Yediğimiz, içtiğimiz besinlerin tüketilmesi için midemizde mide asidi bulunur. İşte bu mide asidi bazı durumlarda yemek borusuna çıkar. Ancak yemek borusunun yapısı, bu asidi tolere edebilecek özellikte değildir. İşte bu durumda “reflü” adı verilen kişiyi çok rahatsız eden bir sağlık sorunu oluşur. Kişi yemek burusunda, göğsünde yanma, ekşime hisseder, mide sıvısı ağzına gelir, ağzında acı bir tat oluşur ve hazımsızlık yaşanır. Yediğiniz, içtiğiniz besinleri daha dikkatli ve hazmı kolay olanlardan seçerek reflüyü önlemek mümkün olabilir. Ancak beslenme alışkanlıklarının doğru besinlerle düzenlenmemesi durumunda reflünün ilaçla tedavi edilmesi gerekliliği doğar. Zira reflü tedavi edilmesi, önlem alınması gereken, aksi halde reflü; yemek borusunun hasar görmesine, yemek borusu kanseri oluşmasına, yaşam kalitesinin ciddi anlamda düşmesine yol açabilecek bir hastalıktır.

 

Raflünün belirtileri nelerdir?

  1. Ağızda acı tat: Mide asidi yemek borusuna kadar çıktığında, yemek borusunda yanma, ekşime meydana gelir. Ancak bu asit bazen kişinin ağzına kadar gelir ve işte o durumda ağızda acı bir tat oluşur. Asidin ağza kadar gelmediği, gırtlakta olduğu zamanlarda da yine ağızda acı bir tat hissedilir. Hatta kimi zaman bu sebeple ağız kokusu da yaşanır.
  2. Göğüs ağrısı: Mideye gelen besinlerin öğütülebilmesi, eritilebilmesi için mide asidi gerekli bir maddedir. Mide zarımız bu asitli maddenin varlığından olumsuz etkilenmediği için mide asidi midede sorun yaratmaz. Ancak mide asidi yemek borusuna çıktığında bu alanda hasara, yanmalara yol açar. İşte böyle durumlarda da yemek borusunda, göğüs bölgesinde yanma hissedilir, ciddi anlamda acı yaşanır. Özellikle de yemekten sonra mide besinleri hazmetmeye başladığında bu ağrı artar. Bu göğüs ağrısının şiddeti kişinin yediği yemeklerle de bağlantılıdır. Zira acılı, baharatlı besinler, sindirimi zor gıdalar tüketildiyse mide daha fazla asit üretir. Dolayısıyla da yemek borusunda ve göğüste daha fazla ağrı hissedilir. Böyle durumlarda eğer reflü için doktorunuzun önerdiği bir ilaç varsa ilacınızı alın, yoksa dik oturun, vücudunuzu dik konumda tutmaya çalışın. Aksi halde yatmak, yatar pozisyonda durmak mide asidinin çok daha kolay ve yoğun olarak yemek borunuza, ağzınıza gelmesine yol açacaktır.
  3. Sesin kısılması: Mide asidi genellikle yemek borusuna kadar çıkar ve orada, göğüste yanma hissi oluşturarak kişiyi rahatsız eder. Ancak bazı durumlarda mide asidinin ses tellerine, ağza kadar ulaştığı olur. Böyle olunca da ağızda acı tada, ses tellerinde tahribata yol açar. Bu bakımdan her ses kısıklığı soğuk algınlığından, gripten, nezleden kaynaklanmaz, kimi zaman da reflüden dolayı oluşabilir. Bu bakımdan yemek 1-2 saat sonrasında sesinizin kısılması gibi sorunlarla sık sık karşılaşıyorsanız, reflüden kaynaklanma ihtimali yüksektir.
  4. Öksürük :Özellikle akşam saatlerinde ve yemek sonrasında öksürük krizlerine yakalanıyorsanız bu durumda reflüden şüphe etmeniz gerekir. Zira soğuk algınlığı, soğuk bir içecek tüketimi gibi bir sorun olmadığı halde ve öksürük şurubu, diğer öksürük ilaçlarından içtiğiniz halde geçmeyen, belirgin bir şekilde devam eden yemek sonrasında öksürüğe yakalanma sorunu reflüye işarettir.
  1. Boğaz ağrısı: Mide asidi kişinin yemek borusuna, boğazına kadar ilerlediğinde dolayısıyla bu alanlara zarar veriyor. İşte bu hasarlardan kaynaklı da kişinin boğazı ağrıyabiliyor. Bu bakımdan her hangi bir grip, nezle, soğuk algınlığı belirtisi gözlenmediği halde, yemeklerden 1-2 saat sonrasında boğazınız ağrıyorsa bu durum reflüye işaret olabilir.
  2. Mide bulantısı

Günün diğer saatlerinde her hangi bir mide sorunu yaşanmadığı halde, yemeklerden sonra mide bulantısı hissetmek reflü belirtisi olabilir. Özellikle yemeklerden 1-2 saat sonrasında hissedilen, sonra kendiliğinden geçen mide bulantılarında reflünün etkisi olabilir.

