Obezitenin tüm dünyada yaygınlaştığı günümüzde kendimize yapabileceğimiz en büyük iyilik kilomuzu kontrol altında tutmaktır. Zira kilo aldıktan sonra vermeye çalışmak yerine, ideal kilomuza ulaşmak ve bunu korumaya çalışmak çok daha mantıklı ve kolay olanıdır. Yazın hepimiz kısa mesafelere yürüyerek gidiyoruz, günlük içtiğimiz su miktarı fazla, meyveler sebzeler de bol olduğu için sağlıklı da besleniyoruz. Bu sebeple de yazın genellikle 2-3 kilo veririz. Ancak kışın bu saydıklarımın hepsinin tam tersi olur. Zira hava soğumuştur, her yere araçla gideriz, üşümemek için dışarı bile çıkmak istemeyiz, vücudumuzun su gereksinimi azalır ve soğuk hava bizi daha yağlı, şekerli beslenmeye iter. İşte bu da bize fazladan 3-4 kilo olarak geri döner. Oysaki kışın vücudumuzun daha fazla harekete ve kapalı ortamlardan çıkıp temiz bir hava almaya ihtiyacı vardır.

Kışın güneş ışığıyla kemikleri güçlendirelim

Vücudumuz ihtiyaç duyduğu D vitamininin büyük bir bölümünü yazın güneşten karşılar. Ancak kışın güneş ışığı daha az olduğundan vücudun D vitamini ihtiyacı daha fazladır. Bu bakımdan güneşin etkin olduğu saatlerde dışarı çıkmak kemiklerimizin güçlenmesi için çok önemlidir. Kişi güneşe çıktığı oranda derinin ve kemiklerin ihtiyaç duyduğu D vitaminini kazanabilmektedir. Bu sayede kemik gelişimimiz için gerekli kalsiyum absorbe edilebiliyor. Kışın zaten az olan güneşli saatlerde dışarı çıkıp, yarım saat yürüyüş yapmak kemiklerimizi güçlendirecek, yağ birikimini azaltacaktır.

Yürüyüş yaparak yaşam motivasyonumuzu yükseltelim

Kışın soğuk günlerinde çoğu kişinin canı dışarı çıkmak istemez ve eğer gerekli değilse evde, ofiste kapalı ortamda kalmak eğilimi vardır. Ancak kapalı ortamda hareketsiz durmak kişiyi depresyona, strese açık hale getirir. Bu sebeple kışın her fırsatta dışarı çıkıp, hareket etmek hem kapalı ortamın boğucu havasından kurtaracak, hem yaşam enerjimizi artıracak hem de kilo almamızı engelleyecektir. Özellikle kişi kendisini mutsuz, durgun hissettiğinde kısa bir yürüyüş yaparak kan dolaşımını hızlandırıp, enerjisini artırabilir. Zira hareketin ve temiz havanın vücutta endorfin (mutluluk hormonu) salgısını artırdığı ve soğuk havalarda zihnin daha canlı çalıştığı bilimsel bir gerçektir.

Kalori yakmak için yürüyüşe başlayın

Kışın soğuk havası dolayısıyla üşüdüğümüzde, vücudumuz ısısını normal değerlere ulaştırabilmek için daha fazla enerji harcama eğilimindedir. Hatta bilimsel araştırmalar, kışın egzersiz yapmadan sadece soğuğa maruz kalındığında bile kalori yaktığımızı göstermektedir. Bu bağlamda kışın soğuk havada yürüyüş yaptığımızda vücudun harcadığı enerji de iki katına çıkacaktır. Soğuk havalarda yavaş yürüyerek bile yaz mevsimindeki hızlı tempolu yürüyüşlerimiz kadar kalori harcayabiliriz.

Kışın yürüyüş yaparak kalbinizi koruyun

Soğuk havalarda kapalı mekanlarda kalmak kişinin yazdan daha sık yiyip içmesine, daha çok kalorili beslenmesine sebep olmaktadır. İşte bunun doğal sonucu olarak da ilk başta kalp sağlığımız tehlikeye girer. Ancak kışın her gün düzenli olarak yürüyüş yapanlar hem fazla kilolardan korunur hem de kalp ve damar sağlığını korur. Yürüyüş kişiye fiziksel, ruhsal ve zihinsel bir canlılık kattığı ve tüm vücudu çalıştırdığı için kişi profesyonel bir spor salonuna gitmeye gerek duyulmaz. Sadece kışın kapalı ortamlarda alınan kalorinin yakılabilmesi için düzenli olarak açık havada yürüyüş yapmak gerekiyor. Bu sayede kişinin kan akışı düzenlenecek, kalp hastalıklarına yakalanma riski azalacak, kalp sağlığı korunacaktır.

Kalbin olan düşmanı yağlanmadan kışın da korunabilmenin tek yolu kat kat sıkı giyinip kendimizi sokağa atmaktır. Her hangi bir fiziksel aktivitenin kalp sağlığına olumlu etkileri bilinirken, tempolu yürüyüşlerin de kardiyovasküler hastalık riskini azalttığı bir gerçektir. Bu bakımdan kışın kendimizi içeri kapatmıyoruz, her gün bir yolunu bulup sokağa çıkıyoruz.