Preeklampsi, hamilelikte tansiyonda ani artış ve özellikle yüzde, ellerde ve ayaklarda şişme ile kendini gösteren bir rahatsızlıktır.

Preeklampsi hamilelikte en yaygın şekilde görülen komplikasyonlardan birisi. Genelde üçüncü trimesterde ortaya çıkar ve 20 hamilelikten 1 tanesinde görülür.

Preeklampsi tedavi edilmezse eklampsiye dönebilir ve bu rahatsızlıkta annede istemsiz kas kasılmaları, koma ve hatta ölüm görülebilir. Fakat preeklampsi komplikasyonları eğer anne gebelik muayenelerine düzenli olarak gidiyorsa çok nadirdir.

Preeklampsi Hakkında Kısa Bilgiler

Preeklampsi hakkında bazı temel noktalar aşağıda. Daha fazla detay ise makalenin geri kalanında.

  • Preeklampsi hamileliklerin ortalama %5’ini etkiliyor.
  • Preeklampsi tedavi edilmezse hayati tehlike oluşturabilen eklampsiye dönüşebilir.
  • Preeklampsinin tam sebebi bilinmiyor ancak plasentada bulunan damarlarla bağlantılı olma ihtimali yüksek.
  • Bazı araştırmalar preeklampsinin genetik bir faktöre bağlı olabileceğini gösteriyorlar.
  • Bir çalışmaya göre trafik kirliliği preeklampsi ile bağlantılı olabilir.

Belirtiler

Preeklampsi başlarda belirti vermeyebilir ancak erken uyarı işaretleri şöyle:

  • Yüksek tansiyon
  • İdrarda protein bulunması

Vakaların büyük kısmında kadınlar bu iki işaretin farkında olmazlar ve sadece doktor doğum öncesinde gözlem yaptığı zaman ortaya çıkar.

Tüm hamile kadınların %6-8’i yüksek tansiyon yaşıyor ancak bu preeklampsiye sahip oldukları anlamına gelmiyor. En önemli işareti idrarda protein bulunması.

Preeklampsi ilerledikçe kadınlarda ellerde, ayaklarda, bileklerde ve yüzde ödem oluşur.

Şişkinlik hamileliğin özellikle de üçüncü trimesterinde yaygındır ve bilekler ile ayaklar gibi bedenin alt kısımlarında oluşma eğilimi vardır. Belirtiler sabahları genelde hafiftirler ancak gün içerisinde artarlar. Bu preeklampsi değildir çünkü preeklampsideki ödem aniden ve daha şiddetli şekilde ortaya çıkar.

Sonrasında ortaya çıkabilecek işaret ve belirtiler şöyle:

  • bulanık görme, bazen parlayan ışıklar görme
  • baş ağrısı, genelde şiddetli
  • halsizlik
  • nefes darlığı
  • sağ tarafta kaburgaların hemen altında ağrı
  • hızlı kilo alımı (sıvı birikimine bağlı)
  • kusma
  • idrarda azalma
  • kan trombositlerinde azalma
  • karaciğer fonksiyonlarında bozulma

Preeklampsinin temel işareti ise plasentaya giden azalan kan miktarından dolayı bebeğin gelişiminin daha sınırlı olmasıdır.

Sebepleri

Uzmanlar preeklampsinin neden oluştuğundan emin değiller. Büyük kısmı plasenta gelişimindeki bir problemden bahsediyor çünkü onu destekleyen damarlar normalden daha darlar ve hormonal sinyallere farklı tepki veriyorlar.

Damarlar daha dar olunca kan akışı da sınırlanıyor.

Damarların neden farklı geliştikleri henüz tam olarak anlaşılmış değil ancak aşağıdakiler dahil olmak üzere pek çok faktör rol oynayabilir:

  • kan damarlarının hasar alması
  • rahme giden kan akışının yetersiz olması
  • bağışıklık sistemi problemleri
  • genetik faktörler

Tedavi

Preeklampsi bebek doğana kadar geçmez.

Annenin tansiyonu düşene kadar büyük bir inme, aşırı kanama, plasentanın rahimden ayrılması ve nöbet riski altındadır. Bazı vakalarda, özellikle de preeklampsi erken başladıysa, bebek için doğum en iyi seçenek olmayabilir.