  1. Hazımsızlık

Midenizde üretilen mide asidi besinleri hazmedebilmemiz, sindirimi yapabilmemiz için gereklidir. Ancak bu mide asidinin mideden yemek borusuna çıkması, besinlerin sindirilmesini zorlaştırır. Yemek sonrasında midenin bulanması, geğirme, karnın şiş ve sert olması, karın ağrısı gibi sorunlar besinleri hazmedememekten kaynaklanır. Bu da reflüye işarettir.

Reflü belirtileri genellikle ne zaman ve kimlerde görülür?

Yukarıda saydığım reflü belirtileri kişinin bünyesine ve beslenme alışkanlıklarına göre günün her hangi bir saatinde görülebilir. Ancak reflünün mide asidinin yemek borusuna çıkması durumu olduğu ve bu asidin de yemek sonrasında arttığı düşünüldüğünde, genel olarak reflü belirtileri de yemeklerden sonra görülür. İnsanlar çoğunlukla akşam yemeklerinde fazlaca yedikleri için de akşam yemeğinden ortalama bir saat sonrasında reflü belirtileri yaşanma olasılığı daha yüksektir. Göğüs ağrıları, ağız ekşimesi, mide yanması, gaz sıkışması gibi şikayetler genelde akşam yemeği sonrası, yatmadan önceki saatlerde görülür. Reflünün ortaya çıkmasında etkili olan acılı, yağlı, ağır et yemekleri, baharatlı yemekler, sigara, alkol, kahve tüketimi sonrasında sıklıkla şikayetler hissedilir. Ayrıca reflünün en sık yaşandığı dönemlerden birisi olan gebelik dönemi de bu rahatsızlığı tetikler. Zira kadının hormonlarının salgılanma düzeyleri artmış, anne karnındaki bebek büyümüş ve mideye, bağırsaklara baskı yapıyordur. Bu bakımdan hamilelerin yaklaşık olarak yarısından fazlası reflü belirtileri yaşarlar, fakat hamilelik bitince bu şikayetlerde yavaş yavaş ortadan kalkar.

Hangi alışkanlıklar reflüyü tetikler?

  • Reflü, kişinin sağlıksız beslenme alışkanlıklarının bir sonucudur. sağlıksız gıdalar dolayısıyla mide asidi gereğinden az ya da fazla oluştuğunda reflü meydana gelir.
  • Asitli meyveler, çikolata, kafeinli içecekler, alkol, sigara, aşırı yağlı ve baharatlı yemekler kızartmalar, nane, domates, sarımsak ve soğanın gereğinden fazla tüketilmesi reflüye yol açar.
  • Sigara, yemek borusunun kapakçığına hasar verdiği için sigara kullanan kişilerde mide asidi kolaylıkla yemek borusuna çıkabilir.
  • Aspirin, yüksek tansiyon ilaçları, astım ilaçları, idrar sökücü ilaçlar, osteoporoz ilaçları, potasyum, demir takviyeleri ve antibiyotikler reflüyü şiddetlendirir.
  • Yemeklerin yeterince çiğnenmeden yutulması sindirimi zorlaştırır ve dolayısıyla da reflüyü tetikler.

Reflü şikayetlerini azaltmak için ne yapılmalı?

  • Reflüyü önlemek için öncelikle yeme içme alışkanlıklarını sağlıklı ve sindirilebilir yönde değiştirmek gerekiyor. Bu bakımdan aşırı yağlı, baharatlı besinlerden, ağır yemeklerden uzak durmak, reflüyü tetikleyen besinleri daha az miktarda tüketmek önemli.
  • Yemeklerden yaklaşık yarım saat sonrasında şekersiz sakız çiğneyerek reflüyü önlemek mümkün. Zira sakız çiğnemek salya üretimini artırır, salya da fazla mide asidinin vücuttan atılmasını sağlar.
  • Çok sık olmamak kaydıyla mide yanması, ekşimesi durumunda bir su bardağı suya bir çay kaşığı karbonat karıştırarak içmek de reflünün kısa süreli olarak dinmesini sağlayabilir.
  • Yemeklerden önce bir yemek kaşığı aloe vera içerek yemek sonrası mide yanmalarının önüne geçebilirsiniz.
  • Reflü çok şiddetlendiğinde, ani bir çözüm olarak mide asidinin dengelenmesinde ve fazla asit üretilmesini önlemede etkili olan antiasit tabletleri de alınabilir.
  • Yemek yedikten sonra en az 2 saat süreyle yatmayın, uzanmayın, egzersiz yapmayın, sırtınız, omzunuz dik bir şekilde koltukta sandalyede oturmanız daha iyi olacaktır.

Reflüde acilen doktora gidilmesi gereken durumlar

  • Yemek sonrası mide asidi yüzünden kusarken ağızdan kan gelmesi,
  • Hızlı kilo kaybı,
  • Yutarken boğazın zorlanması, acıması,
  • Bir türlü geçmeyen hıçkırık nöbetlerinin yaşanması,
  • Uzun süren mide bulantıları,
  • Kuru kuru öksürme ve nefes alıp verirken hırıltılı ses çıkarma,
  • Sabahları sıklıkla sesin kısılması, sonrasında yavaş yavaş açılması,
  • Her yemekten sonra göğüste ağrı gibi durumlarda vakit kaybetmeden doktora başvurun.