Katlanamayan eşyalar ve bitmek bilmeyen ev kaosundan siz de şikayetçi misiniz? Evinizi, çok basit adımlarla nasıl düzenleyeceğinizden bahsetmek istiyorum!

Organize olmak, bence hayatın her alanında organize olmak demektir. Çünkü, gerçekten çok yoğun tüketim bombardımanı altında yaşıyoruz. Artık, hayatımızdaki her şey hızlanmış durumda( fast fashion, fast food). Fast fashion dediğimiz hızlı tekstilin getirdiği bir tane dezavantaj var ki, evimiz eşya doluyor.

Çok yoğun çalışıyorum, evimde yardımcım var, kızımın bakımını da birlikte üstlendiğimiz Ayşe ablamız var, 10 yıldır birlikte çalışıyoruz. Onun dışında; sabahtan çıkıyorum, gün içerisinde çekime, toplantıya, davetlere, bir sürü yere gidiyorum. Akşam devam etmem gerekebiliyor, dolayısıyla, benim için gardırop organizasyonu çok önemli. Aradığım eşyayı bulabilmem, eşyalarımın düzenli olması çok önemli. Ancak, her şeyi derli toplu tutmaya çalışmaktan daha çok yorulduğumu fark etttim. Ve bu konuda, “Ne yapabilirim, nasıl daha kolay organize olabilirim?” derken, yolum Marie Kondo ile kesişti. Marie Kondo bir yazar, ancak aynı zamanda bir eğitmen. Bulduğu bir metot var, KonMari deniliyor. Bu, bir düzenleme sanatı: aslında bir çamaşır katlama sanatı.

Kendisi Japon olduğu için, Japonların o Zen felsefesini, gerçekten hayatımıza aslında farkında olmadan, ayağımıza çok bağ olan bu düzensizlik, eşyaların üst üste olma halini dinginleştiren ve sakinleştiren bir yaklaşımı var. Eşyalarla çok güzel bağ kuran bir yaklaşımı var. Türkçede de, sanırım Epsilon yayınlarından çıkan Hayatını Düzenlemek İçin Derle Topla Rahatla isimli bir kitabı da var. Bu kitap, bence gerçekten çok önemli bir kitap. Yalnızca bir dekorasyon, bir organizasyon kitabı değil…

Sadeleşin ve Rahatlayın

Tüm dünyada son beş yıldır da trend olan, artık insanların çok fazla tüketim alışkanlıklarını idrak ederek, bu tüketim çılgınlıklarının frenine bastıkları, “Biz ne yapıyoruz?”, “Dünyada çok fazla insan açken ve üstüne giyecek kıyafeti bulunmazken biz neden bu kadar mala sahibiz?” çılgınlığının farkına varıldığı bir sadeleşme dönemindeyiz. Bence bu çok güzel. Bu kitap da biraz bunu anlatıyor. Eşya ile ilişkinizi anlatıyor. Eşya ile bağlantı kurduğunuz zaman, o eşya ile daha kolay vedalaşmanızı, yeni alanlar açmanızı sağlar.

Düzen Çok Önemlidir

Daha önceki yazılarımdan birinde de bahsettiğim bir Çin felsefesi var: Feng shui, yani Çinlilerin mekan enerjilerini dengeledikleri sistem. “Mekanın enerjisi var mı?” diyecek olursanız, evet mekanın enerjisi var. Bazı alanlara, evlere girersiniz ve kendinizi çok iyi hissedersiniz değil mi? “O evin enerjisi çok güzel” dersiniz. Bazı yerlerde de iyi hissetmezsiniz. Bunların çoğunun kaotik, pis, bakımsız, derli toplu olmayan, düzensizlikten kaynaklandığı ile ilgili bir savım var benim. Zaten Feng shui de bunu savunuyor. Dolayısıyla, düzen çok önemlidir. Düzenin içerisinde, eşyalarımız da çok önemlidir. Bu felsefe ile yaklaşırsanız, katlamakla geçireceğiniz zaman, sizin için daha keyifli hale gelecektir. İşin felsefesine kalpten bağlanırsanız, çok daha keyifli olacak. Peki,

Marie Kondo ne yapmış?

KonMari Metodu

Marie Kondo, giysileri katlama metodunu anlatıyor. Bu nedenle ben de, çamaşır dolabımdaki pek çok şeyi çıkardım ve farklı farklı şeyleri katladım. Peki, nasıl katlayacağız? Aslında sistem oldukça basit. Marie Kondo, aslında bilmediğimiz bir şey anlatmıyor, ancak bazı şeyleri de hatırlatıyor. Sürekli olarak, çok güzel bir şeyden bahsediyor. Katladığınız şeyleri katlarken; yer kazanmak için katlıyor olmayın, aynı zamanda gerçekten onunla bağ kurarak, bu işi sevgiyle yapın diyor. Yaparken de gerçekten, el ütüsü dediğimiz, sakin bir şekilde ve yumuşak hareketlerle katlanması gerektiğinden bahsediyor.

