Her yıl havalar ısınmaya başladığı andan itibaren görsel ve yazılı basında, internet sitelerinde bir felaket tellallığı başlıyor. “Küresel ısınma var”, “bu yaz da susuz kalacağız”, “buzullar eriyor”, “kutup ayılarının nesli tükeniyor” ve bunlar gibi kalıplaşmış ifadeler, slogan cümlelerden daha öteye gidebilen neredeyse hiç yok. Peki, bu gerçekten sadece bir felaket tellallığı mı, yoksa sorun ne kadar ciddi? Öncelikle şuradan başlayalım; küresel sözcüğünde adı geçen “küre” evren, yani buradan hareketle “küresel” sözcüğü de evrensel anlamına geliyor. Bu bağlamda “küresel ısınma” dediğimizde tüm evrenin ısındığından bahsediyoruz. Hal böyleyken tüm dünya olarak havamızın değiştiğini, bir hızla ısındığımızı söylemek mümkün. Peki, şu meşhur küresel ısınmaya daha akademik bir tanım yapalım.

Küresel ısınma nedir?

Atmosfere salınan karbondioksit gibi gazların, evrende sera etkisine, yani sıcaklığa sebep olmasına, tüm dünyanın karadan, havadan, denizden ölçülen ortalama sıcaklığının artması durumuna küresel ısınma adı veriliyor. Aslına barksanız sera etkisi doğal bir sürecin sonucudur. Ancak biz insanlar, bazı zararlı gazları atmosfere saldığımız için doğal denge bozuluyor yer kabuğunun ve denizlerin sıcaklığı artıyor.

Dünyamızda sera etkisine sebep olan gazların oranları; % 30-70 su buharı, % 9-26 karbondioksit, % 4-9 metan ve de % 3-7 ozon şeklindedir.

Sera etkisi nedir?

Sera etkisi dünyanın doğal dönüşümünün bir sonucudur. Şöyle ki; atmosferin stratosfer katmanındaki su buharı ve gazlar sera etkisi oluşturarak dünyamızın ısısını dengede tutuyor. Yani, sera etkisi dünyamız için önemli ve faydalı bir durum.

Stratosfer katmanı, güneşten gelen zararlı ışınları ve ısının bir kısmını yansıtma yoluyla uzaya geri gönderiyor. Buradan geçen ışınlar ise yer kabuğunu ısıtıyor ve ısınan hava tekrar yükselerek stratosferdeki sera gazları yoluyla atmosferde kalıyor. Peki, sera gazları olmasaydı ne olurdu?  Sera gazları olmasaydı, gün boyu güneşten gelen ışınlar dünyayı çok fazla ısıtacak, geceleri de güneş ışığı olmadığından hava buz gibi soğuk olacaktı. Elbette ki, bu durumda gündüz ve geceler arasındaki bu dehşet sıcaklık farkı, dünyada canlılar için yaşamı imkansız hale getirirdi.

Ne zaman ya da neden sera gazları, sera etkisi artar?

Modern yaşam koşulları, doğadan uzaklaşan yaşam şeklimiz dolayısıyla petrol, kömür, doğal gaz gibi fosil yakıtların kullanımı arttı. İşte bunlar da atmosferde; karbondioksit, metan ve azot oksitleri gibi zehirli gazların artarak yayılmasına yol açıyor. Dolayısıyla atmosferdeki sera gazları artıyor ve doğal bir sonuç olarak da güneşten gelen ışınlar dünyamıza daha çok etki ediyor, dünyamızın doğal ısı kontrol sistemi hasar görüyor, yeryüzü çok fazla ısınıyor. Normal şartlar altında yer kabuğundan yansıyan ısı atmosfer dışına çıkabilecekken engelleniyor, sera etkisi artıyor, dünyanın ortalama sıcaklığı da yükseliyor.

Neydi, ne oldu?

