Bazı günler canınız hiçbir şey yapmak istemez. Yapmak istedikleriniz için bütün cesaretinizi yitirir, kendinizi yetersiz hissedersiniz. Her şey gözünüzde büyür ve kendinizden şüphe etmeye başlarsınız. Böyle durumlarda kendinizi daha iyi hissetmek için aklınızda bulunması gerekenleri  sizlere sunuyoruz.

  1. Dünyanın merkezi siz değilsiniz, her şey sizinle ilgiliymiş gibi düşünmeyin.

Hepimiz kendimizi dünyanın merkezine koyarak, bütün olayları üzerimizdeki etkilerine göre değerlendiriyoruz. Ama bu durumun sonuçları, işler planladığımız gibi gitmediğinde kendimize acımaktan, mükemmel olmadığımız için kendimize güvenememeye kadar değişkenlik gösteriyor.

 

O yüzden, kendinizle ilgili endişelere kapıldığınızda, yardım edebileceğiniz başka insanları düşünün. Diğer insanlara yardım edebilmenin yollarını aramak, kendinize odaklanan düşüncelerinizi dağıtır. Kendinizden şüphe etmeye başladığınızda, yeterince iyi olup olmadığınızı sorgularsınız. Fakat düşüncelerinizi başka insanlara yöneltirseniz, asıl sorgulama onların ihtiyaçları hakkında olur.

  1. Sizi asıl mutsuz eden, şu anda sahip olduklarınızı görmemekte ısrarlı olmanızdır.

Eğer kendinizi başka yerlerde ve zamanlarda düşünürken bulursanız, zihninizi şimdiki zamana çekmeye çalışın. Unutmayın, mutlu olmak, elinizde olanın değerini bilmekten geçer; olmayanlar hakkında üzülmekten değil. Bu da demek oluyor ki, şimdiki zamanın getirdiklerine direnirseniz, kendinizi mutsuz edersiniz.

Hayatınızda olan her şeyi kontrol edemeseniz de, onlara vereceğiniz tepkiyi kontrolünüzde tutabilirsiniz. Dolayısıyla, asıl gücünüz sorunlarla baş etme biçiminizde yatar.

  1. Kişiliğinizle ilgili tek bir düşünceye saplanıp kalmayın

Herkesin kafasında, kendi kişiliğiyle ilgili somut düşünceler vardır. Bu düşünceler tehdit altında olduğunda, hemen savunmaya geçeriz. Örneğin, birileri yaptığımız işin iyi olup olmadığını sorguladığında, bu durum, becerikli bir insan olduğumuza dair inancımızı zedeler ve hemen sinirleniriz. Eğer kendinizi üretken biri olarak tanımlıyorsanız, üretken bir eylemde bulunmadığınız zaman kendinizi yenilgiye uğramış hissedebilir ve içten içe, sandığınız kişi olmadığınızdan endişe etmeye başlarsınız.

 

Fakat göz ardı ettiğiniz çok önemli bir nokta var: Kimse tek yönlü değildir. Her zaman üretken olmak zorunda değilsiniz, tembel olmaya da hakkınız var. Her zaman yaratıcı fikirler bulamazsınız ve daima motive olamazsınız. O yüzden, aynı anda birden fazla şey olabileceğinizi kabul edersiniz, kişiliğinizin kırılgan olmasını engellersiniz. Eğer biri yaptığınız işi beğenmezse, bunun normal olduğunu unutmayın. Çünkü her zaman iyi bir iş çıkaramazsınız. Mükemmel değilsiniz ve bunda yanlış olan bir şey yok.

  1. İçinde bulunduğunuz gün, paha biçilmez bir armağandır. En iyi şekilde değerlendirmeye çalışın.

Dünya üzerindeki sayılı günlerimizin değerini bilmek çok önemli. Her gün bizim için yeni bir mucizedir. Dolayısıyla kendinize acıyarak oturup kalmak, zaten sınırlı olan günlerinizi boşa harcamak anlamına geliyor. İlla çok çalışmak ya da aşırı üretken olmak zorunda değilsiniz. Bazen ruhunuzu ve aklınızı besleyen bir mola verip dinlenmek de işe yarar bir eylemdir. Bu sayede sizin için asıl önemli olan şeyleri düşünecek vaktiniz olur.

  1. Şikayet etmek, durumları daha da kötüleştirmekten başka işe yaramaz. Çözüm bulun.

Şu anda bulunduğunuz yerle ilgili şikayet ederek, olmak istediğiniz yere ulaşmanız imkansız. Hayatınızdaki her adım, bir sonrakini hazırlar. Şikayet etmekse, bir strateji olamaz. Hepimizin zamanı ve enerjisi sınırlı. Söylenerek geçirdiğimiz vaktin bize olumlu yönde dönüş yapması ya da bizi mutlu etmesi mümkün değil.

Şikayet etmeye ayırdığımız enerjiyi sorunları çözmeye ayırabilirsek, her şeyin ne kadar hızlı düzeleceğini görürüz. Eğer şikayet etmeyi bırakıp, kendimizi bir kurban gibi görmekten vazgeçersek, düşündüğümüzden çok daha güçlü ve iradeli olduğumuzu da fark ederiz. Önemli olan, bu gerçeği kabullenmeyi tercih etmektir.

 

  1. Yenilgiye uğramış hissetmek, ihtiyacınız olan değişikliğin zamanı geldiğini gösterir. Bu değişimi başlatın.

 

Kendimizi kötü hissettiğimizde ilk yaptığımız şey, suçlayacak bir şeyleri ya da birilerini aramaktır. Fakat asıl yapmamız gereken, nasıl hissettiğimize, ne düşündüğümüze ve vereceğimiz tepkilere odaklanmaktır.

 

Herkes kendi hayatının sorumluluğunu taşır. Sizin dışınızda olan şeyleri her zaman değiştiremeseniz de, kendi yaklaşımınızı, bakış açınızı ya da davranışınızı değiştirebilirsiniz. Bunu yaptığınız zaman, bakışınızdaki değişimin hayatınızda olan bitenleri de değiştirdiğini göreceksiniz.

 

  1. Atabileceğiniz en küçük adım bile bir ilerleme sayılır. Beklemeyin.

 

Bir yere takılı kaldığınız zaman, ilerlemek çok zor gelir. Böyle durumlarda yapmanız gereken, her gün küçük bir adım atmaktır. Ne kadar küçük ve önemsiz gözükse de, attığınız her adım birikerek zamanla almak istediğiniz sonuca dönüşür. Her küçük gelişmeyle biraz daha güçlenirsiniz.