Herkese merhaba! Sevgili hocam Serhat Yabancı ile evlilik, boşanma ve ilişkiler üzerine konuştuk. Bu kez de ayrılık üzerine konuşalım dedik ve sizler için çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik…

Ayrılık Nedir? Hangi Durumlarda Ayrılırız?

Ayrılık, bir ilişkinin doğasıdır. Sevgiliyseniz de evliyseniz de, ayrılık da bunun bir parçasıdır. Doğum ve ölüm gibi; her insanın ölümü kaçınılmazdır. Her ilişkide ayrılık olmak zorunda değildir; ancak, o da bunun bir parçası ve gerçeğidir.
“Boşanmak için evlenmedim” diye bir söz vardır. Ancak, bazen öyle bir noktaya gelinebiliyor ki, ayrılık kararı almak zorunda kalabiliyorsunuz. Bunu normal olarak kabul etmek; ayrılığı meşrulaştırmaz ya da motive etmez.

Gerekçeler oluşmuşsa, insanların bu eylemi gerçekleştirmesi sağlıklı bir şeydir. İlgisizlik, saygısızlık, sevgisizliğe rağmen bir ilişki sürdürmek, bir süre sonra sizi “rağmen ilişki” kategorisine sokar. Her şeye rağmen ilişki sürdürülmez. Çünkü, siz her şeye rağmen sürdürüyorsanız; sevilme ihtiyacınızdan, saygı görme ihtiyacınızdan, değer görme ihtiyacınızdan vazgeçmişsiniz demektir.

“Rağmen ilişkiler”, başka bir şeyden vazgeçip ilişkiyi tercih ettiğiniz bir ilişkidir. Ancak, olur da bir gün ilişkiniz ve kişiliğiniz arasında kalırsanız kişiliğinizi seçin. Zaten, bir ilişki sizi böyle bir seçime zorlamışsa da o ilişki yanlış ilişkidir. “Ya kendimden vazgeçeceğim ya ilişkimden vazgeçeceğim”. İlişkiyi bir daha bulursunuz ancak kendinizi bir daha bulamayabilirsiniz.

Sevgi Bitiyorsa Tahammülsüzlük Başlıyor

Sevgi bitiyorsa, karşıdakinin öksürüğü bile sizi rahatsız etmeye başlar. Sevgi bitiyorsa, ilişki mecburiyetler üzerinden devam etmeye başlıyor. Sevgi bitiyorsa, ilişki yalnızca konfor alanı sağladığı için sürüyor. “Düzenim bozulmasın”, “Ekonomik düzey kaybı yaşamayayım”, “Sosyal itibar kaybı yaşamayayım, “İnsanların benle ilgili algısını yıpratmayayım” gibi kendi ihtiyaçlarınızla ilgili durumlar devreye girmeye başlıyor.

Bir erkek ve bir kadın neden evlenir? Birbirlerini sevdikleri için. İlişkinin ana başlangıç nedeni kaybolduğunda, geriye kalan durum tamamen mecburiyetler içindir. Bir ilişkiyi o noktaya getirmemek için, o sevgiyi yıpratmamak gerekiyor. Peki, sevgi kendiliğinden mi bitiyor? Hayır! Evliliği; ilgisizlik, sorumsuzluk, saygısızlık, değersizlik bitirir.

Hayat boyu hiçbir sevgi, her şeye rağmen sürmez. Sevgi, kendiliğinden de bitmez. Sevgiyi, siz ya da karşınızdaki veya her ikiniz bitirirsiniz. Biz sanıyoruz ki; “Ben ne yaparsam yapayım bana olan sevgisi bitmez”. Böyle bir şey olması mümkün değil. Sevgiyi bitiren çeşitli etmenler vardır. Sevgi bir ağaçtır, o ağacın da suyu vardır. O su ilgidir. İlginin içinde; değer vermek, saygı göstermek, sevgiyi somut göstermek, korumak, kollamak, birçok faktör vardır. İlgiyi kestiğinizde, ağaç kurur. Sonra, “Eşim beni artık sevmiyor. Niye sevmiyor anlamadım” diyoruz.

İlişkinin otopsisini yapıyoruz; ortada asla bir ilişki yok. Tabi, bu her zaman böyle de olmayabilir. Karşıdaki insanın duyguları azalmıştır, ilgisi başka birine yönlenmiştir, bitiriyordur. Buna da saygı duymak gerekir.

Ayrılmak İstemeyen İçin Haklı Neden Yoktur

Bir insan ayrılmak istemiyorsa, hiçbir gerekçe onu rahatlatmaz. Ayrılmak istemiyorsanız, sizden ayrılmak isteyen kişinin vereceği bütün gerekçeleri çürütme eğiliminde oluruz. “Artık seni sevmiyorum” dese, ona bile bir cevap verebilirsiniz. “Ben elimden geleni yaparım, beni sevmen için her şeyi yaparım” diyebilirsiniz. Hatta, şunu bile diyebilirsiniz, “Tamam, sevmeyebilirsin ama bizimle birlikte yaşa”. Ayrılmak istemeyen için haklı gerekçe yoktur.

Bazen, ayrılığın mantığa oturtulma süreci o kadar uzun sürebiliyor ki… İlişki beşinci yılında bitiyor, boşanmalar on beşinci yılı bulabiliyor. Bir ilişkiyi bitirmeye karar verdiyseniz, temel kriter şudur; acısız ayrılık olmaz. Biz istiyoruz ki; “Öyle bir ayrılayım ki annem üzülmesin, babam üzülmesin, çocuğum etkilenmesin, eşim tokalaşıp benden ayrılsın”, “Tamam olmadı herkes kendi yoluna”. Biz bunları beklediğimiz sürece asla ayrılamayız.

