Beslenme ve fitness meraklıları, bir şeyi yapmanın birden fazla yolu olduğunu zaten biliyorlar ve buna kilo vermek ve sağlığı iyileştirmek de dahil. Pek çok farklı diyet aynı amaca hizmet edebiliyor ancak medyada genellikle sadece belli başlı popüler diyetlerin öne çıkarıldığını görebiliyoruz. Hatta geçmiş senelerde düşük karbonhidratlı ve düşük yağlı diyetler arasında büyük bir çekişme mevcuttu ve araştırmalar ikisinin de yakın sonuçlar almaya yardımcı olduğunu gösterdiler.

Lakin düşük karbonhidratlı beslenmenin düşük yağlı beslenmeden daha avantajlı olduğunu belirten bazı kaynaklar hala mevcutlar ve bunlar az karbonhidratlı beslenmenin daha fazla kilo vermeye imkan tanıdığını belirtiyorlar.

Araştırmacılar Ne Diyorlar?

Yapılan son araştırmalarda, ABD’nin Louisiana eyaletindeki obez bireyler değerlendirmeye alınmışlar ve önceki araştırmalarda siyahi bireylerin az olmalarından dolayı bu defaki araştırmada deneklerin yarısını siyahi insanlardan seçmişler. Ancak bu defa da araştırmada Asya kökenli olanlar mevcut değiller ve latin kökenli amerikalılar da çok az sayıdalar. Araştırma grubunun %90’ı da kadınlardan oluşuyor.

Grup ikiye ayrılıyor ve şu şekilde bir uygulama gerçekleştiriliyor:

Düşük Karbonhidrat Grubu

• Bir yıl boyunca günde 40 gramdan daha az karbonhidrat tüketmeleri isteniyor
• Günlük hareketliliklerini değiştirmemeleri öneriliyor
• Beslenme önerileri ve danışmanlığı veriliyor

Düşük Yağ Grubu

• Günlük yağ alımlarını günlük kalori alımlarının %30’una kadar kesmeleri isteniyor
• Günlük aktivitelerini değiştirmemeleri öneriliyor
• Beslenme önerileri ve danışmanlığı veriliyor

Araştırmacılar günde 40 gram karbonhidrat, yani iki dilim ekmek öneriyorlar ve diğer araştırmalarda 100 gram civarında karbonhidrat önerilmesi, bu araştırmada gerçekten düşük karbonhidratın tavsiye edildiğini ortaya koyuyor. Ancak yıllar boyunca yüksek karbonhidratlı bir beslenme gerçekleştirmiş olan bireylerin bir anda böyle bir beslenme düzenine geçmelerini istemek maalesef beklenmedik sonuçların ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Bunun üstesinden gelmek için deneklere beslenme önerileri ve danışmanlık verilmiş.

Beslenme önerilerinde diyetlerine uygun olarak tüketebilecekleri gıdalar doğrudan belirtilmişler. Danışmanlık aşamasında ise küçük gruplar oluşturulmuş ve diyetisyen eşliğinde destek almaları sağlanmış.

Bu iki uygulama sayesinde araştırmanın garantiye alınması amaçlanmış ve hakikaten grubun %80’i diyet programını tamamlamayı başarmış. Ancak kaloriler direkt olarak kontrol edilmedikleri için bireylerin sözlerine güvenilmiş.

Her iki diyette de denekler, günde 2000 kalori civarında aldıklarını belirtmişler ve bu durum aslında bireylerin belirttikleri değerlerin pek de doğru olamayacağını gösteriyor.

Her Şey İstendiği Gibi Gitmemiş

Araştırmacıların niyetinin aksine, diyet sürecinde ne düşük karbonhidratlı ne de tam olarak düşük yağlı bir beslenme düzeni elde edilebilmiş.