Önceki gebeliklerinde preeklampsi olan kadınların daha sık doktor kontrolüne gitmeleri önerilir. Aşağıdaki ilaçlar gerekli olabilirler:

  • Antihipertansifler: Tansiyonu düşürmek için kullanılırlar.
  • Antikonvülsanlar: Ağır vakalarda bu ilaçlar ilk nöbeti önlemek için kullanılırlar. Doktor magnezyum sülfat yazabilir.
  • Kortikosteroidler: Eğer annede preeklampsi veya HELLP sendromu varsa, bu ilaçlar trombosit ve karaciğer fonksiyonlarını iyileştirebilirler. Bu da gebeliği uzatabilir.

Ayrıca bebeğin akciğerlerinin gelişimini hızlandırır ve bu da erken doğacaksa önemlidir. HELLP sendromu için en iyi tedavi seçeneği olabildiğince erken doğurmaktır.

Dinlenme

Eğer anne adayı gebeliğin sonlarında değilse ve belirtileri hafifse, doktor yatakta dinlenmeyi önerebilir. Dinlenmek tansiyonu düşürmeye yardımcı olur ve bu da plasentaya giden kan akışını arttırarak bebeğe faydalı olur.

Bazı kadınların yatakta sadece yatmaları önerilir ve mecbur kalmadıkça kalkmamaları sağlanır. Bazılarına koltukta oturma izni verilebilir ancak fiziksel aktiviteleri çok sınırlı olacaktır. Tansiyon ve idrar testi düzenli olarak uygulanır. Bebek de yakından gözlenir.

Ağır vakalarda, kadın hastaneye yatırılır ve yakında gözlenerek devamlı olarak yatakta kalır.

Doğumu Başlatma

Eğer preeklampsi gebeliğin sonuna doğru görüldüyse, doktor en kısa zamanda bebeğin doğumunu önerebilir.

Çok ağır vakalarda doğumu başlatmaktan veya sezaryen doğumdan başka bir seçenek olmayabilir. Doğum sırasında anneye magnezyum sülfat verilerek kan akışı iyileştirilir ve nöbetler önlenir.

Doğumdan sonra bir kaç hafta içinde preeklampsi belirtileri geçerler.

Teşhis

Preeklampsi tanısının konması için aşağıdaki testlerin iki tanesi de pozitif olmalı:

Hipertansiyon

Kadının tansiyonu çok yüksek olur. 14/9’un üzerindeki tansiyon gebelikte anormaldir.

Proteinüri

İdrarda protein olmasıdır. İdrar numuneleri 12 saat ve daha uzun süre boyunca toplanırlar ve protein miktarı gözlenir. Bu da rahatsızlığın şiddetinin belirteci olur.

Doktor başka testler de isteyebilir:

  • Kan testi: böbrek ve karaciğerin ne kadar iyi çalıştığının ve kanın doğru şekilde pıhtılaştığının kontrolü için yapılır.
  • Fetal ultrason: bebeğin gelişiminin doğru olduğundan emin olmak için yakından gözlenir.
  • Non Stress Test: doktor bebeğin hareket ettiğinde kalp atışlarının nasıl tepki verdiğini kontrol eder. Eğer kalp atışı her 20 dakikada iki defa 15 saniye boyunca 1 dakikalığına 15 veya daha fazla atım artarsa, her şey normal anlamına gelir.

Risk Faktörleri

Preeklampsi ile bağlantılı risk faktörleri şöyle:

  • İlk gebelik: Preeklampsinin ilk gebelikte ortaya çıkma ihtimali sonraki gebeliklere göre ciddi şekilde daha fazla.
  • Gebelikler arası süre: Eğer ikinci gebelik ilkinden en az 10 sene sonra olursa, ikinci gebelikte preeklampsi riski artar.
  • Yeni bir eş: Yeni bir partner ile yaşanan her gebelik, aynı partner ile yaşanan sonraki gebeliklere göre preeklampsi riskini arttırır.
  • Aile geçmişi: Annesinde veya kız kardeşinde preeklampsi olan kadınlarda hastalığın gelişim riski daha fazladır.
  • Geçmiş preeklampsiler: İlk gebeliğinde preeklampsiye sahip olan kadınların sonraki hamileliklerinde de preeklampsiye sahip olmaları riski daha fazla.
  • Yaş: 40 yaşının üzerindeki kadınlar ve ergenlerde diğer yaşlara göre daha fazla preeklampsi riski mevcut.
  • Belli hastalıklar: Diyabet, yüksek tansiyon, migren ve böbrek hastalıklarına sahip olan kadınlarda preeklampsi geliştirme riski daha fazla.
  • Obezite: Preeklampsi oranları obez kadınlarda daha fazla.
  • Çoklu gebelik: Kadın iki veya daha fazla bebek bekliyorsa risk daha fazladır.

