Keder Nedir?

Keder, kayıplara karşı verilen doğal bir tepkidir. Keder, sevdiğiniz bir şey veya bir kişi elinizden alındığında hissettiğiniz duygusal acıdır. Kayıpların verdiği acı sık sık üstünden gelinmesi zor bir hale gelebilir. Şoktan kızgınlığa ve inançsızlığa, suçluluğa ve sebepsiz üzüntüye kadar pek çok zor ve beklenmedik duyguyu yaşayabilirsiniz. Kederin acısı fiziksel sağlığınızı da bozar ve uyumayı, yemeyi ve hatta düşünmeyi bile daha zor hale getirir. Bunlar kayıplara karşı verilen normal tepkilerdir ve kayıp ne kadar büyük olursa, kederiniz de o kadar yoğun olur.

Sevilen birisini veya bir şeyi kaybetmeyle başa çıkmak yaşamın en büyük mücadeleleri arasında. Kederi sevilen birisinin ölümüyle ilişkilendirebilirsiniz – ki genelde bu kederin en yoğun türüdür – ancak herhangi bir kayıp kedere sebep olabilir. Bunlar arasında şunlar var:

  • Boşanma veya ilişkinin bitmesi
  • Sağlığın kaybedilmesi
  • İşini kaybetmek
  • Finansal dengenin bozulması
  • Düşük yapmak
  • Emekli olmak
  • Evcil hayvanın ölümü
  • Sevilen bir hayalin kaybı
  • Sevilen kişinin ciddi bir hastalıığı
  • Bir arkadaşlığın kaybı
  • Travma sonrası güven hissinin kaybı
  • Aile evini satmak

Yaşamdaki belli belirsiz kayıplar bile keder hissini körükleyebilirler. Örneğin evden taşınınca, okuldan mezun olunca veya iş değiştirince kederli hissedebilirsiniz. Ne kaybederseniz kaybedin, bu size özeldir ve bu nedenle hislerinizden utanmayın veya sadece belli şeylere karşı kederlenmenin uygun olduğuna inanmayın. Eğer bir kişi, hayvan, ilişki veya durum sizin için önemliyse, onun kaybı ile birlikte kederlenmek normaldir. Kederinizin sebebi ne olursa olsun onunla başa çıkmanın sağlıklı yolları var ve böylece zaman içerisinde üzüntünüz hafifler, kaybınızı kabullenmenin yolları ortaya çıkar ve yeni anlamlar bularak zamanla yaşamınıza devam etmeniz mümkün olur.

Kederlenme Süreci

Keder oldukça bireysel bir deneyim ve onu nasıl yaşayacağınızın doğru veya yanlış bir yolu yok. Nasıl kederlendiğinizi etkileyen pek çok faktör var bunlar arasında kişiliğiniz, başa çıkma tarzınız, yaşam deneyimleriniz, inancınız ve kaybın sizin için ne kadar önemli olduğu var.

Kaçınılmaz olarak kederlenme süreci zaman alır. İyileşme aşamalı olarak gerçekleşir ve onu zorlamanın, aceleye getirmenin mümkünatı yok ve ayrıca keder için normal bir zaman çizelgesi de yok. Bazı insanlar haftalar veya aylar içinde iyi hissetmeye başlarlar. Bazıları içinse yıllar sürer. Keder deneyiminiz ne olursa olsun, kendinize karşı sabırlı olmanız ve sürecin doğal yoldan çözülmesine izin vermeniz önemli.

Keder ve Yas Tutma Hakkında Efsaneler ve Gerçekler

Efsane: Gözardı edersem acılar daha kolay geçerler.

Gerçek: Acıyı gözardı etmek ve onun yüzeye çıkmasını engellemek uzun vadede işleri daha kötü hale getirir. Gerçek iyileşme için kederle yüzleşmek ve onunla aktif olarak başa çıkmak gerekir.

Efsane: Kayıplara karşı güçlü olmak önemli.