Düşük karbonhidratlı grubun günde 40 gram karbonhidrat tüketmesi önerilmiş ancak kimse bu kadar düşememiş. İlk 3 ay boyunca hatırı sayılır aşama kaydeden denekler, günlük 240 gramlık karbonhidrat tüketimlerini 100 grama kadar düşürmüşler ancak 12 ay sonra ortalama tüketimin 130 gram civarında olduğu görülmüş.

Düşük karbonhidratlı grup aldığı karbonhidrat miktarını yarıya indirirken diğer gıdaların miktarını arttırmamış. Yani yağ tüketimleri aşağı yukarı aynı kalmış ve sadece proteinleri bir tık daha fazla tüketmeye başlamışlar.

Düşük yağlı grup ise standart bir beslenmenin çok dışına çıkmamış. İlk başlarda yağlar toplam kalorilerinin %35’ini oluşturuyormuş ve diyet sırasında bunu %30’a indirmeleri istenmiş. Düşük yağlı grup bu nedenle günde sadece 500 kalori kadar kısmış ve günlük yağ alımı ortalama 30 gram kadar düşmüş.

Peki düşük yağlı grup bu yağ alımı eksikliğini neyle telafi etmiş? Elbette daha fazla karbonhidrat tüketmişler. Bu nedenle günlük aldıkları toplam kalorinin yarısı karbonhidratlardan gelir olmuş.

Bunlara karşın denekler diyetin başlangıcından daha iyi bir duruma gelmişler ancak düşük karbonhidratlı grup kadar radikal sonuçlar da elde edilmemiş.

Düşük Karbonhidrat Grubu

• Ortalama verilen kilo: 5.3
• Yağ kütlesi kaybı: %1.2
• Kas kütlesi kazancı: %1.3
Düşük Yağ Grubu
• Ortalama verilen kilo: 1.7
• Yağ kütlesi kaybı: %0.3
• Kas kütlesi kaybı: %0.4

Bu çalışmanın sonuçlarına göre düşük karbonhidrat grubunun daha fazla kilo verdiği kabul edilmiş ancak yine de sonuçlar biraz tartışmalılar. Zira düşük karbonhidrat grubu daha fazla protein tükettiği için proteinin kilo vermeye olan faydalarını elde etmiş olabilirler. Ayrıca yağ grubunun yağ tüketimini karbonhidrat grubunun karbonhidratı azalttığı kadar azaltmadığını da unutmamak gerekli.

Düşük Karbonhidratlı Beslenme ve Kalp Sağlığı

Düşük karbonhidratlı grubun iyi kolesterolü düşük yağlı gruptan daha fazla olmuş ve bu da kalp hastalıklarından kaçınabileceklerini gösteriyor. Ayrıca trigliserit düzeyleri düşmüş ve bunun yanında kötü kolesterolleri de düşük yağlı gruba göre biraz daha fazla düşmüş. Düşük karbonhidratlı grupta C-reaktif proteinler de düşmüşler ve bu da inflamasyonların azaldığını ortaya koyuyor.

Kısacası, düşük karbonhidratlı beslenen bireylerde kalp hastalıkları riski bir hayli düşmüş. Ancak bu denek grubunun yağ tüketiminde herhangi bir değişiklik olmadığını da belirtmek gerekli.

Sonuçlar

Bu çalışma gerçekten biraz karmaşık sonuçlara sahip ancak alınacak dersler mevcut:

• Farklı diyetler kilo vermeyi sağlayabilirler ancak en önemlisi daha az kalori almak.
• Bireylerin plana sadık kalmalarını sağlamak çok önemli. Lakin obez bireylerde bunu gerçekleştirmek zor olabilir.
• Protein almak kilo vermeyi sağlayabilir.
• Karbonhidrat alımını bir miktar azaltmak kilo vermeyi sağlarken kalbe de fayda sağlayabilir.
• Karbonhidrat alımını azaltan bireylerin protein tüketimleri doğal olarak artmıştır.
• Ne kadar uğraşırsanız uğraşın günde 100 gramın altında karbonhidrat tüketmek zordur ve pek çok kişi bu rakamın altına inmeyi başaramaz.