Hipotiroid, tiroid bezinin yetersiz aktivite gösterdiği ve yeterince tiroid hormonları salgılamadığı rahatsızlık olarak tanımlanmaktadır. Tiroid bezi normalde kanda dolaşan çok sayıda önemli hormonu salgılar ve bu hormonlar vücutta gerekli reseptörlere ulaşırlar. Dolayısıyla tiroid fonksiyonlarındaki bozulma, yaygın ve dikkat çeken sağlık problemlerine sebep olur.

Özellikle kadınların hipotiroid geliştirme risklerinin daha yüksek olduğu biliniyor ancak bunun yanında başka otoimmün hastalıklara sahip olan yaşlı bireylerin de risk altında oldukları belirtiliyor.

Hipotiroid Belirtileri

Tiroid temel hormon bezi olarak bilinir ve önemli hormonları salgılamanın yanında vücudun besinleri kullanılabilir enerjiye dönüştürmesinde de kontrol sahibidir. Onun metabolizmada bu kadar önemli bir rol oynaması nedeniyle fonksiyonunu kaybetmesi, vücudun her bölümünü etkiler ve enerji seviyesini düşürür, kalori yakımını bozar.

Tiroid tarafından salgılanan önemli hormonlar aynı zamanda karaciğerin kolesterolü parçalamasına da yardımcı olurlar. Ayrıca tiroid, kandaki trigliserit düzeylerinin kontrolünü sağlayan enzimleri de uyarır ve bu nedenle tiroid fonksiyonlarındaki bozukluklar kalp problemlerine sebep olabilirler.

Hipotiroidin bir diğer dikkat çekici etkisi ise, ruh halindeki bozulmalar ve aksak işleyen metabolizmadır. Temel olarak tiroid az aktif olduğunda, metabolizma yavaşlar ve bu nedenle bireyler yorgun hisseder, kilo vermekte zorlanırlar.

İnsanın ruh halinin hormon düzeylerine bağlı olmasından dolayı hipotiroidi olanlar depresyon, anksiyete, uyku bozukluğu ve düşük bağışıklık sistemi ile de baş etmek zorunda kalırlar. Tiroid bezi nörotransmitter adı verilen kimyasal elçileri kontrol ederler ve bu da duyguları ve sinir sinyallerini etkiler.

Hipotiroidin en yaygın belirtileri aşağıdaki şekildedirler:

• Yorgunluk
• Depresyon ve anksiyete
• Kilo alımı
• Kısırlık
• Guatr
• Üşüme
• Kabızlık
• Kas ağrıları ve gerginlikleri
• Eklemlerde sertlik ve şişkinlikler
• Saç kaybı
• Sertleşmiş, çatlamış cilt
• Soluma zorluğu
• Adet döngüsünde değişimler
• Sık soğuk algınlığı ve grip olma, düşük bağışıklık sistemi

Hipotiroid Beslenme Planı

Hipotiroid Diyetinde Yenilmesi Gerekenler

Taze Vahşi Balık – Çiftlik ürünü olmayan taze deniz balıklarında, omega-3 yağ asitleri bol bulunur ve bunlar hormon dengesi ile tiroid fonksiyonları için gereklidirler. Vücutta omega-3 yağları ile omega-6 yağları arasındaki dengeyi koruyabilmek, inflamasyonları azaltır ve sağlıklı nörolojik fonksiyonların yürütülmesine imkan tanır.

Hindistan Cevizi Yağı

Hindistan cevizi yağında kaprilik asit, laurik asit ve kaprik asit formlarında orta zincirli yağ asitleri bulunur ve bunlar metabolizmayı destekler, enerjiyi arttırır ve yorgunluk ile savaşırlar. Hipotiroid diyetinde kolay sindirilir bir seçenek olan hindistan cevizi yağı, ayrıca sindirim sistemini destekler ve mikrop karşıtı, bakteri karşıtı ve oksidan karşıtı etkileri sayesinde inflamasyonları da bastırır. Hindistan cevizi yağı aynı zamanda bağışıklık sistemini iyileştirir ve beyin fonksiyonlarını yükseltir. Kan şekeri düzeyleri üzerinde de dengeleyici etkilere sahiptir.

Su Yosunu


Su yosunlarında doğal iyot bulunur ve bunlar da tiroid fonksiyonlarını bozan eksiklikleri engelleyebilir. Dolayısıyla bu ürünleri her hafta sınırlı miktarda tüketmek gerekir. Ülkemizde bazı yörelerde su yosunları turşu formunda da satılıyorlar ancak her yerde bulmak o kadar kolay olmayabilir.

Probiyotik Zengini Gıdalar

Kefir, keçi yoğurdu, kombu çayı, turşu gibi gıdalar bol miktarda probiyotik bakteri barındırırlar ve bu nedenle sağlıklı bir bağırsak ortamı oluşması için önemlidirler.

