Pek çok hastalıkta olduğu gibi, kanser de oksidatif stresten kaynaklanan inflamasyonların sonucudur ve kalp hastalıkları, diyabet, sızdıran bağırsak sendromu, otoimmün hastalıklar gibi diğer hastalıklar da aslında vücudumuzdaki serbest radikallerden kaynaklanan bu stresten dolayı ortaya çıkma eğilimindedirler. Kanserin genelde tek tip bir rahatsızlık olduğunu düşünürüz ancak aslında 100 çeşitten fazla hücre bozukluğu mevcuttur ve kanser, tümör ya da aşırı hücre gelişimine sebep olan kontrolsüz hücre bölünmelerini ifade eder. Bu anormal hücreler kontrolsüzce bölünürler ve çevre dokulara bulaşarak bedenin diğer yerlerinde de yaşayabilirler. Bunlar arasında kan ve lenf sistemleri de bulunmaktadır.

İnflamasyon ve kanser riskini arttıran gıdalar şu şekilde sıralanıyorlar:

• Şeker
• Rafine yağlar
• Rafine karbonhidratlar
• Paketli süt ve süt ürünleri
• Çiftlikte yetiştirilmiş hayvanların etleri

Bu riski düşürmek içinse serbest radikallere karşı mücadele eden antioksidan ve doğal anti-infiamatuvar gıdaları tüketmek gerekmektedir. Yani paketli ve işlenmiş gıdalarda uzak durmalı, antibiyotik, kimyasal veya toksinler barındıran besinleri tüketmeyi bırakmalıyız. Organik, serbest gezerek beslenmiş, katkısız et ürünleri ile doğal sebze-meyveleri tüketmeye başlamalıyız.

Kanserle Savaşta En Önemli 12 Besin

Yeşil Yapraklı Sebzeler

Yeşil yapraklı sebzeler, bütün sağlıklı diyetlerin köşe taşlarından bir tanesidirler ve vitaminler, mineraller, antioksidanlar, enzimler açısından çok zenginken, kalori, yağ, sodyum ve diğer toksinler bakımından fakirdirler. Ispanak, lahana, kara lahana, marul, roka ve diğer tüm yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda kanserle savaştığı bilinen antioksidan bulunur.

Bu besinlerde C vitamini ve A vitamini de bol miktarda bulunmakta, ayrıca glikozinolat adı verilen antibakteriyel, antiviral bileşenler de yer almaktadır. Bu bileşenler, kanser hücrelerini kendilerini öldürmeye programlayabilmektedirler. Bu güçlü kimyasallar, çiğneme ve sindirim süreçlerinde vücut tarafından doğal olarak işlenirler ve kanser hücrelerinin gelişimine neden olan aktif bileşenler haline gelirler.

Turpgil Sebzeler

Turpgiller ailesine dahil olan sebzelerin ciddi bir kanser karşıtı etkilerinin olduğu bilinmektedir. Üst düzey antioksidan içerikleri sayesinde serbest radikallerin üstesinden zorlanmadan gelirler. Brokoli, lahana, karnabahar, karalahana, brüksel lahanası, hardal çeşitleri gibi pek çok gıda bu kapsamda değerlendirilmektedir.

Bu bitkileri yemeklerde, çorbalarda ve güveçlerde kullanabilir, dilerseniz yoğurda bandırarak da tüketebilirsiniz. Kanser riskinin düşmesini sağlayan bazı diğer sebzeler arasında ise soğan, zencefil, kuşkonmaz, enginar, biber, havuç ve pancar yer almaktadır.

Orman Meyveleri

Çilek, böğürtlen, dut, vişne, kiraz, goji, üzüm, framboğaz gibi pek çok yerde rahatça bulacağınız orman meyveleri, dünyanın en iyi antioksidanları arasında yer almaktadırlar. Ayrıca C ve A vitaminleri, gallic asit ve antiviral-antimantar içerikleri sayesinde diğer konularda da destek olurlar.

Proanthocyanidin adlı bir antioksidan bakımından çok zengin olan bu meyveler, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde yaşlanma karşıtı etkiler de göstermişlerdir. Ayrıca bazı orman meyveleri çeşitlerinin geleneksel Çin tıbbı içerisinde de sıklıkla kullanıldıklarını belirtmek lazım.

Turuncu Renkli Meyveler ve Sebzeler

Turuncu rengi parlak bir şekilde ortaya çıkan meyve ve sebzelerde özellikle karotenoid antioksidanlar bol miktarda bulunurlar.
Karotenoid olarak adlandırılan bu bileşenler, A vitamininin çeşitleridirler ve tatlı patates, turunçgiller, orman meyveleri, kabak gibi pek çok meyve ile sebzede bulunurlar. İçlerinde en araştırılmış olanı ise beta-karotendir ve bağışıklık sistemini ciddi anlamda besler. Detoks, karaciğer sağlığı, cilt kanseri ile savaş, gözler ve organlar için kritik bir bileşendir.

Bu besinlere rengini veren diğer iki madde ise lutein ve zeaksantin maddeleridir ve bunlar güneşten gelen mavi dalga boylarını engelleyen antioksidanlar olarak faaliyet gösterir, böylece göz ve cildi korurlar.

