Belli duyguları (mutluluk, öfke) tanımayı kolaylaştıran evrensel yüz ifadeleri olsa da, acı bunlardan biri değildir. Bir başkasının acısını, özellikle de onu saklamaya çalışıyorsa, tespit etmenin zor olmasının bazı nedenleri olsa da sözsüz algılama becerisini geliştirmek ve doğru sorular sormak gibi, bir başkasının acısını algılama yeteneğini artırmanın bazı yolları vardır.

Size yakın biri acı çekiyorsa kişinin vücut dilinden acı içinde olduğunu söylemenin kolay olacağını hayal edebilirsiniz. Ancak, aslında birinin acı çektiğini vücut dilinden tespit etmek o kadar kolay değildir. Araştırmalar, belirli temel duyguların ( mutluluk, üzüntü, korku, şaşkınlık, iğrenme, öfke ) evrensel yüz ifadeleri olduğunu ve çoğu insanın bunları dünyanın her yerinde tanıyabileceğini ileri sürdü . Ama ya acı? Acı ile ilişkili evrensel bir yüz ifadesi var mı?

Bu konudaki araştırmalar eski Yunanlılara kadar gitmektedir. Tıbbın “babası” olan Hipokrat, öğrencilerinin ağrıyı tespit etmeleri için önce hastanın yüzüne bakmalarını önerdi. Duyguların evrensel yüz ifadelerini savunan Charles Darwin, acıyı ifade eden bir yüz olduğuna inanıyordu, ancak sonraki araştırmalar kesin “acı yüzü” bulamadı.

Öyleyse neden partnerinizin veya sevdiğiniz birinin acı içinde olduğunu fark edemiyorsunuz? Bunun birkaç sebebi var.

1.Duyguyu Gizlemek

Duyguyu Gizlemek
Duyguyu Gizlemek

İnsanları güçlü duygusal ifadeleri örtbas etmeye çalışmaya zorlayan sosyal normlar vardır. Acı olumsuz bir duygu olduğu için insanlar acılarını saklamaya çalışabilirler. Bu nedenle, araştırmalarda, kişilerin acı çektiği sırada gülümseyebildikleri ortaya koyulmuştur. Bu, gerçek duyguyu örtbas etme girişimidir.

2. Yüz İfadelerinin Net Olmaması

Yüzün bazı bölümleri ve yüz ifadeleri, acıyı yansıtmakla ilişkilendirilebilir. Örneğin, kaşın çatılması, gözlerin daralması, üst dudağın yukarı kaldırılması ve gergin, açık bir ağız, her zaman olmasa da yaygın olarak acının yüz ifadesi ile ilişkili olan sözsüz işaretlerdir. Bu ipuçları, bazı kişilerde tespit edilebilecek kadar net olmayabilir.

3.Çatışan Duygusal İpuçları

Son araştırmalar, acıyla ilişkili ipuçlarını kaçırabileceğimizi ve onları öfke veya hoşnutsuzluk gibi başka bir olumsuz duyguyla karıştırabileceğimizi gösteriyor. Bu yüzden acı çeken biriyle iletişim kurarken, o kişinin bize sinirlendiğini veya bir davranışımızdan dolayı üzüldüğünü düşünerek ondan uzaklaşabiliyoruz.

4.Zayıf Sözsüz Kod Çözme Becerisi

Araştırmalar, insanların başkalarının beden dilini “okuma” becerilerinde önemli bireysel farklılıklar olduğunu açıkça göstermektedir. Çoğu durumda, birinin incittiğine dair bariz ipuçlarını görmezden gelebiliriz ya da başka bir duyguyu “görebiliriz” (“gülümsüyor, bu yüzden mutlu olmalı!”). Sözel olmayan ipuçlarını çözmekte pek iyi değilseniz, yapabileceğiniz iki şey vardır: Daha iyi kod çözme becerileri geliştirmek için çalışabilirsiniz [kolay değil ve çok çalışma gerektirir!] veya bir şeylerin yanlış olduğunu fark ettiğinizde soru sormayı deneyebilirsiniz.

Netice olarak karşımızdakinin çektiği acıyı bazı sebeplerle fark edemiyor olabiliriz. Bu durum ikili anlaşmazlıklara sebep olabilir. Hatta konu bizimle ilgili değilken öyle zannedip durumu kişisel algılayabiliriz. Bu gibi durumlar “Beni sevmiyor”, “Benden sıkılıyor”, “Benimle vakit geçirmek istemiyor” gibi düşünceleri ortaya çıkarabilir. Niyet okuyuculuğu yapmak yerine karşınızdaki kişi ile konuşmayı, ona doğru sorular sormayı tercih etmek daha basit bir çözüm olacaktır. Konunun sizinle bir ilgisi olup olmadığını bu şekilde öğrendikten sonra kuracağınız iletişim daha zahmetsiz olacaktır.

Keyifli ve enerji dolu bir gün dilerim.

Dr. Yasemin GEÇERLER