Bu rehberde, kendinizi sevmek için ihtiyaç duyduğunuz her şeyi öğreneceksiniz.

Ne yapmalı.

Ne yapmamalı.

Ve en önemlisi de dünya size başka bir şey söylüyor gibi dururken kendinize nasıl inanacaksınız.

Haydi başlayalım…

İlk Olarak Anlamanız Gereken Şeyler

Bütün bir sene boyunca öğrenmeniz gereken tek ve ilk ders şu: Kesinlikle tüm evrendeki en önemli insansınız.

Tüm yaşamınız sizin gözlerinizden yaşanıyor. Dünyayla ve çevrenizdekilerle olan etkileşiminiz, düşünceleriniz, olayları, ilişkileri, eylemleri ve kelimeleri yorumlama şekliniz size özel.

Büyük resme bakıldığında sadece bir kişi daha olduğunuzu düşünebilirsiniz ancak iş sizin gerçekliği algılamanıza geldiğinde, tek önemli olan kendinizsiniz.

Ve bundan dolayı sizin gerçekliğiniz kendinizi ne kadar sevdiğiniz ve kendinize ne kadar baktığınıza bağlı.

Kendinizle olan ilişkiniz yaşadığınız yaşamın aldığı hal konusunda en belirleyici faktör.

Kendinizi ne kadar az sever, ne kadar az dinler ve anlarsanız, o kadar kızgın, çileden çıkmış ve karışık bir gerçeklikle yüzleşirsiniz.

Ancak kendinizi daha fazla sevmeye başladığınızda, gördüğünüz, yaptığınız ve etkileşime geçtiğiniz her şey mümkün olan her şekilde biraz biraz daha iyi hale gelmeye başlar.

Ancak kendini sevmek kolay değil. Çünkü kendinizin en büyük eleştirmeni yine sizsiniz.

Kendimizden nefret duygusuna sahibiz ve pek çoğumuz için bu nefret tüm yaşamımızı etkiler hale geliyor.

Kendimizi sevmeye ayırdığımız vakitten çoğunu kendimizden nefret etmeye harcamaya başladığımızda, dünyaya dair de daha olumsuz bir bakış açısına sahip oluruz.

Bu nedenle ilk önce kendinizi sevmelisiniz. Bu, dünyadaki yapılacak en kolay iş olmayabilir ancak kesinlikle en önemlisi.

Günlük Yaşamda Siz

Yaşamınızdaki sevdiğiniz ve saydığınız insanları düşünün. Onlara nasıl davranıyorsunuz?

Onlara karşı naziksiniz, düşünce ve fikirlerine karşı sabırlısınız ve hatalar yaptıklarında onları affediyorsunuz.

Onlara yer, zaman ve fırsat veriyor, gelişmeleri için yeterince alan bırakıyorsunuz çünkü büyüme potansiyellerine inanıyorsunuz.

Şimdi de kendinize nasıl davrandığınızı düşünün.

Kendinize verdiğiniz sevgi ve saygı, en yakın arkadaşlarınıza verdiğiniz kadar bol mu?

Bedeniniz, zihniniz ve ihtiyaçlarınız için bedeninize iyi bakıyor musunuz?

Günlük yaşamınızda bedeninize ve zihninize sevgi göstermenizin bazı yolları şöyle:

  • Doğru uyumak
  • Sağlıklı yemek
  • Ruhani yanınızı anlamak için kendinize zaman ve mekan vermek
  • Düzenli spor
  • Kendinize ve çevrenizdekilere teşekkür etmek
  • İhtiyaç duyduğunuzda oynamak
  • Toksik etkilerden kaçınmak
  • Meditasyon

Bu günlük aktivitelerden kaç tanesini yapmak için kendinize izin veriyorsunuz? Eğer bunları yapmıyorsanız, kendinizi gerçekten sevdiğinizi nasıl söylüyorsunuz?

Kendini sevmek sadece bir zihin rahatlığından ötesidir. Bu bir eylem ve alışkanlık serisidir ve onu günlük yaşamınıza gömersiniz.

Kendinize kendinizi sevdiğinizi göstermelisiniz. İlk günden son güne kadar.

Acıyı Kabullenmek

Kimse mükemmel değildir. Bazılarımız kendini sevmeyi sonsuz pozitiflik ve bitmeyen bir iyimserlik ile karıştırıyoruz.

