Herkese merhaba! Bazen, şehrin koşturmasından, temposundan, hızından yavaşlamak istiyoruz. Özellikle de kış gelince, ben öyle oluyorum. Evimde, elimde çayımla oturup, hiçbir şey yapmadan ama çok şey yaparak, yani kitap okuyarak vakit geçirmeyi seviyorum. Biliyorum ki kitap önerilerimi seviyorsunuz. Ben de çok mutlu oluyorum. Sizlere bir şey katabiliyorsam, ne mutlu bana! Bugün de; iş yaşamında zorluklar yaşayan genç arkadaşlarımıza, kariyerlerinin içerisinde zorlanan iş ortamındaki genç arkadaşlara iş dünyasıyla ilgili faydalandığım kitaplarımdan bahsedeceğim…

Elimde, sizler için seçtiğim pek çok kitap var. Bunları da farklı kategorilerde seçtim. Bazıları satış pazarlama konusunda, bazıları kişisel gelişiminizle ilgili, bazıları etkin konuşma, hitabet ve sunum yapabilme ile ilgili kitaplar. Çünkü, iş dünyasında kullanacağınız araçlar, bunların hepsi! Hep söylüyorum; kendini tanıyan, kendi karanlıklarını aydınlatan, zayıf ve güçlü taraflarını bilen insanlar, her zaman daha kuvvetlidir.

Kendi Hayatınızda Swot Analizi Yapın

Belki bilirsiniz, “Swot Analizi” diye bir şey var. Swot (S: Kuvvet, W: Zayıflık, O: Fırsatlar, T: Tehditler) sözcüklerinin baş harflerinden oluşan; şirketlerin, kendi fizibilitelerini yaparken, kendi markalarını yaratırken, sahada yaşayabilecekleri zorlukları görmek için, aydınlıkları-karanlıkları, artıları- eksileri masaya yatırarak net bir analiz yapmalarını sağlayan bir sistemdir. Swot Analizi neden kendimize yapmıyoruz? Ben, hayatımın her bölümünde kendime bu analizi yapıyorum. Size de öneriyorum. Swot Analizi’nizi on sene önce yapmanız, bir şey ifade etmez. Swot Analizi, sizin hayatınızla birlikte değişkenlik gösterir; çünkü siz gelişiyorsunuz, oturduğunuz yerde kalmıyorsunuz, sürekli bir ilerleme halindesiniz diye düşünüyorum. Sürekli bir ilerleme halindeyseniz; hayatınızın dinamikleri ve sizin yaşam şartlarınız değiştikçe, içinde bulunduğunuz ortam değiştikçe, Swot Analizi’nin içeriği de değişiyor.

Swot Analizi’ni basit bir şekilde yapacağız. Bir A4 kağıdı alacağız, dörde böleceğiz; sol üst tarafa Kuvvetli Yönlerimiz, sağ üst tarafa Zayıf Yönlerimiz, sol alt tarafa Fırsatlar (girmek istediğiniz ortam, okul, iş, hayatınızın herhangi bir alanındaki sizin lehinize olan fırsatlar), sağ alt tarafa da Tehditleri (aleyhinize olabilecek, sizin için tehdit oluşturabilecek şeyleri) yazacağız. Bu çok net! Oturup biraz kafa patlatmaktan, kendinizi biraz düşünmekten ve gerçekçi olarak yazmaktan geçiyor. Lütfen, dürüst olarak yazmaya dikkat edin.

Örneğin, benim olduğum ortam, mesela Youtube camiası… Bu camiada güçlü taraflarım var, zayıf taraflarım var, buradaki ortamdaki olası fırsatlar ya da tehditler var. Bütün bunları bilerek, süreli değişken yapıya uyum gösterebilmek gerekiyor. Bunu yaptıktan sonra, bu Swot Analizi’ni cebinize alarak, iş ortamınızda daha sağlam adımlar yürüyebilirsiniz. İşte, bu yazıda size önereceğim kitaplar da size burada yardımcı olacak!

Fil İle Karınca

Gerçekten birbirine çok zıt iki hayvan… Biri dev cüsseli bir hayvan, diğeri ise onunla kıyaslandığında küçücük bir hayvan. “Kendiniz için liderlik” diyor. “Bireysel performansınızı dönüştürmek için yazılmış bir hikaye ve 5 adımlık plan” demiş. Çok güzel bir kitap, çok beğendim. Çünkü, artık Liderler Çağı’ndayız. 2000’li yıllardan sonra artık, dijital ortamın kuvvetlenmesi ile birlikte dijital liderler ortaya çıktı.

