Joker’i beğenenlerin seveceği 10 film

Yönetmen Todd Philip’in çekmiş olduğu Joker filmi, yaş sınırlaması bulunmasına rağmen gişede 1 milyar dolar hasılat elde etmiş olan ilk film oldu. Filmin bu başarısı onu şimdiye kadar en başarılı olan çizgi roman uyarlaması olmasını sağladı. Film, gişede maliyetinin 15 katı kadar gelir elde etmiş oldu.

Joker ile alakalı olarak film müziklerinin seçimi gibi seyircinin üzerinde etki yaratabilecek faktörler, filmin tartışma konusu olmasına neden oldu. Ancak buna rağmen Joker, hem seyircilerden hem eleştirmenlerden aldığı yorumlarla şimdiden bir başyapıt olarak nitelendiriliyor.

Joker filmini beğendiyseniz tarz olarak Joker’e benzeyen ve izlenmeye değer başka filmler de bulunuyor. Hem izleyicide uyandırdıkları duygularla hem de oyuncuların performansları ile Joker’in verdiği tadı veren listede yer alan filmlere mutlaka bir şans vermelisiniz.

1- The King of Comedy (IMDb puanı: 7.8)

Filmde Robert De Niro’nun canlandırdığı komedyen olmaya çalışan Rupert Pupkin karakteri, annesinin evinin bodrumunda kartondan yapılmış ünlü figürleri ile Jerry Langford tarafından sunulan Talk Show programına konuk olarak katılmanın provasını yapar. Rupert, Jerry’ye bir hayranından kaçmasına yardım ettiğinde Jerry, onu başından savdığı halde Rupert bunu tam tersi olarak algılar ve onu takip etmeye başlar. Rupert en sonunda Jerry’yi kaçırmaya karar verir. Onu serbest bırakmasının ise tek yolu vardır: Programına konuk olarak çıkmak.

Aslında normalde Joker’in yapımcısının, Martin Scorsese olması düşünülüyordu. Ancak ünlü yönetmen The Irishman ile meşgul olduğu için bu gerçekleşmedi. Scorsese yerine Phillips filmi çekmiş olsa da, Joker’İ çekerken Scorsese’den ilham aldığı belli oluyor.

The King of Comedy, Phillips’in Joker’i çekerken etkilendiği Scorsese filmlerinden bir tanesi. Ayrıca iki filmdeki ortak noktalardan bir diğeri de Robert de Niro. Ünlü oyuncu, Joker filminde Murray Franklin karakteri ile yer alıyor. Joker’deki Arthur Fleck karakteri ile The King of Comedy’nin Pupkin karakteri arasında da benzerlikler bulunuyor. Her ikisinin de televizyona çıkmak ve ünlü olmak ile alakalı takıntıları olduğunu görüyoruz.

Ek bilgi: Filmde yer alan bir sahnede Jerry Langford’ın karakteri, sokakta yürürken telefonda olan bir kadın tarafından durduruluyor. Telefonun diğer ucundaki kişiyle konuşmayı reddeden Jerry’ye hattın diğer ucundaki kişi “Umarım kansere yakalanırsın” diyor. Bu olay aslında karakteri canlandıran Jerry Lewis’in başına gerçek hayatta gelmiş.

2- The Dark Knight  (IMDb puanı: 9)

Christopher Nolan’ın çekmiş olduğu The Dark Knight üçlemesinin ikinci filmi olan The Dark Knight ile Gotham City’ye geri dönmüştük. Bu filmde Batman, dedektif Jim Gordon ve Bölge Savcısı Harvey Dent ile birlikte şehirdeki suç oranını azaltmaya çalışır. Ancak şehirde oluşturulmaya çalışılan huzurlu atmosfer Joker olarak bilinen genç suç dahisi, Batman’in sınırlarını zorlamasına neden olacaktır.

Joker karakterini şimdiye kadar hangi aktörün daha iyi canlandırdığı konusu karakterin hayranları tarafından hep tartışmalı bir konu olmuştur. Kimileri Jack Nicholson’ın en iyi performansı gösterdiğini düşünürken kimileri de Jared Leto’nun en iyisi olduğunu düşünüyor. Ancak inkar edilemeyecek bir nokta var ki o da Heath Ledger tarafından canlandırılan Joker karakterinin hayat verilmiş en iyi kötü adam karakterilerinden biri olduğudur.

