Hipnoz, 18. yüzyılın sonlarından beri, şarlatanlık ve doğru terapi arasındaki incecik çizgide ilerlemektedir ancak son zamanlarda pek çok rahatsızlık için alternatif bir tedavi olarak popülerlik yakaladı. Hipnoz nedir, işe yarar mı, eğer öyleyse, nasıl?

Hipnoz Nedir?


“Hipnoz” terimi, Eski Yunanca “uyku” (hypnos) kelimesinden türetilmiştir. Araştırmalar, ilk kez 19. yüzyılın başlarında akıl üzerindeki rolüyle ve birisi hipnotik bir transa düştüğünde gerçekleşen zihinsel ve davranışsal süreçleriyle ilgilenen bir Fransız olan Etienne Felix d’Henin de Cuvillers tarafından yapılmıştır. Diğer kaynaklar, terimi icat edenin İskoç cerrah Dr. James Braid olduğunu ileri sürmektedir.
Bununla birlikte, hipnotik trans kavramı, daha önce 18. yüzyılda meşhur Alman fizikçi Franz Mesmer ile doğdu. Mesmer kendisinin, insanlar, hayvanlar, bitkiler ve bazı şeyler arasında “akan” ve insanların davranışlarını etkilemek üzere manipüle edilebilen görünmez bir sıvı olan “Canlısal Manyetizma” adlı bir şeyin varlığını sergileyebileceğini iddia etti.

Mesmer’in sahte uygulamaları, hipnoza kötü bir başlangıç ​​yapmıştı, ancak potansiyel için ilgi, tıbbi alanda devam etti. 20. ve 21. yüzyıllarda, hipnoz araştırılmaya devam edildi ve uzmanlar ne olduğunu ve bazen sağlık yararları getirmek için nasıl kullanıldıklarını daha iyi anlamış oldular.

Hipnoz hakkında ne biliyoruz?

Neuroscience ve Biobehavioral Reviews Dergisi’nde yayınlanan yakın tarihli bir inceleme, hipnozu “zihinsel temsillerin fizyolojiyi, algılamayı ve davranışı geçersiz kıldığı” bir süreç ve bilinçli farkındalığın yukarıdan aşağıya bir düzenlemesi olarak tanımladı.

Yazarlar hipnozun iki ana unsur içerdiğini açıkladı: Teşvik ve öneriler. Hipnoz indüksiyonu, hipnoz sürecinde ilk öneridir, ancak ilk yapılması gereken şey hala tartışmalıdır. Öneriler genellikle, durum üzerinde çok fazla veya herhangi bir kontrol bulunduğuna inanmayan katılımcıların, vermek istemediği yanıtlarını ortaya çıkaran etkiler olarak ifade edilir.

Beyin görüntüleme teknikleri, aşırı öngörülebilir kişilerin hipnozun farklı evrelerinde prefrontal korteks, anterior singulat korteks ve beynin parietal ağlarında daha yüksek aktivite seviyeleri sergilediklerini göstermiştir.

Bunlar, hafıza ve algılama, duyguların işlenmesi ve görev öğrenimi de dahil olmak üzere beynin çeşitli karmaşık fonksiyonlarda yer alan alanlarıdır. Bununla birlikte, bilim adamları bu sürecin nörobilişsel profilini bir araya getirmeye başlasalar da, hipnozda yer alan belirli beyin mekanizmaları halen belirsizdir.

Hipnoz ve Biliş

Pek çok çalışma, hipnozu bilişsel süreçlerle özdeşleştirir ve onu “özenli alıcı konsantrasyonu içeren bir hadise” olarak tanımlar. Bazı kanıtlar, seçici dikkat kontrolünde hipnozun rolü olduğunu göstermektedir.

Hipnoz ile dikkat durumları arasındaki ilişki, farklı algı türlerini değiştirmek için hipnotik önerinin kullanıldığı geçmiş deneylerin sonuçlarıyla güçlendirilmiştir.

Örneğin, beynin algılayabildiği ancak çeşitli dış uyaranları tanıyamayan bir durum olan agnoziyi (tanıyamama hali, bilgi kaybı) indüklemek için telkin kullanılmıştır. Diğer deneyler, beynin uzayda nesneleri tanımlama yeteneği olan görsel uzamsal işleme işlemlerinde ve şekilleri tanımak için telkin kullandı.

Bu tür etkiler çoğunlukla hipnozu bir görsel cazibe ya da şov işi haline getirir ve sihirbazın hüneri olarak değerlendirildiğinde insanların nefesini keser. Bununla birlikte, hipnoz uygulaması zaman zaman amatör “hipnotizmacıların” marifetinin trajik sonuçlara sahip olduğu ortaya çıktığında farklı bir yer edinmiştir. Böyle şüpheli bir deneyin sonunda, hipnoz olan kişiler genelde kaygı duyguları hissettiklerini açıkladılar.

Regresyon: Uzun süredir unutulmuş ya da yanlış hatırlanan anılar?