Dünyada ilk olarak meteorolojik ısı ölçümünün ve kaydının 1880 yılından sonra yapıldığı biliniyor. İşte yani yaklaşık 140 yıldır, dünyanın ısısı düzenli olarak ölçülüyor. İlk dönemlerden bu yana dünyanın ortalama sıcaklığının 0,4 – 0,8 derece arasında bir artış gösterdiği, özellikle de son 20 yılda 0,25 – 0,4 derece arttığı biliniyor. Bu tabloya bakıldığında sanki bu artış çok fazla değilmiş gibi bir izlenim verse de, gerçek hiç de öyle değil. Yapılan bilimsel çalışmalara göre, gelecek 100 yıl içinde bu ısı artışı ve etkileri çok ciddi boyutlarda hissedilecek. Hatta dünya sıcaklığının artış değerinin 1,4 – 5,8’lere ulaşacağı düşünülmekte.

Aslında şöyle anlatayım; 0 derecede su donar ve buz olur. Bu ısı, 0,1 derece olduğunda buz erimeye başlar ve suya dönüşür. Yani aslına bakarsanız bu total ısı artışındaki 0,1 gibi bir değer bile çok çok büyük önem arz ediyor.

Küresel ısınmanın sebepleri nelerdir?

Küresel ısınma, doğal ve yapay pek çok etkenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmaktadır. Bunların bazıları doğanın doğal dengesinin bir sonucuyken, çoğunluğu insan eliyle oluşturulan faktörlerdir. İşte bu dünyanın doğasına aykırı faaliyetlerin bir sonucu olarak da küresel ısınma ortaya çıkmaktadır.

Küresel ısınmanın doğal sebepleri

  1. Güneşin aktivitelerinin etkisi

Güneşin manyetik alanı ve protonlar ile elektronlar olarak ortaya çıkan güneş rüzgarları; Güneş sisteminde kozmik ışımalara karşı bir kalkan görevi görüyor. İşte Güneşin kimi zaman değişken olan aktivitesiyle zayıflayan bu kalkan, kozmik ışımaları dünyamıza geçirebiliyor. Kozmik ışımalar, dünyamıza fazla yansıdığında ise bulutlanma fazlalaşıyor, Güneşten gelen radyasyon miktarı artıyor, dolayısıyla da küresel sıcaklık da artıyor.

  1. Dünyanın presizyon hareketinin etkisi

Bilimsel çalışmalar, dünyamızın yörüngesinin, her 95 bin yılda bir tık daha basıklaştığını gösteriyor. Ayrıca her 41 bin yılda Dünya’nın ekseninde doğrusal, her 23 bin yılda da dairesel bir kayma yaşanıyor. İşte bu değişiklikler, değişimler Dünyamızda zaman zaman çok çok soğuk, zaman zaman da çok çok sıcak dönemler yaşanmasına yol açıyor. Bu sıcak dönemlerin, soğuk dönemlerden daha uzun sürdüğü, bunun da dünyanın ısınmasına yol açtığı biliniyor.

  1. El Nino etkisi

Başlangıçta Güney Amerika’nın sadece batı kıyılarında etki gösteren, ancak günümüzde Pasifik Okyanusunun tüm tropik alanlarını etkisi altına alan El Nino, küresel ısınmanın başlıca etkenlerinden birisi olarak gösteriliyor. El Nino, genel olarak yılbaşı dönemlerinde, Peru kıyılarında ortaya çıkan sıcak su akımıdır. Bu sıcak su akımı, 1990-1998 yılları arasında Pasifik Okyanusunda deniz sıcaklığını 2 – 5 derece arasında artırmıştır. Özellikle 1997 ve 1998 yılları arasında bu sıcaklık dehşet değerlere ulaşmıştır. Bu bakımdan özellikle bu dönemler içinde ve azalarak sonrasında da El Nino’nun küresel ısınmayı tetiklediği düşünülüyor. Zira El Nino, çok devasa bir alanı etkisi altına aldığı için, bulunduğu alanın binlerce km ötesi bile bu ısınmadan etkileniyor. Hatta E Nino’nun kutuplardaki buzulların daha hızlı erimesine sebep olduğu da biliniyor. Çünkü dünyanın tüm bölgeleri ve ülkelerinde yüzey suyu sıcaklıklarının normale göre daha sıcak olduğu dönemlerin El Nİno dönemleri olduğu söyleniyor. Elbette bu durum tüm dünya için geçerli olduğu gibi ülkemiz için de geçerlidir.