Karbonhidrat bakımından zengin sebzeler arasında ise tatlı patates, havuç, pancar, kepekli tahıl ürünleri gibi ürünler kanser türlerine karşı, özellikle de üst sindirim yollarındaki kanserlere karşı etkilidirler.

Taze Bitki ve Baharatlar

Zerdeçal baharatı, içerisindeki curcumin maddesi sayesinde tümör boyutlarını küçültebilen, kolon ve meme kanseri ile savaşan bir etkiye sahiptir. Karabiber kullanımı ile birlikte curcuminin emilimi artar ve böylece inflamasyonlar ile daha kolay savaşır.
Günlük olarak bir çay kaşığı zerdeçalı çeyrek çay kaşığı kadar karabiber ile karıştırıp taze sebzelerden hazırlanmış bir içecek ile birlikte tüketmek ciddi bir fayda sağlamaktadır. Zencefil, çiğ sarımsak, kekik, oregano, maydonoz gibi diğer bitki ve baharatlar da bu konuda ciddi destek olmaktadırlar.

Organik Etler

Biftek veya tavuk ciğeri, pek çok kanser karşıtı tarifte yer almaktadır ancak bu etlerin organik olmaları gerekmektedir. B12 vitamini bakımından çok zengin olmaları ve proteince zengin bir yapıda bulunmaları, onların karaciğeri temizleyici, toksinleri atıcı bir etki yaratmalarını sağlar.
Ayrıca selenyum, çinko ve diğer B vitaminleri kanı temizlerken, hormonları da dengeler ve temel vitamin ve minerallerin emilim ile depolanmalarını sağlarlar.

Mayalı Süt Ürünleri

Mayalı süt ürünleri yani yoğurt, peynir, kefir gibi ürünler, bol miktarda faydalı bakteri sahibidirler ve bu da bağırsak florasının korunmasını sağlayarak bağışıklığı güçlendirir. Bağışıklık sistemimizin %80’i bağırsaklardadır ve bu nedenle tümörlerin gelişiminin durması ve hücrelerin yenilenmesi için probiyotik gıdalar büyük önem sahibidirler.

Ancak pastörizasyon yöntemi besin değerlerinin bir kısmını öldürdüğü için, bu ürünlerin organik olarak üretildiklerinden emin olmalısınız.

Kuruyemiş ve Tohumlar

Chia tohumları ve keten tohumları, dünyanın en besleyici tohumlarıdırlar. Omega-3 ve mineraller bakımından çok zengin oldukları bilinmektedir. Bunun yanında kabak çekirdeği, susam çekirdeği, kenevir tohumu ile ayçiçeği de faydalı yağ asitleri bakımından zengindir.

Rafine Edilmemiş Yağlar

Beyin ve sinir sistemimizin tüm beden fonksiyonlarımızı yönettiğini ve sinir sisteminin %60’ının yağ asitlerinden meydana geldiğini biliyor muydunuz? Günümüzde sıklıkla tükettiğimiz işlenmiş hidrojene sıvı yağların ise hücre membranlarını yok ettiklerini ve hastalıklı, toksik hücrelere yol açtıklarını belirtmek gerekiyor.

Kaliteli keten yağı, zeytinyağı, hindistan cevizi yağı gibi ürünleri kullanarak vücudumuza zarar veren yağlardan kurtulabilir, daha iyi bir bağışıklık sistemine kavuşabilirsiniz.

Mantarlar

Besin değeri oldukça yüksek olan mantarlar, tat ve görünüm bakımından yüzlerce farklı çeşide ayrılıyorlar ancak yüzyıllardır hem kanser hem de bağışıklık sistemi rahatsızlıklarına karşı etkili bir şekilde kullanılıyorlar.

Geleneksel Çaylar

Metastaz, kanserin en ölümcül biçimidir ve kanserli hücrelerin hızlı bir şekilde bölünürken aynı zamanda yayılmalarını da sağlar. Kanser hastaları arasında metastaz en büyük ölüm sebebidir ve dolayısıyla kanser araştırmalarında da büyük yer kaplamaktadır. Bazı araştırmalarda yeşil çay tüketiminin kanser riskini düşürdüğü ve ayrıca tümör istilasını da yavaşlattığı belirtilmektedir.
Yeşil ve siyah geleneksel çaylar arasında yeşil çayın öne çıkma sebebi ise çok daha yüksek oranda ve etkili antioksidanları bünyesinde barındırması.

Taze Balık

2004 yılındaki bir araştırma, daha fazla balık tüketiminin daha güçlü bir bağışıklık sistemine imkan tanıdığını gösteriyor. Özellikle doğadan yakalanan ve küçük tipteki balıkların, omega-3 bakımından çok zengin oldukları, böylece zihin, hormonal ve sinir sistemi sağlığına etkide bulundukları biliniyor.
Omega-3 yağ asitlerinin anti-inflamatuvar etkilerde de bulunmaları onu kanser tedavisi ve önlemede önem sahibi yapmaktadır. Hatta kanseri önlemekte omega-3 içeren besin desteklerinin kullanımının önerilmesinin sebebi de budur.