Stres hem berbat bir kelime, hem de kötü bir his, değil mi? Ancak stres aslında o kadar kötü değil. O olmadan kendimizi koruma veya hareket etme motivasyonumuz olmazdı. Bir düzeye kadar stres bize çevremize adapte olma imkanı tanır ve bizi başarılı olmaya zorlar. Endişe verici olan stres, kronik strestir ve sizi pek çok şekilde olumsuz olarak etkiler.

Yeni bir araştırma, yaşamın ilerleyen dönemlerinde kronik stres ve yükselen kortizol düzeylerinin gerçekten beyin küçülmesine ve hafıza problemlerine sebep olabileceğini onaylıyor.

Peki stresinizin iyi mi yoksa kronik mi olduğunu nasıl tespit edersiniz? Buna bir göz atalım ve kronik stresin yaşam kalitenizi nasıl yok ettiği ile stresle doğal mücadeleyi yaşamınıza neden sokmanız gerektiğini görelim.

Stres Tepkisi

Peki iyi stres nedir? Stresin kendisi iyi bir şey değil ve hepimiz stres tepkisinden dolayı buradayız. Atalarımız tehditlere karşı savaşma ya da kaçma şeklinde tepkiler verdiler ve bu savaş ya da kaç dürtüsü sayesinde hayatta kaldık. Bu bir gıda kıtlığı da olsa, fiziksel bir tehdit de olsa, Franklin Enstitüsü’nün metabolik yüklenme olarak tanımladığı şeyi gerçekleştirdiler.

Stres anında adrenalin ve kortizol vücudu istila eder. Tansiyon, nefes ve kalp ritmi artar. Hazırda enerji için glukoz kana salınır. Sindirim, büyüme, üreme ve bağışıklık sistemleri baskılanırlar. Cilde kan akışı azalır ve acı eşiği artar.

Gerçek bir kriz sırasında eylemleriniz bu işlemlerin büyük kısmını tersine çevirebilir. Sorunu çözmek için savaşabilir veya kaçabilirsinz, sonrasında sevdiklerinizle bağlantıya geçerek veya yeteneklerinizden tatmin olarak rahatlarsınız. Adrenalini yürüyerek veya diğer rahatlatıcı şeylerle azaltabilir, metabolik ve hormonal dengenizi yeniden kazanabilirsiniz.

Ancak günümüzde yaşam bize tüm stres tepkisini gösterme ve çözme imkanı tanımıyor. Bunun yerine devamlı olarak düşük dozda aciliyet halinde kalıyoruz ve bunun bir sonu gelmiyor. Çoğumuz fiziksel olarak stres hormonlarını atmıyoruz ve gerçek problemleri çözmek için vakit ayırmıyoruz. Önceliklerimizi sorgulamak veya rahatlamak için zaman bulamıyoruz.

Peki kronik stresin size yaptığı şeyler neler?

Kronik Stres Yaşam Kalitenizi Öldürüyor

Beyninizi Bozuyor

Her zaman başınıza silah dayanmış gibi çalışmanız gerektiğini düşünüyor olabilirsiniz ancak Maryland Medical Center Üniversitesi’ne (UMMC) göre kronik stres konsantrasyon, verimli davranma yeteneklerinizi etkiliyor ve sizi kazalara daha açık hale getiriyor.

Kronik stresin hafıza ve öğrenme üzerinde yıkıcı etkileri var. Esasen beyin hücrelerini öldürüyor. UMMC, travma sonrası stres bozukluğu yaşayan insanların beynin hafıza merkezi olan hipokampüslerinde %8 oranında küçülme yaşadıklarını söylüyor ve stres özellikle çocukların öğrenme yeteneğini etkiliyor.

Franklin Enstitüsü, stres hormonu korizolün stres tepkisi sırasında glukozu kaslara kanalize ettiğini ve beyni yakıtsız bıraktığını söylüyor. Kortizol ayrıca nörotransmiter fonksiyonları bozarak beyin hücrelerinin iletişimini de önlüyor.

Öğrenme hafızanın kullanımına bağlı. Stres hafızalara erişmenize engel oluyor ve yenilerinin yaratılmasını da engelliyor.

Daha da kötüsü, hipokampüs kortizolün durdurulmasına yarıyor. Kronik stres nedeniyle hasar gördüğü zaman, bunu yapması daha zor oluyor ve daha da hasar görüyor. Buna dejeneratif çöküş deniliyor.