Heath Ledger’ın performansının muhteşem olduğu ve bütün zamanların en iyi performansı olduğu düşünülüyor. Ancak son Joker filminde Joaquin Phoenix’in göstermiş olduğu performansı beğendiyseniz The Dark Knight’ı da kesinlikle izlemeniz gerekiyor. İki filmdeki iki ayrı şekilde canlandırılan Joker karakterini görmek ilginç bir deneyim yaşatacaktır.

Ek bilgi: Joker’in filmde tehdit amaçlı yayınladığı videoları gerçekte Heath Ledger yönetmiştir. Filmdeki ilk video yönetmen Christopher Nolan’ın gözetimi altında yapılmış olsa da ilk videoda iyi bir iş çıkaran Ledger, ikinci videoyu tamamen kendi istediği gibi çekmiştir.

3- Taxi Driver (IMDb puanı: 8.3)

Eski bir denizci olan ve uyku sorunları yaşayan Travis Bickle geceleri New York’ta taksici olarak çalışmaktadır. Artan paranoyası ve kimseyle iletişim kuramaması neticesinde Travis, şehri yozlaşmışlığından arındırmaya karar verir.

Yazıda daha önce bahsettiğimiz gibi yeni çekilen Joker filminde Scorsese’den esinlenmeler bulunuyor. Taxi Driver’da da Joker’in esinlendiği noktalar olduğunu görüyoruz. Joker’de Fleck’in silahını çekip görünmez bir konuğa konuştuğu gibi Taxi Driver’ın Travis Bickle karakterinin de ayna karşısında silah çektiği ve konuştuğu sahneyi görüyoruz.

Her iki film de tartışmalara neden oldu. Pek çok insan Joker’in suç olaylarını tetikleyeceğini düşünse de Taxi Driver buna gerçekten de sebep olmuştu. Başkan Ronald Reagan’a suikast düzenleyen John Hinckley Jr. filmi gördükten sonra Jodie oOster’ı takıntı haline getirmiş ve onun ilgisini çekmek için böyle bir aksiyona girişmiş.

Ek bilgi: Robert De Niro bu film için otuz beş bin dolara anlaştı ancak film çekilirken Godfather’da oynadığı rolü ile Oscar kazandı. Bu süreçte yapımcılar De Niro’nun daha fazla ücret talep edebileceğinden korkmuş olsalar da De Niro anlaşmaya sadık kalmış.

4- The Man Who Laughs  (IMDb puanı: 7.7)

Victor Hugo’nun romanından uyarlanmış olan 1928 yapımı bu film, Gwynplaine’in hikayesini anlatıyor. Gwynplaine, sevilmeyen bir kralın düşmanı olan adamın oğludur. Kral, Gwynplaine’in babasını öldürdüğü zaman Gwynplaine’in yüzünün oradan hiç gitmeyecek bir gülümseme şeklinde oyulmasını ister.

Filmin listeye dahil olmasındaki esas sebep Joker’in yönetmeni Todd Phillips’in, o ve yardımcı senarist Scott Silver’ın en çok esinlendikleri film olduğunu söylemelerinden kaynaklanıyor. Phillips’in bu film hakkındaki sözleri şöyle oldu:

“Joker’i izlemeden önce bizim için ve Joker’in ilk yaratıcıları için ilham kaynağı olan The Man Who Laughs filmini izlemelisiniz. Joker’in ortaya çıkışında bu filmin etkili olduğunu biz bile bilmiyorduk. Öğrendiğimizde hadi izleyelim dedik.”

Ek bilgi: Film stüdyosunun The Man Who Laughs filmini çekme sebeplerinden biri, Victor Hugo’nun eserlerinin Fransa dışında telifsiz olmasından dolayı olmuş.

