Tecrit hali yani soyutlanıp yalnız bırakılma hali zorunlu hale gelince bir çok kişinin evde hapis fikriyle stresi artmaya ve kaygı bozuklukları geliştirmeye başladılar. Bunun ile ilgili epey mesaj ve email aldım ve bu sebeple bu yazıyı yazmaya karar verdim. Özellikle çocukları ile evde kalan aileler biraz daha dikkat etmeliler diye düşünüyorum çünkü dünyada alınan geçici bir önlem durumunu sadece kendi başına gelmiş gibi yaşayıp feveran hali sizi gerçeklikten koparacaktır. İçinde bulunduğunuz duygu durumunun davranışlarınıza hatta konuşma tonunuza yansıdığını ve bu elektrikli halinizin çocuklarda neler geliştirdiğini biliyor muydunuz? Çocuğunuzun sizin endişeli halinizden nasıl etkilendiğini ve bu durumda ne yapmanız gerektiğini 6 madde ile anlatalım:

  • Kızgınlık:

Evinizde sıkça haber izliyor ve bu haberler sadece hastalık, hastalığın yayılma biçimleri, hastalanan insanlar, ölenler ve ne olacağız kaygısıyla yaptığınız yorumlar çocuklarınızda korku yaratır. Farkında olmadan “Dünya bitti ve sonumuz geldi” tarzına benzer düşünce ve davranış haliniz çocuğunuzda kızgınlık, sinir ataklarına veya kaçmak, saklanmak hissiyatına yol açar. Bu arada erişkin olarak da bu kadar olumsuz haber yüklenmek de siz de öfke durumunu geliştirecektir. Sizin de tahammülsüz ve saldırgan bir tavırda olmanız beklenilen bir hal. Bu sinirli haliniz bu dönemi büyük hasarlar ile geçirmenizi sağlayacaktır. Eşiniz ile sudan sebepler ile kavga edebilir çocuklarınızı nedensiz cezalandırabilirsiniz. Aman dikkat! Böyle davranmak yerine, bu durumun geçici olacağını kendiniz önce kabullenin, derin, uzun nefesler alın ve verin. Evde neşeli müzikler çalın hatta oynayın. Çocuklarınıza onların bir kahraman olduğunu söyleyin çünkü her sokağa çıkmadığında bir kişinin gerçekten hayatını kurtardığını söyleyin ki bu doğru.

  • Uyku problemi:

Evde kalınan süre içinde artık zorunlu saatlerde çalışmak, okula gitmek zorunda olmadığı için günlük rutininiz bozulmuş olabilir. “Nasıl olsa sabaha yetişecek bir toplu taşıma aracı saati yok, trafiğe çıkmak yok, bu nedenle gece geç uyuyabiliriz ve geç de uyanabiliriz” diye sakın düşünmeyin. Bu davranış hali ile alışık olmadığınız düzene bir anda geçerek vücudunuzda stres hormonunun salgılanmasına sebebiyet verebilirsiniz. Her normal düzenden çıkma halini zihin negatif olarak algılar ve vücudu alarma geçirir. Bu da sizde ve çocuklarınızda uyku problemi oluşturabilir. Özellikle çocuklarınız geç saatlere kadar sizle beraber kalıp, uyumaları için odalarına bıraktığınızda uykuları olduğu halde kalkıp sürekli yanınıza geliyorlarsa kaygıları artmış demektir. Çünkü uyumamızı engelleyen kortizol (stres) hormonu seviyesi artmış demektir. Yapmanız gereken eski düzeninizde hayatınızı sürdürmeniz. Gece 11 ile 3 arası salgılanan melatonin hormonu yani hücre yenileyici hormonun salınımı için uyku düzeninizi korumanız önemlidir. Gece korku filmi veya korku filmi gibi felaket haberleri izlemeyin. Bunun yerine masal kitapları okuyup veya mutlu, umutlu hikayeler anlatın çocuklarınıza. Meditasyon veya rahatlatıcı klasik müzikler vücudumuzu uykuya hazırlar ve çocuklarınızın uyumasını da sağlar.

  • Karşı gelme:

Çocuğunuz ne diyorsanız karşı gelmeye başladıysa, korkusu ve endişesi artmaya başlamış demektir. Çocuklar duygu durum kontrolü yapamazlar. Huzursuz, yerinde duramaz halleri veya sürekli ağlama krizleri ile karşılaşabilirsiniz. “Evde kaldığı için böyle oldu bu çocuk bu yüzden böyle davranıyor” diye düşünebilirsiniz fakat işin aslı sizin kaygılı haliniz, ses tonunuzdan etkilendiği için çocukta yansıması bu davranışalr ile ortaya çıkar. Önce ebeveyn olarak kendi duygu durum kontrolümüzü ele alacağız sonra çocuklarda davranış düzelmeye başlayacak. Bu durumda bir tahta bir defter ya da buzdolabının üstüne çocuğunuzun her yaptığı güzel davranıştan sonra bir gülen surat koyun ve onu tebrik edin. Göreceksiniz ki bu ödüllendirme hali çocuklarda olumlu duygu durumu oluşturup, onaylanma hissiyatı ile çocuklar daha çok istediğiniz şeyleri yapmak isteyeceklerdir. Bilimsel araştırmalar cezalandırmak yerine ödüllendirme yönteminin çok daha etkili bir yöntem olduğunu gösterdi. Bu ödüllendirmenin parasal bir değerinin olmasının hiçbir önemi yok çocuk için illa yani oyuncak almanıza gerek yok. Tahtaya  veya hazırlayacağınız haftalık takvime her gün için çocuklarınızı değerlendirme tablosunda gülen surat çizmeniz tıpkı bizim zamanımızda göğsümüze iliştirilen başarının simgesi kırmızı kurdele gibi.

