Daha anne karnında ilk olarak ortaya çıktığımız andan yaşamın sonuna kadar beslenmeye sıkı sıkıya bağlıyız. Hemen hepimizin beslenme ile ilgili bir fikri, düşüncesi, olmazsa olmazları var. Besin alımı ve beslenme alışkanlıklarımızı ne kadar çok sağlıklı yönde düzenlersek, sağlıklı bir yaşamın anahtarına kavuşma şansımız da o kadar yüksek olur. Sağlıklı, doğal, iyi ve temiz beslenme, gıda seçiminin akıllıca yapılması pek çok hastalığı önlemeye yardımcı olabilir. Doğru besinleri, doğru şekilde tüketerek halihazırda var olan hastalıkların da daha başarılı bir şekilde tedavi edilmesi mümkün. İyi beslenmeyi kavramak ve ne yediğimize dikkat etmek sağlığımızı korumaya, ömrümüzü uzatmaya ve yaşam kalitemizi artırmaya yardımcı olacaktır.

İyi beslenme nedir?

Besinler, vücudumuz için enerji sağlar ve günlük etkinliklerimiz için yakıt olarak kullanılır. Vücudumuzun her daim tam kapasite çalışabilmesi içinse, tek tip beslenme değil, aksine beslenmede çeşitliliğe yönelmeliyiz. Vücudumuza giren besin maddelerini sık sık değiştirmeye, farklı kaynaklardan almaya çalışmalıyız.

Su, beslenmenin önemli bir bileşenidir. Yağların, proteinlerin ve karbonhidratların hepsi gereklidir, ancak karbonhidrat alımında miktara lütfen dikkat. Zira fazlası bir tık daha fazla zararlı. Çok elzem derecede ihtiyaç duyduğumuz kilit görevindeki vitamin ve minerallerin yeterince alınması, aynı zamanda tüm vücut sağlığımızın korunması için çok önemlidir. 50 yaşın üzerindeki yetişkinler ve hamile kadınlar için; D vitamini, kalsiyum ve demir gibi mineraller kesinlikle çok önemli ve her yemekte bulunması gereken unsurlardır.

Sağlıklı bir beslenme, diyet çok sayıda doğal gıdayı içermelidir. Sağlıklı bir diyetin büyük bir bölümü; özellikle kırmızı, turuncu veya koyu yeşil olan meyvelerden ve sebzelerden oluşmalıdır. Tam buğday ve kahverengi pirinç gibi tahıllar da beslenmenizde önerilen besinlerdir. Süt ürünleri önemlidir, ancak yetişkinler için, süt ürünleri yağsız ya da az yağlı olmalıdır. Protein ihtiyacı; yağsız et ve kümes hayvanları, deniz ürünleri, yumurta, fasulye, bakliyat, tofu, soya ürünlerinden, tuzsuz tohumlardan ve fıstıklardan karşılanmalıdır.

İyi beslenme aynı zamanda belirli gıdalardan kaçınmayı da içeriyor. Sodyum, işlenmiş gıdalarda yoğun şekilde kullanılır ve yüksek tansiyonlu kişiler için tehlikelidir. Amerika’da yetişkinlere günde 300 miligramdan (mg) az miktarda kolesterol tüketmeleri öneriyor ki, bunların içinde et ve tam yağlı süt ürünlerinde bulunuyor. Margarinde ve işlenmiş gıdalar, kızarmış hazır yiyecekler, katı yağlar ve trans yağlar kalp sağlığına zararlı olabilir. Rafine edilmiş beyaz un, beyaz pirinç ve rafine edilmiş beyaz şeker de özellikle diyabetlilerin sağlığı için zararlıdır. Alkol, bir kadın için günde bir kadehten fazla, bir erkekler için günde iki kadehten fazla olmamalı, aksi halde zarar verebilir.

Beslenme bozuklukları, eksiklikleri

Yeterli yemek yiyorsunuz, ancak dengeli bir şekilde beslenmiyorsanız beslenme bozukluğu, yetersizliği riski taşıyor olabilirsiniz. Bununla birlikte hamilelik dönemindeyseniz ya da yüksek tansiyon gibi hastalıklar için ilaçlar kullanıyorsanız her zamanki rutin beslenme programınızı uygulamak yeterli olmayabilir. Ayrıca bağırsak hastalıklarına yakalanan, obezite cerrahisi dolayısıyla bağırsağının bir bölümü alınan kişiler de aynı bağlamda vitamin eksikliği riski altında olabilirler. Bir de bu gruba alkol bağımlılarını eklemek gerekiyor. Zira düzenli olarak alkol alan kişilerde en sık görülen rahatsızlıklardan birisi beslenme yetersizliğidir.

En yaygın beslenme eksikliklerden biri demir eksikliği anemisidir. Vücudumuza oksijen sağlamak için kan hücrelerimizin demire ihtiyacı vardır. Yeterli oranda demir almadıysak kan yapıcılarımız düzgün çalışmaz. Dolayısıyla da anemi ve anemiye bağlı diğer hastalıklar baş gösterir.

Kan hücrelerini etkileyebilecek diğer besinsel eksiklikler; B12 ve C vitamini bir de folat eksiklikleridir.

Bunların yanında D vitamini eksikliği de, kemiklerin sağlığını etkileyebilir, bu da kalsiyumun emilimini ve kullanımını zorlaştırır. Güneşte dışarı çıkarak D vitamini elde alabiliyor olmamıza rağmen, cilt kanseri ile ilgili endişeleri olan birçok kişi, yeterli miktarda güneş almayarak D vitamini eksikliği yaşamaktadır.

