Herkese merhaba! Bu seferki konumuz; kolajen! İçelim mi, içmeyelim mi? Ne zaman içelim? Ne kadar içelim? Hangisini içelim? Hangisi daha iyi? gibi, akılda o kadar çok soru işaretleri var ki…

Siz de biliyorsunuz ki, piyasada çok fazla kolajen örneği var. Öncelikle isterseniz, kolajenin ne olduğunu bir tanımlayalım. Kolajen; cildimizin, eklemlerimizin, kemiğimizin, tendonlarımızın, akciğer mukozamızın, fibroz yapılarımızın, aslında vücudumuzdaki birçok noktanın en önemli ana maddelerinden biridir.

Hastalıklarla, yaş almayla, kilo alıp vermelerle, birçok sebeple kolajen azalabiliyor. Cilt rahatsızlıkları için ya da anti-aging için kolajeni kullanmayı tercih ediyoruz. Hem enjeksiyon yöntemiyle (saf kolajeni yüze, boyna, ellere, dekolte) uygulamayı tercih ediyoruz, hem de içilebilir formlarından veriyoruz.

İçilebilir formları da; içerisinde barındırdığı tiplere, gramajına, miktarına ya da sıvı form, kapsül form gibi farklı kullanım şekillerine göre süresi ve kullanım dozunda farklılıklar gösteriyor. Bu konuda, aslında piyasada çok fazla ürün var ve kafalar çok fazla karışıyor. Dolayısıyla, bir ürün markası vermeden, hangi ürünün kullanılması gerektiğinden bahsetmek istiyorum…

Hangi Kolajen Tercih Edilmeli?

  • Tip 1 Kolajen

Öncelikle, hangi tip kolajene ihtiyaç duyduğumuzdan bahsedelim. En çok duyduğunuz tipler; tip1, tip2 ve tip3. Bizim en çok ihtiyaç duyduğumuz tip aslında Tip1 oluyor. Yani, eklemlere ve tendonlara da iyi gelsin. Çünkü, biliyorsunuz ki; yaşlanmayla birlikte, kireçlenme gibi durumlarda da kolajenin önemi var. Aynı zamanda, cilt anti-aging’inde de kolajenin önemi var.

Dolayısıyla, tip1 kolajene yıldızlı pekiyi veriyoruz. İçerisinde tip1 miktarı yüksek olan kolajenler, hem daha pahalı kolajenler, hem de daha az kullanımla daha efektif olan kolajenler. Bu püf noktası, aklınızın bir kenarında bulunsun.

  • Sıvı Kolajen

Diğer bir püf noktası da içilebilir olan kısmının nasıl hazırlandığı. Burada da, şöyle bir sıralama yapıyoruz; sıvı kolajen daha hızlı emilir, toz kolajen ikinci sırada, üçüncü sırada kapsül kolajen. Ne oldu? Sıvı kolajen ve tip1’in fazla bulunması, yönelmemiz gereken ürünler arasında oldu.

  • C Vitamini de Önemli

Üçüncü önerim de şu; kolajenin daha iyi emilebilmesi için, mide-bağırsak sisteminden geçişi de önemli. Bu nedenle C vitaminine de ihtiyacımız var. Ben, kolay kullanımlı ürünleri daha çok severim. Yani; içerisinde kolajenin emilimini sağilayacak iyi bir oranda C vitamini ya da yosun özü gibi şeyler bulunuyorsa; kolajen üretimini arttırabileceği için ve hepsini tek seferde içebileceğiniz için, hastalarımı tek kullanımlık daha kolay ürünlere yönlendiriyorum.

  • Hyalüronik Asit Takviyesi

Ciltte bir kuruluk varsa, nem kaybı varsa, eklemlerde kireçlenme, yaşlanma belirtileri, sıvı azalışı varsa, kolajenle birlikte hyalüronik asit de vermek gerekiyor. Dolayısıyla, piyasada bazı markalarda kolajen ve hyalüronik asidin bir arada bulunduğu, tek kullanımda hem kolajen hem C vitamini hem de hyalüronik asit içebileceğiniz ürünler mevcut.

Vücutta su tutulum kaybında büyük bir oran farkı varsa, hyalüronik asitlerin de dozlarını daha fazla kullanmamız gerekebilir.

Bu dört noktaya dikkat edecek şekilde, doğru ürün tercihinde bulunabilirsiniz. Aslında, bu dört noktaya değinmemin nedeni, piyasadaki ürünlerin fiyat farkları ve ortaya çıkan marketing’lerden dolayı kafa karıştırıcı şeyler için, 4 tane temel noktayı akılda tutarak bunlarla birlikte yol almanızı sağlamak.

Tabi ki, kapsül form da kullanabilirsiniz, gramajı daha düşük olanı da kullanabilirsiniz, tip1, tip2, tip3’ü bir arada olanı da kullanabilirsiniz. Ancak, en iyi sonucu almak için bu 4 noktaya dikkat etmemiz gerekiyorsa, aradaki fiyat değerlendirmesi ve kullanım süresindeki farklılıkları da hesaba katarak; etkin, verimli ve harcadığınızın karşılığını alacak şekilde nasıl olacağını, bu önerilerimle birlikte hesaplamanız gerekiyor.

Aslında bakacak olursanız; çok doğru ürünler, biraz daha orta ve yüksek derecede fiyatlandırmalarla olup, aslında daha kısa süre kullanımlarla daha büyük faydalar gösterecek hale geliyor. Biz de, bu nedenle Fransa’dan getirilmiş, başka yerde satılmayan, Collagen Lift adlı firmanın ürününü kullanıyoruz. Hastalarıma, klinikte onun farklı formlarını verecek şekilde kullanıyoruz.

Son bir püf noktadan daha bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz ki, kolajenin bir de üretim şeması var. Morino balığı gibi bir balıktan mı üretilecek? Yani, balık kolajeni mi? Yoksa, dana sığır kolajeni mi? Biraz etkinlik açısından, aslında ben dana sığır kolajenine daha çok inanıyorum. Ancak, bu demek değildir ki, balık türevinden üretilen ya da veganların kullandığı kolajenlerde tip1 miktarı düşük değil. Burada önemli olan; tip1 yoğunluğunun yüksek olduğu herhangi bir kolajeni tercih ettiğinizde, gramajına da bakacak şekilde (balık türevi olanların gramajı biraz daha düşüktür) ve dengeleyecek şekilde kullanım süresini değiştirebilirsiniz.

Yani, birinden 3 ay kullanacaksanız birinden 5 ay kullanın gibi eşitlik sağlayabilirsiniz. Bunlar, bu kolajen sektörüne daldığımızda ve gerçekten anti-aging için hangi kolajeni kullanmalı diye yola çıktığınızda, doğru ürünle buluşabilmeniz için tavsiyelerim. Bugünlük benden bu kadar. Şimdilik hoşça kalın!