Nikola Tesla’nın dünya için hayali, herkesin kablosuz bir enerji şebekesinden ücretsiz olarak yararlanabilmesiydi. Tesla bu fikri, eski uygarlıklardan birinden almış olabilir.
1905 yılında Nikola Tesla, 787.412 numaralı patentini yaratır: “Elektrik enerjisini doğal ortam araçlığıyla iletme becerisi”. İyonosferden faydalanarak, tüm dünyada enerji ile kıvılcım saçan ve kolayca kullanılabilen jeneratörler yaratmak istedi.
Tesla’ya göre dünya gezegeni, devasa bir elektrik jeneratörüdür. Dünya, sınırsız enerjinin kullanılabileceği iki kutup arasında dönmektedir. Dünyanın iletkenliğini (duran dalgalar) kullanarak, dünyanın her yerine adeta görünmez su gibi elektrik gönderebilirsiniz.
Tesla, New York Long Island’da bir akiferin üzerine, negatif iyonları akiferden kulenin üzerine boşaltan Wardenclyffe kulesini inşa etti. Sonrasında enerjiyi almak için alıcılar inşa edilmeliydi ki böylece diğer insanlar bu enerjiyi kullanabilsin.
Yani aslında Tesla, iyonferdeki enerjiyi almak ve diğer alıcılar tarafından okunabilecek belirli bir titreşimle Dünya’ya bir akım sağlamak istedi.
Tesla’nın aynı zamanda, bazıları oldukça ezoterik olan farklı araştırma alanlarına da ilgisi vardı.
Bu alanlardan en sıra dışı olanlarından bir tanesi, insanlığın en gizemli ve görkemli yapılarından biri olan Mısır piramitlerine yönelik ilgisiydi.
Mısır piramitleri, dünyadaki en gizemli yapılardır. İnsanlar piramitlerin ne zaman, nasıl, neden inşa edildiklerini ve onları kimin inşa ettiğini bilmiyor. Piramitler için yaklaşık 800 kilometre öteden 6 milyon ton, 2,3 milyon taş, 80 ton taş 500 mil uzaklıktan taşınmıştır.
Tesla, piramitlerin daha yüksek bir amaca hizmet ettiklerine inanıyordu ve bu nedenle hayatı boyunca onları araştırdı.
Tesla, piramitler hakkında neyi bu kadar ilgi çekici bulmuştu? Tesla, bunların kablosuz enerji gönderen dev enerji vericileri olup olmadıklarını merak ediyordu…
Evet, gerçekten.
Tesla’nın buluşları, günümüz teknolojilerinin %80’inden sorumludur. Tesla, alternatif akımı mükemmelleştirdi ve modern zamandaki pek çok teknolojiyi icat etti: Elektrik Motoru, radyo, lazer, radar vs.
Tesla’nın söyledikleri ciddiye alınmalıdır.
Pek çok insan, piramitlerin eski Mısır firavunları için yapılan mezarlar olduğuna inanıyor; ancak bu piramitlerin birinde bile tek bir mumya bulunmadığını biliyor muydunuz?
Mumyaların hepsi Krallar Vadisi’nde bulundu.
Ayrıca piramitler, antik Mısır’da kullanılan yazı sanatından da yoksundur.
Bu durum pek çok insanın, piramitlerin daha işlevsel bir amaç için yapıldığına inanmasına neden oldu.
Piramitlerin içi böyle görünüyor.
Piramidin içindeki kireçtaşında, oldukça iletken olan kuvars ve granit taşları bulunuyor.
Piramitlerin üzerini örten beyaz kireçtaşı vardı; bu kireçtaşı o kadar sıkı bir şekilde sıkıştırılmıştı ki, aralarına bir jilet sığdıramazdınız.
Kireçtaşı, yüksek yalıtım özelliklerine sahiptir ve magnezyum içermez. Bu ise elektriğin içeriden serbest bırakılmasını engeller.
Giza Platosu, eski yer altı su kanallarının/akiferlerinin üzerinde yer almaktadır.
Nil Nehri, piramitlere çok yakın akardı ve onların altından geçerken elektrik akımı oluştururdu.
Bu, fizyo-elektrik olarak bilinmektedir. Elektrik, piramidin içindeki granit taşlardan, piramidin tepesindeki altın kapak taşına doğru hareket eder.
