Bir şeyler yediğiniz zaman bir kaç saat içerisinde karnınızın şişmesi sonucunda pantolonunuzu bile ilikleyemediğiniz oldu mu? Hastalarımdan düz bir karınla uyandıkları ancak gün sonunda altı aylık hamile gibi göründüklerine dair arada bir bilgiler alıyorum. Bu derecede aşırı bir karın şişkinliği yaşamamış olsanız da, her şişkinlik normal değil ve aslında bağırsak inflamasyonunun bir işareti. Eğer düzenli olarak gaz ve şişkinliğiniz oluyorsa, veya irritabl bağırsak sendromunuz varsa, ince bağırsakta aşırı bakteri üremesi (SIBO) sahibi olmanız yüksek ihtimal.

SIBO Nedir?

Tahmin edebileceğiniz gibi, ince bağırsakta aşırı bakteri üremesi, ince bağırsaktaki bakterilerin dengeden çıkmaları ve aşırı büyümeleri sonucunda ortaya çıkıyor.

Sindirim yolunuzdaki bakteriler bağırsak mikrobiyomunu oluşturuyorlar ve bağışıklık sistemi, tiroid fonksiyonları, kemik sağlığı ve genel sağlık üzerinde hayati bir rol oynuyorlar. Hatta bilimadamları bağırsak ortamında on trilyonlarca mikroorganizma bulunduğunu keşfettiler ve bunlar 3 milyondan fazla gene sahip 1000 farklı bakteri türünden oluşuyorlar – bu insan genlerinden 150 kat daha fazla.

Ancak bağırsak bakterilerinin büyük kısmının kalın bağırsak ve kolonda bulunmaları gerekiyor. Bu sayede gıdaları parçalayabiliyor, vitaminleri sentezleyebiliyor ve atıkları ortadan kaldırıyorlar. Normalde kalın bağırsaklarda bulunan bu sağlıklı bakterilerin ince bağırsakları kolonize etmeleri halinde SIBO ortaya çıkıyor. SIBO normalde ince bağırsakta olması gereken bakterilerin aşırı çoğalmalarından da kaynaklanabilir. Her şeyin fazlası kötüdür dersek, bu SIBO için de geçerli.

Fazla bakteriler ince bağırsaklardaki sindirilmemiş gıdalarla beslenirler. Özellikle şeker, basit ve kompleks karbonhidratlar, nişastalar ve alkol ile, yani gerçekten karbonhidrat seviyorlar.

Bakteriler beslendikleri zaman, karbonhidratlar fermente oluyorlar ve bir yan ürün olarak hidrojen ortaya çıkıyor. Bunun sonucunda hidrojen ise ince bağırsaklardaki arkebakteri adı verilen tek hücreleri organizmaları besler ve bu organizmalar da yan ürün olarak metan ortaya çıkarırlar. Yani SIBO sahibi olduğunuz zaman, sindirim sisteminizde fazla miktarda hidrojen, metan veya her ikisi de var.

Karbonhidratlar SIBO’yu tetiklerler -> SIBO hidrojen üretir -> Hidrojen arkebakterileri besler -> Arkebakteriler metan üretirler

Hangi gazın ağırlıklı olarak üretildiğine göre farklı belirtiler gösterebilirsiniz ve farklı tedavilere yanıt verebilirsiniz. Hidrojen ağırlıklı SIBO’da genelde ishal de olur ve metan ağırlıklı SIBO ise kabızlıkla birlikte gelir. Bu iki SIBO tipine dair daha fazla detaya az sonra gireceğiz.

Sindirim yolundaki bu fazla gazın sonucunu tahmin edebilirsiniz. Sancılara, gaz çıkartmaya ve aşırı şişkinliğe sebep olabilir. Hatta SIBO sahibi pek çok insan günün sonunda 6 aylık hamile gibi hissettiğini söylüyor.

Neyse ki bakterileri kontrol altına aldığınız zaman ve bağırsakların doğal dengesini kurduğunuz zaman bu rahatsız edici sindirim belirtilerini ortadan kaldırabiliyorsunuz.