Gerçek: Üzüntü, kızgınlık veya yalnızlık hissetmek kayıplara karşı verilen normal bir tepkidir. Ağlamak zayıf olduğunuz anlamına gelmez. Ailenizi veya arkadaşlarınızı korumanız gerekmiyor. Gerçek hislerinizi göstermek size ve onlara yardımcı olur.

Efsane: Ağlamazsan kayıp için üzülmüyorsun demektir.

Gerçek: Ağlamak üzüntüye karşı verilen normal bir tepki ancak tek tepki değil. Ağlamayanlar da acıyı diğerleri kadar derinden hissedebilirler. Tek fark bunu gösterme yollarının farklı olması olabilir.

Efsane: Yas bir yıl kadar sürmeli.

Gerçek: Yas tutmak için belli bir zaman çerçevesi yok. Ne kadar sürdüğü kişiden kişiye değişiyor.

Efsane: Yaşamına devam etmek kaybı unuttuğun anlamına geliyor.

Gerçek: Yaşama devam etmek, kaybı kabullendiğin anlamına geliyor ancak bu unutmak ile aynı şey değil. Yaşamınıza devam edebilir ve sizin önemli bir parçanız olan kişi veya şeyin anısını aklınızda tutabilirsiniz. Hatta yaşamımıza devam ettikçe, bu anılar artış gösterirler olduğumuz kişinin tanımlanmasında rol oynarlar.

Keder Süreci ile Nasıl Başa Çıkmalı?

Bir kayba kederlenmek yaşamın kaçınılmaz bir parçası olsa da, acıyla başa çıkmaya yardımcı olacak yollar var ve böylece kederinizle uzlaşabilir, zamanla dağılan hayatınızı toplayabilir ve ona devam edebilirsiniz.

  • Acınızı görmezden gelmeyin.
  • Kederin pek çok zorlu ve beklenmedik duyguyu tetikleyebileceğini kabullenin.
  • Kederinizin size özel olacağını anlayın.
  • Size önem veren insanlardan yüzyüze destek alın.
  • Fiziksel olarak kendinize bakarak duygusal olarak kendinizi destekleyin.
  • Keder ve depresyon arasındaki farkı bilin.

Kederin Aşamaları

1969 yılında psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross, “kederin beş evresi” olarak bilinecek olan şeyi yarattı. Bu beş aşama, onun ölümcül hastalığa sahip olan hastalarının hisleri üzerinde yaptığı çalışmalarla temellendi ancak pek çok insan bu evreleri yaşamdaki diğer negatif değişimler ve kayıplarda geçerli olacak şekilde genelledi ve bunlar arasında ayrılık acısı veya sevilen birinin ölümü de bulunuyor.

Kederin 5 Evresi

İnkar: “Bu başıma gelmiş olamaz.”

Öfke: “Bu neden oluyor? Suçlusu kim?”

Pazarlık: “Böyle olmazsa karşılığında … yaparım.”

Depresyon: “Hiç bir şey yapamayacak kadar üzgünüm.”

Kabullenme: “Gerçekleşen şeyle barışığım.”

Eğer bir kaybın ardından bu duygulardan birisini yaşıyorsanız, tepkinizin normal olduğunu bilmek ve zamanla iyileşeceğinizin farkında olmak yardımcı olabilir. Ancak kederlenen herkes bu aşamaların hepsinden geçmeyebilir ve bu da normal. Popüler inancın aksine, iyileşmek için her bir aşamadan geçmeniz gerekmiyor. Hatta bazı insanlar hiç bir aşamadan geçmeden kederlerini geride bırakıyorlar. Fakat kederin bu evrelerinden geçerseniz, onları muhtemelen doğru sıradan yaşamayacaksınız ve bu nedenle olmanız gereken evre veya ne hissetmeniz gerektiğine dair endişeleri bir kenara bırakın.