  • Dikkat eksikliği:

Endişeli çocuklarda dikkat eksikliğinin olması doğaldır. Kaygı dolu cümleler ve senaryolar zihinlerinde çoğaldıkça etraflarında olup biten veya yapılması gereken işlerine yoğunlaşmaları zorlaşacaktır. Onlara olayların nedenlerini anlattığınızda rahatlamalarını sağlarsınız. Beyin için “Bilinmezlik” en büyük düşmandır ve insanı içten içe tüketen bir durum haline getirir. Dikkat çalışmaları evinizde yapabilirsiniz. Öncelikle etrafınızdaki seslere tek tek odaklanabilirsiniz veya bir doğa sesleriyle dolu meditasyon müziği çalarsanız içinde geçen seslere örneğin, şimdi kuş seslerini duymaya odaklanıyoruz bir süre sonra şimdi akan suyun sesine odaklanıyoruz gibi çalışma “Dikkat eksikliği” problemini çözümlemenizi sağlar.

  • Görmezden gelme:

 

Şu geçtiğimiz süreçte sadece geleceğe odaklanıp “Şimdi ve burada” durumundan uzaklaşarak, hali hazırda evin içinde gelişen durumları fark etmiyor olabilirsiniz. Geleceğe odaklanarak kaygı oluşturmanız da normalleşir. Bu durum olayları doğru okuyup değerlendirme halinize hasar verecektir. Bilerek ya da bilmeyerek çocuğunuzun hallerini görmezden gelmeniz “Aman çocuk işte ne anlar” diye düşünüyorsanız çok büyük yanılgı içindesiniz demektir. Duygu ihtiyaçları ihmal edilen çocuklarda “Değersizlik, yetersizlik” kavramları gelişir. Bu duygu durumunu da gelecek hayatlarına taşırlar ve ilişkilerini de sağlıksız temeller üzerine kurgularlar. Örneğin, değersizlik duygusu içindeki kişi karşısındaki insanlara karşı çok fazla “Verici” olması gerektiğine sebebiyet verebilir ve hak etmediği davranışları hak etttiğini ve buna katlanmak zorunda olduğunu kendisine düşündürtebilir.

  • Aşırı hijyen:

Evde normalin dışında bir temizlik hali yani çamaşır sularıyla her yeri silip, sirkeleyip, her dakika elleri sabunlayıp, kolonyalayıp ve dezenfektan kullanma hali kontrolünü eline alamadığımız duruma karşı tedbir alma durumu “Takıntı bozukluğuna” götürebilir. Belki erişkin olarak durumu kontrol edebilirsiniz ve ilerleyen günlerde normale dönen yaşantı ile azaltabilirsiniz ama çocuklarda bu durum kalıcı hale gelme tehlikesi taşır. Çocukların olayları değerlendirme biçimleri ile erişkinlerinki bir değildir. Erişkin bir zihin muhakeme yapablir fakat çocukların muhakeme durumu 12 yaşından sonra gelişmeye başlar. Muhakeme yapabilmek için tecrübeye, referanslara ihtiyaç vardır. Ayrıca beyin 25.5 yaşında gelişimini tamamlar. Çocuğunuza virüs, bakteri ve mikroplar havadan geçiyor, her yere yapışarak bize saldırmaya çalışıyorlar gibi bilinçaltına verdiğiniz komutların kodlanmasını sağlamış olursunuz. Bu da obsesif kompalsif bozukluk hastalığının temellerini çocukta atıyorsunuz demektir. Her hareketinizi normalleştirin, durumun geçici olduğunu açıklayın ve stresli halinizi kontrol altına alarak sakinleşin ve çocukların güvende olduğunu, bir arada oynayabilmek için fırsat olduğuna inandırın. Size tavsiyem “Life is beautiful” Hayat güzeldir adlı filmi öneririm. İkinci dünya savaşında nazi kampında, çocuğu travma geçirmesin diye bir babanın bu yaşanılan durumun bir oyun olduğunu  göstermeye çalıştığını anlatan muhteşem film size bu günleri atlatırken ışık tutacaktır.

Konu ile ilgili sorularınız ya da paylaşacaklarınız varsa  iletişim için  zeynepeylemsenkal@fransizlape.com

Instagram hesabı: @psikologeylemsenkal

Psikolog “Uzman spor psikoloğu”

Zeynep Eylem Şenkal