Önleme

Preeklampsi tam olarak önlenemese de, atılabilecek bazı adımlar var ve bunlar yüksek tansiyona etki eden faktörleri kontrol altına almaya yardımcı olabilirler.

Bunlar şöyle:

  • her gün 6-8 bardak su içmek
  • kızarmış ve işlenmiş gıdalardan kaçınmak
  • yemeklere tuz eklemekten kaçınmak
  • düzenli spor
  • alkol ve kafein alımından kaçınmak
  • günde bir kaç defa ayakları yüksekte tutmak
  • dinlenmek
  • doktor tarafından yazılan takviyeler ve ilaçlar

Bunlar sağlıklı bir tansiyonda kalmaya yardımcı olabilir ve preeklampsi riskini azaltabilirler.

Doğumdan Sonra

Nadiren de olsa kadınlarda doğumdan sonra da yüksek tansiyon olma riski var. Buna postpartum preeklampsi adı verilir.

Bu durum bebek doğduktan bir kaç gün sonrasına ve haftasına kadar devam edebilir. Ana belirtileri arasında yüksek tansiyon ve idrarda protein bulunur. Ağır baş ağrısı ve yüzde şişkinlik gibi klasik preeklampsi belirtileri de ortaya çıkabilirler.

Nöbetleri önlemek ve azaltmak, ayrıca tansiyonu düşürmek için kullanılan ilaçlarla kolayca tedavi edilir. Doktorlar yazılan ilaçların emzirmeyi önlemediğinden emin olurlar.

Komplikasyonlar

Eğer preeklampsi tedavi edilmezse, ciddi komplikasyonlar için risk mevcut. Komplikasyonlar kadınlar doğum öncesi muayenelere giderlerse nadirdirler. Eğer rahatsızlık bir sebepten teşhis edilemezse, riskler ciddi şekilde artarlar.

Preeklampsi sonucunda aşağıdaki komplikasyonlar ortaya çıkabilirler:

HELLP sendromu: HELLP çok hızlı şekilde hem anne hem de bebek için hayati tehlike oluşturabilir. Hemoliz, yükselmiş karaciğer enzimleri ve düşük trombosit miktarını ifade eder. Bu kombine bir karaciğer ve kan pıhtılaşması bozukluğudur ve genelde doğumdan hemen sonra görülse de hamileliğin 20. haftasından sonra her an görülebilir. Çok nadir de olsa önceden de olabilir. HELLP sendromunu tedavi etmenin tek yolu bebeğin bir an önce doğmasını sağlamaktır.

Plasentaya az kan gitmesi: Eğer plasentaya giden kan akışı sınırlanırsa, bebek oksijen ve besinleri almakta zorlanabilir ve bu da daha yavaş gelişmeye, nefes alma problemlerine ve erken doğuma sebep olabilir.

Plasental ayrılma: Plasentanın rahim iç duvarından ayrılmasıdır. Ağır vakalarda ağır kanama olabilir ve bu da plasentaya zarar verir. Plasentada oluşabilecek herhangi bir hasar bebeği ve anneyi hayati tehlike altına sokar.

Eklampsi: Preeklampsi ve nöbetlerin bir birleşimidir. Kadında kaburgaların hemen altında sağ tarafta ağrı, yoğun baş ağrısı, bulanık görüş, kafa karışıklığı ve azalan farkındalık olabilir. Tedavi edilmezse koma, kalıcı beyin hasarı ve ölüm riski vardır. Rahatsızlık bebek için de hayati tehlike oluşturur.

Kardiyovasküler hastalıklar: Preeklampsi geliştiren kadınlarda yaşamının geri kalanında kardiyovasküler hastalıklar geliştirme riski daha fazladır.

Preeklampsinin gelişen bebek için uzun vadeli sonuçları olabilir. Araştırmalar hamile kadınlardaki yüksek tansiyonun bebeğin bilişsel yeteneklerini etkileyebileceğini ve bunun etkilerinin yaşam boyu sürebileceğini gösteriyorlar.