2018 yılında Neurology dergisinde yayınlanan bir çalışma, kronik olarak yüksek kortizole sahip olan orta yaşlı bireylerdeki beyin küçükmesini onaylıyor. İşin korkutucu kısmı ise beynin belirtiler ortaya çıkmadan önce küçülmeye başlaması.

Harvard Medical School’da görevli olan çalışmanın yazarı Justin B. Echouffo-Tcheugui, bu konuda şöyle diyor: “Çalışmamızda, orta yaşlı insanlarda hafıza kaybı ve beynin küçülmesinin belirtiler ortaya çıkmadan başladığı görülüyor ve bu nedenle stresin azaltılması için yeterince uyumak, spor yapmak, rahatlama tekniklerini yaşama dahil etmek yahut doktora kortizol düzeylerini sormak, gerekliyse kortizol azaltıcı ilaçları almak gibi stresi azaltıcı yolların bulunması önemli. Doktorların yüksek kortizol düzeylerine sahip tüm insanlar ile görüşmeleri gerekli.”

Stres Kalp Krizi, Kalp Hastalıkları ve Felç Riskini Arttırıyor

Kronik stres ve kalp krizi, kalp hastalıkları ve felç arasındaki direkt bağlantı henüz tam olarak tanımlanmamış durumda. UMMC’ye göre kronik stres bu rahatsızlıkların risk faktörlerini daha kötü hale getiriyor.

Stres kalp atışını ve kuvvetini arttırıyor, damarları daraltıyor ve kalp ritmini etkiliyor. Kanı kalınlaştırıyor çünkü bu yaralanmalarda kan kaybını önleyebilir. Stres tansiyonu yükseltiyor ve kronik stres kan damalarının yapılarına hasar verebiliyor, özellikle de inflamasyona katkıda bulunabildiği için.

Artan tansiyon da felç için bir risk faktörü. Franklin Enstitüsüne göre stres düzeyleri atherosklerozu arttırıyor ve bu da felç için bir diğer risk faktörü.

Stres Bağışıklık Sistemini Zayıflatıyor

Beden ani bir tehlike içerisinde olduğunu düşünürse, enfeksiyonlar ile savaş öncelikler arasından çıkıyor ve burada esas problem kronik stresin bağışıklık sistemini baskılaması. Bu da enfeksiyonlar ile savaşmayı daha zor hale getiriyor. UMMC’ye göre stresli olan insanlar soğuk algınlığı ve grip gibi rahatsızlıklarda daha fazla belirti yaşıyorlar ve enfeksiyonlara daha açık hale geliyorlar.

Stres ayrıca bağışıklık sisteminde zararlı bir aşırı yüklenmeyi tetikliyor. Stres vücuttaki inflamasyonlara katkı yapıyor. Bağışıklık sisteminiz stres nedeniyle vücudunuzda devam eden diğer hasara tepki gösterebilir ve sitokin adı verilen bileşenleri hemen göndererek inflamatuvar tepkiye katkıda bulunur. Bu bileşenler bedendeki sağlıksız faktörler ile savaşmak için sağlıklı hücrelere de zarar verebilirler.

İnflamasyonun pek çok sağlık problemi ve hastalık ile bağlantısı da bulunuyor. Astımdan diyabete, kanserden kalp hastalıklarına kadar geniş bir kapsam var.

Amerikan Psikoloji Derneği, stresin kalp krizi gibi rahatsızlıklardan kurtulma yeteneğini olumsuz etkilediğini ve stres yönetimi eğitimlerinin kalp krizinden sonra daha hızlı iyileşme süreci sağlayabildiğin belirtiyor.

Franklin Enstitüsü’ne göre, stres kan beyin bariyerini etkiliyor. Bu bariyer, vücuda giren ilaçlar, toksinler, virüsler ve zehirler gibi pek çok bileşenin beyni etkilemesine engel oluyor. Araştırmalar, stresin Körfez Savaşı’nde bulunan askerlerin kan beyin bariyerinin geçirgenliğini arttırdığını gösteriyorlar. Vücutlarını kimyasal ataklardan koruması gereken ilaçlar, beyni etkilememeleri gerekirken etkilemişler.

