyatiflere katılmak

Hava Kirliliği İnsan Sağlığı İçin Neden Önemli Bir Sorun?

Hava kirliliği söz konusu olduğunda bir görünmezlik problemi var. Çünkü insanlar her zaman havadaki kirliliği göremiyorlar. Bu görünmezlik hava kirliliği ve sağlık problemleri söz konusu olduğunda sebep ve sonucu algılamaya engel olabiliyor.

Hava kirliliğinin bir astım krizini tetikleyebileceğini veya nefes problemlerine yol açabileceğini, hatta akciğer kanserini tetikleyebileceğini biliyoruz ancak aslında sorun akciğerlerimizden çok daha ötesine gidiyor. Bilimsel kanıtlara göre hava kirliliği sadece nefes problemlerine yol açmıyor, aynı zamanda kalp krizlerine, inmelere, bunamaya, Parkinson’a, doğum kusurlarına, erken doğuma ve çocuklarda akciğer gelişim problemlerine yol açabiliyor. Bunun yanında obezite, diyabet ve bazı ruh hastalıkları da bağlantılı olabilirler.

Kirli hava ve sağlık problemleri arasındaki bağlantı hepimizin en büyük sağlık sorununu da içeriyor: erken ölüm. Mevcut tahminlere göre hava kirliliği her yıl küresel olarak 7 milyon erken ölüme yol açıyor.

Bazı bilimadamları sigara ile ilişkilendirilen tüm rahatsızlıkların aynı zamanda hava kirliliği ile de ilişkilendirilebileceğini söylüyorlar. Tütün dumanında bulunan toksik maddeler trafik egzozundaki veya fabrikalardaki maddelerden farklı ancak prensip aynı: soluduğumuz havada ve bu nedenle her birimize dokunuyor.

Hepimiz risk altındayız ve aynı zamanda çocuklara, yaşlılara ve hamile kadınlara dikkat etmeliyiz. Şu anda hava kirliliğinin doğum öncesi etkilerine dair pek çok araştırma mevcut. Eğer hamileyseniz, taşıdığınız bebek de nefesle aldığınız toksinleri alıyor. Hamilelikte kirliliğe maruz kalmanın bebekte pek çok sağlık problemi ile bağlantılı olduğuna dair kanıtlar var.

Farkında Olmamız Gereken Kirlilik Türleri Hangileri?

Detaylara girmeden önce, hangi kirlilik türlerinin ne olduğunu bilmeniz veya kimyadan anlamanız gerekmediğini belirtelim. Ancak bilmeniz gereken temel nokta, bunların hepsinin insanlar tarafından temel olarak fosil yakıtlar kullanımından kaynaklı ortaya çıkan maddeler oldukları. İklim değişikliğinin temel sebebinin fosil yakıtlar tüketmek olduğu biliniyor ancak bunların bize şu anda da zarar verdiklerinin maalesef pek çok kişi farkında değil.

İklim krizine karşı koymak için yapmamız gereken şeyler, özellikle de fosil yakıtlardan daha temiz enerji türlerine geçiş yapmak, iklimi dengelemeye yardımcı olacaktır ve aynı zamanda bizi sağlıklı hale getirip insanların hayatlarını kurtaracaktır.

Bununla birlikte bizleri en çok etkileyen bazı kirlilik türleri şöyle:

PM 2.5

Bu kirlilik türü PM 2.5 adı verilen ve ince partiküllü maddelerden oluşan, sağlık üzerinde en çok etkisi bulunan kirlilik türleri arasında. Bir şeyleri yakınca ortaya çıkar. Bu arabanın yakıtı da olabilir, bir termik santral de olabilir. Bu küçük parçacıkların çok tehlikeli olmalarının sebebi, bedenimizin çok derinlerine işleyebilmeleri. Akciğerlerden kan akışına ve oradan da iç organlara ulaşabiliyorlar. Kalp kaslarının ve beyin dokusunun hücre yapılarında bulunmuşlukları var.

Ozon

Ozon bir noktaya kadar doğal yoldan oluşur ancak trafik egzozunun güneş ışınları altında ısınması ile ozon düzeyi yükselir. Bu nedenle çok trafikli ve çok güneşli bir yerdeyseniz, muhtemelen başka yerlerden daha fazla ozona maruz kalıyorsunuz. Ozon nefes problemleri ve başka sağlık sorunlarına yol açabilir. Ozonun yüksek olduğu günlerde hastane acillerine ziyaretlerin arttığı görülüyor.

