Vücudumuzdaki ana enerji merkezleri, yani çakralar hakkında bilgimiz var. Bununla birlikte doğal olarak Toprak Ana’nın da çakraları olduğunu kabul ediyorum. Nasıl bizim vücutlarımızdan akan enerji varsa, toprağın da ilginç görünen bir enerji akışı vardır.

Alfred Watkins, “The Old Straight Track” isimli kitabında Ley Hatları’ndan bahsetmişti. Watkins; eski anıtların, mezarlıkların, dini yapıların ve monolitlerin (taş anıtlar) hepsinin düz bir çizgide dizildiğini keşfetmişti. Bu fenomen farklı zaman dilimlerinde tüm kültürlerde fark edilmiş olup farklı şekillerde tezahür ettirilmişlerdi.

1920’de bu düz çizginin çizilebileceğinin anlaşılmasıyla birlikte aslında Ley Hatları ile ilgili olarak mistik bir yön de bulunuyor. Ley Hatları enerji alanları, UFO’lar, ruhlar, şamanik tabiatlar ve çok daha fazlasıyla ilişkilendiriliyor!

“Shamanism and the Mystery Lines: Ley Lines, Spirit Path” kitabının yazarı olan Paul Devereux’nun internet sitesinde Ley Hatları ile ilgili ilginç bilgiler yer almakla birlikte bu hatların, antik Kızılderililerin ruh yolları ve şamanik alanlarla nasıl iç içe geçtiği anlatılıyor.

Yazara göre Hopewell Kızılderilileri, törensel yollara benzeyen düz çizgilerle birlikte büyük arazileri kapsayan topraklara geometrik şekiller yaptılar. 1995 yılında arkeologlar, Newark’ta yer alan toprakta bulunan şekiller ile Chillicothe’daki Hopewell nekropolünü bağlayan yaklaşık 100 kilometre uzunluğunda dümdüz bir Hopewell ritüel yolu keşfettiler.

Nazca çizgileri gibi toprakta yer alan jeoglifleri daha da ilginç bir hale getiren nokta ise bunların, Şamanik kabilelerin olduğu yerlerde yer alması ve genelde Şamanizm’de kullanılan halüsinojenik bitkilere dayanmasıydı.

Antropolog Marlene Dobkin de Rios, bu tesadüfü keşfeden ilk kişiydi. Tüm bu yerli halüsinojenik bitkilerin, ruhun uçmasını yani beden dışı deneyimleri teşvik ettiğini fark eden Dobkin de Rios, bu gizemli çizgilerin havada gerçekleştirilen yolculukla, yani şamanik deneyimin esrik halinin merkezi ile bağlantılı olduğunu keşfetti.

Kızılderililerin, ölüleri krematoryuma götürürken kullandıkları ruh yolları ve düz çizgileri kullanan şamanik alanlar, bu konunun daha derin olduğunu gösteriyor. Ley Hatları, ormanların ve zor bölgelerin üzerinden geçerken, kullanılması kolay olması açısından kavisli hatlara sahiptirler. Ley Hatları’nı ilginç kılan bir diğer nokta ise bunların, toprağın kanallarıyla yani daha önce bahsettiğim Dünya’nın çakralarıyla ilgili olmasıdır.

İnsan bedeninin yedi ana çakrası olması gibi dünyanın da Ley Hatları adı verilen enerji hatları vardır ve belli aralıklarla bulunan bu noktalar, toprağı çevreleyerek enerji girdapları oluşturur.

“Earth Grids: The Secret Patterns of Gaia’s Sacred Sites” kitabının yazarı Hugh Newman da bir konuşmasında enerji girdaplarının bulundukları yerlerden ve bu örüntülerin sadece dünyada bulunmadığından bahsediyor. Güneş de büyük solar aktiviteler sırasında aynı pozisyonlarda benzer örüntüler sergiliyor.

Ley Hatları ile ilgili okuma yaparken Giza’nın Piramitleri ile Stone Hedge’in kilit yapılar olduğuna denk geldim. Bu yapıların merkezinden düz çizgiler çektiğimiz zaman bulduğumuz diğer önemli yapılar, megalitler (taş anıtlar) ya da Ley Hatları ile kesişen önemli mimariler oluyor.

Siz de Google Earth kullanarak bazı Ley bağıntıları bulabilirsiniz. Herhangi bir bağlantıya denk gelirseniz yorum yapmayı unutmayın.