Protein tozu; daha çok ağır sporlar yapan ve vücut geliştiren kişiler tarafından kullanılan takviyedir. Protein tozu ile sporcular günlük olarak almaları gereken proteinin hızlı, hazır ve kolay bir şekilde alırlar. Peynir altı sularının izole edilmesiyle, kazein ve  soya proteini ile elde edilen protein tozu, sporcuların daha hızlı kas yapmalarına yardım ettiği için sıklıkla tüketiliyor. Bazı spor eğitmenleri tarafından da tavsiye edilen protein tozu, aslına bakılırsa pek de sağlıklı olmayan, vücudun doğal dengesinin dışında işlev gösteren ve aşırı miktarda tüketildiğinde ölüme bile sebep olabilecek bir takviyedir. Vücudun ihtiyaç duyduğu proteinden daha fazlasının alınması, hem de bunun kimyasal içerikle gerçekleştirilmesi vücutta dışa salınışa yol açar ve böbreklerin, ciğerlerin gereğinden fazla yorulmasına sebep olur. Oysaki sağlıklı bir beslenme programıyla protein tozuna gerek kalmadan ihtiyaç duyulan protein doğal besinlerden de edinilebilir. İşte bu sebeple size hem protein tozunun zararlarını hem de protein tozuna ihtiyaç duymadan günlük protein gereksiniminizi nasıl karşılayabileceğinizi anlatacağım. Zira “İyi Yaşam”ın yolu doğal beslenmeden geçiyor.

Protein tozu tüketiminin zararları nelerdir?

  • Protein tozu, kemikleri zayıflatır!

Osteoporoz; kişinin yeterli kalsiyum, vitamin, mineral tüketmeyip çok fazla protein, hatta protein tozu tüketmesi sonucu oluşan kemik erimesi durumudur. Zira protein tozlarında bulunan yüksek orandaki protein kanın asidize oranının yükselmesine sebep oluyor. Kanda yüksek oranda asit bulunduğunda vücut bu asidi dengelemek, nötralize etmek için kemiklerdeki kalsiyumu kullanmak durumunda kalıyor. Böylelikle de kalsiyum açığı ve kemik erimesi ortaya çıkıyor. Bu durumda kemiklerde kırılmalar, sakatlanmalar, boyun ve bel ağrıları gibi çok sayıda sorun kaçınılmaz oluyor.

  • Protein tozu, vücutta keton birikimine yol açıyor!

Protein tozlarının içinde, doğal protein kaynağı besinlere oranla çok daha fazla protein bulunuyor. Protein tozu kullananlar kas yapmaya, vücut geliştirmeye çalıştıkları için de karbonhidratın azaldığı beslenme programları uyguluyorlar. Bu durumda vücutta bolca keton birikiyor. Zira çok protein ve az karbonhidrat bir araya gelince vücut kendisinde depolanmış yağları enerji için kullanmak durumundadır. Bu durumda da karaciğer ve böbreklerin iş yükü artar, üzerlerinde inanılmaz bir baskı oluşur, vücudun enerji metabolizması bozulur.

  • Protein tozu, böbrek yetmezliği ve böbrek taşları oluşumuna ortam hazırlar!

Vücudun ihtiyacından fazla protein almak öncelikle böbreklere zarar veren bir durumdur. Zira proteini vücutta kullanılır hale getirmek, protein miktarını düzenlemek böbreklerin görevidir. Fazla protein demek de, bu proteinin metabolize etmek için böbreğin ekstra çalışması, böbreğe fazladan iş yüklemek ve böbreğin hasar görmesi anlamına gelir. Bunun sonucunda da böbrek yetmezliği kaçınılmazdır. Bu bağlamda kanın üre içermesi, kusma, bulantı, ürenin geçiş durumunda aksaklıklar da böbrek yetmezliğine işaret eder.

Fazla protein tüketiminin böbrekler açısından bir diğer sonucu da böbrek taşları oluşumudur. Böbreklerdeki bileşenler kristalleşirse böbrek taşları meydana geliyor. Bu taşlar böbrekte bulunan distal tübülleri ve üreyi böbreklerden alıp idrar torbasına taşımakla görevli olan üriteri çalışamaz hale getirirler. Bu da kişide aşırı yoğun bir ağrı ve sancıya sebep olur.

  • Protein tozu, karaciğerde hasar bırakır!

Böbreklerle birlikte karaciğer de protein metabolizmasında, vücudun proteinin kullanabilmesinde önemli bir role sahiptir. Ancak bir anda yoğun bir proteine maruz kalan vücutta karaciğer, deforme olur, hasar görür ve bu da yaşam kalitesini düşüren, yaşamı tehdit eden sonuçlara yol açabilir. Bu durumda midenin üst tarafında çok şiddetli ağrı, kil renginde dışkı çıkarma, gözlerdeki beyaz tabakanın sararması, ciltte sararıp solma gibi negatif sonuçlara yol açar.

  • Protein tozu, kalp hastalıklarına yol açar!

