Günümüzün modern ve aslında karmaşık, kaotik, hızlı ve hep meşgul şehir hayatında gün geçmiyor ki yeni bir duygu durumu bozukluğuyla tanışmayalım. Kalabalık gruplar içinde yalnız yaşamaya, her derdimizle sadece kendimiz meşgul olmaya ve bir de her daim güçlü kalmaya çalıştıkça aslında bir takım değerlerimizi kaybediyoruz. Aslında kendi yalnızlığımızda yeni yeni yepyeni sorunlarla mücadele etmeye çalışıyoruz. İşte bu yeni tanımlanan kavramlardan birisi de pasif agresiflik. Bu da şimdi nereden çıktı diye sormayın. Nasıl olur da bir kişi hem pasif hem de agresif olabilir bir bakalım.

Şöyle ki, bir ormanda sakin sakin yürüdüğünüzü hayal edin. Birden zehirli çıngıraklı yılanlar, en vahşi ayılar, kurtlar etrafınızı sarmış olsun. Ne yaparsınız? Düşündüğünüz tek şey kaçmak, değil mi? Çünkü mücadele etmek, onları yenmeye çalışmak beyhude bir çaba olacak. İşte şimdi böyle bir yol boyunca koştuğunuzu, bacaklarınız koparcasına koştuğunuzu düşünün ve en sonunda çabanız boşa gitmiş olsun, kendinizi vahşi bir boğa yılanının ağzında, midesinde bulursunuz. Sizi dev ağzının içine alacak, fark ettirmeden çok yavaş hamlelerle sizi kavrayacak, sıkıştıracak ve böylece siz kurtulmak için geç kalmış olacaksınız. Bu sorunla karşılaştığınız ilk anda agresif bir tutum sergileyecek, çırpınacak, çığlık atacak, tepineceksiniz, ancak sonrasında öğrenilmiş bir çaresizlik durumu gibi pasif – agresif bir tepki göstereceksiniz. Yani aslında içten isyan, dıştan kabullenme gibi bir şey!

Öfkesini pasif-agresif bir biçimde sergileyen biriyle evinizde olmasa da arkadaş grubunuzda ya da işyerinizde mutlaka karşılaşmış olmalısınız. Örneğin ben yaşamım boyunca karşılaştığım birkaç kişi sayabilirim. Belki de o kişi sizsiniz, neden olmasın? Şimdi başta kendiniz olmak üzere etkileşimde bulunduğunuz, ilişki kurduğunuz kişileri bir gözden geçirin. Böyle bir duygusal yanıtı davranışsal olarak tanımak, algılarınızı kontrol etmekle mümkün olacaktır. Kim bu kaosu yaşamıyor ki; karşı koymak ya da daha iddialı yollarla iletişim kurmak için güvenli bir alan yaratma çabası, bence günümüzün yoğun ve kısıtlı iletişimli yaşamında çok olağan.

Pasif-Agresif Davranışları Tanıyın.

Şöyle bir düşünün gece bir yolda yürüyorsunuz ve uzun boylu, geniş omuzlu ve sizi bir yumrukla yere devirebilecek bir yabancıyla karşılaştınız. Biraz ürkütücü değil mi, ayrıca hiç de güvenli değil. İşte pasif – agresiflik de aynen böyle olumsuz duyguların doğrudan değil, doğrudan dolaylı olarak ifade edildiği bir davranış kalıbıdır.

Pasif – agresif bir kişi sizin bir isteğinizi kabul edebilir, ancak sizin ona verdiğiniz görevi görmezden gelerek, hiç beklemediğiniz anlarda size belki de yıllardır biriktirdiği öfkeyi kusabilir, kızgınlıklarını ifade edebilir. Pasif – agresif kişiler, bir şey yapacaklarını söylerler, ancak başka bir şey yapıp geri dönerler ya da bir az önce kabul ettikleri görevi yapmayacaklarını beklediğinizden çok daha kaba bir şekilde ifade ederler. Bu duygu durumu bozukluğunu yaşayan kişilerin taahhüt ettikleri, yapacaklarını ifade ettikleri şey ile gerçekte yaptıkları arasında gözle görülür bir ayrım, bir kopukluk vardır. Aslına bakarsanız pasif – agresif kişiler görünürde uyumlu, kibar ve güler yüzlü olabilirler.  Ancak ruh halinde derinlere indikçe neredeyse hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı net olarak anlaşılır. İşte kişinin iş ve sosyal yaşamını olmusuz etkileyen, onu ve çevresindekileri mutsuz eden pasif – agresif davranışı ortadan kaldırmanın ilk adımı, onu yeterince iyi tanımaktır.

Algılama ve anlama durumunu kontrol edin!

Başkasının zihnini okuyamayacağınıza göre buna en yakın çözüm olan yöntemi seçin ve uygulayın. Düşüncelerini öğrenmek için ona daha yakın olmaya çalışın. “Pasif Agresif İletişim – Çatışma ve Başarı” kitabının yazarı Patty Ann, daha etkili bir iletişim sağlamak için karşımızdaki kişiye algı denetimi uygulamayı öneriyor. Aşağıdaki üç adımı atarsak algı denetimi ve dolayısıyla da iletişim daha kolay olacaktır.

