Sarılmak dünyanın neredeyse her kültüründe pek çok duyguyu ifade edebilmek için yapılan bir davranış ve bilhassa sosyal, duygusal ve mental karmaşanın olduğu durumlarda bireyler rahatlamak ve sosyal olarak bağ kurmak için sarılmayı tercih ediyorlar. Hatta bazı insanlar, sarılmanın insanlığın kalbinde yer aldığını belirtiyorlar.

Sarılma üzerine çalışan terapistlerin bile olduğu biliniyor. Bilhassa bazı sağlık kurumlarında sarılmayı bir tedavi aracı olarak kullanan pek çok uzman mevcut.

Sarılmanın Faydaları

Bir birey sarıldığı zaman, cilt yüzeyindeki reseptörler aktif hale gelirler ve bu reseptörler dokunma gibi tepkileri ölçmek için bulunurlar. Bu reseptörlere sinirlere bağlıdırlar ve bunun neticesinde bir tepki oluşturmamız da mümkün olur.

Dokunma Hipotezi

Bu duyusal sinirler dokunma hipotezinde büyük rol oynarlar. Bu hipoteze göre, duyusal sinirler fiziksel iletişimde bir ödül mekanizması için gelişim göstermişlerdir.

Aktifleştirildikleri zaman, alınan mekanik sinyaller, elektriksel ve kimyasal sinyallere dönüştürülürler ve omurilikten sonra beynin öteki yanına iletilirler. Bunun için iki paralel sinir yolu kullanılır. Birincisi duyusal iletişim içindir ve hızlı bir şekilde çalışarak titreşim ve lokasyon bilgisi taşır. Böylece beyne gerekli olan bilgiler iletilir.
İkinci veriyolu ise sosyal bağlanma, tatmin ve ağrılar ile ilişkilidir ve çok daha yavaş şekilde iletişim kurar.

Sarılma Sağlıklı Çocuk Gelişimi İçin Önemlidir

Sarılmanın insan hayatının ilk döneminde çok önemli olduğuna dair veriler mevcut. Dokunma yoluyla etkileşim insanlar için o kadar önemli ki, anne karnında ilk gelişen duyunun dokunma duyusu olduğu belirtiliyor. Doğumun ardından ve hayatın ilk dönemlerinde, ten tene temas, anne ile bebek arasındaki ilişkinin temellendirilmesini sağlamaktadır.

Bu nedenle bilhassa doğal bir doğum yapmak, anne ile bebeğin cilt temasını hemen kurabilmesi bakımından çok önemlidir.

Annenin dokunuşu bağlanma duygusunu ateşler, güvenlik ve pozitif duygular verir.

EEG ile yapılan beyin aktivitesi taramalarında bebeklerin ailelerinden sevgi gördükleri zaman beyin aktivitelerinde artış görülmüştür. Bu etkiler sürekli olmuşlardır ve beynin bağlantı kurmasına da yardımcı olmuşlardır. Bu etkileşimler ve yeni beyin bağlantıları, çocukların stresli durumlara karşı kendi başlarına nasıl duygusal tepki verebileceklerini öğrenmelerini de sağlamıştır.

Diğer yandan sevgi görmeyen çocuklar ve doğumdan sonra ten tene temasa sahip olmamış olan çocukların bilişsel, duygusal ve fiziksel problemlere sahip olabildikleri ve kortizol düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmüştür.

Sarılmak Oksitosin Sağlar

Oksitosin aşk ve sevgi hormonu olarak da adlandırılmaktadır. Sarılmıa durumunda vücudun ödül mekanizması devreye girer ve bu da oksitosin salgılanmasını sağlar. Oksitosin aynı zamanda sosyal bağların kurulmasına da yardımcı olur. Beyinde oksitosin üreten nöronlar hayli yaygınlardır ve bu nöronlar sosyal etkileşim, korku, agresyon, sakinlik ve stres ile ilgili kısımlarda hayli aktiflerdir.

Oksitosinin büyük kısmı beyin dışına çıkarılsa da, bir miktarı daima içeride kalır ve bu da bireylerin davranışlarının, duygularının ve psikolojilerinin değişimine yardımcı olur.

Sarılmak Bağışıklık Sistemini Güçlendirir

Oksitosin miktarının artması bağışıklık sisteminin de güç kazanmasını sağlar ve bu nedenle sarılmanın bağışıklık sistemini doğal yoldan güçlendirdiği belirtilmektedir. Sarılan bireylerin çok daha nadir bir şekilde hasta olduklarını gösteren çalışmalar da mevcut.

Oksitosin hormonu aynı zamanda stres hormonu kortizolun miktar olarak azalmasını da sağlar. Kortizol azaldığı zaman bireylerin sosyal destek vasıtasıyla stresle başa çıkmaları da daha kolay hale gelir.

Aynı zamanda, aktif hale gelmiş olan duyusal reseptörler beyne sinyal gönderirler ve bu sinyaller vagus sinirine iletilirler. Bu sinir kalbin, ciğerlerin ve sindirim sistemini parasempatik tepkilerini yönetir. Böylece sarılan bireylerin kan basınçlarında düşüş sağlanır.

Sarılmak Rahatlatıcı Nörotransmiterleri Üretir

Bazı nörotransmiter maddelerin fazlalaşması, beyinde pozitif duygular uyandırır ve sarılmanın bunları arttırdığı belirtilmektedir. Dopamin motivasyon, hedefler ve davranışları desteklemekte işe yarar. Sarılma sırasında dopamin salgılanır ve böylece tatmin duygusu ortaya çıkar.

Serotonin ise ruh halini iyileştirir.

Her Gün Ne Kadar Sarılmak Gerekir?

Her ne kadar bilimsel olarak ispatlanmamış olsa da, her gün dört defa sarılmanın hayatta kalmak için gerekli olduğu belirtiliyor. Ancak 12 sarılmanın gerçek bir gelişim göstermenize yardımcı olduğu belirtiliyor.
Bunun sonucunda, sarılmanın bir adedinin olmadığı ve ne kadar çok olursa o kadar iyi olduğu söylenebilir.