Obezite yüksek düzeyde inflamasyon ile bağlantılı, altında yatan esas mekanizma ise belirsiz kalmaya devam ediyor. Son zamanlarda araştırmacılar, anti-inflamatuvar proteinlerden birisinin kilo alımını nasıl etkilediğini öğrendiler ve sonuçları Cell Host & Microbe’da yayınladılar.


Carolina Üniversitesi araştırmacıları NLRP12 kodlu anti-inflamatuvar proteinin farelerde obezite ve insülin direncine karşı koruma sağladığını yayınladıkları çalışmada söylüyorlar. NLRP12 genleri, göründüğü kadarıyla obez bireylerde yeterince aktif değiller ve bu genler NLRP12 anti-inflamatuvar proteinlerini kodluyorlar. NLRP12 aktivitesi insülin direncine ve obeziteye karşı ek koruyucu etkiler sağlayan bazı faydalı bağırsak bakterilerinin gelişimini destekleyici aktivitelere sahip.

Obezite inflamasyonla birlikte spor yoksunluğu ve aşırı yemekten de etkileniyor. Bu çalışmada inflamasyonu azaltmanın sağlıklı kiloyu korumak için faydalı bakterileri desteklediği araştırmacılar tarafından söyleniyor.

NLRP12 genlerinin obezite geliştirme ihtimalinin nasıl olduğunu belirlemek için, denek fareler NLRP12 genlerini kodlamayacak şekilde geliştirilmişler. Bu fareler ile normal kontrol fareleri bir kaç ay boyunca yüksek yağlı bir beslenmeye tabi tutulmuşlar.

Genleri deaktif hale getirilmiş olan farelerde yağ birikimi daha kolay olmuş ve bağırsaklar ile yağ depolarında daha fazla inflamasyon ortaya çıkmış. Bu farelerde insülin direnci belirtileri de görülmeye başlanmış ve bu da obezite gelişimine işaret ediyor.

Genleri düzenlenmiş fareler patojenlerin yayılımını engellemek için başka bir tesise taşınmışlar ve inflamasyonun kilo alımı ile ilişkisinin anlaşılabilmesi için antibiyotikler verilmiş. Antibiyotikler ile tedavi edilen fareler diğer tesistekine göre daha az kilo almışlar ve araştırma ekibi obeziteyi tetikleyen şeyin bağırsak bakterileri olabileceğine dair şüpheler kazanmışlar.

Bakterisiz ortamda bulunan fareler kilo almamışlar ve ekip bunun hayvanların bedenlerinin bakteri aktivitelerinden etkilenmemesinden dolayı ortaya çıktığını anlamış. Bu farelerde NLRP12 geni bulunmuyor ve bu da onun kilo alımını etkilemediğini, ve bazı bakteri türlerinin zaman içerisinde obezite gelişimine sebep olabileceğini gösteriyor. NLRP12 genine sahip olan sağlıklı hayvanlar ile aynı yerde yaşayan gensiz farelerde de fazladan kilo alımı olmamış, bu da onların kontrol grubundaki iyi bakterileri taşıyan farelere maruz kalmalarının aşırı kilolu olmaya karşı onları koruduğunu gösteriyor.

Bu bulgular, bağırsaklardaki bakterilerin çeşitliliğinin kaybolmasının obezite ile bağlantılarını inceleyen diğer çalışmaları da destekliyorlar. Obezitede bazı bakteri çeşitleri bastırılıyorlar ve bu da rekabet yoksunluğunda bazı diğer bakterilerin çoğalmasına imkan tanıyor.

NLRP12 genlerinin yoksunluğu bakteri çeşitliliğinin ciddi kaybını beraberinde getirdi, yüksek yağlı beslenme ve inflamasyon düzeyindeki yükselme ile birlikte Erysipelotrichaceae bakteri ailesinin yüksek düzeyi, yüksek yağlı beslenmenin verdiği artan hasar ile sonuçlandı. Genetiği ile oynanmış fareler Lachnospiraceae faydalı bakterilerini kaubettiler ve bu bakteriler inflamasyona karşı oldukları gibi Erysipelotrichaceae bakterileri ile mücadeleye girerek onların yayılımını sınırlandırıyorlar. Lachnospiraceae bakterileri aynı zamanda farelerde insülin direncine ve obeziteye karşı da koruyucu etkiler gösteriyor gibi görünüyorlar. Genetiği değişmiş farelerde tekrar Lachnospiraceae bakterileri tedarik edildiğinde metabolik ve inflamatuvar değişimler de tekrar normale dönmüşler.

Lachnospiraceae bakterisi metabolik işlemler için önemli olan kısa zincirli yağ asitlerini üretiyorlar ve bunlardan propionik asit tuzu ile bütirik asit tuzu önemli anti-inflamatuvar özellikler gösteriyorlar. Bunlar genetiği değiştirilmiş farelere tekrar sağlandıklarında, NLRP12’nin yoksunluğu dengelenmiş ve bu da gelecekte obeziteye dair yeni bulguları elde etme konusunda cesaret verici.