  • Fark ettiğiniz davranışları karşınızdaki pasif – agresif kişiye açıklayın.
  • Davranışın olası birkaç yorumunu ve nelere sebep olabileceğini tartışın.
  • Davranışı nasıl yorumlamanız gerektiği konusunda hem siz açıklama yapın hem de onun açıklama yapmasını bekleyin ve bu açıklama yapılırken onu asla yargılamayın, yönlendirmeyin.

Bu sayede onu anlayabilir ve nasıl bir yöntemle daha doğru ilişkiler geliştirebileceğinize karar verebilirsiniz. Kendi algılarınızı kontrol edip karşınızdaki pasif – agresif kişinin de algısını anlamaya çalışarak o kişinin söylediklerini anladığınızı teyit edebilir, ona da anlaşıldığı izlenimini verirsiniz. Karşınızdaki kişi mesajının doğru algılandığı, sizin onu dinlediğiniz ve doğru anladığınızı gördüğünde doğru iletişim adına bir köprü kurulabilir. Bu sayede doğru eylemler gerçekleştirmek ya da var olan eylemlerinin gerekçelendirmek adına teşvik edilmiş olur.

Davranışla mücadele

“Pasif Saldırganlığın Üstesinden Gelmek: Gizli Öfke İlişkilerinizi, İşinizi ve Mutluluğunuzu Bozmadan Nasıl Durdurulur?” adlı kitabın yazarı Psikolog Tim Murphy ve Lorient Hoff Oberlin, pasif – agresif kişilerle ilişkiler konusunda çok çarpıcı öneriler sunmaktalar. Öncelikle pasif – agresif bir kişinin olumsuz davranış kalıplarına devam etmesini sağlayarak, onlara ayna olmak ve nasıl davrandıklarını göstermek gerekiyor. Davranışların olumsuz sonuçları üzerinde karşılıklı olarak tartışmak, onların bu yıkıcı tavrını daha görünür hale getirmek önemli. Ancak unutmayın ki, siz bu davranışı teşvik etmiyorsunuz, sadece olumsuz sonuçları yansıtıp gözler önüne seriyorsunuz.

Bu davranışın yeniden oluşmasına ortam hazırlarsanız, yardımcı olmak bir yana, bu davranışları daha da derinleştirmiş olacaksınız. Bunun yerine, kişiye pasif saldırganlığı gösteren davranışlarının olumsuz etkilerinin altını çizin. Sözleriyle eylemleri arasındaki tutarsızlığı daha görünür hale getirin, kişiyi bilinçlendirin ve sözlerine değil eylemlerine dikkat edin. Böylece kişilere eylemleri yoluyla duygularını anlama fırsatı sunun. Siz bunları yaparken açık görüşlü, dürüst ve iddialı olmaya çalışın ve karşınızdakini de böyle olmaya teşvik edin. Bu şekilde bir yol izleyerek insanlarla etkileşim kurmak, ilişkilerinizi daha dürüst bir zemine oturtmak ve çevrenizi daha sağlıklı insanlarla doldurmak mümkün olabilir.

Güvenli alan oluşturun

Sonunda pasif ve agresif bir insanın davranış kalıplarını ortay döküp sonrasında olumsuz olanları ortadan kaldırması için kişinin inançlarını ve duygularını gizlemek yerine açık ve tam ifade etmekten çekinmemesinin önemini kavradık. İşte bu aşamadan sonra önemli olan yeni bir güven ortamı oluşturmaktır.

Psikolog Tim Murphy’nin sözleriyle “insanlar duygusal olarak güvensiz olduklarında suçlama, reddetme, baskı, tecrit gibi kendilerini ya da çevresindekileri cezalandırma yollarına başvuruyorlar” böyle bir durumda olan pasif – agresif kişiye doğru veya yanlış duyguların olmadığı, olumsuz düşünceleri paylaşmanın iyi ve doğru bir şey olduğu konusunda inandırmak, ikna etmek gerekiyor. Bir çatışma ile sonuçlansa bile insanlara daha dürüst davranmaya çalışın ve bu olduğunda bir uzlaşma bulmak için “kazan-kazan” yöntemini kullanın. Yani öyle bir çözümünüz olsun ki, sonunda hem siz kazanın hem de karşınızdaki kazansın. Neden olmasın?

Sakın unutmayın, pasif agresif davranış sergileyen insanlar bunu kötü bir amaçta ya da niyetle yapmazlar, sadece yaptıklarının nelere ml olduğunun bilincinde değildirler. Yaşadığınız, çalıştığınız ortamda bir anlayış atmosferi yaratmaya odaklanırsanız, hem olumlu hem de olumsuz duygular paylaşarak insanların sizinle daha samimi olmasına yardım edebilirsiniz. Ancak aman dikkat: Başlar başlamaz, bir mucize ile karşılaşmayacaksınız, ilk başlarda beklenmedik reaksiyonlara hazır olun. Fakat sonrasında kazanan hem siz olacaksınız hem de arkadaşınız olacak!