Herkes değer verdiği şeyleri kaybetmekten az ya da çok korkar. Sevdiklerinizi kaybetmek, işinizi aşınızı kaybetmek, formunuzu kaybetmek… Bu korkular uzar gider. Kaybetme korkusu günümüz insanının yaşadığı en ağır travmalardan biri.

İlk başlarda rüya gibi giden bir ilişkiniz vardı. Ama özensizliklerle partnerinizi çileden çıkardınız. Kendinizi affettirmek için romantik bir akşam yemeği hazırladınız. Peki ya partneriniz özrünüzü kabul etmezse? Yolunda giden bir ilişkinin rayından çıkabilme ihtimali bile bizi kaygılar cehennemine sürüklüyor.

En yakın arkadaşımız ne kabalıklar yaptı da ağzımızı açıp tek kelime etmedik. Onu kaybetmekten korkup susmayı yeğledik.
İşimizi kaybetmek çoğumuzun korkulu rüyası. Patron yine gemi azıya aldı. Dosyalar yığıldıkça yığılıyor. Siz değil beş kişi olsa bu işler bitecek gibi görünmüyor. Stresten masanın başında kalakaldınız. Eliniz hiçbir dosyaya gitmiyor.
Şu işe yatırım yapsak yatırdığımız paranın iki katını alacağız belki. Ama elimizdekini kaybetmekten korkuyoruz. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak var.

Buzdolabındaki çikolatadan bir parça yiyebilmek için neler vermezdik? Ama formumuzu kaybetmekten korkuyoruz.

Bu karın ağrısı da neyin nesi? O doktor senin şu doktor benim dolaştınız. Sağlığınızı kaybetmekten korka korka hastalık hastası olup çıktınız.

Gelelim en büyük korkumuza… Hayatımızı kaybetmekten korkuyoruz. Öleceğimizi bile bile yaşıyoruz değil mi? Ama başımıza bir şey gelir endişesiyle dünyayı kendimize dar ediyoruz. Korkmayın. Derin bir nefes alın. Çünkü Zincirlikuyu Mezarlığı’nın girişinde yazıldığı gibi ‘Her canlı ölümü tadacaktır.’.

Öte yandan kaybetmekten korkuyoruz. Çünkü çocukluğumuzdan beri hep kazandığımız zaman alkışlandık. Oysa ortada bir yarış varsa kazanan taraf olabileceği gibi kaybeden taraf da olacaktır. Kaybetme korkusuyla denemekten kaçındık.
Peki neden bu korkuyla hayatı cehenneme çeviriyoruz? Acaba özgüvenimiz mi eksik? Yoksa çocukluğumuzda yaşadığımız travmalar mı peşimizi bırakmıyor? Başarısızlık ve gelecek kaygısı mı bu korkuyu tetikliyor?

Evet kaybetme korkusu bir yere kadar bizim için faydalıdır. Ama dikkat, çünkü azı karar çoğu zarar! Kaybetme korkusu normal sınırları aşarsa anksiyeteye ve panik bozukluklara yol açabilir. Ruh sağlığınız dolayısıyla çevrenizle olan ilişkileriniz bozulabilir. Böyle durumlarda profesyonel destek alın.