Ancak bu sadece bir sindirim sorunu değil. SIBO şunlar dahil olmak üzere pek çok belirtiye sebep olabilir:
SIBO Sahibi Olduğunuzu Gösteren 10 İşaret

• Gaz, şişkinlik ve ishal
• Karın ağrısı ve kramplar
• Kabızlık (ishalden çok daha az yaygın)
• İrritabl bağırsak sendromu veya inflamatuvar bağırsak hastalığı teşhisi
• Gluten, kazein, laktoz, fruktoz ve özellikle histamin hassasiyeti gibi gıda intoleransları
• Fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu, şeker hastalığı, nöromüsküler bozukluklar ve otoimmün hastalıklar gibi kronik rahatsızlıklar
• Vitamin ve mineral eksiklikleri, A, B12, D ve E dahil
• Yağların eksik emilimi (dışkıda beyaz olarak görünürler)
• Rozasea ve diğer cilt problemleri
• Sızdıran bağırsaklar

Belirtilerin farklı insanlarda farklı şekillerde ortaya çıkmaları nedeniyle fiziksel belirti göstermemeniz de mümkün. Bu nedenle SIBO genelde teşhisten kaçabiliyor. Hatta sağlıklı, belirtisiz insanların %6-15’inin, irritabl bağırsak sendromuna sahip olanların ise %80’inin SIBO sahibi olduğu düşünülüyor.

Bakteri Aşırı Çoğalımına Ne Sebep Olur?

Bağırsaklarımız sinirler, kaslar, enzimler ve nörotransmiterler ile gıdaları düzgün şekilde sindirebilir. Enzimler temel olarak yemekleri parçalarken, sinirler, kaslar ve nörotransmiterler gıdaları fiziksel olarak mideden ince bağırsaklara ve oradan da kolona taşırlar. Bu sağlıklı bir bağırsakta olduğu zaman, bakteriler sindirim yolu boyunca gıdayla birlikte ilerlerler ve kolona giderler. Bu süreçte bir sorun olduğu zaman problemler ortaya çıkar.

Sindirim yolundaki sinir ve kasların hasar görmesi, ince bağırsakta bakteri artıkları bırakır ve bu da SIBO riskini arttırır. Örneğin şeker hastalığı ve skleroderma sindirim kaslarını etkileyerek SIBO gelişimine yol açarlar.

Sindirim sistemindeki fiziksel engeller de, yani ameliyatlardan kalan izler ve Crohn hastalığı gibi hastalıklar da ince bağırsaklarda anormal bakteri gelişimine sebep olurlar. Divertikül adı verilen küçük keseler ince bağırsak duvarlarında oluşabilirler ve bunlar da bakterilerin kolona gitmek yerine keseciklerde toplanmalarına sebep olur.

Normal bağırsak florasını rahatsız eden ve etkileyen ilaçlar da var, antibiyotikler, asit engelleyici ilaçlar ve steroidler bunlar arasında. Elbette yukarıda bahsettiğim üzere SIBO’nun hastalarımda gördüğüm en yaygın tetikleyicisi şeker, rafine karbonhidratlar ve alkol temelli bir beslenme.

SIBO Testi Nasıl Yapılır?

Hangi laboratuvar testlerinin SIBO için en etkili olduklarını açıklamadan önce, test sırasında önemli bir rol oynayan iki farklı SIBO tipine bir göz atalım.

Hidrojen ve Metan SIBO

Daha önce açıkladığım gibi, ince bağırsakta aşırı bakteri çoğalması olduğu zaman yediğiniz karbonhidratlar parçalanmadan fermente hale gelirler. Bu fermentasyon süreci yan ürün olarak hidrojen üretir ve bu nedenle SIBO sahibi insanların sindirim yollarında yüksek düzeyde hidrojen vardır. Bu nedenle SIBO teşhisinde kullanılan en etkili yöntemlerden bir tanesi nefes testi ile sindirim yolundaki hidrojen düzeyini kontrol etmektir.