5- Christine  (IMDb puanı: 6.9)

Haber sunucusu olmak için can atan Christine, bir yandan da sosyal adalet konularına ilgilidir ve kaderinin çok daha büyük bir şey olduğuna inanmaktadır. Ancak 70’li yıllarda kariyer sahibi bir kadın olmak pek çok zorluğu da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle Christine terfi alabilmek için  kendini birtakım mücadelenin ve sonuç olarak çalkantılı ev yaşamının içinde bulur.

Joker’deki Arthur Fleck karakteri gibi Christine de görmezden gelinmekte ve dalga geçilmektedir. Yine Joker’deki gibi bu film de depresyonun nasıl yıkıcı etkileri olabildiğini göstermektedir. Christine, filmde medyanın insanları resmederken nasıl tektipleştirdiğini ve onları nasıl yerdiğini göstermek ister. Filmin finali ise zirveye ulaştığı noktadır ve film tıpkı Joker’deki gibi şok edici bir şekilde son bulur.

Ek bilgi: Filme hakim olan sarı tonlar, 70’lerde çekilen filmlerde doğal olarak bulunuyordu. Bu nedenle de Christine çekilirken filme o dönemlerde çekilmiş havası vermek için bu tonlar tercih edilmiş.

6- Logan (IMDb puanı: 8.1)

Yıl 2029’dur ve mutantlar yok olmaya yüz tutmuştur. Logan, Meksika sınırında uzak bir yerde günlerini içerek ve para kazanmak için şoförlük yaparak geçiriyordur. Logan, küçük bir kızı güvenli bir yere götürmek için eşlik etmesi gerektiğinde ise kendini karanlık güçlerle ve geçmişten düşmanları ile yüzleşmek zorunda bulur.

Parlak, eğlenceli ve bol efektli olan çizgi roman uyarlamalarından sıkılanlar için Joker adeta yeni bir soluk getirdi. Karanlık, nihilist ve görsel olarak tatmin eden yönüyle Joker, Marvel ve DC filmlerinden kendini sıyırmayı başardı. Logan da Joker gibi, seyirciler için çok daha karanlık bir deneyim sunan çizgi roman uyarlamalarından biri oldu.

Joker’deki gibi Logan’da da depresif bir karakterin başka birine evrimleşmesini izliyoruz. 2017 yılının en iyi filmlerinden biri olan Logan’da Joker hayranları benzer bir tat bulacaktır.

Ek bilgi: Sir Patrick Stewart, ergenliğinden beri hep aynı kiloda olduğunu ve hiçbir zaman kilo vermeye çalışmadığını, ancak Profesör X olmak için on kilodan fazla verdiğini söylüyor. Filmde Logan’ın Profesör X’i taşıdığı sahnelerde gerçekten de Hugh Jackman, Patrick Stewart’ı taşımış.

7- Gladiator  (IMDb puanı: 8.5)

İmparator Marcus Aurelius ölünce Roma İmparatorluğu kaosa sürüklendi. Marcus’un oğlu Commodus tahta geçtiğinde Marcus, güvenilir danışmanlarından biri olan General Maximus’u idam ettirmeye karar verir. Ancak Maximus kaçar ve sonrasında köle tüccarları tarafından yakalanarak gladyatör olmaya zorlanır. Başarılı bir gladyatör haline gelen Maximus, Commodus’un kurallarını yıkmaya karar verir.

Gladiator’ın bu listede olmasının nedeni aslında çok basit; o da Jaoquin Phoenix’İn bu filde göstermiş olduğu olağanüstü performansı. Phoenix, Joker filmi ile Oscar’da En İyi Erkek Oyuncu dalında aday gösterilirken Gladiator’da ise En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu adaylığına layık görülmüştü.

Her ne kadar Phoenix’in iki filmdeki karakterleri birbirinden farklı olsa da Commodus’un bu canlandırması en iyi performanslardan biri olarak gösteriiliyor. Hatta Commodus karakterinin Game of Thrones’daki Joeffrey Baratheon ve Ramsey Bolton karakterlerine de ilham olduğu söyleniyor.

Phoenix’in Joker’deki performansını sevdiyseniz diğer filmlerini de mutlaka izlemelisiniz. Bu filmlerden ilk izleyeceğiniz ise Gladiator olmalıdır.

