Dünyanın teknoloji ve tıp alanında geldiği nokta ile gözle görülmeyen insan hücresi içinde olan yapıların nasıl çalışıp, düzenlendiğini gözlemleme ve hatta dışardan bu mekanizmalara müdahale etme imkanına bilim insanları sayesinde sahip olduğumuz bir döneme şahitlik ediyoruz. Bilim insanları genetiğin milyarlarca yıldır aktarımını, kalıtımın DNA talimatları vesilesi ile hücreden hücreye taşınmasını ve işe yaramayan genin yok edilip yerine görevini tam yapabilen hücreyi getirip çalışmayı sürdürdüğünü keşfettiler.

Hatta bununla yetinmeyip “Genetiğin kaderindir” söylemini de çürütüp, vücudun bu küçük mikro organizmalarının yetersiz kaldığı zamanlarda bilim insanlarının geliştirdiği nano-robotlar (Hücre içine girebilecek kadar küçük robotlar) vesilesi ile DNA (Çift ipliksi yapı) ve RNA (Tek ipliksi yapı) zincirlerinin sağlıklı iken yaptığı işlemi ve fakat zayıf çalışamaz duruma geldiğinde, bir anlamda tümörlü hücre yapılarında yetersiz kaldığı zamanlarda ise dışarıdan vücuda zerk edilen bu nano-robotlar yardıma koşarak gerekli işlemi gerçekleştirebiliyorlar.

Tarihte ilk kez genin talimatlarını ve bunun kontrol edilebileceğini söyleyen kişi evrimsel biyolog, paleontolog ve filozof Conrad Waddington’dur. Bu bilim insanı “Epigenetik” kavramını bilim dünyasına kazandırmıştır. Epigenetik, DNA vesilesi ile değil, çevresel yani dışardan gelen etki ile olan gen değişimine denir. Örneğin, yediğimiz yiyecekler, çevresel koşullar, hava şartları, radyasyon, UV ışınları ve benzeri…

Aldığımız besinlerin, yiyeceklerimizin, içeceklerimizin sadece bizim doymamızı sağlayan ya da bize keyif verdirmekten ibaret olmadığını ifade etmek gerekir. Besinler bilgi taşır, DNA’nın mesajlarını iletmek için enerji oluşumunun yakıtıdırlar. Yediğimiz yiyecekler, vücudumuzda eğer taşıyorsak bazı kötü genlerin işlevini engellemek gibi üstün bir göreve de sahiptirler. Dolayısı ile doğru beslenme yolu ile neyi ne zaman, ne kadar yiyeceğimizi bilirsek bedenimizde “Bio-hacking” yapabileceğimizi öğrendik. Bu kavramı açıklamak gerekirse; biyolojimizi bilinçli şekilde yöneterek, vücudumuzun olumlu şekilde, değişikliğini sağlamaya denir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde olan Duke Üniversitesinde bilim insanları tarafından uzun süreli bir bilimsel araştırmada yetersiz beslenme yüzünden kişinin epigenetiğinin etkileneceğini açıkladılar. Genlerin ifadesinin değişimini 2000 çocuk üzerinde yapılan gözlem ve ölçümleme ile bu çocukların doğdukları günden 18 yaşına gelene kadar takip ettiler. Genlerinde hiçbir kalıtımsal bir sorun olmadığı halde yoksulluklarından dolayı yeterli besini alamayan çocukların gelişiminin etkilendiğini, mikro-organizmalarına bakıldığında DNA ve RNA aktivitelerinde düzensizlikler olduğu saptanır. Araştırmanın sonucuna göre sigara dumanlı ortamda büyüyen çocukların akciğer kanseri geni taşımamasına rağmen ilerleyen yaşlarında bu riski taşıyacakları, genlerinde oluşan değişim ile tespit edilir. Ayrıca bu çocukların bağışıklık sistemlerinin zayıf olduğunu ve ilerleyen yaşlarında birçok sağlık bozukluğuna gen değişimleri yoluyla sebebiyet verebileceğini öngörürler.

Bir başka Duke Üniversite araştırmasını da Dr. Randy Jirtle ve arkadaşları tarafından, fareler üzerinde genetik ve epigenetik deneyleri yapılır. Klonlanan yani genetiği tamamı ile aynı olan farelerin çevresel alanlarını değiştirip, şöyle ki birini soğuk, karlı bir çevre koşullarında tutarlar, diğerini tam tersi sıcak bir hava koşulunda, biri farklı yiyecekler yerken, diğeri kuru mama ile beslenir gibi düşünebiliriz. Ayrıca bazılarını sürekli stresli ortamda tutup gen değişimlerinin ne ölçüde etkileyeceğine de bakılır. Bu fareleri tek yumurta ikizleri gibi düşünebiliriz, büyüyüp gelişirken görünüş olarak “Fenotip” olarak tamamı ile farklılaştıklarını gözlemleyen bilim insanları, gen değişiminin çevresel faktörlere, strese ve yiyeceklere bağlı olduğunu bu klon farelerine bakarak söylerler. Bu araştırmanın sonuçlarına bakıldığında tıpatıp aynı DNA’yı paylaşan farelerin, birinin obez görüntüye ulaşması, diğerinin tüylerinin dökülüp, renginin kararması ile kansere yakalanması, ötekinin gayet sağlıklı olmasını bu uzun süreli yapılan deney ile ispatlanır.

Bireysel ve toplumsal sağlığın kazandırılabilmesi için fiziksel ve zihinsel sağlığın kazanımı bilgilendirilmekten geçer. Artık bilinçli bir şekilde sağlığınızı kontrol edebilmeniz gen testleri ile mümkündür. Yiyeceklerin, gıda takviyelerinin, yaşadığımız ev, arkadaş ve iş ortamının koşullarını, size uygun hale getirip uzun ve kaliteli bir hayat geçirebilirsiniz. Ayrıca gen testleri vesilesi ile çocuğunuzda oluşabilecek bir hastalığı henüz hamile bile kalmadan öğrenmeniz olasıdır. Tüm bu şansa sadece tükürük numunesi vererek elde edebilirsiniz.

Zeynep Eylem Şenkal

Egzersiz ve Spor Psikoloğu