Herkese merhaba! İyi yaşam, benim için bütünsel bir iyi yaşam demek. Kişisel gelişim de iyi yaşamın vazgeçilmez bir parçası. Ben, Londra’da aromaterapi okudum. Ortaokul ve liseyi de İngilizce eğitim almadan tamamladım. Sizler için, Türkiye’de dilbilimi anlamında ve Türkiye’de İngilizceyi gerçekten en iyi öğreten isimlerden bir tanesiyle, Seda Yekeler ile buluştum. İngilizceyi nasıl mı öğrenmeliyiz? Cevabı, bu yazıda!

Seda Yekeler Kimdir?

Seda Yekeler, çok genç ve çok çalışkan biri. Aynı zamanda bir İkizler burcu. Okula, 5 yaşında başlamış. Türkiye’nin tek dil vakfı olan SEYEV’in kurucu başkanı. İngilizce ve Fransızca dilleri alanında, bir dil edindirme kuramını oluşturan bir dilbilimci. Kendisini dil edindirme işine adamış.

Dil Öğrenilir mi, Edinilir Mi? Yek Metodu Nedir?

İkinci bir dili öğrenmekle bir yabancı dil edinmek aynı şey değil. Yek Metot’ta ayrılan en temel şey; derslerde ikinci dilin öğretilmesi. Bu metotta, yabancı dili edindirmek istediği için; kişisel ve özellikle beyindeki sağ ve sol lobun özelliklerine göre bir dil analizi yapıyormuş.

Yek Metot; kişinin beynindeki dil edinme bölgesinin nasıl çalıştığını ve ne kadar açık olduğunu analiz eden bir dil analizine dayanan ve bir dil haritasının çıkartıldığı bir metot. Yani, kişiye özel.

Uzun yıllar, sağ lob ile sol lobların birbirinden ayrı çalıştığına dair çalışmalar yapılmıştı. Son 20 yılda ise, özellikle birden fazla dil bilen insanların bu iki lobu aynı anda kullandıkları ortaya çıktı. Seda Yekeler, beyin egzersizleri ve sorduğu sorular ile önce bunun analizini yapıyormuş.

Beynin dil edinme bölgesinde gri bir madde var ve analiz yapıldıktan sonra bunun ölçümü yapılıyormuş. Gri madde ne kadar kalınsa, kişi o kadar kolay dil öğrenebiliyormuş ve bunun kalın olması da tamamen dışarıdan alınan uyaranlara bağlıymış.

Çocukların tek sorumluluğu ders çalışmak olduğu ve beyinleri daha boş olduğu için, o gri madde çok daha hızlı artıyor. Yetişkinlerde ise, bunu arttırabilmek için daha fazla egzersiz gerekiyor. Nasıl bir kalp doktoruna ya da diyetisyene gittiğinizde size egzersiz yapmanız öneriliyorsa, dil ediniminde de bu ciddi beyin egzersizleri gerektiriyor.

Dil edinimiyle ilgili, dünyada pek çok farklı metot var. Çok ciddi ve işe yarayanlar da var. Yek Metot’un farkı ise şu; 6 haftalık, günde 1.5 saate dayanan, gri madde arttırıcı egzersizler. Psikiyatrlar, çeşitli beyin travmaları geçirenlere iyileştirmek için bunu vermişler. Seda Yekeler de bunları analiz ederek, dil öğrenmek isteyen yetişkinlere benzer bir sistem uyguluyor. Bu yolla, 7000’den fazla yetişkine dil edindirmeyi başarmış.

Kişiye Özel Dil Edinimi

Analiz yapıldıktan sonra, eğer kişi hiç İngilizce bilmiyorsa; ilk 6 hafta, günde 1.5 saat tamamen gri maddeyi kalınlaştırmaya yönelik, İngilizce öğreten değil öğrenmeye başladıklarında, dil çok daha kolay edinilsin diye, yine içinde İngilizce egzersizler olan bir program uygulanıyormuş. Bundan sonra da, 3 ay içerisinde, onların materyalleri ve bu metot ile istenilen seviyeye gelinebiliyor.

Dil analizinde 23 farklı soru varmış. Bunların çok ciddi bir şekilde cevaplanması gerekiyor çünkü hedef çok önemli. Örneğin; 40 dakikada Türkçede 375 kelime ile sohbet eden bir yetişkin olabilir, bir de sadece 25 kelime kullanan ve kendi dilinde de kelime haznesi kısıtlı olan biri olabilir. Bu nedenle, dil analizi yaparken, “İngilizceyi nerede, ne zaman ve ne sıklıkla kullanacak?” sorularına da bakılıyor. Bir hukukçuya, tıp terimleri öğretemezsiniz. Bu nedenle, kişinin istediği seviyeye, sahip olduğu ana dili ile birlikte, hedefleri belirliyormuş.

Kişi eğer, “Toefl sınavını geçeceğim sonra bir daha ihtiyacım olmayacak” diyorsa, o zaman ona göre bir eğitim gerekli. Ama kişi, “Ben bir hukukçuyum ve uluslararası mahkemeleri dinlemek ve anlamak istiyorum” diyorsa, o zaman da ona göre bir eğitim gerekecektir. Kişi Fransızca öğrenmek istiyorsa, bunu ne kadar sürede ve ne için yapmak istediğini belirtmeli.  Yek Metot da ona göre belirleniyormuş.

Bana göre, beynin çok gizemleri var. Eğitim ve müfredat bizi bilişsel öğrenmeye itiyor ve bu nedenle de çok fazla kalıcı değil. Bu nedenle bu yöntem, aslında herhangi bir şekilde öğrenmeyi kuvvetlendirici bir sistem. Mevcut eğitim sisteminde, çok fazla bilişsel esnekliğe yönelik eğitimler ne yazık ki verilemiyor. Seda Yekeler, bu bilişsel esnekliğe de çok fazla önem verdiği için, aslında bunları da bir araya getiriyor.

“Ben İngilizce öğrendim” ya da “Kursa gidip öğreneceğim” değil, bir yaşam biçimi olarak hayatınıza soktuğunuzda, dil edinme süreci ile birlikte hayatınızda birçok şeyin değiştiğini de göreceksiniz. Neyi ne için yaptığınızı da biliyorsanız, sonu çok mutluluk verici olacaktır.