On yıl önce bize, “Böyle bir uygulama olacak, sen oradan fotoğraflarla hayatını paylaşacaksın, insanlara ulaşacaksın, onun hikaye kısmından bakacaksın” ya da “Bir tane video kanalın olacak. Sen o video kanalından, evinden oturup bir televizyoncu gibi yayın yapacaksın” deseler, hepimiz güler geçerdik. Çünkü, bundan 10-12 yıl önce, dijital dünya o kadar kuvvetli değildi. O zamanlar, medya patronları vardı, gazeteciler vardı, gazeteler vardı. Basılı olarak gazeteler alıyorduk. Markete gidiyordunuz, parasını veriyordunuz, daha önceden başkaları tarafından servis edilmiş haberleri, yazarların içeriklerini okuyordunuz. Keza, aynı şekilde sadece televizyon kanalları vardı ve burada başka içerikler izliyordunuz.

Devir tamamen değişti! Artık herkes kendi lideri, herkes dijital bir lider. Herkes kendi doluluğu müddetince içerik üretir hale geldi. Tabi ki bunun artıları ve eksileri de var. Ama, kişisel liderlik kısmı benim için çok önemli. Kişisel lider olabilmeniz için de kendinizi çok iyi geliştirmeniz gerekiyor. Kişisel liderlik kitaplarından biri de bu.

“Kişi bir lider olarak, tam potansiyeline ulaşabilmesi için öncelikle kendi kendinin lideri olmalıdır. İçsel yeteneklerinden ve güçlerinden yararlanmalı, gelişimini engelleyen alışkanlıklarla mücadele etmelidir. Kendisini sürekli olarak hedeflerini gerçekleştirmekten alıkoyan korkuları ve olumsuz duyguları ile baş etmelidir. Karınca ve Fil, bunu yapmanıza yardımcı olacak eğlenceli bir hikayedir”.

Kitabın sonunda çok güzel bir hikaye var. Aslında, benim de hayat hikayemin özeti. 2007 yılından beri, kişisel gelişimle ilgilenmeye başladıktan sonra, insanlara da bu bilgileri yayma misyonu ile çalışan biriyim. Çevremde bazı insanlar, sosyal medya paylaşımlarımda, internet sitemde ya da Youtube kanalımda, “Ne kadar boş bir çaba içindesin. Neden bunu yapıyorsun?” derler.

2012 yılında, sosyal medya ile ilgili bir karar verdim ve bu platformu, ben insanların ruhsal, bedensel, kişisel gelişimleri için kullanmaya karar verdim. Evlerinde, kendi başlarına, spor salonuna gitmeden, hiçbir alete ihtiyaçları olmadan yapabilecekleri, 1-2 dakikalık fitness ve yoga videoları çekmeye başladım. Evimin mutfağında yaptığım sağlıklı tariflerimi, baharat çayı karışımı gibi insanlara iyi gelecek, şifa verecek karışımlarımı yapmaya başladım.

Önce, çevremde bazı insanlar, “Bu kız delirdi, kafayı yedi” dediler. Sonra bana gülmeye başladılar. Ben ısrarla devam ettim, çünkü ona ben karar verdim ve dedim ki “Bu insanların buna ihtiyacı var ve ben kendi hayatımda bundan faydalanmış ve etkilerini olumlu bir şekilde gören biri olarak, bu bilgileri paylaşmazsam olmazdı” misyonu ile, onlara kulak asmadan bunları paylaşmaya devam ettim. Daha sonra, daha fazla kitlenin ilgisini çekmeye başladı. İnsanlardan gelen yorumları gördüğümde, doğru bir yolda olduğumu biliyordum. Aynı, kitabın arkasında yer alan Deniz Yıldızının Hikayesi’nde olduğu gibi:

“Bir adam okyanus sahilinde yürüyüş yaparken, denize telaşla bir şeyler atan birine rastlar. Biraz daha yaklaşınca, bu kişinin, sahile vurmuş deniz yıldızlarını denize attığını fark eder ve; “Niçin bu deniz yıldızlarını denize atıyorsunuz?” diye sorar. Topladıklarını hızla denize atmaya devam eden kişi; “Yaşamaları için” yanıtını verince, adam şaşkınlıkla: “İyi ama burada binlerce deniz yıldızı var. Hepsini atmanıza imkan yok. Sizin bunları denize atmanız neyi değiştirecek ki?” der. Yerden bir deniz yıldızı daha alıp denize atan kişi, “Bak, onun için çok şey değişti” karşılığını verir…

Bizim için de durum böyle. Çünkü hayat, başka bir deniz yıldızının hayatını kurtardığımız zaman hayattır. Bu kitap da bize bunlardan bahsediyor. Çok basit adımlarla, ders ders, adım adım fil ve karıncanın hikayesinden bahsediyor. Ormanda ikisinin yolları kesişiyor ve birbirlerine hayat dersleri veriyorlar. Çok keyifli, size de çok güzel şeyler katacak bir kitap.

