Glikoz seviyelerinin düşüklüğü, dünyadaki en yaygın sağlık sorunlarından biridir. Hipoglisemi belirtileri sıklıkla prediyabet veya diyabet hastası olan kişileri etkiler, ancak yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve hatta artrit gibi diğer sağlık sorunlarıyla da bağlantılıdır. Her ne kadar nadiren bahsedilse de, hipoglisemi; glikoz miktarı düşürücü diyabet ilaçlarının en yaygın ve ciddi yan etkisi olarak görülmektedir.

Aslında toplumda yaygın olarak kabul edilen inanışın aksine; hem hipoglisemi hem de hiperglisemi açısından risk altında olan insanlar sadece aşırı kilolu veya aktif olmayan kişiler değildir, aynı zamanda yetersiz beslenen ve glikoz metabolizmasıyla ilgili sorun yaşayan kişilerde de belirtiler gelişebilir. Rafine edilmiş tahıllar ve şeker miktarı yüksek olan besinler tüketmek ve sağlıklı yağ ve diyet lifi açısından yetersiz beslenmek, hipoglisemiye katkıda bulunmaktadır.

Hipoglisemi belirtileri genellikle diğer sağlık durumları ile karıştırılır ve ani açlık, sinirlilik, baş ağrısı, beyin sisi ve uyuşukluk içerebilir. Boş kalori alımının önüne geçerek, beslenme düzeninizi iyileştirerek ve yemek zamanlaması ve egzersizin size nasıl etki ettiğine dikkat ederek, hiperglisemi (düşük kan şekeri) belirtilerinin azalmasına yardımcı olabilir ve hatta tekrarlamasını da engelleyebilirsiniz.

Hipoglisemi Nedir?


Hipoglisemi, düşük kan şekeri olarak da bilinen bir durumdur. Glikoz çoğunlukla karbonhidratlı gıdalarda ve şeker içeren besinlerde bulunur ve vücut için en önemli enerji kaynaklarından biri olarak kabul edilir.

Glikozun vücuda girdiğinde nasıl çalıştığına ve hormonların kan şekeri seviyelerini nasıl düzenlediğine dair genel bir açıklama yapmak gerekirse;

• Glikoz içeren yiyecekleri (meyve, sebze, fasulye, tahıl ve şekerli atıştırmalıklar gibi) tüketirken, glikoz kan dolaşımına emilir ve sonunda tüm vücut boyunca enerji için hücrelere taşınır.
• Hücrelerimizin glikozu kullanabilmesi için, ne kadar glikoz tükettiğimize tepki olarak pankreas tarafından yapılan “insülin” denilen hormonun üretilmesi gerekir.
• İnsülin, hücrelerimizin enerji için ihtiyaç duyduğu glikoz miktarını emmesine yardımcı olur ve herhangi bir ekstra glikoz daha sonra kullanılmak üzere glikojen olarak depolanması için karaciğere veya çeşitli kas dokularına gönderilir.
• İhtiyaç duyulduğunda bir enerji kaynağı olarak kullanmak için glikoz depolamaktan başka, enerji için ihtiyaç duymadığımız ekstra glikozdan da yağ hücreleri (yağ dokusu ya da vücut yağları) oluşabilir.
• Sağlıklı kişilerde, kan glikoz seviyeleri çok düşük olduğunda glukagon denilen hormon, kan glikozunu sağlıklı bir aralıkta tutmak için depolanmış glikozu serbest bırakması gerektiğini bilir.
• Herhangi bir nedenle bu süreç bozulursa kan şekeri seviyesi düşük kalır ve hipoglisemi belirtileri gelişir.
• Hipogliseminin tersine, yüksek kan şekeri nedeniyle oluşan hastalığa da hiperglisemi denir.

Hiperglisemi, yaygın olarak prediyabet veya diyabetli kişilerde gelişir. Hiperglisemi, susama artışı, idrara çıkmada artış, yorgunluk ve baş dönmesi dahil olmak üzere diyabet ile ilgili genel belirtilere neden olur.

Diyabetik kişiler, insülin ve glikozun yanlış yönetilmesinden dolayı kan şekeri seviyelerinde şiddetli dalgalanmalar yaşarsa, hipoglisemi geliştirebilirler. Diyabetli kişilerde; genellikle kan şekeri düşürücü ilaçların (insülin içeren), glikoz seviyelerini çok fazla düşürmesi nedeniyle veya dengeli ve sağlıklı beslenilmediği için hipoglisemi ortaya çıkar. Yapılan çalışmalar, tekrarlanan hipoglisemi ataklarının, kişinin savunma mekanizmasını, kandaki glikozu düşürme becerisinden mahrum edeceğini ve ciddi komplikasyonlara yol açabileceğini bulmuştur.

