Şüphesiz İnternet hayatımızı pek çok açıdan çok kolaylaştıran muhteşem bir şey.. Fakat bütün güzel şeylerde olduğu gibi, internetin de bazı olumsuz yönleri var. Çocuklarımızın hayatını farklı yönlerden geliştirdiğinden şüphe duymasak da, internetin, bazı şeyleri mahvettiğini de düşünmüyor değilim.

 

Her şeyden önce hepimizin hayatında bir sürü “gizem”i yok ettiği kesin ve bu her zaman istenen bir durum değil; sonuç olarak çok fazla şeyi çok erken öğrenmek diye bir kavram var. İnternet birçok bilgiyi önümüze sererek insani iletişimi de bir anlamda gereksiz kılıyor. Eğer uygun bir şekilde kullanılmazsa, internet, çocuklarımızın hayatlarındaki pek çok şeyi olumsuz bir şekilde değiştirebilir.

 

  1. Öğrenme sabrı.

Okuldan çıkıp en son çıkan bilgisayar oyununu ya da popüler bir filmi almaya koştuğumuz günleri hatırlıyor musunuz? Eğer aradığımız şey tükenmişse, ya başka bir şey alırdık ya da bir sonraki haftayı beklerdik. Tabii o zaman hoşumuza gitmese de, bu durum bize sabırlı olmayı ve bazı şeylerin beklemeye değdiğini gösteriyordu. Şimdi çocuklarımızın hiçbir şey için beklemesi gerekmiyor, istedikleri şeye istedikleri an ulaşabiliyorlar ve bunun, karakter gelişiminde işe yaradığını pek söyleyemeyiz.

 

  1. Postayla gerçek mektup almak.

Hepimizin bir dönem mektup arkadaşı olmuştur ve bu da bilmediğimiz birçok kültürü tanımamızı sağlamıştır. İnternet tabii ki bu görevi fazlasıyla yerine getiriyor fakat yine de postayla mektup almanın ve onu beklemenin heyecanını hiçbir şekilde karşılayamaz.

 

  1. Sınıfta birbirine not vermek.

Sınıfta bir arkadaşınıza gizlice not verdiğinizde yaşadığınız heyecanı hatırlayın. Artık snapchat, sms, twitter, facebook vesaire olduğu için, gizlice mesajlaşmak kolaylaştı ve eski heyecanı da kalmadı.

 

  1. Dışarıda oynamak.

Çocuklar hala sokağa çıksa da, akıllı telefonları ve tabletlerine o kadar düşkünler ki, artık bu bir heyecan değil zorunluluğa dönüştü. Küçükken tek istediğimiz sokağa çıkıp özgürce oynamaktı; şimdiyse çocuklarımızı internette gezinmek yerine sokakta oyun oynamaya ikna etmeye çalışıyoruz.

 

  1. Tanınmama.

Ebeveynler artık ilk ultrasondan itibaren çocuklarının fotoğraflarını internette paylaşıyorlar. Dolayısıyla çocukların sanal dünyada var olmama gibi bir şansları kalmadı.

 

  1. Araştırma yapmak için kitaba başvurmak.

Eskiden okul ödevleri için kütüphaneye gidip kitap aranırdı. Kucak dolusu kitabı eve taşıyıp, onları hızlı bir Google taramasının yapamayacağı şekilde gözden geçirmeye başlardık. Tabii ki artık bunu yapmak daha kolay, fakat kolay olan her zaman daha mı iyidir, düşünmek lazım.

 

  1. Pazartesiye kadar arkadaşlarının hafta sonu ne yaptığını bilmemek.

Ergenlik yıllarımızda hafta sonu eğlenceli bir şeyler yapmak için uğraşır, evde oturup kaldığımız sıkıcı hafta sonlarında bile arkadaşlarımızın ne yaptığını pazartesi gelmeden öğrenemezdik. Şimdi çocuklar, kimlerin kimlerle takıldığını gösteren fotoğrafla dolu instagram ve facebook sayesinde, ya da yüzünden, dışlandıklarını da görebiliyorlar. Cehalet her zaman kötü olmayabiliyor.

 

  1. Ergenlik yıllarındaki garip fotoğraflar.

Onları silip yok etmek varken neden saklayıp herkese gösteriyoruz?

 

  1. Seks kavramını bir insandan öğrenmek.

Artık seksle ilgili bilgiler ebeveynler ya da yaşça büyük havalı kuzenler yerine, Google’dan öğrenilebiliyor. Çocukların, onları olumsuz etkileyebilecek örneklerle karşılaşma olasılıkları ise oldukça yüksek.

 

 

10. İnsanlarla birebir iletişim kurmak.

Ergenlik çağındaki çocuklarla konuşurken, bazen karşılıklı iletişimde güçlük çektiklerini fark etmişsinizdir. Tabii ki ergen olmanın getirdiği bir sosyal etkileşim problemi de söz konusu, fakat internetin hayatlarında kapladığı yer düşünüldüğünde, bir insanla karşılıklı konuşma ihtiyacı neredeyse ortadan kalkmış durumda. Bu durumun sosyal beceriler konusunda gelişimlerini olumsuz yönde etkilediğini söylemek de yanlış olmaz.