Küresel ısınmanın yapay sebepleri

  1. Fosil yakıtlar

Tüm dünya günümüzde ısınma ve tüm enerji ihtiyacını kömür, petrol ve doğalgazdan karşılıyor. Bu fosil yakıtların içeriğinde karbon ve hidrojen elementleri var. Bunlar çok uzun sürede dünyada oluşurken çok kısa sürede tüketiliyor. Bu yakıtlar, dünyanın her bir bölgesinde doğal olarak bulunmuyor ve aslında var olanın da tamamı çıkarılamıyor. Dolayısıyla fosil yakıtlar yenilenemeyen ve kısıtlı miktarda bulunan yakıtlardır.

  1. Sera gazları

İçeriğin başlarında da ayrıntılı anlattığım üzere; Güneş’ten gelen ışınların bir kısmı, ozon tabakası ve atmosferdeki gazlar aracılığıyla soğutuluyor. Bir bölümü litosferden, bir kısmı ise bulutlardan geriye yansıyor. Dünyamıza ulaşan ışınlar, geriye dönerken atmosferde bulunan su buharı ve diğer gazlar tarafından tutuluyor, dünyamızı ısıtıyor. Dolayısıyla da dünya, olması gerektiğinden daha sıcak oluyor. Tıpkı meyve, sebze seraları gibi düşünün. Nasıl ki seralar da güneş ışınlarıyla ısınıyor, ancak her yeri kapalı olduğundan içindeki ısıyı dışarı çıkaramıyor ve çok fazla sıcak oluyorsa, dünyamızda da aynı sorun yaşanıyor. Güneş, dünyamızı çok ısıtıyor, ancak dünyamız bu ısıyı dışarı atamıyor.

Küresel ısınmanın sonuçları nelerdir?

  • Küresel ısınma demek, iklim değişiklikleri demektir. Aslında tüm mevsimlerin normalden biraz daha sıcak olması demektir. Yani ülkemizin iklimini anlatırken her defasında “dört mevsimin layıkıyla yaşandığı” bir ülke diye bahsediyoruz, ya bu küresel ısınma, bu hızla devam ederse mevsimler birbirine karışacaktır.
  • Kışlar daha sıcak geçecek, ilkbahar çok erken başlayacak, yaz çok uzun sürecek ve aşırı sıcak geçecek, sonbahar ise çok geç başlayacak.
  • Değişen iklim dengesi dolayısıyla hayvanların göç dönemleri değiştiği için, doğanın doğal dengesi olan eko sistem de zarar görecek.
  • İklim değişikliklerine uyum sağlayamayan hayvan ve bitkilerin nesilleri hızla tükenecek.
  • İleriki yıllarda çok şiddetli seller, kasırgalar, çok uzun süren kurak günler, susuz yıllar yaşanacaktır.
  • Isınmanın etkisiyle kutuplardaki buzullar eriyor, ileride dünyanın kıyı kesimindeki ülkeler sular altında kalacaktır.
  • Dünyadaki aşırı sıcak olmayan ülke sayısı azalacağı için yaşam alanı da daralacaktır.
  • Yoğun kar yağan dağlarda karlar hızla eriyecek çığ tehlikesi günümüzden çok daha büyük olacak.
  • Isınan havanın etkisiyle su kaynakları hızla tükendiği için kuraklık ve susuzluk dünyayı yaşanması zor bir hale getirecek. Kuraklıktan insan, hayvan, bitki ölümleri yoğun olarak yaşanacak.
  • Havalar hızla ısınacak, yağmurlar azalacak, aşırı kuraklık çölleşme ye orman yangınlarına yol açacak.
  • Temiz su kaynakları deniz suyuna karıştığı için içme suyu kıtlığı yaşanacak.
  • Artan sıcaklıklar dolayısıyla; solunum ve sindirim sistemleri, kalp ve damar hastalıkları, bulaşıcı ve alerjik hastalıkların sayısı ve şiddeti artacak.
  • Tarım ve orman ürünleri azalacak.
  • Su kaynakları azaldığı için enerji üretimi zorlaşacak.
  • Sahil kenarlarındaki yerleşim alanları sular altında kalma tehlikesi yaşayacak.

