Bir şeyler anlatmak için yüz hareketlerinden sese ve vücut hareketlerine kadar her şeyi kullanabiliriz. Bu ufak ifadeleri deşifre etmemize yardımcı olması için beden dili uzmanlarının, insanları okuma konusunda verdikleri ipuçlarını ve püf noktalarını bu yazıda okuyabilirsiniz.

Sözsüz iletişim nedir?

Sözsüz iletişim, kelime kullanmadan bir kişiden diğer kişiye verilen her türlü iletişim bilgisi ve mesajdır. El işaretlerinden fiziksel görünüme ve beden diline kadar her şey sözsüz iletişime dahil olabilir. Beden dili; yüz ifadelerini, jestleri, beden duruşlarını, göz hareketlerini, fiziksel dokunuşlarını ve fiziksel bedende gösterilen diğer sinyalleri içeren sözel olmayan bir iletişim biçimidir.

Çoğumuz, kelimelerin bizden kaçıp gittiği anlar yaşamızdır. Bu durumlarda net bir şekilde düşünemeyecek ve konuşamayacak kadar gergin, utangaç ya da duygulara boğulmuş oluruz. O zaman sözcük içermeyen ipuçları bizim için konuşur. Başkasıyla yaptığımız konuşmaların iki taraflı olduğu düşünürsek bunu yapmak, diğer insanı sözlü olmayan şeyleri okumaya bıraktığımız anlamına gelir.

İnsanları okumak için gerekli ipuçlarını aşağıda bulabilirsiniz.

Olumlu ve olumsuz beden dilini ayırt etmeyi öğrenin

Beden dili çoğunlukla olumsuz ya da olumlu olarak ayrılabilir. Kişinin vücudu gerildiğinde bu ifade genelde stres, rahatsızlık ya da öfkeyle ilgili olabilen olumsuz bir ifadedir. Diğer yandan bedeni gevşetmek ya da rahat bir şekilde dinlenmek gibi olumlu beden dili, mutluluk ve güvenin işareti olabilir.

Ses perdesine dikkat edin

Kişinin normal ses tonu, ruh haline göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, kişi üzgün olduğunda sesi azalma eğiliminde olur. Bu ise kişinin daha düşük bir oktavda ve yavaş bir hızda konuşması anlamına gelir. Daha hızlı, enerjik ve neşeli sesler ise mutluluğu gösterme eğilimindedir.

Kişinin nefesine dikkat edin

Kızgın olan birinin yüzü kızarmaya başlayabilir. Bu reaksiyon genelde hızlı nefes alıp vermeden dolayı meydana gelir.

Savaş ya da kaç durumundayken beyin, hormonlar ve nörotransmiterler salgılar ve kortizol akın etmeye başlar. Bu ise kan basıncınız ile kalp atış hızınızı arttırır ve nefesiniz sığ ve hızlı hale gelir.

Parmaklarının eğilişine bakın

Bu kulağa biraz garip gelebilir, ancak kişinin parmaklarında hafif bir eğrilik olduğunda bu muhtemelen rahat olduğu anlamına gelir. Etrafta tamamen gerilmiş parmaklarla dolaşmayız. Bu tuhaf görünür. Parmaklarda doğal bir eğrilik varsa ve gerginlik yoksa karşınızdakinin iyi hissettiğini anlayabilirsiniz.

Yaslandığı yöne dikkat edin

Sizinle ya da sizinle yaptığı konuşmayla ilgilenen bir kişi, size doğru eğilecektir. Flört ederken de genelde kişiler arasındaki boşluk gittikçe azalır. 

Diğer yandan kişi karşısındakinden korkuyor ya da ilgilenmiyorsa arkasına yaslanabilir. Ancak bu tarz durumlarda tüm bağlama dair ipuçlarına dikkat etmek önemlidir.

Ellerine bakın

Bazı insanlar stresli durumlarda parmak uçlarını uzatabilir, ancak bazıları ise yumruklarını havaya kaldırabilir ya da sıkabilir. Kişi, halihazırda bardak ya da kupa tutuyorsa onu daha sıkı tutmaya başlayabilir. Bu durumda kişi, vücudunun serbest bırakması gereken bastırılmış bir enerjiye sahiptir.