Ek bilgi: Filmde Maximus’un Tigris ile olan dövüşünde gerçekten de kaplanlar kullanılmış. Kaplanlar saldırırsa diye yuşturucu ilaçlarla bekleyen görevliler film çekimlerinde yer alırken Russell Crowe ise güvenlik için kaplanlardan yaklaşık 5 metre uzakta tutulmuş.

8- Dog Day Afternoon  (IMDb puanı: 8)

Gerçek bir hikayeye dayanan Dog Day Afteroon, sıcak bir yaz akşamında New York’da geçiyor. Kapanıştan kısa bir süre önce Sonny ve Sal, bir bankaya soygun yapmak için girerler. Ancak yaptıkalrı her şey bir şekilde yanlış gider ve olaylar karmakarışık bir hal alır.

Joker’in yönetmeni Phillips’in etkilendiği bir diğer film olarak Dog Day Afternoon gösteriliyor. Bu durumu Phillips, filmin anti kahramanların nasıl kucaklandığını göstermesine bağlıyor. Joker filmini çekerken Phillips ve yardımcı senarist Scott Silvers, Dog Day Afternoon’a benzer bir film yapmak istemişler ve bu sayede çizgi roman türünün daha kapsayıcı olacağını düşünmüşler.

Ek bilgi: Filmdeki dış sahneler havanın çok soğuk olduğu zamanlar çekilmiş. Bu sahneler çekilmeden önce aktörler ağızlarına buz yerleştirerek kameranın önünde nefeslerinin neden olacağı buharın görünmesini önlüyorlarmış.

9- Naked (IMDb puanı: 7.8)

 

İşsiz ve öfkeli olan Johnny Fletcher, öfkesini bir gece Londra’daki tanıştığı herkesten çıkarmaya karar verir.

Joker’deki karanlık ve nihilist faktörlerden hoşlandıysanız Naked filmine şans vermek isteyebilirsiniz. Yönetmen Mike Leigh’in çekmiş olduğu Naked’de, bir adamın kendini hayatının karanlık tarafında yürürken bulmasını izleyeceksiniz.

Johnny karakterini canlandıran David Thewlis bu filmde insanlarla uğraşmak için şiddet kullanmaktan çekinmeyen bir karakteri canlandırıyor. Bu yönüyle Arthur Fleck’i andıran karakter, en sonunda insanlarla başa çıkabilmek için şiddete başvurmaya karar veriyor. Filmde iyi bir performans izlerken bir yandan da izleyici, karakterden nefret duymak ya da onunla empati kurmak arasında kalıyor.

Ek bilgi: Filmin senaryosu sadece 25 sayfa uzunluğundaymış ve 11 hafta boyunca süren provalarda senaryo oyuncularla birlikte doğaçlama olarak oluşturulmuş.

10- Network  (IMDb puanı: 8.1)

Haber sunucusu olan Howard Beale 25 yıllık çalışma hayatından sonra emekli olmaya zorlanır. Bunun üzerine Beale büyük bir öfke duyar ve sunacağı son programda intihar etmeye karar verir. Bu öfkesi Beale’ın büyük reyting toplaması ile patronları programda daha akıl dışı yöntemler kullanmaya karar verir.

Filmin Joker ile benzer yönlerine bakacak olursak Joker filmi, medya hakkında ilginç tartışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştu. Joker karakteri medyanın suça olan takıntısını vurgularken bir yandan da haberlerde yer alabilmenin yolunu bulmuştu.

Network, medya meselesine daha derin bir şekilde yaklaşıyor ve kontrolden çıkan olayları ele alıyor. Joker’in Network ile olan benzerliğine baktığımızda özellikle Arthur’un The Murray Franklin Show’da gerçekleştirdiği olaylarla bağlantı kurulduğunu görüyoruz.

Ek bilgi: Network, Oscar Ödül Töreni’nde oyunculuk alanında verilen dört ödülden üçünü kazanırken Howard Beale karakterini canlandıran Peter Finch, ödülünü alamadan hayatını kaybetti. Filmde Beatrice Straight ise sadece 5 dakika 2 saniyelik rolü ile en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü kazandı.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.