Küresel ısınmayı yavaşlatmak mümkün mü? Nasıl?

Küresel ısınmanın bir ayağı doğal sebepler ise, bir diğer ayağı da insan kaynaklı sorunlardır. Hal böyle iken madem küresel ısınmanın zorluklarını, sorunlarını biz canlılar yaşayacağız, o zaman bu kötüye gidişi durdurmaya ya da en azından yavaşlatmaya çalışmak durumundayız. Aslında çok da kendimizi zorlamadan, sadece yaşam alışkanlıklarımızda küçük değişiklikler yaparak küresel ısınmayı yavaşlatabiliriz. Bunun için alacağımız genel önlemleri aşağıya sıraladım.

  • Mümkün olan her bir boş alana ağaç dikerek yeşil alanları artırabiliriz
  • Teknolojik aletlerin kullanımını kısıtlamak değil de, onları daha doğa dostu hale getirebiliriz.
  • Doğaya zarar veren kişilere uygulanan cezalar daha ağır ve caydırıcı olacak biçimde düzenlenebilir.
  • Hızla artan kentleşme oranı düşürülebilir. Bunun için de kırsaldan kente göçü azaltacak önlemler alınabilir.
  • Doğal yaşam koşullarının hakim olduğu köy benzeri yapılanma ve yaşam alanları oluşturulabilir.
  • Sanayi dünyası, doğaya daha az zararlı hale getirilebilir.
  • Buhar gücü, güneş enerjisi gibi doğal enerjilerle çalışan araçlar üretilip kullanılabilir.
  • Su, elektrik, kömür, doğalgaz gibi kaynaklar daha tasarruflu kullanılabilir.
  • Elektrikli aletlerin düşük enerji ile çalışanları tercih edilebilir.
  • Fosil yakıt ile çalışan araçlar yerine elektrik ile çalışan araçlar kullanılabilir.