Ancak SIBO’nun aynı zamanda metan düzeylerini arttırabileceğini de unutmayın. Çünkü bağırsaklarda yaşayan arkebakteri adlı tek hücreli organizmalar hidrojen ile besleniyorlar ve metan üretiyorlar. Bu hidrojen düzeylerinin azalmasını sağlayabiliyor ve sonucunda testte hidrojen varlığı olmasa da hala SIBO’ya sahip olabiliyorsunuz.

Çalışmalar yüksek metan üretiminin kabızlık ile bağlantılı olduğunu gösteriyorlar ve bakteri çoğalması ile ilgili tedavi gören hastalar tuvalete çıkma sıklıklarında iyileşme görüyorlar. Yani SIBO’nuz varsa ve kabızlık ile uğraşıyorsanız, metan üreten SIBO’ya sahip olmanız mümkün.

Metanojenler aynı zamanda kısa zincirli yağ asitlerinin üretiminde ve emiliminde artışa sebep olabilirler ve bu da daha yüksek oranda obezite ile bağlantılı. Hatta bir çalışmada bağırsaklarında daha fazla metan üretimi olanların vücut kitle endekslerinin de daha yüksek olduğu görülmüş.

Bunun bu kadar önemli olmasının sebebi, laboratuvar testleri ile hangi SIBO’ya sahip olduğunuzun belirlenmesi gerektiği. Çünkü ikisi de farklı tedavi seçeneklerine yanıt veriyorlar.

Laboratuvar Test Seçenekleri

Nefes Testi

Bu SIBO testleri arasında altın standart çünkü en doğru sonuçları veriyor ve hidrojen ile metan SIBO’su arasındaki farkın anlaşılmasını sağlıyor. Ama biraz zorlu olabilir.

12 saat hiç bir şey yememeniz, ardından temel hidrojen ve metan düzeyinizin ölçülmesi için küçük bir balona üflemeniz gerekli.

Ardından bakterileri besleyen belli bir miktarda şeker tüketiyorsunuz ve 3 saat boyunca 15 dakikada bir nefes örnekleri veriyorsunuz. Bu sayede hidrojen ve metan düzeylerindeki artış tespit ediliyor.

Eğer hidrojen düzeyleriniz yüksekse muhtemelen hidrojen ağırlıklı SIBO’nuz var ve tam tersi de geçerli. Ancak bir gazın dominant olması sadece o gazın mevcut olduğunu göstermiyor. Her iki gaz tipine de sahip olabilirsiniz ve bir tanesi biraz daha ağırlıklı olabilir.

Organix Disbiyozis Testi

Bu fonksiyonel test, idrarınızda bağırsaklarınızdaki bakteri ve mantarların ürettiği yan ürünleri arıyor. Eğer ince bağırsaklarınızda bakteri ve mantarlarda aşırı çoğalma varsa, yan ürünler idrarda belireceklerdir ve bu da varlıklarına işaret edecektir. Test hastalar için çok daha kolay ve tek bir doz idrar numunesi gerektiriyor. Ancak SIBO’nun hidrojen veya metan olduğunu anlamaya yaramıyor.

Kapsamlı Dışkı Testi

Bu fonksiyonel laboratuvar testi ise kalın bağırsak florasına bakılmasını sağlıyor. Eğer iyi bakterilerin düzeylerinde tamamen yükselme varsa, SIBO şüphesi doğabilir. Çünkü hastalarım genelde kandida aşırı çoğalması, SIBO ve parazitler gibi çoklu bağırsak problemleri yaşıyorlar. Dışkı testi aynı anda birden fazla enfeksiyonun tespitinde faydalı oluyor.

Belirtiler Listesi

Yukarıdaki belirtilerin bir listesini kullanarak ve hastanın sağlık geçmişine bakarak, SIBO ile bağlantılı yaşam tarzı faktörlerinin mevcut olup olmadıklarını görebiliriz. Sadece hastayı dinleyerek bile bazen teşhis koymak mümkün olabiliyor.

SIBO Tedavisinde 3 Adımlı Protokol

SIBO tedavisi 3 adımlı bir yaklaşım gerektiriyor ve böylece aşırı gelişim ortadan kaldırılıyor ve bağırsakların doğal dengesi 3 kısımda sağlanıyor.

