Hepatit hastalığı, karaciğer iltihaplanmasından kaynaklanan bir hastalıktır. Hepatit B ise, bu hastalığa sebep olan virüslerden birisidir. Çok ağır tablolara sebep olabilen Hepatit B, öncelikle karaciğere yerleşir, ardından orada çoğalır ve tüm karaciğeri tahrip eder. Bulaşıcı bir hastalık olan Hepatit B, dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de çok ciddi ve yaygın bir sağlık sorunudur. Şöyle ki; ülkemizdeki her üç kişiden birisi bu virüsle bir şekilde karşılaşmış, her 10 kişiden birisi bu virüsü taşımış ve bulaştırmıştır. Ancak taşıyıcıların yaklaşık % 75-80’inde bu virüs her hangi bir belirti vermez, ancak kan bağışlarken ya da tarama yapıldığında tespit edilir. Virüs vücuda alındıktan sonraki 2-6 ay arası kuluçka dönemidir ve bu sürenin sonunda hastalığın belirtileri ortaya çıkar.

Hepatit B belirtileri nelerdir?

  • Mide bulantısı,
  • Kusma,
  • İştahın azalması,
  • Halsizlik,
  • Yorgunluk,
  • Cildin ve gözlerdeki beyaz alanın sararması,
  • Karın ağrısı,
  • İdrarın renginin koyulaşması,
  • Karaciğerin bulunduğu bölgenin hassaslaşması Hepatit B’nin en sık karşılaşılan belirtileridir.

Hepatit B virüsü vücuda girdikten sonra neler olur?

  1. İhtimal: Hepatit B virüsü kişiye bulaşır, ancak kişinin bağışıklık sistemi güçlü ise vücut virüse karşı antikor adı verilen savaşçılardan üretir ve bu sayede kişi doğal olarak aşılanmış olur. Bu şekilde iyileşen kişi de, bir ömür boyu Hepatit B’den korunmuş olur.
  2. İhtimal: Vücudun kendisini koruması için ürettiği antikorlar virüsü yok edecek kadar güçlü değilse, kişi Hepatit B taşıyıcısı olarak kalır. Bu kişi henüz hasta olmamıştır, ancak kendisi potansiyel olarak bu virüsü saçmaya, yaymaya adaydır. Bu bakımdan bu kişinin çevresi için tehlike oluşturduğunu söylemek mümkün. Hastalığın kontrolsüz olarak yayılmasında çok etkin olan bu taşıyıcı grubu ülkemizde çok kalabalıktır. Hepatit B virüsü taşıyıcısı olan kişi yıllarca hiçbir sorun yaşamaz, ancak uzun yıllar sonra karaciğer kanserine, karaciğer yetmezliğine yakalanabilir.
  3. İhtimal: Kişinin vücuduna Hepatit B virüsü girmiştir, ancak bağışıklık sistemi çok zayıf olduğu için hiç antikor üretilememiştir. İşte bu durumda virüs güçlüdür, kişinin vücudu ise çok zayıf ve yeniktir. Hastanın karaciğer fonksiyonları bozulur, karaciğer enzimleri yüksektir, kişi aktif bir Hepatit B hastasıdır. Bazı vakalarda hasta kısa bir sürede karaciğer yetmezliği yaşar, bazılarında ise bu durum uzun yıllara yayılır ve karaciğer yetmezliği ya da karaciğer kanseri dolayısıyla yaşamı son bulabilir.

Karaciğer ve Hepatit B ilişkisi

Hepatit B denildiğinde ilk olarak akla gelen organ karaciğerdir. Zira Hepatit B virüsünün hedeflediği organ karaciğerdir. Karaciğerimiz; vücudu toksik maddelerden arındırır, temizler, sindirimde görev alan safrayı sentezleyerek kana ulaştırır, vücutta görevli olan çok sayıda taşıyıcı proteinleri sentezler. Bununla birlikte protein, yağ ve karbonhidrat metabolizmasında da karaciğerin görevi büyüktür. İşte Hepatit B virüsü vücuda girdiğinde, yaşamsal pek çok işlevde görevli olan karaciğer dokusunu oluşturan hücreler hasar görür ve asıl görevlerini yapamaz hale gelirler. Virüs karaciğere zarar verir, hücreleri tek tek öldürebilir, doku kaybı yaşanabilir. İşte bu durumda da geriye dönüşü mümkün olmayan organ hasarı, kaybı yaşanır.

Hepatit B nasıl bulaşıyor?