Ayrılık Süreci ve Ayrılık Acısından Kaçmayın

Acısız ayrılık yoktur, her ayrılık acı verir. Acısız ayrılık ararsanız, hiçbir zaman ayrılamazsınız. Bu bir süreçtir, zamanla bu süreç geçiyor ve insanlar eninde sonunda fabrika ayarlarına dönüyor. Üstüne üstlük, birçok farkındaki yaşayarak da yeni bir hayata başlayabilirsiniz. Ancak siz, ayrılık sonrası süreçte kendinize bir nadas süresi ayırmazsanız, “Ben kaç yıllık ilişkiyi bitirdim. Bir oturup toparlanayım. Ben niye bu kadını/adamı seçtim, neden bu süreci yaşadım, niye ayrıldım, benim hatalarım nelerdi, ne gibi analizler çıkarmam gerekiyor?” sorularını soramazsanız, hemen yara bandı ilişki aradığınızda; eski ilişkiden hiçbir tecrübe çıkarmadığınız için, ya onun tersiyle mutlu olacağınızı düşünüp öyle birini bulursunuz (o da başka bir sıkıntı yaratıyor) ya da ona benzer birini bulup, “Onunla yapmadım bu sefer kesin yapacağım” demeye başlıyorsunuz.

Çoğu zaman kişiler, ilişkilerden sonra mevcut ilişkinin acısını, yasını tutmak yerine başka bir ilişkiyle o acıyı atlatmaya çalışıyor.

Ancak, yara bandı yara iyileşene kadar olduğu için; o ilişkinin ömrü de eski ilişkinin etkisi kadar oluyor. Acı bitiyor, sonra yanlış insanla birlikte olduğunuzu düşünmeye başlıyorsunuz.

İlişki iki kişilik, ayrılık tek kişiliktir. Ayrılığı, başka bir ilişki yaşamadan, tek başınıza atlatmalısınız. Terapistle çalışabilirsiniz, ailenizle dayanışma içinde olabilirsiniz, sosyalleşmenizi arttırabilirsiniz, iş hayatınıza odaklanabilirsiniz, kendinizle ilgili yeni güncellemeler yapabilirsiniz. Aslında, mutsuz bir ilişkiden sonra boşanmak ya da ayrılmak, tadını çıkarmasını bilenler için müthiş bir alan sağlar.

“İlişkide Ben Neler Yaptım? ”a Odaklanın

• insanı niye seçtiniz?
• Onu seçme nedeniz neydi?
• Seçerken nerede hata yaptınız?
• Sürdürürken nerelerde hatalar yaptınız?
• Bitirirken nerelerde hatalar yaptınız?

Bunları çözmeyen biri, ortalama aynı patinaja bir daha girer. Hatta, bazıları hırs yapıyor, “Ben boşandım ama bu sefer en iyisini bulacağım” diyerek bir an önce yeni bir evlilik yapıyor. Bunları, “kendini temizi çıkarma evlilikleri” olarak adlandırabiliriz.

Boşanıyor ve boşanmış erkek/kadın etiketini üzerinden atmak için kısa sürede hemen bir evlilik yapmaya çalışıyor ama o da sağlıklı bir durum değil. Ayrıca, bu tip durumlarda, ikinci evliliklerde boşanma oranı daha yüksek oluyor.

Eski Sevgili / Eski Eşle Arkadaş Kalınır Mı?

Türkiye’de milyonlarca insan var. Neden, eski sevgilinizle arkadaş kalasınız ki? Bu sizin hangi ihtiyacınızı giderecek? Evliliklerde de, bir kadın/ erkek, eski eşiyle yalnızca çocuk için görüşmelidir. Çiftlerin, atlatma dönemlerinde birbirlerine bazı destekleri olabiliyor, onu görmezden gelebiliriz. Ancak, boşandıktan üç yıl sonra hala dışarı çıkıp birlikte eğlenenler var. Bu bize neyi gösteriyor? İki tarafın da hayatını oturtamadığını ve birbirine muhtaç hale geldiklerini gösteriyor. “Biz arkadaşız” diyorlar ama arkadaş olabilseydiniz zaten ayrılmazdınız.

Burada, duygusal ve cinsel sınırları net çizmek gerekiyor. Birbirinizin duygusal ve özel alanına girmediğiniz sürece, eski eşinizle çocuk ya da ortak arkadaş grubu ile birlikte tatil gibi etkinlikler gerçekleştirebilirsiniz. Çocuğun da bunu net olarak bilmesi ve benimsemesi gerekiyor. Çocuk şunu söylememeli; “Baba, hadi gel annemle el ele tutuş”. Ayrılık sürecini atlattıktan ve çocuğun da artık bunu kabullendiğine inandıktan sonra tercihe bağlı olarak birlikte tatile çıkılabilir.

Aldığınız kararın net sınırları içinde durursanız, bir sorun olmaz. Bazıları, özel paylaşımlara gidiyorlar ve bu daha da acıtıyor. Neden? Hazır ayrılıp kendinizi hazırlamış, toparlanmış ve hayatınıza dönmüşken, bir daha aynı patinaja giriliyor ve çocuğunuzun da dengesini altüst edebilirsiniz. Çocuk da “Hani siz boşanmıştınız. Şimdi, sevgili oluyorsunuz” diyor.

Konular bitmez… Sevgili Serhat Yabancı ile ilişkiler dizimizin sonuna geldik. Dilerseniz, hocamın Instagram hesabını takip edebilir ve sorularınızı ona da yöneltebilirsiniz. Şimdilik benden bu kadar. Hoşça kalın!