Aşırı Gelişmiş Bakterileri Aç Bırakma

İlk adım ince bağırsaklarda bakterileri besleyen gıdaları ortadan kaldırmak ve bunlar arasında şeker, alkol ve karbonhidratlar yer alıyorlar. Bu konuda suçlu gıdalar genelde ekmek, kurabiyeler, kekler, kokteyller ve aynı zamanda tam tahıllar ve baklagiller gibi kompleks karbonhidratlar. Bu gıdalar eninde sonunda bağırsaklarda şekere dönüşürler ve bakterileri beslerler.

Bu süreçte bol bol nişastasız sebze, yeşil yapraklı sebze, saf protein ve sağlıklı yağlar ile çok az miktarda meyve yiyeceksiniz.

Bakterilere Saldırma

Kliniğimde genelde Xifaxan ve Neomyacin antibiyotikleri ile kötü bakterilere saldırıyorum, ilaç seçiminde hangi gazın daha fazla olduğu önem kazanıyor. Xifaxan hidrojen ağırlıklı SIBO için daha iyi iken, Neomyacin ise metan ağırlıklı SIBO için etkili. Bu antibiyotikler patojenik bakterileri öldürmekte başarılı iken iyi bakterilere mümkün olan en az hasarı veriyorlar.

Eğer SIBO tedavisini evde yapıyorsanız, kullanılması gereken protokol Microb Clear. Bu magnezyum kaprilat, berberin ve tribulus, tatlı pelinotu, greyfurt, sarıçalı, ayı üzümü ve siyah ceviz ekstraktları ile üretilen bir karışım. Bu karışım bakterileri doğal yoldan öldürebiliyor.

Bunlar patojenik bakteriler ile sınırlı olmayıp iyi bakterileri de rahatsız edebilseler de, tüm bakterileri aynı anda bombardımana tutan geniş spektrumlu antibiyotikler kadar sert değiller. Microb Clear çok daha doğal ve hafif. Etkisini bir bombadan ziyade budama olarak nitelendirebiliriz.

İyi Bakterileri Restore Etme

Son adım ise güçlü bir bağışıklık sistemi ve doğru sindirim ile gıda emilimi için bağırsaklardaki iyi bakterileri onarmak. Ancak SIBO söz konusu olduğunda biraz dikkat etmek gerekiyor çünkü bazı probiyotikler ateşe benzin dökebiliyorlar.

Çoğu Probiyotiğin Sorunu

İnce bağırsağınızda kötü bakterilerin aşırı çoğalımı gerçekleştiği zaman, bu bakteriler genelde lactobacillus ve bifidobacterium türlerine aittirler. Probiyotik takviyelerinin büyük kısmında bu bakteriler olduğu için, bu tip probiyotiklerin kullanımı ince bağırsaklara bakteri ekleyerek ateşe benzin döker.

Hatta SIBO sahibi olabileceğinizi gösteren ipuçlarından bir tanesi, bu bakterileri içeren bir probiyotik tükettikten sonra daha fazla gaz, şişkinlik, kabızlık, ishal veya başka sindirim belirtileri yaşamaktır.

Toprak Bazlı Probiyotikler SIBO İçin En İyisi

Toprak bazlı probiyotikler belirtilerinizi azdırmayacaklardır veya ateşe benzin dökmeyeceklerdir çünkü bunlar ince bağırsakları kolonize etmezler veya orada hali hazırda gelişen bakterileri beslemezler. Ayrıca lactobacillus ve bifidobacterium içermezler ve yine de probiyotiklerin tüm faydalarına sahiptirler.

Toprak bazlı probiyotiklerin onları mide asitinden, safra tuzlarından ve sindirim enzimlerinden koruyan kabukları vardır ve böylece bakteriler canlı kalırlar. Çevrenin onlar için güvenli olduğunu anladıkları zaman ortaya çıkar ve kalın bağırsakları kolonize ederler. Bu da onları SIBO için iyi bir seçenek haline getirir çünkü ince bağırsağı işgal etmezler ve oradaki aşırı çoğalmaya katkıda bulunmazlar, bunun yerine doğrudan kalın bağırsaklara ve kolona giderek sağlığı desteklerler.