Hipoglisemi Belirtileri Nelerdir?

Hiç yemek yemediğiniz zaman huysuz ve yorgun hissediyorsanız ve titreme yaşıyorsanız ya da gününüzü yemek yemeden geçiriyor ve sadece şeker istiyorsanız ve bu şekilde de yorgunluk baş gösteriyorsa; aslında siz hipoglisemi atağı geçiriyorsunuz!

Hipogliseminin en sık görülen belirtileri, diğer bir deyişle düşük kan şekerinin belirtileri şunlardır:

• Açlık, bazen yoğun ve ani olabilir
• Sinirlilik veya titreme gibi anksiyete belirtileri
• Uyurken, gece terlemeleri dahil olmak üzere terleme (noktürnal hipogliseminin bir belirtisidir)
• Baş dönmesi veya sersem hissetmek
• Yorgun hissetmek veya çabuk yorulmak
• Aşırı uyuma hissi ve gün boyunca uykulu olmak
• Huzursuz hissetmek ve dengesiz ruh hali
• Yüz renginin açılması, ani bir solgunluk
• Baş ağrısı
• Kas güçsüzlüğü
• Şaşkın hissetmek ve çalışmak ya da konsantre olmakta zorluk çekme, dalgınlık belirtileri veya unutkanlık

Şiddetli vakalarda (diyabet ilaçları alındığı halde), nöbet, koma ve hatta ölüm meydana gelebilir. Diyabetik hastalar, şiddetli hipoglisemi atakları için en yüksek riski taşımaktadır. Diyabetli yaşlı hastalarda şiddetli hipoglisemik atakların, demans, kalp hastalığı, fonksiyonel beyin yetmezliği, sinir hasarı ve ölüm riskinde artış ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Kan şekeri seviyesi kontrol edilmediğinde hem hiperglisemi hem de hipoglisemi belirtileri yaşanabileceğini unutmayın. Zamanla; yorgunluk, şeker krizleri, tansiyon değişiklikleri, kilo alma veya verme, sinir hasarı ve sinirlilik dahil olmak üzere, prediyabet veya diyabetin göstergesi olan yan etkiler ve belirtilerle beraber artacaktır.

Hipogliseminin Nedenleri ve Risk Faktörleri

Hipoglisemi nedenleri şunlardır:

İnsülinin Yanlış Yönetilmesi

Kan şekerinin yüksek olması, insülinin tekrar tekrar yükselmesine neden olabilir, bu da sonuçta insülin direncine neden olur. Bu bazı durumlarda diyabete veya metabolik hastalıklara neden olur.

Kötü Beslenme

Çok az yemek yemek ve uzun süre boyunca aç kalmak hipoglisemiye katkıda bulunabilir. Bazı çalışmalar, genel olarak, yetersiz gıda tüketiminin, şiddetli hipoglisemi atakları için tanımlanan en yaygın sebep olduğunu bulmuştur.

Diyabet İlaçları

Diyabetikler genellikle insülin direncini telafi etmek için ilaçlarla tedavi edilirler. Klinik çalışmalar, sağlıklı kan şekeri seviyeleri elde etmek için insülin ve glikoz ilaçları kullanma girişimlerinin, hipoglisemi semptomları riskinde üç kat artışa neden olduğunu bulmuştur. Hipoglisemiye katkıda bulunabilen ilaçlar arasında klorpropamid, glimepirid, glipizid, repaglinid, sitagliptin ve metformin bulunur.

Diğer Hastalıklar İçin Kullanılan İlaçlar

Bazı ilaçlar insülin ile birleştirildiğinde, kan şekerini çok fazla azaltabilirler. Bunlar pramlintid ve exenatide’dir.

Fiziksel Aktivitede Artış

Aşırı egzersiz yapmak ya da egzersiz sonrası bir şey yememek kan şekerinin düşük olmasına neden olabilir. Kaslar, kandaki glikozu veya depolanan glikozu kendi kendilerini tamir etmek için kullanırlar, bu nedenle semptomları önlemek için egzersiz yaptıktan sonra vücudu tekrar yakıt ile doldurmanız önemlidir.

Diğer Sağlık Sorunları

Hormon dengesizlikleri, otoimmün bozukluklar, yeme bozuklukları, organ yetmezliği veya hormon seviyelerini etkileyen tümörler; insülinin serbest bırakılma şeklini etkileyebilir, glikoz hücrelere alınır ve depolanır.

Alkol

Alkol kan şekerini yükseltir, ancak daha sonra birden düşürebilir.

Enzim Eksiklikleri

Bazı metabolik faktörler, glikozun düzgün bir şekilde parçalanmasını zorlaştırabilir.

Yüksek Stres Seviyeleri

Stres, insülinin nasıl kullanıldığına müdahale eden kortizol seviyelerini yükseltebilir.