Uçucu Organik Bileşikler

Uçucu organik bileşenler adı verilen bir toksik kimyasallar grubu var. Bu kimyasallar ev eşyalarından tutun da tinere kadar pek çok şeyden kaynaklanabiliyorlar. Yaktığımız ve kullandığımız her şey havaya karışır. Bu kirleticiler başka kirleticiler ile karıştıklarında kimyasal reaksiyonlar oluşabilir ve bu da kirleticiler ortaya çıkartabilir.

Yönetimler ve Hava Kirliliği Arasındaki Bağlantı Nasıldır?

Dünyanın her yerinde bu konuda iyi veya kötü yönde çalışmalar var. Ancak havanın temiz olması için yönetimlerin de adım atmaları ve şirketlerin yöntemlerini değiştirmeleri gerekiyor. Çünkü büyük kuruluşlar kendi başlarına bırakıldıklarında daha çok kirlilik yayıyorlar. Bu maliyetlerini kısmanın bir yolu. Parayı daha temiz şeyler için harcamak istemiyorlar. Yasalar ise onların bu eğilimlerini sınırlandırmak için etkili olabiliyorlar.

Hava kirliliğini sona erdirecek tek bir çözüm yok. Bu sorun temel olarak bilim bazlı bir düzenlemeler birliği ile çözülebilir. Otomobil şirketleri daha temiz olmalı, motorlar daha verimli olmalı, daha temiz yakıtlar üretilmeli, enerji santralleri daha temiz bir üretim gerçekleştirmeli.

Hava Kirliliğinin Önlenmesinin Maliyetlerini Ölçmek ve Faydalarını Görmek

Maliyeti görmek kolaydır. Örneğin enerji santrallerinin daha az cıva salmalarını isterseniz, daha temiz bir kömür tedarik etmeniz gerekir veya bacalarına pahalı ekipmanlar takmaları gerekli olur. Bunun da bir maliyeti vardır ve kolay görülür.

Faydaları da vardır ve ölçülebilirdir ancak görmesi daha zordur çünkü milyonlarca insanı etkiler ve bu faydaları topladığımızı da görmeyiz. Örneğin daha temiz havanın toplamda daha az kalp krizi ile sonuçlandığını biliyoruz. Toplumsal düzeyde bireylerin tıbbi maliyetlerinin ve genel olarak sağlık sisteminin maliyetlerinin azaldığını görebiliriz. Ancak yarın kalp krizi geçirmezsek, bunu aldığımız temiz havaya bağlamayız. Kalp krizi geçirenler ise hava kirliliğini katkıda bulunan bir faktör olarak görürler. Ayrımı yapmak zor olur.

Ayrıca üretkenlik, daha iyi sağlık ve uzun yaşama dair faydalar da var. Bir insan hava kirliliğine bağlı problemlerden dolayı erken ölürse bunun ekonomiye bedeli ne olur? Bunu görmesi de zordur. Toplumsal düzeyde ölçülebilir ancak bunu bireysel olarak görmek zordur.

Maliyete faydalarının etkili olduğu yer politik dinamiklerdir. Görünür maliyetleri ödemesi gereken insanlar, bunun ceplerinden çıkacaklarını bilirler, bunu ödemek istemezler ve seslerini duyurmakta etkilidirler. Ancak toplum sağlığı söz konusu olduğunda ve bu milyonlarca insana yayıldığında, aslında ekonomide çok ciddi bir miktarda parayı kurtarır.

Hava Kirliliğine Maruziyetimizi Azaltmak İçin Neler Yapılabilir?

Doğa Yürüyüşleri
Doğa Yürüyüşleri

Rotalarınızı akıllıca seçin. Yürüseniz de, koşsanız da, bisiklet de sürseniz, araç da sürseniz, daha az trafikli yerleri seçin. Böylece kirlilik ve egzoz gazlarına maruziyetinizi azaltabilirsiniz. Yüz metre gitseniz bile kalabalık yer yerine sakin yerlerden geçmek kirliliğe maruziyetinizi yarıya kadar azaltabiliyor. Bu özellikle de spor yapıyorsanız, çocuğunuz varsa, yaşlıysanız veya hamileyseniz önemli. Ayrıca saatler de mühim. Mümkünse en kalabalık saatlerde trafik içerisinde olmamaya çalışın.

Odun yakmak da çok kirletici bir eylemdir. Bu pek çok insanı şaşırtır ancak son yıllarda yaşanan orman yangınlarını da düşününce hayal etmesi daha kolay olur. Odun çok doğal olduğundan tehlikeli veya toksik olması beklenmiyor ancak bilimadamları odun dumanının PM 2.5 bakımından çok zengin olduğunu söylüyorlar. Bu nedenle kışın sobanızda odun yakmaktan kaçının ve elektrikli fırınlar yerine odun yakılan fırınları tercih etmeyin. Bunlar bazen çevreye saygılı olarak pazarlansalar da öyle değiller.