Ne kadar kötü hissederse hissetsin veya durumu ne kadar korkunç olursa olsun Tanrı’ya şükürler eden insanlar var.

Ve genelde de bunun doğru olduğunu düşünüyoruz çünkü pozitif yaklaşımlar daha fazla pozitif yaklaşımlar getirir değil mi?

Ancak gerçekten sonsuz iyimserlik büyük bir yalan. Kendinizin bir kısmına yalan söylüyorsunuz ve diğer yarınızın ihtiyaçlarını görmezden geliyorsunuz.

Hepimizin karanlık bir yanı vardır ve o kısımdan nefret eder, acı duyarız. Bu gerçeklikleri reddetmek bizi tüketir ve ruhani, zihinsel olarak içe kapanmamıza sebep olur.

Kim olduğunuzu dürüst bir şekilde kabullenin. Geçmişteki utandığınız işleriniz için kendinizi affedin.

Bazen tiksinti, kızgınlık ve kıskançlık gibi negatif duyguların taşıyıcısı olduğunuzu kabullenin. İhtiyaç duyduğunuzda sessizliği benimsemeyi öğrenin.

Kalbinizi Bulun ve Açın

Bir önceki adımda acıları tanımaktan ve kabullenmekten bahsettik ancak şimdi soğuk ve açılmamış kalbimiz ile tekrar bağ kurma zamanı.

Kendinize bu soruyu sorun: kendinizi tamamen seviyor musunuz?

Eksiklik ve hatalarınızı kabullenmek önemli bir şey ancak sizin düşüncelerinize, duygularınıza, kusurlarınıza ve hatalarınıza sahip birisini sevmek? Bu kendini sevmenin bir üst düzeyi.

Kendi yaşam hikayenizi keşfedin. Çocukluktan şu anda olduğunuz kişiye kadar gelen yolu inceleyin.

Kendinizi olabilecek en yakın şekilde anlayın ve her bir negatif duygunuzun, utanç verici davranışınızın, şu anda pişman olduğunuz her bir söz ve işin sebebini bulun.

İskeletleri dolabınızdan çıkarın ve neden orada olduklarını hatırlamaya çalışın.

Belki de keşfedeceğiniz en önemli şey, kişiliğimizin büyük bir kısmının belli sebepleri olması ve onları unutmanın mümkün olmaması olacaktır.

Belki de gerçekliğe dair yanlış bir anlayışınız var, travmalarınız ve kurban olduğunuz durumlar var.

Belki de dünyayı olduğundan farklı görüyorsunuz ve bu nedenle şu anda yanlış olduğunu bildiğiniz şeyleri yaptınız.

Sebepleri bulmak ve geçmişinizin izini sürmek. Sadece sizin yapabileceğiniz şekilde kendinizi sevmeyi öğrenin. Geçmişinizden utanmayı bırakın ve onu anlamaya başlayın.

Kendinizi Paylaşın

Kendinizi keşfettiğiniz bu yolda, kendinize dair sizi korkutacak ve şok edecek gerçekler keşfedeceksiniz.

Ancak hedefiniz bunları aşmak ve kendinizi anlayış ve kabullenme ile sevmeye başlamak.

Kişisel kusurlarınızı aştığınız zaman olumlu yanlarınızı da görmeye başlayacaksınız.

Bunlar yolculukta hayatta kalmanızı sağlayan özelliklerdir. Empati, ruhanilik, esprililik, sevgi, yani geri kalanı temizlediğiniz zaman elinizde kalanlar. Kendinizi ve size dair şeyleri sevdiğiniz zaman, kendinizi dünyayla doğru şekilde paylaşabilirsiniz.

Gerçek kendinizi dünyaya ve çevrenizdekilere verin. Şimdi kendinizi sevdiğiniz için, başkalarına yardımcı olmak ve onların da kendilerine dair sevgilerini bulmalarını sağlamak zamanı.

Düşünceleriniz Sadece Düşüncelerinizdir, Daha Fazlası Değil

Farketmeniz gereken ilk şey, çoğumuzun kendi içimizde negatif olduğudur.

Her gün binlerce düşüncemiz vardır ve ilginç şekilde bunların %70’i negatif olabilir.

Neden?

Çünkü kendimizi korumak için korkular ve endişeler gereklidirler.

Ancak bu savunma mekanizması bize karşı çalışabilir ve bu nedenle şu anda kişisel şüpheler ve eleştirilere sahipsiniz.