Kübler-Ross’un kendisi de bu evrelerin yas tutan herkese uyması gereken bir çerçeve olduğunu düşünmüyordu. 2004 yılında ölmeden önce yazdığı son kitabında, kederin beş evresinden bahsediyordu: “Bunun amacı asla karmaşık duyguları bir paket içerisine koymak değildi. Bunlar pek çok insanın kayba karşı verdiği tepkiler ancak kayıplara karşı verilecek standart bir tepki yok çünkü standart bir kayıp da yok. Kederimiz yaşamlarımız kadar bireysel.”

Keder Belirtileri

Kayıplar insanları farklı şekilde etkileseler de, pek çoğumuz kederlenince aşağıdaki belirtilere sahip oluruz. Ancak unutmayın ki kederin ilk aşamalarında yaşadığınız neredeyse her şey normal ve buna çıldırıyormuşsunuz hissi, kötü bir rüya görüyormuş gibi hissetme veya dini-ruhani inançlarınızı sorgulamanız da dahil.

Kederin Duygusal Belirtileri

Şok ve inançsızlık: Bir kaybın hemen ardından olan şeyi kabullenmek zor olabilir. Duygusuz hissedebilir, kaybın gerçekten oluştuğuna inanmakta zorlanabilir veya gerçeği reddedebilirsiniz. Eğer sevdiğiniz birisi ölürse, gittiğini bilmenize rağmen onun hala ortaya çıkmasını bekleyebilirsiniz.

Üzüntü: Derin üzüntü muhtemelen kederin en evrensel olarak deneyimlenen belirtisi. Boşluk, çaresizlik, özleme ve derin yalnızlık duygularını yaşayabilirsiniz. Ayrıca bol bol ağlayabilir veya duygusal olarak dengesiz hissedebilirsiniz.

Suçluluk: Yaptığınız veya yapmadığınız şeyler hakkında pişmanlık veya suçluluk hissedebilirsiniz. Ayrıca bazı hisleriniz için de suçluluk hissedebilirsiniz (örneğin, uzun, zorlu bir hastalığın ardından ölen bir kişinin ardından rahatlama hissetme gibi). Ölümden sonra onu önlemek için bir şey yapmadığınız için de suçluluk duyabilirsiniz ve yapabileceğiniz bir şey de olmamış olabilir.

Kızgınlık: Kayıp kimsenin hatası olmasa da, sinirli ve dargın hissedebilirsiniz. Eğer sevdiğiniz birisini kaybettiyseniz, kendinize, Tanrı’ya, doktorlara hatta sizi terkettiği için ölen kişiye bile kızabilirsiniz. Size yapılan adaletsizlik için birisini suçlama ihtiyacı hissedebilirsiniz.

Kederin Fiziksel Belirtileri

Kederi genelde duygusal bir süreç olarak görürüz ancak genelde beraberinde fiziksel problemleri de getirir:

  • Yorgunluk
  • Bulantı
  • Bağışıklık sisteminde zayıflama
  • Kilo verme veya alma
  • Ağrı ve sancılar
  • Uykusuzluk

Keder ve Kayıplar İçin Destek Alma

Kederin acısı genelde başkalarından kaçınmayı ve kabuğunuza çekilmeyi istemenize sebep olur. Ancak başka insanlardan yüzyüze destek almak iyileşme süreci için hayati. Normal koşullarda duygularınıza dair konuşmalarda rahat hissetmeseniz bile, keder sürecinde onları ifade etmek önemli. Kaybınızı paylaşmak taşınacak kederin ağırlığını hafifletebilse de bu, aile ve arkadaşlarınızla her buluşmanızda kaybınızdan bahsetmeniz gerektiği anlamına da gelmiyor. Rahatlama aynı zamanda çevrenizde size önem veren insanların olmasıyla da gelebilir. Temel nokta kendinizi izole etmemek.