Satış Stratejileri

Sun Tzu, aslında bir savaş stratejistidir. Sun Tzu’nun Savaş Sanatı isimli bir kitabı var. Bu kitap; büyük liderler, üstatlar ve askerler tarafından binlerce yıldır alınıp, okunup uyguladıkları çok önemli, yaşam rehberliği içeren bir kitap.
Günümüz pazarlamacıları, “Satış Savaşını Kazanmak İçin Sun Tzu Bilgeliği” dedikleri bir kitap çıkarmışlar. “Ayşe, sen bunu niye buraya koydun?” diyebilirsiniz. Ben, şöyle düşünüyorum; iş yaşamında karşılaştığınız her şey bir satıştır. Biz, aslında çok başarılı satış elemanlarıyız. Benim yaptığım iş de bir satış. Şuanda bir kitabı pazarlayabilirim, başka bir şey pazarlayabilirim. Bunun arkasındaki dinamikleri ve bunun stratejik bir yaklaşım olduğunu anlayabilirseniz, yaptığınız her işte başarılı olursunuz.

Savaşmak demek, illa kafa koparmak demek değildir. Uzak Doğu bilgeliği, her zaman karşısındakinin gücünü ve öfkesini alarak, kendine dönüştürerek, o öfkeyi karşı tarafa vererek, bilgelikle yapan bir sanattır. Bu kitabın; ofis cadılarından, sizi sürekli mobbing eden patronlarınızdan ya da daha iyi satış yapmanız için sizi sıkıştıran ve yetersiz hissetmenize neden olan iş arkadaşlarınızdan, bilgelikle sıyrılmanız için güzel bir rehber olacağını düşünüyorum.

TED Gibi Konuş

“Dünyanın En İyi Beyinlerine Göre Topluluk Önünde Konuşmanın 9 Sırrı”. Gerçekten çok etkili bir kitap, zaten bir best-seller. Ted konuşmacılarının beden dilleri, seçtikleri sunumlar, sunumların içerisinde insanları etkileyen temel noktaların her birini tek tek masaya yatırmışlar, analiz etmişler ve size uyguladığınızda yüzde yüz başarı kazandıracak, topluluk önünde etkili konuşma ve hitabetle topluluğu etkileme gibi konularda başarı sağlayacak bir kitap yazmışlar.

Mesela, “Ağızları Açık Bırakan Anlar Yaratın” denmiş. Ağızları açık bırakan anlar ya da izleyicilere, akılda kalıcı anlar yaratmak, önemlidir. Ben, bu kitabı defalarca okudum ama her seferinde güzel şeyler buluyorum. Bu kitapta, siz de kendinizden çok güzel şeyler bulacaksınız diye düşünüyorum.

Önce Bütün Kuralları Yıkın

Bilmiyorum, siz bir girişimci misiniz? Bir şirket sahibi misiniz? Ya da uzun dönemdir bir şirkette mi çalışıyorsunuz? Ama burada, bazen işlerin istediğiniz gibi gitmediğini, her zaman yaptığınız metotların artık eskisi gibi işlemediğini görebilirsiniz. Orada, düzenle ilgili, yolunuzla ilgili bir sorun var demektir. Orada, her zaman aksini düşünmeniz gerekir.

İşte bu noktada, bir tane kitabım var… Marcus Buckingham ve Curt Coffman, liderlik ve iş dünyası ile ilgili çok önemli kitaplar yazmış isimler. “Dünyanın en önemli yöneticileri neleri farklı yapıyor? Önce bütün kuralları yıkın!”. Gerçekten öyle. Bir şeyi doğru yapıyorsunuz, başarılı olacağına inanıyorsunuz ama olmuyor. O zaman ne yapmak gerekiyor? İşte burada, bu kitap bütün bunları anlatıyor.