Filizlenmiş Tohumlar

Keten, kenevir ve chia tohumlarında bol miktarda omega-3 yağı bulunur ve bu yağlar hormon dengesini korur, tiroid fonksiyonlarını iyileştirirler. Hipotiroid diyetinde yeteri kadar yağ alımı, beyin fonksiyonlarını desteklemek ve inflamasyonları azaltmak için gereklidir. Sağlıklı yağları yeteri kadar tüketmek kan şekeri düzeylerinin de ayarlanmasına yardımcı olur.

Temiz Su

Su hidrasyona yardımcı olur ve sindirim sistemine destek olurken yorgunluk ve kötü ruh halini de engeller. Bilhassa kabızlık, düşük enerji, şeker alma ihtiyacı gibi durumlara karşı da iki saatte bir en az bir bardak içmek gerekir.

Bol Lifli Gıdalar

Hipotiroidi olan bireylerde genelde sindirim zorlukları da olur ve bu nedenle günde en az 30-40 gram lif almak gerekir. Bol lifli beslenme sadece sindirim sağlığına iyi gelmez, aynı zamanda kalp sağlığını iyileştirir, kan şekeri düzeyini dengeler ve daha kolay doymayı sağlayarak kilo kontrolüne yardımcı olur. Bunu yapabilmek için taze sebzeler, orman meyveleri, baklalar, mercimek türleri ve tohumları tüketebilirsiniz.

Kemik Suyu

Dana ve tavuk kemiklerinde L-proline ve L-glycine adı verilen amino asitler bulunur ve bunlar sindirim sistemini tamir eder, hipotiroide iyi gelirler. Kemik suyunda sindirimi besleyen önemli mineraller de bulunur ve kalsiyum, magnezyum, fosfor ve silikon eksikliğine karşı da iyi gelirler. Ayrıca kemik suyunun besin hassasiyetine iyi geldiği, enerjiyi arttırdığı ve yorgunluk ile savaştığı, bu esnada bağışıklığı kuvvetlendirdiği, kas ve eklem ağrılarını azalttığı bilinmektedir.

Meyve ve Sebzeler

Bu ürünlerde bol miktarda vitamin, mineral ve antioksidan bulunur, böylece serbest radikaller ile savaş mümkün olur ve inflamasyonlar da azalırlar. Besinler bakımından zengin olan bu gıdalar sindirimi destekler, beyin fonksiyonlarını iyileştirir, kalp sağlığına iyi gelir, hormonları dengeler ve sağlıklı bir ağırlığın korunmasına imkan tanırlar.

Hipotiroidde Kaçınılması Gereken Gıdalar

Guatr’a Sebep Olan Gıdalar: Brokoli, karnabahar, lahana, karalahana, soya ve Brüksel lahanası hipotiroid sahipleri tarafından tüketilmemeli çünkü bunlar tiroid fonksiyonlarını bozabilirler. İlla ki bunları tüketmek istiyorsanız sınırlı miktarda tutmalı ve ayrıca tüketmeden önce 30 dakika buharda pişirmelisiniz. Bu gıdalar bilhassa iyot eksikliği yaşayanlar için risk oluştururlar.
Musluk Suyu: Musluk sularında genelde florür bulunur ve içeriğindeki klor da iyot emilimine zarar verir.
Gluten: Tiroid problemleri olanların büyük kısmı glutene hassasiyet gösterirler ve bu nedenle ondan uzak durmak gerekir. Gluten neredeyse tüm tahıl ve tahıl ürünlerinde bulunduğu için bunları tüketmeyi bırakmak gerekebilir. Ayrıca işlenmiş gıdalarda da bulunabildiği için ürün etiketlerini iyi okumak gerekir. Gluten hassasiyeti, inflamasyonları arttırabilir, beslenme eksikliğine sebep olabilir ve hormon problemlerini daha kötü hale getirebilirler.
Süt Ürünleri: Organik olmayan pastörize ve işlenmiş süt ürünleri, inflamatuvar tetiklenmelerine sebep olabilirler. Bu nedenle organik keçi sütü ve onun ürünlerini bulamıyorsanız süt ürünlerine biraz ara vermeniz gerekebilir.
Şeker: Şeker metabolizmanın hormon dengesini bozar ve tiroid problemleri olanlarda kilo problemleri baş gösterir. Zaten metabolizma dengede olmadığı için hipotiroid sahiplerinin şeker ve şekerli ürünlerden uzak durmaları gerekir.
Rafine Unlu Ürünler: Rafine edilmiş karbonhidratlar ile üretilmiş olan ürünler, hormon düzeylerini bozarlar ve kilo alımına sebep olurlar. Bunlar arasında ekmek, makarna ve tüm hamur işi ürünler bulunur. Dolayısıyla tahılları beslenmeden tamamen çıkarmak oldukça iyi bir tercih olur.