Cell Stem Cell’de yayınlanan bir çalışmaya göre, insan kan hücreleri ilk defa daha önce bilinmeyen bir tür sinir kök hücresi tipine doğrudan yeniden programlandılar.

Alman Kanser Araştırmaları Merkezi ile kök hücre enstitüsü HI-STEM’in bilimadamları, insan alyuvarlarını sinir kök hücreleri olacak şekilde ilk defa doğrudan programladılar: elde edilen kök hücreler merkezi sinir sisteminin embriyonik gelişiminin erken dönemlerinde ortaya çıkanlara benziyorlar ve rejeneratif terapilerin gelişiminde önemli bir temel oluşturan hücre kültürlerinin oluşturulması için düzenlenip çoğaltılabiliyorlar.

Kök hücreler vücudumuzda sonsuz olarak çoğalabilen ve beden dokuları için gerekli olan hücrelerdir. Pluripotent embriyonik kök hücreleri olmaları halinde tüm hücre tiplerine dönüşebiliyorlar. 4 genetik faktör gelişimin gidişatını tersine çevirmek ve onları üretmek için yeterli, böylece embriyonik kök hücreler ile aynı özelliklere sahip hücreler yaratılabiliyor. Bu keşif sayesinde 2012 yılında Shinya Yamanaka Tıp Nobel Ödülü’nü almayı da başardı.

İnsan embriyonik kök hücre yaratımına Almanya’da izin verilmiyor. Kök hücrelerin hastalıklı dokuların tamirinde kullanılan rejeneratif terapilerin araştırma ve gelişiminde büyük potansiyel taşımaları nedeniyle bu keşif çok önemli. Bu yeniden programlama aynı zaman pluripotent hücrelerin teratoma eşey hücre tümörleri oluşturabilmeleri gibi sorunlarla da alakalı.

Başka bir çalışmada bağ doku hücreleri yetişkin sinir hücrelerine veya nöral ön hücrelere dönüştürülmüşler ancak bu yapay sinir hücreleri genelde çoğaltılamamışlar ve bu yüzden terapötik amaçlar ile kullanımları mümkün değil. Andreas Trumpp tarafından yapılan açıklamaya göre bu hücreler genelde bedenin fizyolojik koşullarında varolması mümkün olmayan çeşitli hücre türlerinin heterojen bir karışımı olmuşlar.

Takım farklı insan hücrelerini yeniden programlamakta başarılı olmuş. Ciltteki bağ dokular, pankreas, kan hücreleri bunlar arasında. Hastanın kanındaki hücrelerden sinir kök hücreleri elde etmek gelecekteki terapötik yaklaşımlar için büyük bir avantaj çünkü ciddi bir müdahale gerekli olmuyor.

Bu yeniden programlanan hücreler homojen bir hücre tipi olmuşlar ve sinir sisteminin embriyo aşamasındaki gelişimi sırasında oluşan doğal kök hücrelerine benzer hale gelmişler. Araştırmacılar memeli embriyosunda büyük gelişim potansiyeli taşıyan yeni bir sinir kök hücresi tanımlamışlar ve buna endüklenmiş sinir plakası sınırı kök hücreleri adı veriliyor.

Bu kök hücreler harcanabilir, çok amaçlılar ve iki farklı yöne gelişebiliyorlar: yetişkin sinir hücreleri ve onların destekleyici hücrelerine dönüşme yolu ve böylece merkezi sinir ssiteminin hücreleri olma, veya sinir kabuğu hücrelerine dönüşme ve bu sayede kıkırdaklardaki veya kafatası kemiklerindeki çevresel uyarım alan sinir hücrelerine dönüşebilme imkanı. Bu hücreler bu nedenle farklı hücre tiplerinin elde edilmesi için iyi bir temel oluşturuyorlar ve donor kişinin kendisi olduğu için hücrelerin bağışıklık sistemi tarafından reddedilmeyecekleri tahmin ediliyor.

CRISPR/Cas9 gen düzenlemesi bu hücrelerin değiştirilmesinde veya hatalarının tamirinde kullanılabilir, böylece temel araştırmalar için bir ilgi noktası haline geldikleri gibi rejeneratif terapilerin gelişiminde ve yeni aktif bileşenlerin keşfedilmesinde rol oynayabilirler. Hastalarda kullanım imkanlarından önce daha fazla araştırma yapılması gerekli ve Trumpp’a göre öne çıkmaları halinde bunlar gerçekleştirilecekler.