Fibroadenom olarak adlandırılan rahatsızlık, özellikle ergenlik döneminde ortaya çıkabilen ve memelerde ortaya çıkan iyi huylu tümörleri ifade etmektedir ve her yaştan kadında görülebilmektedir. Her ne kadar nadiren olsa da erkeklerde görüldüğü de olmaktadır. Bu kitle, memelerdeki bezlerden gelişmektedir ve bezlerin çevresinde liflerden oluşan, yağlı bir kütle mevcuttur ancak bu kütlenin sertleşmesi ve tek bir kitle haline gelmesi, fibroadenom problemini ortaya çıkartır.

Fibroadenom kitleleri boyutlarına göre farklı kategorilere sahipler ve bunlardan bazıları farklı yaş gruplarında da ortaya çıkabiliyorlar. Dolayısıyla tıbbi tedaviden önce kitlenin niteliklerinin iyice değerlendirilmesi gerekiyor.

Bu iyi huylu tümörlerin varlığını anlayabilmek için memeler üzerinde yapılan elle muayenede, cildin altında bir bilye ya da lastik gibi sert parçanın varlığı aranır ve bu kitlenin cilt altında yumuşak bir şekilde hareket ettiği görülür. Bu kitlenin sınırları oldukça belirlidir ve genelde ağrıya sebep olmaz.

Yüzeye yakın olanlar dışarıdan gelen baskı neticesinde fark edilebilir ve ağrıyabilirler ancak derinlerdekiler sadece mamogram veya ultrason ile anlaşılabilirler.

Risk Faktörleri

Aşağıdaki faktörlere sahip olanlar fibroadenom bakımından risk altındadırlar:

• Ergenlikte olmak
• Hamile olmak
• 50 yaşın altında olmak
• Hormon terapileri almak
• Oral gebelik önleyiciler kullanmak
• Meme kanserine sahip bir anne sahibi olmak
• Geçmişte memede tümörlerin ortaya çıkmış olması
• 20’li yaşlarda ağır fiziksel koşullar altında bulunmak
• Kahve, çikolata, çay gibi yüksek kafeinli içecekler tüketmek

Rahatsızlık genellikle klasik tıp yöntemleri ile tedavi edilmektedir ancak tedavi süreciniz boyunca bu döngüyü hızlandıracak bazı yöntemler de mevcuttur. Dolayısıyla tamamlayıcı tıbbın faydalarını değerlendirebilirsiniz. Genellikle parçanın doğrudan ameliyat ile alınması en temel yöntemdir.

Daha Fazla Sebze ve Meyve Yiyin

Araştırmalar, tüm sağlık sorunlarının yanında özellikle kanser ihtimalinin taze sebze ve meyve tüketimi ile ciddi anlamda düştüğünü göstermektedir. Her ne kadar fibroadenom bir kanser tipi olmasa da, tümör olduğu için ondan da bu şekilde kaçınmak mümkün olabilmektedir.

Organik Etler ve Prebiyotik Besinler Tüketin

Organik olarak üretilmiş et ve et ürünleri, balıklar, kuruyemişler, çaylar, mantarlar ve bunun yanında prebiyotik özellik gösteren kültürlü süt ürünleri, fibroadenoma karşı önlem alınmasını sağlayabilmektedirler.

Orman Meyveleri

Orman meyveleri, özellikle de yaban mersini içerisinde C ve K vitaminleri, manganez, lifler ve bunun yanında kanser hücrelerinin kendilerini öldürmelerine sebep olan bazı bileşenler bulunur.

Keten Tohumları

Toronto Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalarda, keten tohumunun kanser gelişimini engellediği ve meme kanserine karşı koruyucu etkisi olduğu görülmüştür. Onu toz haline getirdikten sonra tüm yemek ve içeceklerinizin içerisine katabilirsiniz.