Peki ne yapabilirsiniz?

Farketmeniz gereken şey, düşüncelerinizin değişmeyebilecekleri ancak onlara inanmayı bırakabileceğinizdir.

Düşünceler sadece düşüncelerdir, daha fazlası değil. Allan Lokos bu konuda şöyle diyor: “Düşündüğünüz her şeye inanmayın. Düşünceler sadece düşüncelerdir.”

Yaşamınızla Gerçekte Ne Yapmak İstiyorsunuz?

Bir amacınız var mı?

Ne istediğinizi ve nereye gitmek istediğinizi anlamak mutlu olmanın ve yaşamda anlam bulmanın en iyi yoludur.

Ancak bunu muhtemelen biliyorsunuz.

Peki yaşamınızla ne yapmak istediğinizi bilmiyorsanız, bunu nasıl bulabilirsiniz?

Bir yolu var.

Ideapod’a göre, bu garip, düşünceleri provoke eden sorular sizden şimdiye kadar gizlenmiş olan amaçları bulmanıza yardımcı olabilirler.

Şunları bir kontrol edin:

  • Çocukken neye tutkunuz vardı?
  • Eğer bir işiniz yoksa, saatleri nasıl geçirmeyi seçersiniz?
  • Çevrenizdeki dünyayı size ne unutturur?
  • Hangi sorunları kalbinize yakın tutuyorsunuz?
  • Kiminle zaman geçiriyor ve ne hakkında konuşuyorsunuz?
  • Yapılacaklar listenizde neler var?
  • Bir hayaliniz olsaydı, onu gerçekleştirebilir miydiniz?

Unutmayın ki kendinizi sevmeyi öğrenmek istiyorsanız, o sevgiyi açacak bir amacınız olmalı.

Neye Minnet Duyarsınız?

Minnettar olmak zihin yapınızı yeniden şekillendirebilecek güçlü bir yaklaşımdır.

Psychology Today’e göre zihinsel olarak güçlü insanlar kendilerine acımak yerine minnet duyuyorlar.

Hatta UC Berkeley Greater Good Science Center tarafından yayınlanan bir belgede, nelere şükrettiklerini bilinçli olarak sayan insanların daha iyi fiziksel ve zihinsel sağlığa sahip olduklarından bahsediliyor.

Peki ya şükran ve minnet duygusunu nasıl geliştirmeli?

Unstuck’a göre, minnet duymanın en kolay yollarından birisi bir şükran günlüğü tutmak.

Her sabah yaşamınızda minnet duyduğunuz şeyleri bir kağıda yazın. Bunu rutin hale getirin ve bir süre sonra minnet duymaya başlayacaksınız.

Adım Adım Konfor Alanınızdan Çıkma Zamanı

İlerlemenin konfor alanınızın içinde dururken elde edilemeyeceğini daha önce duymuşsunuzdur.

Ne kadar rahatsız edici olsa da gerçek bu.

Eğer kendinizi sevmekte zorlanıyorsanız, muhtemelen konfor alanınızda bulunuyorsunuz.

Fakat konfor alanınızdan çıkmak için sizi korkutacak bir şeyler yapmanıza da gerek yok. İlerlemek için küçük adımlar atmanız da yeterli olur.

Peki bu konfor alanını nasıl bozmalı? İlk olarak size biraz gergin hissettiren aktiviteleri yazın.

İlla ki çok büyük bir şey olmak zorunda değil. Küçük bir şey olabilir. Önemli olan yeni bir şey olması ve sizi germesi.

Belirledikten sonra o şeyi yapmaya başlayın. Bitirdiğiniz zaman kendinize ve başarabileceklerinize tekrar inanmaya başlayacaksınız.

Aşama Kaydettikçe İnsanlar Sizi Aşağı Çekmeye Çalışacaklar

Kendinizi geliştirmeye başladığınızda ne olacağını biliyor musunuz?

Arkadaşlarınız, meslektaşlarınız ve hatta aile bireyleriniz sizi aşağı çekmeye başlayacaklar.

Neden?

Çünkü doğal düzen böyledir. Sizi bir kutuya koydular ve değişmeye başladığınızda bu kafalarını karıştırıyor.

Bu nedenle biraz cesaret kazanmalı ve başkalarından gelen eleştirileri gözardı etmelisiniz.