Hepatit B’nin bulaşıcı, virüs kaynaklı bir hastalık olduğundan bahsettik. Hepatit B virüsü; genellikle tükürük, ter, cinsel organ sıvıları ve nadiren de kan yoluyla bulaşmaktadır. Kan aracılığıyla bulaşmasının daha nadir görülme sebebi bir yerin kanaması ve karşıdaki kişide de açık yara olma ihtimalinin, terlemeye göre daha düşük olmasıdır. Ancak deride çatlak ya da açık bir yara varsa, bu alanla temas eden bir damla kan, tükürük ya da ter hastalığın bulaşması için yeterlidir. Ayrıca Hepatit B virüsü taşıyıcısı olan anneden de bebeğine virüs bulaşır.

Ancak Hepatit B virüsünün bulaşma konusundan bahsedilirken cinsel ilişkiye kesinlikle bir parantez açmak gerekiyor. Korumalı ya da korumasız cinsel ilişkilerde Hepatit B virüsü bulaşma ihtimali var. Zira bu virüs ter, tükürük gibi vücut sıvılarıyla bulaşabildiği için taşıyıcılarla cinsel ilişki riskli olabilir. Bunların dışında kan ve kan ürünleri transfer edilirken hijyenik olmayan enjektörlerin kullanılması, yeterli derecede sterilize edilmeyen ameliyat malzemeleri, kuaför ve berberlerin kullandığı cihazların hijyenik olmaması bu virüsün bulaşması için uygun ortamlardır. Ayrıca toplu sünnet organizasyonlarında, kulak deldirme işlemlerinde, ve diş fırçasının ortak kullanımı durumunda hijyen koşullarına uyulmadığı taktirde virüsün bulaşma ihtimali yüksektir.

Hepatit B taşıyıcılığı ne anlama geliyor?

Ülkemizdeki her 3 kişiden birinin yaşamının bir döneminde bu virüsle karşılaştığını biliyoruz. Bu virüsle temas eden 10 bebekten 9’unun ve her 10 yetişkinden birisinin ilk 6 ayın sonunda mikrobu vücuttan atamazsa hayatı boyunca taşıyıp diğer insanlara bulaştıracağı bir gerçektir. Fakat hastalığın boyutu, etkisi, yayılma durumu her hastada farklı bir seyir ve hız izlemektedir. Eğer virüs kişinin karaciğerinde ağır bir hasara sebep olmuşsa, yıllar sonrasında karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer kanseri ortaya çıkacaktır. Kronik olarak Hepatit B hastası olanların yaklaşık % 25’i primer karaciğer kanseri ve siroz dolayısıyla hayatını kaybediyor. Hatta primer karaciğer kanserinin ortalama % 60-80 oranda sebebi Hepatit B’ye bağlıdır. Eklemekte fayda var ki; tüm kanserler arasında ölümle sonuçlanan ilk 3 kanser türü arasında karaciğer kanseri de var. Bu bağlamda Hepatit B virüsünün sigaradan sonra en fazla oranda kansere ve kanser kaynaklı ölümlere sebep olan faktör olduğu da biliniyor.

Kimler Hepatit B riski altında?

  • Annesi Hepatit B virüsü taşıyan bebekler,
  • Bulunduğu ortamda (evde, ofiste) Hepatit B taşıyıcısı bulunanlar,
  • Çok eşli cinsel yaşam sürenler,
  • Eşcinseller, kan ve kan ürünlerini kullanmak durumunda olanlar,
  • Hemodiyaliz hastaları,
  • Damar içi ilaç almak durumunda olanlar,
  • Sağlık sektöründe çalışanlar,
  • Okul, fabrika, kreş, kışla, yurt, huzur evi gibi toplu ve kalabalık alanlarda yaşamak durumunda olanlar Hepatit B açısından risk altındadırlar.

Hepatit B’den korunma yolları

Kişinin vücuduna Hepatit B virüsü henüz girmemişse aşılanarak yaklaşık % 90-95 oranında korunmak mümkündür. Ancak bunun için öncelikle kanda Hepatit B testi yapılması gerekiyor. Eğer bu testte kanda koruyucu düzeydeki antikor titresi tespit edilmişse, o kişinin Hepatit B’den % 100 oranda korunduğunu söylemek mümkün. Fakat kan testinde kişinin Hepatit B virüsü taşıyıcısı ya da aktif hastası olduğu tespit edilirse aşı uygulanmaz. Bu bakımdan aşılamanın yapılıp yapılmayacağı doktorun vereceği bir karardır. Hepatit B aşısı bebeklerde doğduktan sonraki ilk ay içinde 1 doz, 2. ay içinde 2. doz, ve bundan 5 ay sonra yani 6. ay içinde de 3. doz şeklinde uygulanır. Bu bağlamda bebek 10 günlükken 1 doz, 40 günlükken 1 doz daha ve 6 ayın içindeyken de son doz uygulanır. Bu sayede bebekler Hepatit B’den korunmuş olur. Zira Hepatit B; çok yaygın, ciddi sonuçlar doğurabilen, bulaşıcı bir hastalıktır. Bu bakımdan korunmak en doğru yaklaşımdır.