Narenciye balı, turunçgiller olarak da anılan portakal gibi meyvelerin çiçeklerinde bulunan nektarların arılar tarafından kullanılarak bala dönüştürülmesi sonucunda elde ediliyor. Kendine has güzel aroması nedeniyle en çok aranan bal türlerinden de bir tanesi. Diğer pek çok bal türünde olduğu gibi insan sağlığını destekleyen özellikleri var ve ayrıca hem tüketerek hem de deri üstünden sürerek faydalarını elde etmek mümkün olabiliyor. Ancak bal tek başına tıbbi tedavilerin yerine geçmez ve bu nedenle tıbbi amaçlı olarak kullanmadan önce doktorunuza danışmanız gerekiyor.

Antioksidan Değeri Yüksektir

Narenciye balı beslenmenize pek çok çeşit doğal antioksidanı katma imkanı sunar. 2011 yılında Analytical and Bioanalytical Chemistry’de yayınlanan bir çalışmada, farklı bal türlerinin flavonoid içerikleri test edilmiş ve buna narenciye balı da dahil. Narenciye balında quercetin, hesperitin, luteolin, kaempferol, galangin, naringenin ve isorhamnetin adlı antioksidanlar bulunuyorlar ve bunlar inflamasyon, alerji, kanser karşıtı etkiler gösteriyorlar ve ayrıca bağışıklık sistemini destekleyici özelliklere sahipler. Narenciye balındaki antioksidanlar serbest radikallere karşı da koruma sağlayabilirler ve böylece kronik hastalık riskiniz de azalır.

İyi Bir Mineral Kaynağı

Narenciye balı insanlarda beslenmeye yardımcı olacak şekilde iz mineraller bakımından iyi bir kaynaktır. 2005 yılında Talanta’da yayınlanan bir beslenme analizinde, narenciye balının mineral içeriği test edilmiş. Çinko, boron, manganez, magnezyum, kalsiyum, selenyum, bakır, potasyum ve sodyum gibi pek çok mineral tespit edilmiş ancak balın içerisindeki bu minerallerin düzeylerinin balın toplandığı coğrafi konum ile ciddi bir bağlantısı varmış.

Bakteri Karşıtı Özellikler

2011 yılında Anaerobe’de yayınlanan bir makaleye göre, Yunan araştırmacılar farklı bal türlerinin etkilerini laboratuvarda bakteri kültürleri üzerinde test etmişler ve buna narenciye balı da dahil. Narenciye balının Staphylococcus aureus, Escherichia coli, Salmonella enterica ve diğer pek çok patojene karşı ciddi bakteri karşıtı özellikler gösterdiği görülmüş. Narenciye balı ile hazırlanan preparatlarda, en az %20 oranında bal bulunmalı çünkü bu oran bakterilerin önlenmeleri için gerekli olan minimum düzeyi temsil ediyor. Araştırmacılar patojenlerin antibiyotik direnci kazanmalarından dolayı narenciye balı gibi başka antibakteriyel ürünlere olan ihtiyacın arttığını belirtiyorlar.

Yaraların İyileşmesine Yardımcı Olabilir

Tüm bal türleri, narenciye balı da dahil olmak üzere, yara iyileştirici özelliklere sahipler. 1993 yılında bir Fransız dergisinde yayınlanan araştırma belgesinde araştırmacılar 40 farklı deney ile balın yara iyileşmesi üzerindeki etkilerini incelemişler. Çalışmanın yazarları balın doku iyileşmesi vakalarının %88’inde destekleyici etki gösterdiğini belirtmişler ve hastalar için basit ve güvenli bir tedavi seçeneği olduğunu aktarmışlar.

Çiğ Bal Tüketin

Narenciye balı toplumun büyük kısmı tarafından iyi tolere edilebilen güvenli bir bal. Eğer arı ve narenciye ürünlerine karşı bilinen bir alerjiniz varsa, bu baldan da kaçınmanız gerekiyor. Ayrıca bal pastörize edildiğinde veya filtrelendiğinde tıbbi değerlerini kaybediyor. Bu nedenle çiğ bal satan yerlerden temin etmekte fayda var.