Modern hayatın en önemli araçlarından biri iletişim, fakat ne kadar iyi kullanabiliyoruz? Her zaman kontrolümüzde durumlar içinde miyiz? Bu yazıyı okuduktan sonra farkındalığınız artacak ve iletişimin bazı püf noktalarına vakıf olacaksınız.

Üç saniye kuralı

Nasıl gerçek bilgiyi soru sorduğumuzda alabiliriz? Örneğin, çocuğunuza bir soru sorduğunuzda her seferinde doğruya yakın olmayan cevaplar aldığınızı görüyorsanız, yapmanız gereken, soru sorduktan sonra çocuğunuzun yüzüne fazla dikkatlice bakmadan işinizle uğraşmaya devam edip çocuğunuz cevap verdikten sonra hiç yorum yapmadan hemen yüzüne ciddi şekilde ( Sinirli değil )bakıp 3 saniye gözünüzü dikip bakın, bu süre içinde hiç bir hareket yapmayın. Ne “Onaylamak” için aşağı yukarı kafanızı sallayın ne de sağa sola sallayıp “İnanmadım” gibi. Göreceksiniz ki bu kararlı yorumsuz duruşunuz karşısında, korkacaktır ve kendisinin yalan söylediğini anladığınızı düşünüp birden olanı biteni söyleyecektir. Bunu her yakın arkadaşınız, eşiniz, ailenize de deneyebilirsiniz.

Kafayı yana yatırarak dinleme hali

Genellikle kadınlar karşılıklı sohbet sırasında kafalarını sağa ya da sola yatırarak  ya da seni onaylıyorum bilgisini dinlediği kişiye vermek için kafasını aşağı yukarı doğru sallama hareketini yaparlar. Bu esnada pasif şekilde vücut dillerini kullanırlar. Kadınlar, erkeklere oranla sohbet esnasında iletişimde bulunduğu kişiye “Seni  dikkatle dinliyorum, ne dediğini anlıyorum” gibi  vücut diliyle daha çok sinyaller verirler. Bunun evrim ile de ilgisi var, şöyle ki; kadın, anne olmak üzerine kurulu bir yapıya sahip olduğu için bilinçdışı  bilgi ile hareket  eder, yani yeni doğan bebeği konuşamadığı halde onun ihtiyaçlarını anladığını vücut diliyle göstererek bebeğini rahatlatır. Bu karşısındaki kişiyi onaylayan hareket hali doğasından gelir.

Sohbet sırasında karşınızdaki kişiye, başınızı yana yatırarak “Beni bu söylediklerinle aşağılamaya mı çalışıyorsun?” diye sorarsanız “Seni anlamaya çalışıyorum” mesajını vermiş olursunuz fakat başınızı öne çıkararak aynı soruyu sorarsanız “Sen beni tehdit mi ediyorsun?” anlamında savaşa hazırım mesajı vermiş olursunuz. Bu örnekler dışında hayatınızda size karşı olumlu yaklaşımda bulunanlara karşı pasif vücut dilinizi kullanmanız yerinde olacaktır. Tam tersi, sizi tehdit eden veya rahatsız eden insanlara karşı agresif vücut dilinde olmak bir nevi kendinizi koruduğunuz bilgisini verecektir ve bu mesajı aldıktan sonra size kolay kolay yaklaşamayacaklardır.

Tehlike içeren cümleler

Kadınlar için “Gel de konuşalım” “Konuşmamız lazım” gibi cümleler gayet normaldir. Hatta bu durum sorunların çözülmesi veya rahatlama için fırsattır. Fakat bu cümleler erkekler için kadınlarda ki gibi aynı şekilde karşılık bulmaz. Bir erkeğe “Konuşmamız lazım” derseniz, o erkek için tehlike çanları çalıyor demektir. Eşinize ya da sevgilinize bu cümleyi söylediğinizde, o, çok kötü bir şey olduğunu ve ondan ayrılmak istediğinizi düşünmeye başlar. Bu da demek oluyor ki  erkeğin “Yüzleşme” diye adlandırdığı cümleleri kurmak yerine, ciddi konuşmalar yapmanız gerektiğinde çok normal bir sohbetin arasına konuyu sıkıştırmanız gerekecek ya da başkasının bir meselesini anlatırken kendinizden bir örnek vererek konuyu yönlendirebilirsiniz.

Erkeklerin duyar duymaz kaçmak istedikleri cümleler yerine “Bir konuda yardımına ihtiyacım var, sana danışmam lazım” diyerek verimli bir iletişim başlatabilirsiniz ya da  konuşmak için buluşmak isteyebilirsiniz. Göreceksiniz ki bu durumda eşiniz, erkek arkadaşınız sizi dikkatlice dinlemek isteyecektir. Kurduğunuz cümle göz korkutucu olmadığı için sizin için orada bulanacaktır.

Bir diğer tehlike içeren cümle “Sana ne oluyor böyle? Ne acayip davranıyorsun” bunu duyan erkek hemen kendini savunmaya başlayabilir. Bu durum da  onun kızmasına, sinirlenmesine yol açabilir. Bunun yerine “Seni ne rahatsız ediyor? Her zaman ki gibi davranmıyorsun?” diyerek durumu yumuşatarak ifade edebilirsiniz.

Cümle tekrarlatma

Hepimizin etrafında patavatsız ya da düşüncesiz insanlar vardır. Bu kişilerin kötü kalpli olduğunu düşünmeksizin size herhangi rahatsız edici bir yorumda bulunduklarında, örneğin, bir arkadaşınız “Sen biraz kilo mu aldın ne?” diye sorduğunda, sorusunu kafanızı öne ileri çıkararak tekrarlatın “Afedersin  ne demek istediğini anlayamadım tekrar eder misin lütfen?” diye sorduğunuzda kişinin kendisi de ne dediğini ve nasıl sorduğunu fark etmesini sağlayacaktır. Fakat aynı şekilde sorusunu tekrarlıyorsa “Sen beni aşağılamaya mı çalışıyorsun?” diye sorarak üçüncü kez sizde yarattığı “Hayal kırıklığı” durumunu anlamasını ve haddini aştığını aynı zamanda kendisinin niyetini anladığınızı gösterecektir.

İstemediğiniz sorulara cevap vermeyin

Çevrenizde fazla meraklı tipler olabilir, örneğin, üzerine vazife olmayan durumları sorgulayan tipler gibi. Fazla tanımadığınız biri “Ne kadar para kazanıyorsun?” gibi çok özel bir soru sorduğunda ya da “Az önce patronla ne konuştunuz?” bu soruları sorabilecek cesarette kişilerle hiç bir şekilde muhattap olunmamalı. En iyi verilecek cevap “Neden bana böyle bir soru soruyorsun?” diyerek karşılık verebilirsiniz. Karşınızda ki kişi “Sadece merak ettim” diyerek cevap verecektir, bu noktada iki şekilde cevap verebilirsiniz. Birincisi, üç saniye gözünüzü dikip hiç bir şey söylemeden çok ciddi kişinin yüzüne bakabilirisiniz. İkincisi, “Her zaman bu kadar meraklı mısın?” diye sorarak tamamen kişinin üzerine tüm dikkatin toplanmasını ve okların kendisine yönelerek kaçmasını sağlarsınız.

Konu ile ilgili sorularınız ya da paylaşacaklarınız varsa bana z.eylemsenkal@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Psikolojik danışman

Zeynep Eylem Şenkal