Hareketlerine dikkat edin

Kişi, normalden daha fazla hareket ediyorsa gerginlik belirtisi olabilir. Siniri gösteren belirtiler arasında ayağı ya da bacağı sallama, dudakları çiğneme, elleri sıkma ve hatta tikler ile sinir seğirmeleri yer alabilir.

Kişinin aldığı nefes sığlaşır ve eller ile başın hareketleri daha hızlı ve sarsak hale gelir. Tabi bunların hepsi gerginlik seviyesine bağlıdır.

Gülüşünü gözlemleyin

Kişinin gülümsemesi, mutlu olduğu anlamına gelir değil mi? Öyle olabilir de olmayabilir de.

Aslında birkaç farklı gülümsene türü bulunuyor:

Duchenne: Duchenne, gerçek bir gülümsemedir ve bu gülümsemeyi fark edebilirsiniz. Çünkü genelde dişler görünür ve gözler de güler. 

Sosyal: Sosyal gülümsemede genelde dişler görünmez, gülümseme dişlere ulaşmaz ve bu gülümsemeler gerçek mutluluktan daha çok ortak nezaketi ve samimiyeti ifade etmek için kullanılır.

Dominant: Simetrik olmayan bu gülümseme ağzın sadece bir köşesinin kalktığı bir sırıtışa benzer ve kendine güveni ve hatta küçümsemeyi göstermek için kullanılabilir.

Merak ediyorsanız şunu da söyleyelim: Yakın zamanlarda yapılan bir araştırma, flörtün en açık işaretinin, baş bir tarafa ve çenenin hafifçe aşağı dönükken hoşlanılan kişiyle göz teması kurmanın ve hafif bir gülümsemenin olduğunu gösterdi.

Büyük resme bakın

Son ipucu kesinlikle en önemlisidir. Yüz ifadelerine bakmanız faydalı olabilir, ancak bu ifadeler her zaman doğru çıkmaz.

Nasıl hissettiğimizi biliyor ancak insanlar bunu bilmesini istemiyorsak onu maskelemeye çalışırız. Ses tonu, beden dili gibi ipuçları gerçekte nasıl hissettiğimizi açığa çıkarma eğilimindedir. Bu nedenle bir kişinin duygusal durumunu okurken büyük resme dikkat etmelisiniz.

İster sanal ister yüz yüze konuşuyor olun, büyük resmi görmeniz önemlidir. Diğer bir deyişle sadece yüz ifadelerini okumayın. Yüz ifadeleriyle birlikte beden dili ya da sözel ipuçları gibi bağlama dair diğer işaretleri de dikkate alın.

Bağlam neden önemlidir?

Bağlama dikkat edilmediğinde sözel olmayan ipuçları kolaylıkla yanlış yorumlanabilir. Örneğin, kolları önde bağlamak bazı durumlarda direnç ve gerginlik sinyali olabilir, ancak başka biri için güveni ve gücü işaret ediyor olabilir.

Çevrenizde olup biten her şeyi, karşınızdaki kişinin sözel olmayan ifadelerinde gördüklerinizle bir bağlama oturtmayı unutmayın. Çevre, davranışı etkilemektedir.

Kişinin, özellikle de flört edilen kişinin beden dili hakkında varsayımlarda bulunmak, yanlış konumlandırılmış duygulara ve uygunsuz eylemlere yol açabilir. Merhaba demek ve gülümsemek, birinin sizden hoşlandığı anlamına gelmeyebilir. Bunları yapan kişi arkadaşça yaklaşıyor olabilir.

Emin olamadığınız bir durumda harekete geçmeden önce sorular sormak ve netlik kazanmak önemlidir.

Sonuç Olarak

Sözsüz iletişim, insanların duygularını kelimelere dökemediklerinde (ya da kasıtlı olarak gizlediklerinde), duygularını nasıl ifade ettiklerinin önemli bir parçasıdır. Bu iletişim işaretlerini nasıl okuyacağımızı öğrenmek, başkalarını daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Beden dilini bilmeniz durumunda zihin okuyamazsınız. Ancak konuştuğunuz ya da gözlemlediğiniz kişinin neler yaşadığı ya da bundan sonra ne yapabileceği konusunda daha iyi kararlar verebilirsiniz.