Diğer beslenme eksiklikleri

  • Beriberi, B1 vitamini eksikliğinden kaynaklanan bir sinir sistemi hastalığıdır. Bolca kabuklu tahıl tüketimi önerilir.
  • Ariboflavinoz, B2 vitamini eksikliğinden kaynaklanan, ağız, mukoza, dil ve dudakların iltihaplanmasıdır.
  • Pellagra, B3 vitamini eksikliğinden kaynaklanır, derinin açık yerlerinde kızıl lekeler oluşur.
  • Paraestezi, B5 vitamini eksikliğinden kaynaklanır ve kaşıntı, uyuşma, yanma gibi şikayetler yaşanır.
  • Biyotin eksikliği, B7 vitamini eksikliğinden kaynaklanır, genellikle gebelikte yaygın olarak görülür.
  • Hipokobalaminemi, B12 vitamini eksikliğinden kaynaklanır, şeker metabolizmasında düzensizlik yaşanır.
  • Gece körlüğü, A vitamini eksiliğinden kaynaklanır.
  • Diş eti ve diş sorunları, C vitamini eksikliğine dayalı olarak diş kaybı, diş eti rahatsızlığı yaşanır.
  • Raşitizm, D vitamini ve / veya kalsiyum eksikliğinden kaynaklı olarak ortaya çıkan kemik hastalıkları, kemik gelişimi sorunları oluşur.
  • K vitamini eksikliği
  • Magnezyum eksikliği, bazı ilaçların kullanılması ve tıbbi problemler sebebiyle ortaya çıkar.
  • Potasyum eksikliği, bazı ilaçların kullanılması ve tıbbi problemler sebebiyle ortaya çıkar.

Dengeli bir beslenme programı, bu rahatsızlıkların önlenmesine yardımcı olabilir. Hamileler veya emziren anneler, bağırsak rahatsızlığı olan kişiler için vitamin takviyeleri gerekebilir.

Beslenmeyi etkileyen hastalıklar ve koşullar

Tüm vücudumuzu göz önünde bulundurduğumuzda sağlık durumumuzun gıda ve beslenme kaynaklı olarak değiştiği, bundan etkilendiği bir gerçektir. Bunların bazıları doğrudan gıda kaynaklıdır. Örneğin; gıda zehirlenmesi veya işlenmiş gıdalardaki bakteriyel enfeksiyonlar gibidir. Bazı insanlar ise fıstık, kabuklu deniz hayvanları veya buğday gibi gıdalara (çölyak hastalığı) şiddetli alerjik olabilir. İltihaplı bağırsak sendromu, ülseratif kolit ve gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH) gibi mide ve bağırsakla ilgili rahatsızlıklar gıda tüketiminden doğrudan etkileniyor.

Diğer hastalıklar ve durumlar için de, gıdaların türü veya miktarı hastalığın seyrini etkileyebilir. Örneğin şeker hastalığı, vücudun kan şekerini düzenleyememesine yol açabiliyor ve besinlerin türleri, miktarı da bu rahatsızlığı büyük ölçüde etkileyebiliyor. Şeker hastalığınız varsa ya da kan şekeriniz tehlikeli seviyelere kadar yükseliyorsa, karbonhidrat alımınızı kesinlikle düzenlemeli, ayarlamalısınız.

Tüketilen gıdalardan ve beslenme şeklinden etkilenen rahatsızlıklar

  • Hipertansiyon, tuz alımından etkileniyor ve kan basıncını etkiliyor.
  • Kalp hastalığı / yüksek kolesterol, yağlı gıdalardan etkileniyor ve damarlarda biriken yağlar damar tıkanıklığına yol açıyor.
  • Osteoporoz, kalsiyum ve D vitamini eksikliğinden etkileniyor, fazladan biriken yağ kemiklerin daha kırılgan olmasına sebep oluyor.
  • Bazı kanser türleri; kötü, sağlıksız bir beslenme programı ve obeziteden etkileniyor. Özellikle göğüs, kolon, endometriyal, özofageal ve böbrek kanseri riski sağlıksız beslenme ile artıyor.

Yiyecek seçimlerimiz ve beslenme alışkanlıklarımız, yaşamınızın tümü boyunca genel sağlığınızı etkiliyor.

Diğer hususlar

Bazı hastalıklar için, belirli gıdaları daha sık yemek ve bazı takviyeler almak sağlığınızı korumamıza, tedaviye yardımcı olabilir.

Özellikle kanser tedavisi gören hastaların dayanıklılıklarını korumak için belirli bir beslenme programı uygulamaları gerektirebilir. Örneğin, enerjiyi korumak için yüksek kalorili gıdaların tüketilmesi önerilebilir. Beslenme programınızda yeterince sağlıklı yağ ve protein almak uzun vadede sağlıklı kalmanıza yardımcı olacaktır.

Aslında her koşulda, sağlıklı beslenmek sağlık sorunlarını azaltmaya yardımcı olabilir. Örneğin gut hastalığı olanların düzenli olarak kiraz yemeleri öneriliyor. Düzenli olarak sarımsak tüketmenin, bazı bakteri ve mantarlara karşı etkili bir ilaç olabileceği düşünülüyor. Balın antimikrobiyal ve antienflamatuar özellikleri biliniyor. Elma tüketen kişilerin kolorektal kanser riskinin azalıyor. Bir de şekerli, asitli içecekler, soda veya meyve suyu yerine su içmek, kilo kontrolüne, genel görünüşü düzeltmeye ve hastalıklara karşı genel olarak direnç kazanmaya yardımcı oluyor.