Aile ve Arkadaşlarınıza Dönün

Şimdi  kendine yeten ve güçlü bir insan olmanızla gurur duysanız bile size değer veren insanlara güvenme zamanı. Onlardan kaçınmak yerine sevdiğiniz kişileri ve arkadaşlarınızı yakınınızda tutun, onlarla yüzyüze vakit geçirin ve önerdikleri yardımı kabul edin. İnsanlar sık sık yardım etmek ister ancak nasıl yapacaklarını bilmezler. Bu nedenle ihtiyaçlarınızı onlara söyleyin. Bunlar arasında ağlayacak bir omuz ihtiyacı da olabilir, cenaze işlemlerini ayarlamada yardım da olabilir, sadece birlikte bulunmak da olabilir. Eğer bireysel olarak bağlanabileceğiniz kimsenin olmadığını düşünüyorsanız, yeni arkadaşlıklar edinmek için hiç bir zaman geç değil.

Pek Çok İnsanın Kederli Birini Rahatlatmaya Çalışırken Garip Hissettiğini Kabullenin

Keder kafa karıştırıcı olabilri ve pek çok insan için korkutucu bir duygu olabilir, özellikle de kendileri daha önce böyle bir kayıp yaşamadılarsa. Sizi rahatlatmak için ne yapacakları konusunda kararsız olabilirler ve bunun sonucunda yanlış şeyleri söyleyip yapabilirler. Ancak bunu kabuğunuza çekilmek ve sosyal etkileşimden kaçınmak için bir bahane olarak kullanmayın. Bir arkadaşınız veya sevdiğiniz bir kişi size ulaşırsa size önem veriyorlar demektir.

İnancınızdan Güç Alın

Eğer bir dine inanıyorsanız, onun yas ritüellerini benimseyin. Ruhani aktiviteler sizin için önemlilerse – örneğin dua etmek, meditasyon veya camiye gitmek gibi – bunlar size rahatlama verebilirler. Eğer kaybınızın karşısında inancınızı sorguluyorsanız, bir din adamından veya bilgili kişilerden destek alın.

Bir Destek Grubuna Katılın

Keder çevrenizde sevdiğiniz insanlar olsa da çok yalnız hissettirebilir. Üzüntünüzü benzer kayıplar yaşamış olan insanlarla paylaşmak yardımcı olabilir. Çevrenizde bir destek grubu bulmak için çeşitli dernekleri veya internet kaynaklarını kullanabilirsiniz.

Bir Terapist veya Danışman ile Görüşün

Eğer kederinizi taşıması çok zor görünüyorsa, bir ruh sağlığı uzmanı bulun ve onun danışmanlığından faydalanın. Deneyimli bir terapist yoğun duygularınızı aşmanızı sağlayabilir ve kederinizin engellerini aşmanıza yardımcı olabilir.

Keder Desteği İçin Sosyal Medyayı Kullanmak

Facebook’taki veya diğer sosyal medya sitelerindeki anı sayfaları, sevilen birisinin kaybını geniş kitlelere duyurmanın ve destek almanın popüler yollarından birisi oldu. Cenaze planı gibi pratik bilgileri paylaşmaya izin vermenin yanında bu sayfalarda arkadaşlarınız taziyelerini de iletebiliyorlar. Bu tip mesajları okumak genelde kederlenmiş kişilere rahatlık verebiliyor.

Elbette sosyal medyada hassas içerikler paylaşmanın riskleri de var. Anı sayfaları Facebook hesabı olan herkese açık. Bu da ölen kişiyi pek tanımayan ama iyi niyetli olsa da uygun olmayan yorumlar yapan kişilere cesaret verebilir. Daha da kötüsü, bu sayfalar internet trollerinin ilgisini çekebilirler. yabancıların anı sayfalarına kötü mesajlar bıraktıkları pek çok vaka var.

Biraz koruma elde etmek için Facebook’ta açık bir sayfa yerine kapalı bir grup oluşturmak çözüm olabilir. Yani insanlar o anıya ulaşmadan önce grup yöneticisi tarafından onaylanmalılar. Ayrıca sosyal medyanın başkalarına ulaşmak konusunda da destekleyici olduğunu ve yüzyüze desteğin kısmen yerine geçebileceğini de unutmayın.