Kronik Stres Yaşlandırır

Stres tepkisi acil olarak görülmeyen pek çok fizyolojik işlemi durdurur. Cildinize kan akışı olmamasını düşünün. Bu kesinlikle ne kadar yaşlı göründüğünüzü etkileyecektir. Daha da kötüsü, ne kadar kronik stresin beynin yaşlanmasını etkileyebildiği. Yaşlandıkça hepimiz beyin hücrelerimizi kaybederiz. Toksinler, otomatik rutinler, uygunsuz beslenme, sporsuzluk ve sosyal bağlantıların kaybı buna katkıda bulunur. Stres daha fazla toksinin kan beyin bariyerini geçmesine izin verdikçe ve kortizol da hipokampüse zarar verdikçe, beyin fonksiyonları, yeni öğrenme ve hafıza yetenekleri ciddi anlamda etkilenir.

Kan beyin bariyerinin verimliliğinin azalması Alzheimer hastalığına sahip olan kişilerde yaygın bir bulgu. Yaşlanan beyindeki dejeneratif gerileme hızlanmıştır. Yaşlı bireyler üzerinde yapılan bir çalışmada, kortizolü yüksek olan kişilerde hipokampüsün %14 küçüldüğü tespit edilmiş ve bu katılımcıların yeni hafızalar yaratma ve öğrenme yetenekleri daha azmış. Bir diğer çalışmada ise hipokampüs boyutunun Alzheimer hastalığının ilerleme hızı ile bağlantılı olduğu görülüyor.

Amerikan Psikoloji Derneği, strese bağlı kronolojik yaş ve fizyolojik yaş araştırması gerçekleştirmiş. Engelli veya hasta çocukların yıllarca bakımını üstlenen kadınların fizyolojik olarak 10 yaş daha yaşlı oldukları tespit edilmiş. Çünkü kronik stres kan hücrelerinin yenilenme yeteneğini etkiliyor. Kronik stres aynı zamanda artrit, kalp damar hastalıkları ve kemik erimesinde de yaşlanmaya katkı sağlıyor.

Stres Kilo Alımına ve Sindirim Bozukluklarına Katkıda Bulunur

Stres tepkisi sırasında sindirim de yavaşladığı için, kronik stres çeşitli sindirim bozukluklarına yol açabilir. Midede şişkinlik, kramplar, kabızlık ve ishal kronik stresin en yaygın belirtileri arasında. Ayrıca reflü ve rahatsız bağırsak sendromu da yaygın. Stres ülserleri daha kötü hale getirebilir ve inflamatuvar bağırsak hastalıklarına da yol açabilir.

Kortizol tehlikeli bel yağlanmasını tetikler ve yağa, tuza ve şekere olan isteği arttırır. Sağlıksız karbonhidratların tüketimi rahatlatıcı olabilir çünkü bunlar stres tepkisi ile bağlantılı olan davranışsal ve hormonal dengesizlikleri azaltırlar. Maalesef bu davranış alışkanlık haline gelebilir ve diyabet veya kalp hastalıkları gibi sağlık problemlerine yol açabilir.

Kronik Stres Ruh Halini ve İlişkileri Etkiler

Devamlı stres uyku düzeninizi bozabilir ve sizi sinirli, yorgun hale getirebilir, konsantre olmanızı zorlaştırır ve reaktif yapar. Kaygı durumunda işlev göstermeniz zorlaşır ve rahatlamanız imkansız olabilir. Depresyon kronik strese verilen yaygın bir tepkidir. Bunların hepsi yaşam kalitenizi azaltır ve başkaları ile olan ilişkinizi etkileyebilir.

Kronik stres savunmasızlık ve kontrol kaybı hissi ile de bağlantılı. Mükemmeliyetçilerin strese bağlı serotonin bozuklukları yaşama ihtimalleri daha fazla. Bu madde beynin iyi hissettiren bir kimyasalı.

Stres Ağrıyı Arttırır

Ağrının şiddeti ve kronik stres arasındaki ilişki baş ağrıları, eklem ağrıları ve kas ağrılarını ona bağlıyor. Stresin artrit ve bel ağrılarını da yoğunlaştırdığı görülüyor. İş stresi ise bel ağrıları ile ilişkilendiriliyor ve ayrıca gerilimli baş ağrılarının şiddeti ile tekrarlama sıklığını arttırıyor.

