Merhaba Sevgili Okur,

Hepimiz aşkın ne olduğuna, hangi kuralları izlememiz gerektiğine ve aşkı nasıl canlı tutmamız gerektiğine dair onlarca hikaye duymuşuzdur. Dahası, bu hikayeler genellikle birbiriyle çelişir, bizi tereddütte bırakır, ne yapacağımızı ve düşüneceğimizi şaşırırız. Bu mitlerin ortak özelliği ise aşı bizden bağımsız, dışarıda yaşanan bir duyu olarak değerlendirmesidir. Fakat, doğru şu ki aşk mitlerle sınırlanan hayallerimizden çok daha parlak ve canlı.

 

Kendi hayatımda, aşka köle olup pasif yaşamaktansa, kendi gücümü ve kendi hayatıma olan sevgimi keşfetme yolunda büyük bir değişim yaşadım. Öyle ki, hayatımdaki duyguların kaynağının benden, taze bakış açısından geldiğini şimdi biliyorum.

Fakat sevgi üzerine bu gerçeği keşfetmeden önce, beni geride bırakan acılara hapsolmuştum ve sevginin şuan keşfettiğim sevgiden çok daha farklı bir şey olduğunu düşünmüştüm. 20 yaşımdan 37 yaşıma kadar hep karşılıklı ilişkiler yaşadım. Partnerlerimi sevmemin yanında, tüm gücümü onlardan aldığımı, tüm mutluluk kaynağımın onlar olduklarını ve hayatımda olan kişinin sonsuza dek var olacağını sandım.

Söylemeye gerek yok ama, her zaman ayrılıkla sonuçlandı, her zaman ölüyorum sandım. Sonuç olarak, benim romantik dramlarım vücuduma, zihnime ve ruhuma zarar vermeye başladı — ta ki her şeyi farklı bir bakış açısından gördüğüm bambaşka bir güne uyandığımda.

Beni manevi yolculuğuma sürükleyen de bir ayrılıktı. Kırılganlığımdaki güzelliği keşfettim, kendimde mümkün olamayacağını düşündüğüm doğruyu, barışı ve saflığı gördüm.

Bununla birlikte, sizle manevi yolculuğumda öğrendiğim aşk ve ilişkiler üzerine ilham verici bilgiler paylaşacağım.

  1. Sevgi her yerde.

Aşk başka biriyle tesadüfen karşılaştığında bulunur diye bir şart yoktur. İnanın ya da inanmayın, dünya kendi görmek istediklerimizin yansımasıdır. Eminim ki herkes “yatağın ters tarafından kalkmak” sözüne aşinadır. Güne mutsuz olacağımızı düşünerek başlıyoruz ve her koşulda mutsuz oluyoruz. Bu zihnimizin yaşamımızı kontrol ettiğine dair sıradan ve günlük bir örnektir.

Aynı zamanda, ihtiyaçlarımıza saygı duyduğumuzda her şey düzene girer. Güç kaynağımızla, iç huzurumuzla, karşılıksız sevgi ile tekrar bağlantıya geçtiğimizde ilişkilerimize de yansıyacak olumlu duygular yaratırız. Kendimizle bağlantı kurmamız tüm sevgilerden daha büyüktür ve romantizmin ötesindedir.

  1. Ruh ikiziniz kağıt üzerinde sizin aradığınız kişi gibi görünse de sizin hayallerinizdeki partner değildir.

Öncelikle, onlarca, yüzlerce ruh ikizimiz var. İkincisi, ruh ikizlerimiz belirli bir zaman aralığında iyileşmemiz için ya da hızlı büyüme döneminde daha da uçmamıza yardımcı olmak için hayatımıza girerler. Bazen ruh ikizimiz hayat arkadaşımız olarak da sonuçlanabilir tabii. Bu sizin kişisel gelişiminizin hangi noktasında olduğunuza bağlıdır.

  1. İlişkinin bitmesi “kaybetmiş” olduğunuz anlamına gelmez

pişmanlık hayatımızda olumlu bir değişim yaratmaz, bu kadar basit. Daha manevi bir açıdan bakarsak, her şey her zaman mükemmeldir; bize acı çektiren ise olayların nasıl “olması gerektiğini” planlamamızdır.

İlişkinin başarılı olması için sonsuza dek sürmesi gerekmez. Doğru şeyleri öğrendiğimiz, bir sonraki ilişki için deneyim kazandığımız ve hayallerimizin ötesinde düşünebildiğimiz bir ilişki, doğru bir ilişkidir. Öğrenme bittiğinde, ilişki de biter ( ya da “görevi tamamlamak” için yürüyecek gücünüz varsa, bitmeye yüz tutar)

Tüm ilişkiler yaşam boyu değildir. Bir ilişki bittiğinde, tamamlanmıştır. Eğer ayrılık aşk ve merhametle gerçekleştiyse, öğrenilecekler de sağlıklı bir şekilde tamamlanmış olur. Böylece, bir sonraki ilişki sizi aynı konular üzerine yıpratamayacak.

  1. Aşk her yerde karşınıza çıkabilir.

Daha önce söylediğim gibi, aşk her yerde. Fakat sevginin her yerde olduğunu fark etmenin ilk yolu kendi içindeki sevgiyi keşfetmekten geçer. Anı yaşamayı öğrendiğimizde, tüm deneyimlerimizde güzellik ve bilgi olduğunun farkına varırız. Bu ferah bir zihin yaratır, özgürlük hissi verir, hayatla bağlantı oluşturur.

Neredeyse tamamsın, kendini tamamlamak herhangi birisine ihtiyacın yok. Kendi içimizde güçlendikçe, kendimizi daha iyiye yönlendiririz ve yokluk ve eksiklik yerine düzen içinde yaşamımızı devam ettirebiliriz.

  1. Aslında hep beklediğin kişi sendin.

Kendi hayatının kahramanısın. Kendini kurtarabilir ve kendi hayatını yaratabilirsin. Kimse için beklemene gerek yok. Benzer olarak, kimsenin kahramanı veya kurtarıcısı olmak zorunda değilsin. Sadece kendin olabilirsin. Doğru insan sana “ihtiyaç” duymaktansa seni isteyecek.

Ruhumuzda değişimi yaşadıkça, gerçek sevgi kaynağı ve doğruyla bağlantı kurduğumuzda, dünyamız değişmeye başlar ve ilişkimiz derinleşir, büyür, genişler ve peri masallarının, Hollywood filmlerinin ötesine geçer. İki mutlu insan bir araya geldiğinde kendilerinden daha da büyük bir duygu yaratırlar ve kendi çevrelerinde de pozitif etki yaratırlar.

Aşk hiçbir zaman sadece iki insan arasında sınırlı kalmamıştır; aşk birlikteliktir, dayanışmadır ve bağdır.

 

Rahibe Teresa’nın dediği gibi, “Ben sizin yapamadıklarınızı yapabilirim, siz benim yapamadıklarımı yapabilirsiniz; birlikte mükemmel şeyler yapabiliriz.”

Yapabiliriz, İnan!

 

 

Sevgiyle ve ışıkla.

 

Ayşe Tolga İyi Yaşam