Altın da elektrik açısından harika bir iletkendir. Altın kapak, negatif iyonları iyonosfere gönderir.
Fizyo-elektriği; yürüyüş enerjisi, nehir akıntısının enerjisi veya yer altı akiferleri gibi doğal fiziksel hareketlerden elde edilebilecek elektrik enerjisi olarak tanımlarız.
Büyük Giza Piramidi’nin içi oldukça mekanik bir tasarıma sahiptir
Nil Nehri’nden gelen su, aşağıdaki odalara akıyor ve piramitleri titreştirecek bir pompa oluşturarak dışarı çıkıyordu.
Bu titreşim, Kral odasına belli bir frekansla çarpıyordu.
Dünya’nın enerjileriyle titreşen ve Dünya’nın enerjilerini elektromanyetik enerjiye dönüştüren Jeo-mekanik cihazlar vardı.
Antik dönemlerdeki mimarlar, antik bir küresel kablosuz enerji ağı oluşturmak için piramitleri ve dikilitaşları inşa ettiler.
Dikilitaşlar, piramit jeneratörlerinden gelen enerjiden yararlanmak için kullanılır.
Dikilitaşlar, içerisinde kuvars bulunan granitten yapılmıştır.
Kuvars, Dünya’nın titreşimlerini, piezoelektrik olarak bilinen kullanılabilir enerjiye dönüştürme yeteneğine sahiptir.
Dikilitaşlar çok küçüktü, bu sayede lambalar/ampuller gibi daha küçük elektronik cihazlar yerel olarak kullanılabilirdi.
Mısırlılar, kabartmalarda tasvir ettikleri, Dendera ışıkları adı verilen el tipi ampuller kullandılar.
Bu saçma gibi geliyorsa Kral Mezarları’nda neden tavanda ateş nedeniyle oluşan is lekeleri olmadığını açıklayın.
Bu, Mısırlıların yer altındaki tünellerde meşale ya da mum kullanmadıkları anlamına geliyor.
Tesla, Şikago Fuarı’nda elinde bir ampul tutarak ve bu ampulü kendi vücuduyla yakarak buna Mısır’daki ampule benzer bir model göstermişti.
İşte burada, bugünün kablosuz enerjisini çok küçük ölçekte kullanan mini bir Tesla Bobini görebilirsiniz.
Tesla, Antik Mimarların kodunu kırmış olabilir.
2018’de bir grup araştırmacı, piramidin hala elektromanyetik enerjiye odaklandığını belirledi.
Giza Platosu’nun konumu aynı zamanda Dünya’nın Ley Hatları üzerinde yer almaktadır.
Ley Hatları, yüksek enerji noktaları veya elektrik yükünün yüksek konsantrasyonlarıdır. Bu hatlar, bilgiyi veya enerjiyi alıp dünyanın her yerine taşırlar; bilgiyi ve bilgeliği, dünyanın tüm sakinlerine yayarlar.
Bu kesişen noktalar aynı zamanda tesadüfi bir şekilde Mısır Piramitleri, Machu Picchu, Stonehenge, Angkor gibi dünyanın en kutsal tapınak ve anıtlarından bazılarına da ev sahipliği yapmaktadır.
Dünyanın dört bir yanındaki eski kültürlerin çoğu Ley Hatları’na dair anlayışa sahip gibi görünüyor:
- Çin – Ejderha Patikaları
- Güney Amerika – Ruh Yolları
- Avustralya – Rüya Yolları
- Avrupa – Ley Hatları
Tüm büyük antik piramitler ve diğer megalitik yapılarda simetrik bir sistem veya örüntü vardır.
Yüksek bir öneme ve elektromanyetik kanıta sahip olan büyük piramit komplekslerinden biri Meksika’daki Teotihuacan’dır.
Bu kompleks; su, pirit, cıva ve radon gazı içeren yer altı tünellerine sahiptir.
Piramit kompleksi hakkındaki en ilginç gerçek ise yukarıdan baktığınızda bir bilgisayar devre kartıyla neredeyse aynı olmasıdır.
Tüm bu önemli antik dönüm noktalarında elektromanyetik enerjinin kanıtı bulunmaktadır; bu ise bizim sadece hayalini kurabileceğimiz teknolojileri yaratmak için iyonosferden enerji kullanan eski bir uygarlığın olma olasılığının olduğu anlamına gelmektedir.