Yüksek proteinli diyetler ve özellikle de bu proteinin doğal yolla değil protein tozu şeklinde hızlı ve yoğun bir biçimde vücuda yüklenmesi kalbin yorulmasına, hasar görmesine sebep olur. Protein tozlarında kullanılan tam yağlı, fabrikasyon ürünü sütlerin kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskini artırdığı biliniyor. Bu bakımdan protein tozunu hiç tüketmemek en doğrusudur. Ancak kesinlikle tüketmek gereken bir durumda da meyve, sebze, baklagiller, balık, tam tahıllar, balık, Omega 3 kaynağı olan zeytin ve zeytinyağını da bolca tüketmenizi öneriyorum. Bu sayede vücudunuzun protein tozunun olumsuz etkilerine daha az maruz kalmasını sağlayabilirsiniz.

  • Protein tozu sindirim problemlerine sebep olur!

Protein tozu kaynakları genellikle peynir altı suyu, kazein ve soya proteini olarak sıralanabilir. Bu maddeler kişide mide bulantısı, kusma, mide yanması, ekşimesi, ağrı ve sindirim problemlerine yol açıyor. Peynir altı suyu ve kazein süt kaynaklı ürünler olduğu için vücutta laktoz fazlalığına yol açabilir ve laktoz intoleransı olan kişilerde de ciddi sorunlara sebep olabilir.

Protein tozunun tüketildiği diyetler genellikle yüksek protein ve düşük lif içermektedir. Bu bakımdan da sindirim sorunları, kabızlık kaçınılmazdır. Hatta bu kabızlık uzun süre devam ettiğinde kronik kabızlık ve dolayısıyla kolon kanseri de yaşanabilir. Bu bakımdan protein tozu kullanımı döneminde 2 günü geçen dışkılayamama durumlarında protein tozu kullanımını bırakmanız önem arz ediyor.

  • Protein tozu, aldığınız kalori miktarını artırır!

Protein tozunun en net gözle görülür yan etkilerinden birisi fazla kilo alımıdır. Protein tozunun esas tüketim amacı her ne kadar kas kütlesini artırmak olsa da, dolaylı olarak yağ miktarının da artışı sağlanmış olur. Alınan protein tozunun yakılması için yeterli oranda fiziksel egzersiz yapılmazsa, hiç de istenmeyen bir kilo fazlasıyla karşılaşmak mümkün olur. Zira protein tozu yüksek miktarda kalori barındırır.

  • Protein tozu, ilaçların etkilerini azaltır!

Her hangi bir rahatsızlığın tedavisi için kullanılan ilaçlarla eş zamanlı olarak protein tozu tüketildiğinde bu ilaçların emilim oranı azalmakta ve ilaçtan beklenen olumlu etki alınamamaktadır. Özellikle kazein içeren protein tozları, kan basıncını düzenleme amaçlı kullanılan ilaçların emilimini azaltır, dolayısıyla da kan basıncı düşebilir.

  • Protein tozu, zararlı metaller içerir!

Protein tozunun içerikleri konusunda yapılan pek çok araştırma, bu takviyelerin en az bir tane cıva, kadmiyum ya da arsenik gibi vücuda zarar veren metallerini içerdiğini göstermiştir. İşte bu toksik maddeler de vücudun doğal işleyişine zarar vermekte, organlarda hasara yol açmaktadır. Ayrıca kadmiyum tarzı metaller böbreklere zarar veriyor, böbrek yetmezliğine ortam hazırlıyor ve vücuttan doğal yolla atılamıyor.

Proteini doğal besin kaynaklarından edinin!

Protein; hücreleri, organları, daha doğrusu saç telimizden ayak tırnaklarımıza kadar tüm vücudu oluşturan temel yapı taşlarından birisidir. Proteinden istenen verimi sağlıklı bir şekilde alabilmek için de doğal besin kaynaklarına yönelmek gerekiyor. Doğal protein kaynakları hayvansal ve bitkisel olmak üzere ikiye ayrılıyor. Hayvansal protein kaynakları; kırmızı ve beyaz et, yumurta, süt, peynir, yoğurt, ayran, kefir gibi hayvanlardan elde edilen tüm besinlerdir. Ancak kırmızı eti fazla tüketmek, doymamış yağ oranının yüksekliğinden dolayı kötü kolesterolün artmasına sebep oluyor. Bu bakımdan kümes hayvanları ve balık etinin kırmızı etten daha fazla tüketilmesi doğru olacaktır. Bitkisel protein kaynakları ise; baklagiller, soya ürünleri, fasulye, ısıl işlemden geçmemiş kuruyemişler, tahıllar olarak sıralanabilir. Bu bakımdan bitkisel ve hayvansal protein kaynaklarını dengeli olarak tüketerek vücudun günlük protein ihtiyacı eksiksiz karşılanabilir. Zira yetişkin bir kadının günde ortalama 45, yetişkin bir erkeğinse 55 gram protein alması gerekiyor.