Keder Sürecinde Kendinize Bakın

Keder sürecinde kendinize bakmak eskisinden de daha önemli. Büyük bir kaybın stresi enerjinizi ve duygusal rezervlerinizi hızlıca tüketir. Fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarınız ile ilgilenmek bu dönemi aşmanızda size yardımcı olabilir.

Duygularınızla Yüzleşin

Kederinizi bastırmaya çalışabilirsiniz ancak ondan sonsuza dek kaçamazsınız. İyileşmek için acıyı kabullenmeniz gerekiyor. Üzüntü ve kayıp hissinden kaçınmaya çalışmanız keder sürecini sadece uzatır. Çözümlenmemiş keder depresyon, anksiyete, madde kullanımı ve sağlık problemleri gibi komplikasyonlara da sebep olabilir.

Duygularınızı İfade Edin

Kaybınızı günlüğünüze yazın. Eğer sevilen birisini kaybettiyseniz, hiç söyleyemediğiniz şeyleri söylediğiniz bir mektup yazın. Bir albüm hazırlayın. Onun için önemli olan bir derneğe katılın.

Hobi ve İlgi Alanlarınızı Koruyun

Rutinde konfor vardır ve size keyif veren aktivitelere geri dönmeniz ve başkalarına bağlanmanız size kaybınızın üstesinden gelmek ve keder sürecinde yardımcı olur.

Size Nasıl Hissedeceğinizi Kimse Söylemesin, Ancak Siz de Kendinize Söylemeyin

Kederiniz size ait ve kimse size ne zaman üstesinden geleceğinizi söyleyemez. Herhangi bir utanç veya yargılama olmadan ne hissedecekseniz hissedin. Kızgın olmak, ağlamak veya ağlamamak çok normal. Hazır olduğunuzda keyifli anlar yaşamak, gülmek de normal.

Kederi Tetikleyen Şeylere Hazırlıklı Olun

Yıl dönümleri, tatiller ve önemli günler anı ve hisleri tekrar uyandırabilirler. Duygusal bir darbe için hazır olun ve bunun tamamen normal olduğunu bilin. Eğer diğer akrabalarınızla bir tatil veya etkinliği paylaşıyorsanız, beklentilerinizi onlarla önceden paylaşın ve sevilen kişiyi onurlandırma stratejinizde anlaşın.

Fiziksel Sağlığınıza Dikkat Edin

Beden ve zihin birbirine bağlıdır. Eğer fiziksel olarak sağlıklı hissediyorsanız, duygusal olarak daha iyi başa çıkabilirsiniz. Yeterince uyuyarak, doğru şeyler yiyerek ve spor yaparak stres ve yorgunlukla savaşın. Kederin acısını hafifletmek için alkol veya uyarıcı maddeler kullanmayın.

Keder Ortadan Kalkmazsa?

Büyük bir kaybın ardından zaman geçtikçe, üzüntü, duygusuzluk, kızgınlık gibi duyguların hafiflemeleri normal. Bunlar ve diğer zorlu duygular kaybı kabullenmeye başladıkça ve yaşamınıza devam ettikçe daha az yoğun hale gelirler. Ancak zaman içerisinde daha iyi hissetmiyorsanız veya kederiniz daha kötü hale geliyorsa, bu kederinizin daha ciddi bir probleme dönüştüğünün işareti olabilir. Bunlar arasında karmaşık keder veya majör depresyon bulunuyor.

Karmaşık Keder

Sevdiğiniz birisini kaybetmenin verdiği üzüntü asla tamamen geçmez ancak merkezde de kalmamalı. Eğer kaybın acısı yaşamınıza devam etmenize izin vermeyecek kadar yoğun ve devamlıysa, karmaşık keder adı verilen rahatsızlıktan muzdarip olabilirsiniz. Karmaşık keder yoğun bir yas durumunda takılı kalmak gibidir. Ölümü oluştuktan çok sonra bile kabullenmekte zorlanabilirsiniz ve bu nedenle ölen kişi ile meşguliyetinizden dolayı günlük rutininiz bozulabilir, başkalarıyla ilişkileriniz bozulabilir.