Stres Cinselliği ve Üreme Fonksiyonlarını Etkiler

Kronik stres kadınlarda cinsel isteği azaltır ve erkeklerde iktidarsızlığa sebep olabilir. Kronik stres kadınlarda adet öncesi sendromun şiddetini arttırabilir ve doğurganlığı etkileyebilir. Hamilelik döneminde stres daha fazla erken doğum ve düşük ile ilişkili. Hamilelikte stres, bebeklerin doğumdan sonra da strese tepkilerini etkileyebilir. Kronik stres menopoza eşlik eden hormonal ruh hali değişimlerini de daha kötü hale getirebilir.

Kronik Stres Cildinizi, Saçlarınızı ve Dişlerinizi Etkiler

Strese bağlı hormonal dengesizlikler ve stres tepkisi sırasındaki cilde giden kanın azalması durumu saç, cilt ve dişlerinizi negatif etkiler. Egzema strese verilen yaygın bir tepki. Sivilceler, isilikler, sedef ve rosacea da strese bağlı.

Stres Bağımlılıkları Arttırır

Kronik stresin getirdiği negatif duygulardan kaçmak isteyen insanlar dopamin ve serotonin düzeylerini geçici olarak arttıran davranış ve aktivitelerden medet umuyorlar. Alkol, tütün ve madde kullanımı insanların stresi tedavi etmek için başvurduğu yaygın yollar arasındalar. Yemek bağımlılıkları, kumar, televizyon izlemek ve video oyunları da kronik stresten dolayı gelişebilen alışkanlıklar. Bu davranışların hepsi uzun vadede sorunu daha kötü hale getiriyorlar ve hem zihinsel hem de fiziksel sağlığı etkiliyorlar.

Stresi Olduğu Gibi Kabul Etmeyin

Stresin fiziksel bir düşman olmaması, onunla daha etkili şekilde mücadele etmeyi öğrenemeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Pek çok çalışmada stres yönetimi ve rahatlama tekniklerinin stresli olaylara daha kolay adapte olmanızı sağladığı, stres sırasında daha etkili işlev göstermenize yardımcı olduğu ve stresten daha kolay kurtulmanıza destek sağladığı görülüyor. Kronik stresin büyük kısmı kontrolsüz ve desteksiz hissetmekten geliyor.

Stres, işlerinde kontrol sahibi olmadığını düşünen erkeklerde kalp hastalıkları ile de bağlantılı. Ayrıca akut koroner sendromda da rol oynuyor, bu sendrom bir kalp krizinin geleceğini gösteren uyarılar arasında. UMMC’ye göre bu sendrom stresli olayların ardından işten sonra ortaya çıkıyor. Yani buun anlamı, düşünce ve duyguların AKS’de büyük rol oynadığı ve bu düşünce ile duygular çevrenizde ne olursa olsun kontrol etmeyi öğrenebileceğiniz şeyler.

Yaşamınıza bir göz atın ve size neyin stres verdiğini bulun. Ruh halinize dikkat edin ve ona katkıda bulunabilecek duygu ve inançları tanımlayın. Memnuniyet verici mücadeleler sağlayan aktivitelere, spora daha fazla vakit ayırın ve başkaları ile bağ kurun. Önceliklerinizi düzenleyin. Kronik stresten dolayı kilo kontrolünde problem yaşıyorsanız kortizolü azaltmanın yollarını arayın. Adaptojen bitkileri deneyebilirsiniz.

Stresi yaşamınızdan tamamen çıkartmaya çalışmayın. Öncelikle, yaşamın büyük kısmı beklenmedik şekilde geliştiği için bunu yapmak imkansız. İkinci olarak, bazı stres türleri faydalı. Zorlayıcı bir hafıza görevi bağışıklık sisteminizi güçlendirirken, şiddet dolu bir video izlemek onu zayıflatabilir. hafıza egzersizleri ayrıca beyin hücresi gelişimine de katkıda bulnur. Stresten tamamen kaçınmak yerine onunla etkili şekilde başa çıkmanın yollarını arayın.

Koronavirüs ( Covid-19), sizde travma oluşturduysa ve sürekli olarak bu konu ile ilgili yoğun ve süreğen kaygı hissediyorsanız ve  neler yapacağınızı, nasıl baş edeceğinizi bilmiyorsanız bunu birlikte çalışabiliriz. Online terapi almak isterseniz bana bu numaralardan ulaşabilirsiniz.

Uzman Klinik Psikolog Diana Güler
Telefon: 0216 266 24 48 & 0533 086 30 22
Mail: info@dianaguler.com
İnstagram: dianagulerr