Hipnozun bir diğer kullanımı, hipnoz regresyonudur. Bir kişinin bastırdığı anıları ortaya çıkarmak için iddia edilen bir yöntem olan “terapötik gerileme”, çoğu kez genç yaşta istismar ve travma yaşandığı sonucunu ortaya koyar. Hipnoz analizi genellikle hipnoz teknikleriyle bütünleşen bir psikoanaliz yöntemi olarak kullanılıyor.

Hatta bazıları, hipnozun, önceki yaşamlardan anıları açığa çıkararak geçmiş yaşam hakkında bir bilgiye varılmasına yardımcı olabileceğini iddia ediyor.

Mevcut araştırmalar, hipnotik telkinin sahte anıları uyandırmada etkili olabileceğini ve bireyleri bu hayali hatıraların doğruluğu hakkında ikna ettiğini düşündürmektedir. Bu bulgular geçmişteki gerilemenin iddialarına ve bu şekilde yeniden kazanılan anılara olumsuz etki ettiğine dair bir ışık tutuyor. Bununla birlikte, hipnozun hafızayı iyileştirebileceği iddiasına kanıt oluşturan çalışmalar da var, ancak iyileşme düzeyi bireysel beklentilere bağlı değişebilir.

Hipnoterapinin Kullanım Alanları

Hipnoz tarafından algıyı değiştirme potansiyeli, onu tamamlayıcı bir tıp yaklaşımı olarak önemli kılar. Hipnoterapi şu anda hem Amerika’da hem de Avrupa’da çeşitli sağlık durumlarını hafifletmek ve insanların sağlıklarını ciddi şekilde etkileyebilecek olumsuz alışkanlıklardan vazgeçmelerine yardımcı olmak için kullanılmaktadır.
Hipnoterapinin faydalı olduğu tespit edilen bazı vakalar şunları içerir:

İrritabl bağırsak sendromu (IBS): Çalışmalar, hipnozun kısa vadede IBS semptomlarını hafifletebileceğini, ancak uzun vadeli etkinliğin kesin olarak test edilmediğini göstermektedir.

Uykusuzluk ve uyku bozuklukları: Hipnoz, kabuslar ve uyku terörü (7-12 yaş arasındaki çocukları etkileme eğilimindedir) yanı sıra uyurgezerlik gibi alışılmadık bazı uyku bozukluklarının tedavisinde yardımcı olabilir. Bu koşulları gidermek için gevşeme ve kendi kendini kontrol önerileri kullanılır.
Migren: Bazı araştırmalar, hipnozun migren ve gerginliğe bağlı baş ağrısı tedavisinde etkili olabileceğini ve yan etkilerinin olmaması sayesinde arzu edilen bir alternatif tedavi olabileceğini önermektedir.

Klinik ağrı kontrolü: Hipnoz, genellikle cerrahi prosedürlerden kaynaklanan ağrı anlamına gelen akut klinik ağrı durumunda analjezik etkilere sahip olabilir. Bazı çalışmalar, hipnozun kadınların doğum ağrısını yönetmesine yardımcı olabileceğini, ancak destekleyici kanıtların karıştığını belirtmektedir.

Sigarayı bırakmak: Ulusal Tamamlayıcı ve Bütünleştirici Sağlık Ayrıntısı çalışmaları, hipnoterapinin sigarayı bırakmak isteyen kişilere, özellikle diğer tedavi yöntemleriyle eşleştirilmesi durumunda yardımcı olabileceğini düşündürmektedir. Ancak bu durumda da, destekleyici kanıtlar karışıktır.

Hipnoterapi Tekniklerinin Evde Kullanımı

Hipnoterapistler ve medya organları sıklıkla kendi kendine hipnoz tekniklerini gevşemek ve öz güvenini artırmaya yönelik terapi olarak görürler. Araştırmacılar, bu basit tekniklerin etkili olabilmesi için yüksek düzeyde telkinin gerekli olmadığını ve bazen bunları evdeki uzman tedavileri tamamlamanın bir yolu olarak uygulamaya koymalarını öneriyorlar.

Hipnotik telkinin kullanıldığı bazı şaşırtıcı yollar çocuk kitaplarıdır. Psikoloji hakkında geniş bilgiye sahip bir yazar tarafından tasarlanan bir kitap, küçük çocukları ekstra karışıklık olmadan uykuya yönlendirmek için öneri teknikleri kullanıyor.

Hipnoz ile meditasyon teknikleri arasındaki çeşitli bağlantılar da bazı araştırmacılar tarafından çizilir. Belli araştırmalar, meditasyon ve hipnozun zihin-beden düzenlemesinde rol oynadığı için birbiriyle yakından ilişkili olduğunu ileri sürmektedir.

Bununla birlikte, diğer araştırmacılar hipnoz ve meditasyonun farklı mekanizmalara dayandığı için tamamen ayrı süreçler olduğunu iddia ediyor. Hipnoz, temelde kişilerin kendi algılarını “aldatması” için bir süreçtir, oysa meditasyon bilinçlendirmeyi artırmak için bir araçtır.

Hipnoz uygulaması 200 yıldan fazla bir süredir gerçek olmasına rağmen, mekanizmalarının birçoğu gizemli kalmıştır. Etkileri doğaüstü gibi görünebilir, ancak beyin çoğu durumda yalın haliyle gözükebilir.