Karmaşık kederin belirtileri arasında şunlar var:

  • Sevilen kişinin ölümü için yoğun özlem ve hasret hissetmek
  • Sevilen kişiye dair düşünceler ve görüntülerde yoğunluk
  • Ölümü reddetmek veya inançsızlık hissi
  • Ölen kişinin yaşadığını hayal etmek
  • Sevilen kişiyi tanıdık yerlerde aramak
  • Onu size hatırlatacak şeylerden kaçınmak
  • Kaybınız için aşırı kızgınlık ve ümitsizlik hissetmek
  • Yaşamın boş ve anlamsız olduğunu hissetmek

Eğer sevdiğiniz kişinin ölümü ani, vahşi şekilde veya aşırı stresli, rahatsız edici bir şekilde olduysa, karmaşık keder kendini psikolojik travma olarak da gösterebilir. Eğer kaybınız sizi desteksiz bıraktıysa ve beraberinde çileden çıkaran duygular, anılar ve geçmeyen anksiyete bıraktıysa, travmatize olabilirsiniz. Fakat doğru rehberlik ile iyileşecek adımlar atabilir ve yaşamınıza devam edebilirsiniz.

Keder ve Depresyonun Farkı

Keder ve klinik depresyonu ayırt edebilmek her zaman kolay değil çünkü pek çok belirtiyi paylaşıyorlar ancak farkı söylemenin yolları var. Unutmayın ki keder bir tepe gibidir. İnişleri ve çıkışları vardır, iyi ve kötü günler karışıktır ve çeşitli duygulara sahiptir. Keder sürecinin ortasında olsanız bile, hala mutlu anlarınız olabilir. Depresyonda ise boşluk ve ümitsizlik hisleri sabittir.

Keder değil depresyona sahip olduğunuzu gösteren diğer belirtiler şöyle:

  • Yoğun, geçmeyen bir suçluluk hissi
  • İntihar düşünceleri veya ölüm düşüncesi ile meşgul olma
  • Umutsuzluk ve değersizlik hissi
  • Yavaş konuşma ve beden hareketleri
  • Evde, işte ve okulda işlev gösterememe
  • Olmayan şeyleri duyma veya görme

Antidepresanlar Kedere Yardımcı Olabilirler mi?

Genel bir kural olarak normal kederde antidepresan kullanımı önerilmez. İlaçlar kederinn bazı belirtilerini ortadan kaldırabilirler ancak sebebini tedavi edemezler ki bu da kaybın kendisidir. Ayrıca zamanla işlemeniz gereken acıların hissizleştirilmeleri, yas sürecini geciktirebilir.

Keder İçin Ne Zaman Profesyonel Yardım Almalı?

Eğer karmaşık keder ve klinik depresyon belirtileri yaşıyorsanız, hemen bir ruh sağlığı uzmanına danışın. Tedavi edilmeyen karmaşık keder ve depresyon büyük duygusal hasara sebep olabilir, hayati tehlike oluşturan sağlık sorunlarına yol açabilir ve hatta intihara bile sebep olabilir. Ancak tedavi daha iyi hale gelmenizi sağlayabilir.

Eğer şunlar varsa bir profesyonel terapiste görünün:

  • Yaşamak önemsiz gibi geliyorsa
  • Ölen kişiyle birlikte ölmüş olmayı diliyorsanız
  • Kayıp için kendinizi suçluyor veya önlemekte başarısız olduğunuzu düşünüyorsanız
  • Bir kaç haftadan fazla hissiz ve başkalarından kopuk hissederseniz
  • Kaybınızdan beri başkalarına güvenmekte zorlanıyorsanız
  • Normal günlük aktivitelerinizi gerçekleştiremiyorsanız