İlk zamanlarda bunu hakkıyla yapmak zor olabilir. “Ben 2 dakikada bunu katlıyorum, niye bu kadar zamanda yapayım?” diyebilirsiniz. Haklı olabilirsiniz, ancak bir zaman sonra fark edeceksiniz ki: bu aynı zamanda bir meditasyon. Önünüzdeki tişörte bu şekilde yaklaşmak, koştur koştur katlamaktan daha farklı bir enerji verecek.

Tişört Katlama

Katlayacağınız tişörtün her iki kolunu da sakince katlayıp uzun bir dikdörtgen şekline getirdikten sonra; 3 aşamalı olarak soldan sağa ya da sağdan sola doğru katlayın. Daha sonra tekrar katlayın. Marie Kondo’nun ilginç bir şeyi var: yaptığı her şeyin dik olmasını istiyor. Dik durabiliyorsa, bunu iyi katlamışız demektir. Peki, tişörtleri dik katlamamız neden önemli? Aslında, hepimiz gardıroplarımızı, çekmecelerimizi açtığımızda, hepsinin üst üste olduğunu görürüz. Kıyafetlerin böyle olması, alttakini görmemizi engeller. Biz de bir şey almak için, bütün bir tişört destesini kaldırırız. İşte bunu ortadan kaldıran bu yöntem; bir tişörtü hem üstten gösterecek hem de kapladığı alanı azaltıyor.

Atlet Katlama

Tişörtlerin dışında, atletleri katlama yönteminden de bahsetmek istiyorum. Atleti önümüze seriyoruz ve daha sonra her iki kenarından da birer kez katlayıp, askıları iç kısma doğru getiriyoruz ve tekrar katlayıp dikdörtgen oluşturuyoruz. Ardından sağdan sola ya da soldan sağa doğru üç kademede katlıyoruz, dik duruyorsa tamamdır.

Kapüşonlular

Biraz da kapüşonlulardan bahsetmek istiyorum. Yine, önümüze serip, sevgiyle okşayarak elimizle ütülüyoruz. Ardından, kol kısımlarını içe doğru katlayıp, omuz hizasının altını da aşağı doğru katlıyoruz ve kapüşonu da içeri doğru katlayıp, yine dikdörtgen oluşturuyoruz ve kademeli olarak katlıyoruz.

Çorap Katlama

Sırada çoraplar var. Çoraplar da önemli. Biz Türkler, çorabı genellikle açılmasın diye içine doğru kıvırarak katlarız. Ancak, Marie Kondo, bu katlama yönteminin, çorabın lastiklerinin ömrünü kısalttığını söylüyor. Bu nedenle, KonMari metoduna göre katlayacak olursak; külotlu çorabı önümüze serdikten sonra, bir bacağı diğerinin üzerine gelecek şekilde katlayıp, dikdörtgen oluşturuyoruz ve yatay bir şekilde kademeli olarak katlayıp dik koyuyoruz. Sütyenlere gelecek olursak… Sütyenin arkasını kapattıktan sonra, askılarını içe doğru katlıyoruz ve sütyenleri üst üste koyuyoruz.

Eşyalarımıza uzun zamandır çok fazla dokunmadığımız için, aslında onlara dokunmamız bile biraz hoyrat. Aslında ben, bunu yaparken bile biraz onlarla olan ilişkimi değiştiriyorum. Aslına bakarsanız, onlarla olan ilişkimizi değiştirdiğimiz zaman, onların daha az eskimesini sağlamış oluyoruz. Bu, sevgi ve özenle yaptığımız bir işlem, biraz da böyle düşünmek gerekiyor.

Eşyaları katladığımıza göre, artık onları bir çekmeceye yerleştirmeye geçebiliriz. Dikey bir şekilde tuttuğumuz tişörtleri, yan yana çekmeceye diziyoruz. Aynı şey, sütyenler için de geçerli. Ben de iç çamaşırlarımı genellikle bu şekilde yerleştiriyorum. Böylece, hem bulunması çok kolay oluyor hem de dağılmıyor. Ev düzenlemenin dışında, bu konuyla ilgili öğrenmek istediğiniz başka şeyler de varsa, yazının altındaki yorum kısmına bırakırsanız çok mutlu olurum. Bugünlük benden bu kadar. Hoşçakalın…