Benim de, 2007 yılında kurduğum bir firmam vardı. Orada, gerçekten zorlandığım konular vardı. Bir girişimci olmanın dışında; bir işletme işletmek, bir pazarlamacı gibi düşünebilmek, markanın ilerlemesine yardımcı olabilmek için farklı etmenler ve araçlar vardır. Bunların hepsine hakim olmadığımız için, bazen bütünsel düşünemiyoruz.

Bilgi eksikliği çok önemli, her şeyi bilemiyoruz. Bazen, sahada tecrübe ile öğreniyoruz. Bazen, sahadaki tecrübesine güvendiğimiz insanların da, sandığımız kadar tecrübeli ve bilgili olmadıklarını görüyoruz. Onların sözünü dinlediğimizde hatalar da yapabiliyoruz. Bu nedenle, öncelikle kişinin kendini çok iyi bilmesi, hakim olması, daha sonra iş bölümü yapıyorsa, bunlarla ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum.

Rekabet Üstü

Bu kitap, dünyanın çok önemli markalarının danışmanlığını yapan, üstatların üstadı, “Pazarlama gurusu” diyeceğim, Edward De Bono’nun kitabı.

Rekabet Üstü, çok önemli bir kitap. Bu kitap; üniversitelerin işletme bölümlerinde, şirketlerde üst düzey yöneticilere, her zaman bir başucu rehberi olarak verilen bir kitap. Rekabet denilen şey, aslında gerçekten iş dünyasının olmazsa olmazı. Rekabet, olumsuz bir kelime gibi algılansa da bence pozitif bir kelime, sizin nasıl algıladığınızla ilgili. Edward De Bono, “Şans hazır olana gelir” diyor ve bence çok doğru bir laf bu.

“Hazır olduğunuzda, sürekli değişen pazarın ihtiyaçlarını, hizmet verdiğiniz sektördeki tüketicinin ihtiyaçlarını değiştirip kutunun dışından bakabildiğinizde, rakiplerinizin ne yaptığına ve onların hatalarından ders alarak kendi yolunuza pozitif bir anlam çizebildiğinizde, bir şirketin başarısız olmasının imkanı yoktur.” diyor Edward De Bono.

Bunları; Ford, Microsoft gibi kendi danışmanlık verdiği markalardan örneklerle anlatıyor. Bu da, iş dünyasında, özellikle satış-pazarlamanın dışında, rekabetle ilgili kendini geliştirmek isteyen arkadaşlarıma önerdiğim bir kitap.

İş Güdü

İş Güdü, çok güzel bir kitap, “içgüdü” gibi. Sezgilerimizi iş yerinde, işimize nasıl kullanabiliriz? “İşini doğru yapıp, sonuç almanın kuralları” yazıyor. Bazen, işinizi doğru yapıp sonuç almadığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Bununla ilgili yaptığınız hatalar ve görmediğiniz şeyler, bu kitapta var.

Yazının başında, sizlere Swot Analizi yapmaktan bahsetmiştim. Kendinizi tanımaktan bahsetmiştim. Bu, benim iş hayatımın içerisinde, olmazsa olmaz bir prensip. Yani; kendinizi tanımadan, kim olduğunuzu bilmeden, neleri doğru neleri yanlış yaptığınızı dürüstçe kendinize itiraf etmezseniz, hiçbir işte başarılı olamazsınız.

Öncelikle, lütfen bunu bulun. “İşimi çok doğru yapıyorum ama yine de başarısız oluyorum” diye bir şey olamaz. Orada bir yanlışlık vardır ve bu yanlışlık, büyük olasılıkla sizdedir. Her şeyden önce, kendimize dürüst olmamız gerekiyor. İş Güdü de bunu anlatıyor.

“Fırsatlara bakış tarzımızı, karar verme şeklimizi ve yaptığımız şeyleri değiştirmeye bizi ikna edecek bir sav atıyorlar ortaya. İş Günü, çığır açacak sonuçlar elde etmek için güçlü ama basit bir çerçeve sunuyor”.

Gerçekten de, iş disiplinini ve şirket içindeki dinamikleri iyi tanımanız için güzel bir kitap. İçerisinde, kendinizi tanıyarak, iş yerindeki performansınızı ölçebileceğiniz testler var.

Kişisel çıkarımlarımla birlikte kitapları harmanladığım bir kitap önerileri konusuyla sizlerleydim. İş hayatında kendinizi tanımanız, kişisel gelişiminiz ve kitap önerileri ile ilgili, Yeni Bir Ben kategorisi altında içeriklerime göz atabilirsiniz. Bugünlük benden bu kadar. Hoşça kalın!