Beta-karoten Zengini Gıdalar

Almanya’da yapılan bir araştırma, beta-karoten bakımından zengin olan gıdaların meme sağlığına özellikle menopoz sonrası dönemde katkıda bulunduğunu gösteriyor. Havuç, kabak, tatlı patates, ananas, mango, kavun gibi ürünlerde bu madde çok bulunuyor ve diğer turuncu-sarı renkli gıdalardan da bol miktarda beta-karoten alabilirsiniz.

Yeşil Çay

Yeşil çayın içeriğindeki polyfenolik bileşenlerin meme sağlığına katkıda bulunduğu görülmüştür. Bunun sebebinin ise onların antioksidan aktiviteleri olduğu belirtiliyor. Günde bir kaç bardak yeşil çay içebilirsiniz.

Yeşil Yapraklı ve Turpgiller Ailesinden Sebzeler

Karotenoid sebzelerin ve turpgiller ailesinden olan besinlerin meme kanseri riskini düşürdüğü Boston Üniversitesi’ndeki bir çalışmada görülmüştür.

Güneş Işığına Çıkın

California Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, D vitamininin meme, akciğer ve idrar kesesi kanseri riskini ciddi anlamda düşürdüğünü göstermiştir. Dolayısıyla her gün en az yirmi dakika boyunca doğrudan güneşe çıkmanız gerekiyor. Zira vücudumuz D vitamini üretebilmek için güneşin tepede olduğu saatlerde onun ışığına ihtiyaç duyuyor.

Nar

Narın içerisinde bulunan polyfenolik içerikler, kanser gelişimi ile savaşırlar ve bilhassa da östrojene bağlı kanser tiplerinde etkilidirler. Ancak yoğun miktarda nar tüketmeden önce doktorunuza danışmanızda fayda bulunuyor.

Zerdeçal

Zerdeçalın içerisinde curcumin adı verilen bir madde bulunur ve bu madde tümörler ile savaşta oldukça etkilidir. Karabiber ile birlikte kullanıldığında curcuminin emilimi de artmaktadır. Curcuminin doğrudan kanser hücrelerinin gelişimine engel olduğu görülmüştür.

Ceviz

Ceviz sağlıklı omega-3 yağ asitleri bakımından çok zengindir ve bunun da meme kanseri gelişimini yavaşlattığı görülmüştür. Ayrıca kilo vermeye de yardımcı olması nedeniyle kanser riskinin düşmesine yardımcı olmaktadır.

Aslan Yelesi Mantarı

Aslan yelesi mantarı olarak adlandırılan mantar tipi, antikanser özelliklere sahiptir ve bu özellikle kolon ve meme kanserleri üzerinde görülmektedir. Her ne kadar bulması biraz zor olsa da bu ürünü içeren besin desteklerini de satın alabilirsiniz.

Gecesefası Yağı

Araştırmalar, gecesefası bitkisinin yağının, meme kistlerinden kaynaklanan adet zamanı meme ağrılarının önüne geçebilmektedir. Özellikle linoleic asit bakımından fakir olan kadınlarda hormon denge değişimi çok hızlıdır ve gecesefası bu eksikliği kapatmaktadır.

Egzersiz

Pek çok çalışmada, haftada en az 150 saatlik egzersizin meme kanseri başta olmak üzere tüm kanser tiplerinde önleyici olduğu belirtilmektedir. Fransa’daki menopoz sonrası dönemdeki kadınlar üzerinde yapılan çalışmalarda, uzmanlar egzersize devam etmenin en önemli şey olduğunu belirtmişlerdir. Yürüme, bahçe işleri, yoga, tenis ve golf gibi sporlar herkes için uygun sayılırlar.

Meditasyon

Meditasyon sayesinde zihin ile beden arasında uyum sağlanabilmektedir ve meditasyonun stresi, anksiyeteyi alan bir yapısı vardır. Kanserin stresle yakın ilişkisi bilindiği için vücudu stresin getirdiği yükün ağırlığından kurtarmak gerekmektedir.