Eğer daha kendine güvenir ve mutlu hale geliyorsanız, önemli olan bu.

Dışarı Çıkın ve Spor Yapın

Bunu duymak istemeyebilirsiniz ancak yapabileceğiniz en güçlü şeylerden birisidir.

Sadece daha sağlıklı hale gelmeyeceksiniz, aynı zamanda daha iyi hissedeceksiniz.

Amerikan Psikoloji Derneği’ne göre, spora başladıktan beş dakika sonra ruh halini iyileştiren etkiler ortaya çıkıyorlar.

Düzenli olarak yapıldığı zaman spor depresyon ve anksiyetenin uzun vadeli etkilerinia zaltır ve bunun sonucunda sağlıklı bir kendinize güven duygusunu korumanız mümkün olur.

Duke Üniversitesi’nden klinik psikolog James Blumenthal şöyle diyor: “Aktif insanların aktif olmayan insanlara göre daha az depresif olduklarına dair epidemiyolojik veriler mevcut. Aktif olup da daha sonra bunu bırakan insanların spor faaliyetlerine devam eden veya başlayan insanlardan daha depresif olma eğilimleri var.”

Aerobik egzersizler de olsa ağırlık kaldırma da olsa, dışarı çıkın ve onu yapın. Kısa sürede çok daha iyi hissetmeye başlayacaksınız.

Kendinizi Kimlerle Çevreliyorsunuz?

Bu genelde gözden kaçan bir noktadır.

Hepimiz birlikte vakit geçirdiğimiz insanlardan etkileniriz. Hatta insanların en çok vakit geçirdikleri 5 insanın bir ortalaması olduklarını söyleyenler var. Gerçekten de öyle değil mi?

Bu nedenle eğer bazı arkadaşlarınızın toksik olduklarını düşünüyorsanız ve bunlar sizi aşağı çekiyorlarsa, yenilerini bulmak isteyebilirsiniz. Gerçekten sevdiğiniz ve saygı duyduğunuz insanlar bulmalısınız.

Eğer arkadaşlarınız pozitif ve iç açıcılarsa, kendinize dair daha iyi şeyler hissetmeye başlayacaksınız.

Duygularınızı Onları Yargılamadan Kabullenin

Rahatsız edici bir his deneyimlediğimizde, örneğin üzüntü, korku ve kızgınlık yaşadığımızda, ilk tepkimiz onu reddetmek, gözardı etmektir. Bu aslında mantıklı çünkü sürekli duygusal acı çekerek dolaşmak istemiyoruz.

Ancak duygularımızı reddettiğimiz zaman, işleri daha kötü hale getirebiliriz. Duygular bize yaşamımıza dair kullanışlı bilgiler verirler.

Duygulara dair daha iyi bir taktik, kabullenmeyi öğrenmektir. Yani duygularınızın yargılarınızı olumsuz olarak etkilemelerine izin vermeden veya onları değiştirmeye çalışmadan varolmalarına izin vermek.

Duygularınızı kontrol etmeniz gerekmediğini anlamanız gerekli. Size bir zarar veremezler.

Hatta olumsuz duygulardan kurtulmak için yaptığınız şeyler, örneğin alkol ve çok yemek gibi eylemler, size daha fazla hasar verirler.

Duygularınızı kabullenmeyi öğrenmek daha dengeli bir duygusal varlık geliştirmenizi sağlar.

Ancak kabullenmeyi kendinize çile çektirmek ile karıştırmamak gerekli. Bir üstünüz tarafından kötü muamele gördüğünüzde, bunu kabul etmeniz gerektiği anlamına gelmiyor.

Kabullenmek denge ile alakalı. Batı kültürü sürekli pozitif kalmamızı öneriyor ancak bu gerçekçi değil. Bunun yerine yaşamımızı hem olumlu hem de olumsuz yanları ile yaşamalıyız.

Her şeyin sonunda, kendinizi ve tüm duygularınızı kabullenebilirseniz, kendinizi daha kolay seveceksiniz.

5 Toksik İnançtan Kurtulmak

İnançlarınız yaşama dair bakışınızı şekillendirirler. Eğer inançlarınız doğru değillerse, sizi olumsuz yönde etkileyebilirler.