Küresel ısınmayı önlemek için alınması gereken kişisel önlemler

  • Her evde tasarruflu ampuller kullanılmalı. Tasarruflu ampuller, sıradan akkor ampullerin harcadığından yaklaşık % 80 daha az enerji tüketiyor. Bu da aslında normal büyüklükteki bir evde sadece tasarruflu ampul kullanarak yılda 75 kilogram karbondioksitin havaya yayılmasını önlemek anlamına geliyor.
  • Çağımızın en tehlikeli sağlık sorunlarından birisi obezite olduğuna göre, hem tüm vücut sağlığını korumak hem de dünyayı küresel ısınmadan koruyabilmek için motorlu araç kullanmak yerine yürümek, bisiklete binmek gerekiyor. Otomobillerden ve aslında tüm motorlu taşıtlardan dünyaya yayılan karbondioksit ve diğer zararlı gazlar, küresel ısınmanın başlıca sebeplerinden birisidir. Bu bakımdan kısa mesafelere yürümek ve bisikletle gitmek çok doğru bir karar olacaktır. Ulaşmak istediğiniz mesafe çok uzun ise de kişi başına bir araca binip trafiği sıkıştırmak, havaya çok daha fazla karbondioksit yaymak yerine 50-100 kişinin tek bir toplu taşıma aracını kullanması çok daha sağlıklı bir yoldur. Bir kişinin araba kullanmadığı her 3 kilometrelik yolculuk için tüm atmosferi ortalama 1 kilo karbondioksitten koruduğunu biliyor muydunuz?
  • Her evden her gün torbalar dolusu çöp çıkıyor ve bu çöplerin yarısından fazlası aslında geri dönüştürülebilir maddelerden oluşuyor. Bu bakımdan bir süt şişesini çöpe atıp onun doğada yok olmasını beklemek yerine onu geri dönüşüme gönderin. Bu sayede hem doğaya atılan çöp miktarını azaltmış hem de yeni bir şişe üretilmesini önlemiş, enerjiden ve malzemeden tasarruf yapmış olabilirsiniz. Evinizdeki çöplerden sadece yarısını geri dönüşüme göndererek bir yıl içinde 200 kilogram karbondioksitin havaya yayılmasını önleyebilirsiniz.
  • Araç lastiklerinizin tam olarak şişirilmiş olduğundan emin olun. Zira havası biraz da olsa inmiş olan lastiklerle yolculuk yaparken çok daha fazla yakıt harcar ve havaya da daha fazla karbondioksit yayarsınız. Şöyle ki; tam olarak şişirilmiş lastiklerle yolculuk yaptığınızda, inik lastiklere göre bir litre yakıt başına % 3 oranında kar edebilirsiniz. 4 litre benzin tasarruf ettiğiniz bir yolculukta da, 10 kilogram karbondioksitin havaya yayılmasını önlemiş olursunuz.
  • İster bir elektrikli su ısıtıcı kullanın, isterseniz tüp ya da doğalgaz, her halükarda su ısıtmak için çok fazla enerji tüketmek durumunda kalacaksınız. Örneğin çay, kahve içeceğiniz zaman su kabını ağzına kadar doldurmayın, sadece ihtiyacınız olduğu kadar suyu ısıtın ya da duş başlığı ile tüm banyo süresi boyunca sıcak su akıtmak yerine bir kovayı doldurarak yıkanmaya çalışın. Bir de duş başlığınızın gereğinden fazla açık olmadığından, fazla su akıtmadığından emin olun, çamaşırınızı, bulaşığınızı çok sıcak su ile değil de ılık su ile yıkamaya çalışın. Sadece bu önlemleri alarak kendi evinizden yılda yaklaşık 300 kilogram karbondioksitin havaya yayılmasını önleyebilirsiniz.
  • Çok fazla ambalaj demek, aslında çok fazla çöp ve dolayısıyla da bu çöplerin doğaya ve havamıza çok fazla zarar vermesi demektir. Maketlerden, pazarlardan alışveriş yaparken ihtiyaçtan fazla poşet almamaya, doğa dostu bez torbalar, çantalar kullanmaya özen göstermeliyiz. Bir de ambalajlı ürün alımını azaltmak, aldığımız ürünlerin de ambalajlarını çöpe değil, geri dönüşüme göndermek çok önemlidir. Çöp kutumuzdaki ambalaj atıklarını sadece % 10 oranında azaltarak kendi evimizden havaya salınan karbondioksiti yılda 600 kilogram kadar azaltmak mümkün.
  • Su ısıtıcıları ve kombi, petek gibi ortam ısıtıcılarının değerlerini yazın iki derece artırmak, kışın da iki derece azaltmak çok doğa dostu uygulamalar olacaktır. Zaten uzmanlar, doğal hava koşullarının çok altında ya da çok üzerinde bir ortamda vakit geçirilmesini, yaşanmasını kesinlikle önermemekte. Şöyle ki; yazın odanızdaki ya da ofisteki klimanın ortamı çok serin yapmak için yüksek ayarda çalışması hem enerji israfıdır hem de sağlığınız için zararlıdır. Aynı şekilde kışın da bulunduğunuz ortamın ısısını çok artıracak şekilde kombinin ısısını çok yükseltmek hem sağlıksız hem de doğaya zararlı eylemler olacaktır. Sadece bu basit önlemleri alarak sizin evinizden doğaya salınan karbondioksit miktarını yılda 1 ton civarında azaltmanız mümkün.

Küresel Isınma Kritik Seviyede! Araştırmalara Göre Antartika Yeşil Alana Dönüşüyor

Son yaptıkları çalışmalar sonucunda bilim insanları, Antartika kıtasının kuzey yarımadasında hızla yayılan yosun kümeleri keşfetti.

Konuyla ilgili yeni bir araştırmanın başında bulunan Matthew Amesbury, “İnsanlar Antarktika’yı çok buzlu bir yer olarak hayal ediyor, ancak çalışmalarımız artık burada büyük yeşil bir bölüm olduğunu ve daha da yeşilleşeceğini gösteriyor” dedi Washington Post’a yaptığı açıklamada.

Yılda bir milimetreden daha az büyüyen iki yosun türü şu anda bu oranın üç katında hızla yayılıyor – bu da bilim insanlarının insan kaynaklı iklim değişikliğine yorduğu ve gerçekten endişe verici bir değişim.