Yaşamınızı sabote edebilecek bazı yaygın toksik inançlar şöyle:

Şu An Geleceğin İşaretidir

Yaşam iyi gitmediği zaman yaşamınızın daima böyle süreceğini düşünmek normaldir. İşler iyi gittiği zamansa bunun pek uzun sürmeyeceğini düşünürüz.

Bu kendini gerçekleştiren kehanet gibidir ve kötü bir yargıdır. Gerçekte ise değişim evrendeki tek sabittir. Hiç bir şey aynı kalmaz. Bu nedenle işler kötü giderken zaman içerisinde değişmek zorunda olduğunu fark etmelisiniz.

Zarar Görebilir Olmak Tehlikelidir

Kimse rahatsız hissetmekten keyif almaz. Ancak gerçekte ilerleme sadece konfor alanınızdan dışarı çıkmanız ile oluşur.

Bunu yapmanızın tek yolu ise kendi kusurlarınızı kabullenmek ve rahatsız hissedeceğinizi kabullenmek.

Kim olduğunuzu ve ne hissettiğinizi kabullenin. Bunun hiç düşünmediğiniz şeylere olanak sağladığını göreceksiniz.

Yalnız Olmak Sorun Değildir

Eğer kendinizle zaman geçirdiğinizde rahat değilseniz, kendinizi sevebilir misiniz?

Bu tehlikeli bir inanç çünkü yaşamda güvenebileceğimiz tek kişi yine kendimizizdir. Budizmde söylendiği gibi, mutluluk sadece kendi içinizden gelebilir ve bu nedenle sizi mutlu edecek dış faktörleri aramaktan kaçınmalısınız.

Uyum Sağlamak İyidir

Mutlu olmak istiyorsak uyum sağlamamız gerektiğine inandırıldık. Ancak buradaki sorun, özel bir birey olduğunuz fikrini benimsememek.

Bunun yerine toplumun sizin için yarattığı normal adı verilen kutu ile kendinizi sınırlıyorsunuz.

Kim olduğunuzu kabullenin. Dünyanın en mutlu insanları orijinal insanlardır.

Size Yapılan Şeyler Kişiseldir

Bazılarımız başımıza gelen her şeyin bize doğrudan bir saldırı olduğunu düşünürüz. Ancak dünyayı bu şekilde görmeye başladığımızda, bu kendini gerçekleştiren bir kehanet olur.

Esasında dünya ve diğer insanlar size karşı değiller. İnsanların sizin hakkınızda düşündükleri siz değil onlar hakkında fikir verir.

Hepimizin dünyaya baktığı bir mercek vardır ve bu nedenle kendi merceğinizi olumlu ve umutlu bir mercek olarak şekillendirin. Zihniniz size bunun için teşekkür edecektir.

Yapacağınızı Söylediğiniz Şeyi Yapın

Eğer kendinizle gurur duymak istiyorsanız, eyleme geçeceğinizi söylediğinizde eyleme geçin.

Birisi bir şeyi yapacağını söyleyip yapmazsa ne hissedersiniz? Sizin gözünüzde güvenilirliklerini kaybederler.

Bu nedenle kendi güvenilebilirliğinizi inşa edin. Bütünlük sağlayın.

Eyleme geçip bir şey başardığınız zaman kendinize dair güven kazanırsınız.

Neticede yaşam eyleme geçmekle ilgilidir. Yeni deneyimler kazanmak ve hedeflere ulaşmakla alakalıdır. Bu hedeflerin illa ki büyük olmalarına gerek yok. Küçük olanlar muhtemelen daha önemlidirler. Eğer evi temizleyeceğinizi söylediyseniz, temizleyin. Bu sizi mutlu edecektir.

Psychology Today’e göre, küçük hedefler belirlemek ve onları başarmak, beynin dopamin yani iyi hissettiren bir nörotransmiter salgılamasına sebep oluyor. Yapılacaklar listeleri bu nedenle insanlara iyi geliyor.

Sonuç Olarak

Kendinizi sevmek, duygusal sağlığınız ve potansiyelinize ulaşma yeteneğiniz için önemli.

İyi haber, hepimizin kendine inanma ve mümkün olan en iyi hayatı yaşama kapasitemizin olması.

Burada temel nokta, tutkun olduğumuz şeyi bulmak, amacımızı keşfetmek ve şu anda sahip olduklarımıza şükretmek.

Yaşamınızdaki şeylere dair minnet duyduğunuzda, kim olduğunuzu ve ne hissettiğinizi kabul edebileceksiniz.